Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/754 E. 2018/435 K. 26.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/658 Esas
KARAR NO : 2018/342

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2015
KARAR TARİHİ : 12/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin patentleri kendisine ait tıbbi ilaçların üretilmesini ve satışını yapan bir kuruluş olduğunu, sahibi olduğu … kapsamında olan, … adlı ürününe CE işareti koyabilmesi için gerekli belgelerin temini için davalı ile anlaştığını, CE işareti taşıyan ürünlerin “ürün direktifleri” olarak anılan temel gereklilikleri uygunluğu gösterdiğini, CE işareti taşımayan ürünlerin Avrupa Birliği ülkelerine giremediğini, CE işaretinin “Endüstriyel Ürün Pasaportu” olarak tanımlandığını, CE belgesini almak için Bakanlık ve Avrupa Birliği Teknik Komisyonu tarafından atanmış onaylanmış bağımsız kuruluşlara başvurmak gerektiğini, davalının da böyle bir kuruluş olduğunu, bu nedenle davalı ile anlaşma sağlandığını ve yetki verildiğini, iş ilişkisine rağmen davalının … adlı ürüne CE işareti koyabilmesi için gerekli belgeyi süresinde, en azından makul bir sürede alıp müvekkiline teslim etmediği gibi herhangi bir açıklama da yapmadığını, iş ilişkisine aykırılık teşkil eden bu durum karşısında müvekkilinin ürünün üretilmesi ve pazarlaması aşamalarında olumsuzluklar yaşadığını, aykırılığın sona erdirilmesi için davalıya … 17. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, 12 Ağustos 2013 tarihinde tebellüğ edilen ihtarnameden de bir sonuç alınamadığını, dava konusu edilen zararın, davanın açıldığı tarih ile hüküm tarihindeki miktarının ve zarara yol açan aykırılığın ne kadar sürerek zarara yol açmaya devam edeceğinin belli olmadığını ileri sürerek taraflar arasında yapılan sözleşmeye davalı tarafından uyulmaması nedeniyle maruz kalınan zarar ve masrafın 6100 Sayılı Hukuk Yargılama Yasasının 107. maddesi uyarınca tahkikat yapılarak tayin ve tespit edilmesini, davalıdan ihtarname tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ulusal ve uluslararası kapsamda geniş ve güvenilir akreditasyon olanakları ve kurumsal yapısı ile kalite sistem belgelendirmede ve CE ürün belgelendirmede hizmet verdiğini, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında 02.01.2013 tarihinde davacı tarafın sahip olduğu … kapsamında olan, … adlı ürününe CE işareti koyabilmesi için gerekli belgelerin temini için belgelendirme sözleşmesi yapıldığını, davacı şirketin sözleşme konusu ürününe CE işareti konulması için gerekli belgelendirme işleminin yapılabilmesi için müvekkili şirket tarafından davacı taraf ödemede bulunmamasına rağmen gerekli denetimlerin yapıldığını, fakat müvekkili şirketin belgelendirme yetkisinin idare tarafından verilen bir karar neticesinde askıya alındığını ve belgelendirme işlemi yapılamadığını, bu durumun da hemen davacı tarafa bildirildiğini, davacı tarafından herhangi bir ödemede bulunmaması nedeniyle ortada bir zararın da olmadığını beyan ederek haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Sözleşme, Logo Kullanım Talimatı, 15.04.2013 tarihli Sağlık Bakanlığı inceleme tutanağı, 16.04.2013 tarihli yazı, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu’ nun davacıya cevaben yazdığı 03.06.2013 tarih ve 60324 Giden Evrak numaralı yazısı, Tıbbi Cihaz Yönetmeliğinin 3.1 maddesi, Resmi Gazete Tebliğleri, ihtarname, tanık beyanları, faturalar, ticari defterler, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmemesine dayalı tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflarca imzalanan sözleşme ile davalıya yüklenen edimlerin davalı tarafından tam olarak yerine getirilip getirilemediği, edimler yerine getirilmemiş ise bu konuda davalıya izafe edilecek kusurun bulunup bulunmadığı, davacıya bir kusur izafe edilip edilemeyeceği , sözleşmenin yerine getirilememesi sebebiyle davacının uğramış olduğu zarar bulunup bulunmadığı, varsa zarar miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Davacı şirket vekili, davalı şirkete … 17. Noterliğinde keşide ettiği … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede; “Müvekkilim ile aranızda kurulan hizmet ilişkisine rağmen,… kapsamında olan, müvekkile ait … ürününe ait denetimin sonucu tarafınızca bildirilmediği gibi, CE belgesinin düzenlenmesiyle ilgili bilgi de verilmemiştir. Bu nedenle adı geçen ürünün üretilmesi ve pazarlanması aşamalarında olumsuzluklar yaşanmış, somut ve muhtemel zararlara maruz kalınmış olmakla, ihtarnamenin tarafınızca tebellüğünden itibaren on gün içinde denetim ile ilgili sonuçların bildirilmesini ve CE belgesinin tanzim edilerek tesliminin sağlanmasını, aksi takdirde yasal yollara müracaat edilerek uğranılan müspet ve menfi zararın tazmini yönünde dava açılacağını, şirketiniz hakkında T.C. Sağlık Bakanlığı ve Cumhuriyet Savcılığı nezdinde şikayette bulunulacağını, yapılacak masraf ve vekalet ücretinin tarafınıza ait olacağını…” şeklinde bildirimde bulunduğu, ihtarnamenin 12.08.2013 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında 02.01.2013 tarihli “Medikal Cihazlar Belgelendirme Teklifi 44 Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 8. maddesinde Logo Kullanım Talimatına atıfta bulunulduğu ve davacının bu talimata uymayı kabul ederek sözleşmeyi imzaladığı, Logo Kullanım Talimatında, QA Technic Belgelendirme Müdürlüğü tarafından belgelendirilen kuruluşların belge sözleşmesinin imzalanmasından sonra logo kullanmakla mükellef olduklarının belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı tanığı …, ortağı olduğu firmanın malzeme üretimi hususunda bakanlıktan izin belgesi talep ettiğini, bu belge verilmeden önce malzemelerin imhasına karar verildiğini ve bu imha kararında … Şti nin kusurundan kaynaklandığının ortaya çıktığını, bir başka firmaya ait belgeleri olduğundan dolayı davalı firmaya ait belgeyi beklemeksizin üretim yaptıklarını, davalı şirketle çalışmadan önce zaten başka şirketlerle çalışırken belge almış olduklarını, Bakanlığın davalı firmanın izni olmadığından dolayı denetim yapamayacağını ifade ettiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı …, bir danışman aracılığı ile … Ltd. Şti olarak davalı şirketin davacı şirketi denetleyerek belge vermesi hususunda anlaştıklarını, … Ltd. Şti’ nin çalışanı olduğunu, süreci tamamen kontrol eden kişinin kendisi olduğunu, 2013 yılının başında … Ltd. Şti.’nin davacı şirketi denetlediğini ve herhangi bir uygunsuzluk bulmadığını, sonradan bakanlık tarafından yetkilerinin alınmış olduğunu öğrendiklerini, 5-6 ay kendilerini oyaladıklarını, ” Bakanlık tarafından denetleniyoruz siz üretime devam edin ” dediklerini, buna ilişkin imzalı evrak dahi verdiklerini, … Şirketi’nin hali hazırda yetkili olmadığını, yetkilerinin elinden alındığını, Yönetmeliğin ilgili maddesine göre uygunsuzluk olmadığından dolayı üretime devam ettiklerini, zira üretilebileceğini, ancak satılamayacağını, 2013 yılının haziranında üretim yapılacağına dair belge verildiğini, bu nedenle üretim yapıldığını, geri çağrılan ürünler olduğunu. bu ürünler satılmasın diye Sağlık Bakanlığı müfettişleri nezaretinde geri çağırılma yapıldığını, sonra bu ürünlerin yine Bakanlık nezaretinde imha edildiğini, o dönemde yaklaşık 2 ay boyunca davacı şirkette Bakanlık tarafından üretimin durdurulduğunu beyan etmiştir.
Davalı tanığı …, taraflar arasında belgelendirme sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeden sonra belge verilmediğini, belge vermeden … Sağlık Firmasının davalının onaylanmış kuruluş numarasını kullandığını, onaylanmış kuruluş numarasının 2138 olduğunu,davalının askıya alınması sebebiyle belge düzenlenemeyeceğine ilişkin ilgili firmalara bildirimde bulunduklarını, 14/01/2013 tarihinde Bakanlıktan gelen yazıya istinaden böyle bir bildirimde bulunduklarını, davacıdan herhangi bir ödeme alınmadığını beyan etmiştir.
Davalı Tanığı …, 02/01/2013 tarihli sözleşmenin taraflar arasında imzalandığını, bu sözleşme ile ilgili olarak ürün belgelendirmesi ile alakalı ilerki tarihlerde bir denetim yapılacağının kararlaştırıldığını ve gerçekleştirildiğini, bu denetimden bir iki gün sonra davalıya belgelendirme yetkisi veren Sağlık Bakanlığı belge basımını durdurmalarını söylediğini, bu nedenle davacı firmanın belgesinin basılamadığını, davacı firmadan herhangi bir ödeme alınmadığını, onaylanmış kuruluş numarasının Avrupa Komisyonu tarafından davalı şirkete verilmiş olan bir kimlik numarası olduğunu, Türkiyede bu numaranın kullanımının yönetmeliklerle düzenlendiğini, bu yönetmeliğe göre ya kendisinin ya da bilgisi çerçevesinde talimat ile belgelendirdiği bir firmanın kullanımının söz konusu olduğunu, ya davalının ya da davalının talimatı çerçevesinde … Firmasının bu numarayı kullanmasının söz konusu olduğunu, talimatlarında ” kuruluş sadece belge kapsamı dahilindeki faaliyet alanlarında ve reklamlarında ilgili ürün belgelendirme sembolünü kullanabilir ” ibaresi mevcut olduğu halde belge düzenlenmeden bu numaranın … Firması tarafından kullanıldığını, bu talimatın sözleşme ile ve sözleşme içerisinde de atıfta bulunmak sureti ile ilgili … Firmasına bildirildiğini, Sağlık Bakanlığı tarafından belgelerin bastırılmamasının yazılı olarak bildirilmediğini, şifaen bildirildiğini, Bakanlığın … Firmasına yazdığı bir yazıda bu şekilde bildirimde bulunulmuş olduğunun anlaşıldığını, davalının vermiş olduğumuz belge olmadan ve bu belgenin varlığına dair ürünün üzerine bir işaret basılmadan … Firmasının üretim yapmasının da mümkün olmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce ticari defterler üzerinde ve dosyada mevcut bilgi ve belgeler değerlendirilerek davalının İnsulın Pen Neddle adlı ürüne CE işareti koyabilmesi için gerekli belgeyi süresinde/makul sürede teslim edip etmediği, teslim etmediyse davacının bu nedenle uğradığı zarar ve miktarı yönlerindenrapor düzenlemesi için dosyanın bilirkişilere tevdi edilmesine karar verilmiş, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu mali müşavir … ve Elektirik Mühendisi … ibraz etmiş oldukları bilirkişi raporunda;
– Davacı şirketin ibraz edilen 2013 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiki süresinde yapıldığını, defterlerin birbirini teyit ettiğini ve defterlerin delil niteliği taşıdığını, davalı şirketin ibraz edilen 2013 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiki süresinde yapıldığını, defterlerin birbirini teyit ettiğini ve defterlerin delil niteliği taşıdığını, davacının ticari defterlerinde, davalının herhangi bir sebeple düzenlemiş olduğu fatura veya davalıya yapılmış ödemeye rastlanılmadığını, yani taraflar arasında faturalaşma olmadığını,iade tutan 457.093,23 TL’nin davacınn zararı olduğunu, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde, ticari defterlerde davalı şirketin herhangi bir nedenle davacı şirkete düzenlediği fatura ve davacı şirketin herhangi bir sebeple yaptığı ödemeye rastlanılmadığını,
-Teknik yönden, Davacı ve Davalı firma arasında sadece 02.01.2013 tarihli Belgelendirme Teklif Sözleşmesi ‘nin imzalanmış olduğunu ve davalının bu teklife istinaden 11.01.2013 tarihinde firmada denetim yapmış olduğunu, yapılan bu denetimde herhangi bir uygunsuzluk tespit edilmediğini ancak Sağlık Bakanlığı yetkililerince davalı firmada yapılan denetimde tespit edilen eksiklikler giderilinceye kadar belge düzenlenmemesi istenmiş olduğundan davalının belge düzenlemediğinin 16.04.2013 tarihli yazısında ifade edildiğini, davacı firmaya belge düzenlenmediğini ve davacı ile davalı arasında Belgelendirme Teklif Sözleşmesinde bahsi geçen herhangi bir “Belge Sözleşmesi” imzalanmamış olduğunu, Sağlık Bakanlığı yetkililerinin davacı firmaya 15.04.2013 tarihinde yapılan inceleme sonucunda davacı firmanın üretimini yapmış olduğu ürünler üzerinde … adlı onaylanmış kuruluş Kimlik Numarasının ( 2138) olduğunu bu itibarla davacı firmanın belge sözleşmesi imzalanmadan Logo yu kullandığını ve böylelikle sözleşmeyi ihlal ettiğini, tıbbı cihazlar alanında onaylanmış kuruluş atama yetkisi Sağlık Bakanlığında olup bu kuruluşların gözetim ve denetiminin Bakanlığın görevleri arasında olduğunu,bu bağlamda onaylanmış kuruluşlar için zaman zaman önleyici bir faaliyet olarak düzeltici faaliyetler tamamlanıncaya kadar belge düzenlememesi’nin talep edilebildiğini, aynı şekilde … isimli onaylanmış kuruluş için de bir önleyici faaliyet olarak düzeltici faaliyetleri tamamlayıncaya kadar belge verilmemesinin istendiğini, davacının İstanbul Sağlık Müdürlüğüne yazmış olduğu 07.05.2013 tarih ve 07052013-1 sayılı yazısında ..Szutest Belgelendirme Kuruluşuna başvuruda bulunulduğunu ifade ettiğini ancak Tıbbi Cihaz Yönetmeliğinin 3.1 maddesinde ifade edildiği üzere, İmalatçının, kalite sisteminin değerlendirilmesi için onaylanmış kuruluşa başvurabilmesi için onaylanmış kuruluşa aynı tıbbi cihazlar hakkında başka bir onaylanmış kuruluşa başvuru yapılmadığına dair yazılı beyanda bulunması gerektiğini, davacının … Kontrol ve Belgelendirme Hizmetleri Tic Ltd. Şti firmasından … Final rapor numaralı “ … (…) belgesini almış olduğuna göre aynı tıbbi cihazlar hakkında başka bir onaylanmış kuruluşa başvuru yapılmadığına dair yazılı beyanda bulunduğunu, dolayısıyla davacı firma Szutest firmasından belge almış olduğuna göre ” .. başka bir firmaya başvuru yapmadığına dair yazılı onay “ vermiş olduğunun anlaşıldığını, bu sebeple sözleşmeyi tek taraflı feshetmiş olduğunu ve hakkından vazgeçtiğini,
– Taraflar arasındaki sözleşmede davalının davacıya ürününü CE ile belgelendirme taahhüdünü ne zaman yerine getireceğinin tayin edilmediğini, sözleşmenin kurulmasından sonra (dava dışı) İdare’nin, davalının iştigal konusu olan belgelendirme faaliyetini askıya aldığını, bir süre sonra da askıdan kaldırdığını ve davalının belgelendirme faaliyetine devam ettiğini,İdare’nin davalı faaliyetini askıya almasının, davalının belgelendirme faaliyeti için gerekli koşullara haiz olup olmadığının incelenmesi amaçlı olduğunu, davalının herhangi bîr kusuru dolayısıyla askıya almanın söz konusu olmadığını, bu durumda davalı taraf sözleşme ile taahhüt ettiği belgelendirme faaliyetini geçici bir süre idari makamın kamusal askıya alma tasarrufu dolayısıyla yerine getirememiş olup, bunda davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalının taahhüdünü yerine getirmesinin belli bir süre için imkânsız hale geldiğini, dolayısıyla davacı tarafın, bu imkânsızlıkta kusuru bulunmayan davalıdan zararlarının tazminini isteyemeyeceğini, davacının CE belgesini almadan üretim yapmasının ve daha sonra bu imalatı imha etmesinin tamamen kendi kusurundan kaynaklandığını, davacının tazmini gereken bir zararı bulunmadığını, ayrıca, davacı tarafından davalıya yapılmış herhangi bir ödeme belgesinin de dosya kapsamında bulunmadığını beyan etmişlerdir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun ayrıntılı, açıklayıcı ve hükme esas almaya elverişlidir.
Dosya kapsamına göre, davacının zararının, iade edilen ürün bedeli 457.093,23 TL olduğu, ancak davalının davacıya olan taahhüdünü yerine getirebilmesi için gerekli belgelendirme faaliyetine devamının İdare’nin tasarrufu ile geçici bir süre için askıya alındığı, bir süre sonra askı durumunun kaldırıldığı ve bu hususların Resmi Gazetede Tebliğ şeklinde yayınlandığı, askıya almanın davalının kusurundan ileri gelmediği, kusura dayanmayan askıda geçen sürede davalının davacıya karşı olan taahhüdünü yerine getirememesinin imkansızlıktan kaynaklandığı, davalı CE belgesi düzenlememesine rağmen davacının bu belge varmış gibi imalat ve üretimde bulunmasının sorumluluğuna yine davacının katlanması gerektiği, davacının yukarıda tespit edilen 457,093,23 TL’yi davalıdan talep edemeyeceği kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL ilam harcından peşin yatırılan 24,30 TL harcın mahsubu bakiye 11,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 1.000 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 22,00 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/03/2018

Katip … Hakim …