Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/734 E. 2019/268 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/734
KARAR NO : 2019/268

DAVA :ANONİM ŞİRKET GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
DAVA TARİHİ : 15/07/2015
KARAR TARİHİ : 21/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Kendisinin davalı … Turizm Şirketinin %25 paya sahip 4 hissedarından biri olduğunu, diğer üç hissedarın yönetim kurulu üyeleri olduklarını, 15.04.2015 tarihli genel kurul toplantısında; pay adetlerinin gerçeği yansıtmadığı, 2010-2011-2012 yıllarına ait bilanço ve gelir tablolarının noterden İhtarname ile talep edilmesine rağmen kendisine verilmediği, TK m. 420 uyarınca bilanço ertelemesini talep ettiğini, denetçi raporu tedarik edilemediğinden denetçinin, ibra edilmediğini, bilanço ve gelir tablolarım incelemek için kendisine imkan verilmediğinden bilanço vc gelir tablosunun ibra edilmediği ve toplantının yapılmasının istenmediği, Bakanlık Temsilcisi bulunmadığından hak kaybı yaşanacağından toplantının iptal edilmesi ve ikinci toplantıya temsilcinin bulunmasını talep ettiğini, 2010-2011-2012 yıllarına İlişkin murakıp raporları incelenemediğinden ibra edilmediği, 2010-2011-2012 yılları yönetim kurulunun ibra edilmediği ve kendilerini ibra etmelerinin de mümkün olmadığı yönündeki İtiraz itirazlarını dile getirdiğini, şirketin diğer üç hissedarının aynı zamanda yönetim kurulunu oluşturduğu ve kendisine yıllardır eşit davranılmadığını, kendisini şirketten uzak tutmaya çalıştıklarını, bu bağlamda; şirketin yegane malvarlığı konumundaki otelin 19 yıldır hiç kâr elde etmediğini, kendisine kâr payı verilmezken diğer ortakların otel gelirini kendi aralarında paylaştıklarını, şirketin tek malvarlığı olan bu otelin kendisinden gizli olarak 25/02/2015 tarihinde değerinin çok altında olan 11.000.000 TL’ye satıldığını ve böylece şirketin içinin boşaltıldığını, TTK m 437 uyarınca finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulu faaliyet raporu, denetleme raporu ve yönetim kurulu kâr dağıtma önerisinin tarafına verilmediğini, bilgi edinme ve inceleme hakkının engellendiğini, şirket merkezine girmesine izin verilmediğini, TTK’nun 420.m çerçevesinde bilanço erteleme talebinin genel kurul toplantısında dikkate alınmadığını, bu nedenlerle alınan kararların iptalinin gerektiğini, TTK m. 436 uyarınca şirket yönetim kurulunun kendini ibra edemeyeceğini, yöneticilerin İbra oylamasına oy kullanamayacaklarını, TTK m, 447 hükmünce şirket defterleri kendisine gösterilmediğinden bilgi alma ve denetleme hakkının sınırlandığını, otelin satılarak şirketin temel yapısının bozulduğunu ve sermayenin korunması ilkesinin ortadan kaldırıldığını, kâr payı talebinin genel kurulca dikkate alınmadığını, bu nedenlerle alman kararların batıl olduğunu, kendisince talep edilmesine rağmen Bakanlık Temsilcisinin bulunduğu ikinci bir toplantı yapılmadığını bu nedenle alınan kararların yoklukla malul olduğunu. şirkette kâr dağıtılmadığını, şirketin tek malvarlığı ve gelir kaynağının satıldığını, satım değerinin taşınmazın değerinden çok altında olduğunu, diğer hissedarların kötüniyetli olduklarını, ayrıca 19/12/2000 tarihli genel kurul hazirun cetvelinde imzasının taklit edildiği gerekçesi ile İstanbul 1.ATM 2001/780 E. ve 2002/93 K sayılı kararı ile iptal edildiğini, 17.03.2003 tarihli genel kurul toplantısında gerçekleştirilen sermaye artırımının da kötüniyetli artırım olduğundan İstanbul 5. ATM 2003/724 E. ve 2005/637 K. sayılı karan ile iptal edildiğini, şirkette sigortalı olduğu halde rızası hilafına 2001 yılında çıkarıldığını, genel kurul toplantılarına diğer üç ortağın elden teslim suretiyle çağrıldığını kendisinin ise posta yoluyla davet edildiğini, 30.01.2014 tarihli genel kurul toplantısında kötüniyetle karar alınarak şirketin tek malvarlığı olan otelin satılması ile şirketin kâr elde etmesinin imkânsız hale geldiğini, toplantıdan kendisinin 8 gün önce haberdar olduğunu, şirket yönetimine dair evrakların … Otel veya İstanbul’da şirket merkezinde incelenebileceğinin bildirilmesinin de incelemeyi zorlaştırmaya yönelik olduğunu, murakıplardan …’in diğer üç hissedarın yakın akrabası olduğunu ve görevini yapmadığını, özel denetçi olarak atanan …’in şirket mali müşaviri …’in akrabası olduğunu ve …’in şirketin içinin boşaltılmasında diğer üç hissedarla ortak hareket ettiğini, şirketin diğer üç hissedarının kendisinin hak arama çabasını engellemek için kendisine akıl sağlığının yerinde olmadığı ve savurgan olduğu İddiaları ile … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açtığını ancak 2007/1178 E, ve 2009/218 K. sayılı dosyada reddedildiğini beyan ederek genel kurul kararının iptaline, şirkete kayyım atanması ve şirketin tüm hesaplarına bloke konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 02/04/2016 tarihli ıslah dilekçesi ibraz ederek 30/01/2014 ve 15.04.2015 tarihli genel kurul toplanhlannın tek bir genel kurul toplantısı olduğunu, önceki toplantıda toplantının ertelenmesine karar verildiğini, bu iki toplantıda alınan kararların iptali ile yönetim kurulunun süresinin bitmiş olması nedeni ile kayyım tayininin gerektiğini, her iki toplantı aynı toplantı olduğundan davacının şirketin tek malvarlığı olan otel satışına ilişkin kararın da iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı Taraf Davasında:
Dava dilekçesini tekrar ederek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı Taraf Davaya Cevabında :
Davalı vekilince mahkememize hitaben cevap dilekçesinde özetle; davacının 15.04.2015 tarihli genel kurulda alınan her türlü karara karşı hiçbir gerekçe göstermeden itiraz ettiğini, şirketin taşınmazının satımı için 30/01/2014 tarihli genel kurulda uygun nisapla karar alındığını, davacının bu karara karşı bir iptal davası açmadığını, söz konusu gayrimenkulun kar getirmediği ve şirketi zarara uğrattığını, genel kurul kararına dayanılarak 25.02.2017 tarihinde satış işleminin gerçekleştirildiğini, satış bedelinden pay talep edemeyeceğini,davacının finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları, kâr dağıtım önerilerinin kendisine verilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının böyle bir talebinin bulunmadığını, gönderdiği ihtarnamenin yanlış adrese gönderilmiş olduğunu, davacıya ertelenen genel kurul olan 15/04/2017 tarihli genel kurula kadar her türlü bilginin verilmiş olduğunu, gelip inceleme talebinde bulunması halinde inceleme gerçekleştirebileceğini, davacının yöneticilere ücret ödenmemesi gibi şirket lehine olan bir karara dahi olumsuz oy kullandığını bunun da kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, çağrılann usulüne uygun gerçekleştirildiğini, usule aykırı çağrı yapılması durumunda dahi pay sahibi toplantıya katılmışsa hukuka aykırılık oluşmayacağını, davacının soyut, dayanaksız iddialarda bulunduğunu, talep bölümünde de 15/04/2017 tarihli genel kurul kararının iptalini talep etmekle birlikte hangi karar olduğunu dahi belirtmediğini beyan ederek davanın reddedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 17/05/2016 tarihli ıslaha karşı cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde 15.04.2015 tarihli genel kurul kararlarının iptalini talep ettiğini, ıslah yoluyla dava edilmeyen 30.01.2014 tarihli genel kurul toplantısında alman kararların da ıslah yolu ile iptalinin talep edilemeyeceğini, 3 aylık hak düşürücü sürenin geçirildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Tarafça ibraz edilen deliller incelenmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünden Davalı şirketin Sicil Kaydı celp edilip incelenmiştir.
Davacı tarafın iddiası doğrultusunda, Dava konusu davalı şirketin 15/04/2015 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptal edilip edilmeyeceği hususunun belirlenmesi açısından ara karar uyarınca Bilirkişi incelemesi yapılması yönünde ara karar oluşturulmuş Mali Müşavir ve Ticaret Hukuku konusunda uzman Bilirkişi vasıtası inceleme yapılmasına karar verilmiş; Düzenlenen 05/05/2017 Tarihli rapor incelenmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Davacı taraf özetle davanın tümü ile kabulüne davalı taraf ise tümü ile reddine karar verilmesini talep etmişler ise de; Davacı Tarafın Davası; 6102 Sayılı Kanunun 445.md de ifadesi bulan ”Genel Kurul Kararlarının İptali ” davasıdır. Davamızın konusu ; Dava dilekçesinde belirtildiği üzere 15/04/2015 Tarihli, ıslah dilekçesinde belirtildiği üzere 30/01/2014 Tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında alınan kararlarının iptaline ilişkindir. Davacı Tarafın İptal istemine konu talebinin yasal dayanağı; 6102 Sayılı Kanunun 445. ve 446.maddeleridir. 6102 Sayılı Kanunun 445.md uyarınca İptal davası karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde açabilir. Davalı şirketin Merkezi Mahkememizin Yetki alanında kalmakla birlikte, ıslah talebine konu 30/01/2014 Tarihli Genel Kurul toplantısında alınan kararların İptali talebinin karar tarihinden itibaren üç ay içinde açılmadığı anlaşılmakla davacı tarafın ıslaha konu talebinin Hak düşürücü süre nedeni ile Reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın dava dilekçesine konu 15/04/2015 tarihli Genel Kurulda alınan Kararların İptali talebini içeren davası 15/07/2015 Tarihinde açılmış olmakla Davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu görülmüştür. 6102 Sayılı Kanunun 446.md. de İptal Davası açabilecek kişiler belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda açıkça tespit edildiği üzere 6102 Sayılı Kanunun 446.md./1 davacıların Toplantıda hazır bulunduğu, karara olumsuz oy verdiği, muhalefetini tutanağa geçirttikleri tespit edilmiş olmakla İptal Davası açısından dava şartı gerçekleşmiştir. Dava şartlarının gerçekleştiği tespit edilmiş olmakla davacı tarafın iddialarının değerlendirilmesi gerekmiştir. Davacı taraf 15/04/2015 tarihinde alınan kararların tamamına muhalefet etmiş ve bunu muhalefet şerhini toplantı tutanağına ekletmiştir. Genel kurulda alınan kararların iptal edilebilmesi için ise TK m. 445’e göre alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmesi gerekmektedir. İptali istenen Genel Kurul Toplantısında Kar dağıtımına ilişkin bir karar alınmadığından Davacı tarafın bu yönde ki iddiası Genel Kurulda alınan Kararların iptali sebebi olarak değerlendirilmemiştir. Davalı Şirketin aktifinde kayıtlı olan ana faaliyet konusu hizmet üretimini sağlayan otelin satıldığı, ancak hukuken söz konusu satışın yönetim kurulunun yetkileri dahilinde olduğu, ayrıca bir Genel kurul kararı da mevcut olduğundan ve şirket iradesinin satış yönünde olduğu tespit edildiğinden işlemin TK m. 408/2-f dahil herhangi bir hukuka aykırılık taşımadığı görülmüştür. Gündemin 1. ve 2. maddeleri toplantı divanının oluşturulması ve imza yetkisinin verilmesine yönelik olup Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere herhangi bir kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılık bulunmamaktadır. Gündemin 3, ve 5. maddeleri denetçi raporunun onaylanmasına ilişkindir. Denetçilerin TK m, 554 hükmüne göre sorumlu tutulabilmeleri ve TK m, 558’e göre; ibra edilebilmeleri mümkündür. Denetçinin raporunu TK m. 402 çerçevesinde hazırlaması gerekmektedir. Davacı taraf bu kararın iptali için yönetim kurulu üyeleri ile denetçinin ilişkili olduğu iddiasına dayanmaktadır. Bu husus kararın iptali için tek başına yeterli bir sebep teşkil etmediğinden davacı tarafın bu yönde ki iptal talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Gündemin 4. maddesi genel kurulda bilanço ve gelir tabloları okunarak onaylanmasıdır. Davacı taraf bilanço ve gelir tablolarının süresinde ve usulüne uygun olarak incelemesine izin verilmediğini beyan ederek onaylama kararının iptalini talep etmektedir. Davalı şirketin 30/01/2014 tarihli genel kurul toplantısı davacının tabloların incelenmesi talebi üzerine ertelenmiştir.6102 sayılı Kanunun 420.md uyarınca azınlığın istemi üzerine finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular ayrıca bir karar alınmasına gerek olmaksızın ve genel kurulun kabulü ile bir ay sonraya bırakılır. Ertelenen ikinci toplantıda ise yeniden erteleme talep edilebilmesi koşullara bağlanmıştır. TK m. 420/2 hükmüne göre azınlığın tekrar erteleme talep edebilmesi, finansal tabloların itiraz edilen ve tutanağa geçmiş bulunan noktalar hakkında ilgililer tarafından dürüst hesap verme ölçülerine göre cevap verilmemiş olmasına bağlıdır. Toplantının ertelenmesini talep hakkı bakımından azınlık ilk toplantıda hiçbir gerekçe göstermeksizin toplantının ertelenmesini talep edebilir ve bu talebi doğrudan sonuç doğurarak toplantıyı bir ay sonrasına erteler. İkinci toplantıda tekrar erteleme talep edilebilmesi için ise ilk toplantıda erteleme için bir gerekçe gösterilmiş olması ve bu gerekçede yer alan sorunlara ilgililerin dürüst hesap verme ilkesine göre cevap vermemiş olması gerekmektedir. Davalı şirketin 30/01/2014 tarihli toplantısında davacı taraf muhalefet şerhinin 2. ve 3. maddesinde toplantı çağrısının usulüne aykırı yapıldığını, finansal tabloların incelenmesi için süreye ihtiyaç duyduğunu belirterek erteleme talep etmiştir. Davacı açık bir gerekçe göstermeksizin, finansal tabloların incelenmesi adına süreye ihtiyaç duyması nedeniyle ilk toplantıyı erteletmiştir. İkinci toplantıda ilgililerin dürüst hesap verme ilkesine aykırı olarak cevap vermedikleri gerekçesine dayalı olarak erteleme talep etmeleri mümkün olmadığından davacı tarafın talebi doğrultusunda ilgili kararın iptali yoluna gidilememiştir. Davacı tarafın çağrının usulsüz olduğu İddiasının değerlendirilmesi için 6102 Sayılı Ticaret kanunun 446/1-b maddesinin incelenmesi gerekmektedir. Çağrının usulsüz yapılmış olması halinde bu hukuka aykırılığın genel kurul karan alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri iptal davası açabilecektir. Davalı şirketin 15/04/2015 Tarihli genel kurul toplantısında tüm pay sahiplerinin toplantıya katılmış olup bilançoların onaylanmasına davacı pay sahibinin olumsuz oy kullandığı buna rağmen kararın uygun nisapla alınmıştır. Davacının usulsüz çağrı iddiası, kendisinin ve tüm pay sahiplerinin toplantıya katıldıkları ve olumsuz oy vermesine rağmen tabloların onaylandığı anlaşılmakla davacı tarafın bu konuda ki iddiası mahkememizce yerinde görülmemiştir. Sunulu nedenlerle Mali Müşavir Bilirkişinin ayrık görüşüne itibar edilmemiş Genel Kurul Kararının ilgili maddelerine ilişkin iptal talebi mahkememizce reddedilmiştir.
Davalı şirketin Genel Kurul Gündeminin 6.maddesi yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkindir. Davacı ibra oylamasında yönetim kurulu üyelerinin oydan yoksun olduklarını ancak oy kullandıkları ve bu oylar neticesinde ibra kararı alındığını iddia etmektedir. Bu iddianın değerlendirilmesi için 6102 Sayılı Kanunun 436/2 maddesinin incelenmesi gerekmektedir. Bu maddeye göre ” Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” Bu yasak yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edildiği durumlarda, o sırada ibra oylaması yapılmayan üyeler bakımından da geçerlidir. Davalı şirketin 15/04/2015 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin, davacının olumsuz oyuna karşılık diğer üç pay sahibi tarafından ibra edildiği görülmektedir. Davacının iddia ettiği üzere Şirketin 31/03/2010 Tarihli Genel Kurulunda davacı dışındaki üç pay sahibi olan …, … ve …’nun 3 yıllığına yöneticiliğe seçildikleri tespit edilmiş olmakla, oydan yoksun olan yöneticilerin kullandıkları ve iradeleri doğrultusunda sonucu belirledikleri yönetim kurulu üyelerinin İbra edilmesi yönündeki karar yasal mevzuata uygun olmadığından davacı tarafın bu yönde ki talebinin Kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Davacı tarafın ıslah talebine konu 30/01/2014 Tarihli Genel Kurul Kararının İptali talebinin HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE NEDENİ İLE REDDİNE;
-Davalı şirketin 15/04/2015 tarihinde yapılan Genel Kurulunda alınan 6.nolu kararının İPTALİNE, diğer taleplerin REDDİNE;
2-)Davacı tarafça yatırılan 27,70.TL.peşin harcın 44,40.TL.karar ve ilam harcından mahsubu ile Bakiye 16,70.TL.harcın davalıdan alınarak HAZİNE ADINA İRAD KAYDINA;
3-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 2.725.TL.vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafından yatırılan 27,70.TL.peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 31,80.TL. Başvuru ve vekalet Harcı, 1.500,TL bilirkişi ücreti, 381,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.912,80.TL. bedelinin kabul ve redoranları dikkate alınarak 956,40.TL.sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
6-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde kendilerine iadesine
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere davacı asil ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 21/03/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …