Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/582 E. 2019/810 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/582
KARAR NO : 2019/810

DAVA :GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
DAVA TARİHİ : 05/06/2015
KARAR TARİHİ : 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı Şirket’in küçük ortağı olduğunu; Davalı Şirket’in 05.03.2015 tarihli genel kurul toplanısında alınan kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı 3,4, 5, 6 ve 7 numaralı kararların iptali için bu davanın açılması zaruriyetinin doğduğunu; davalı Şirket ve büyük ortağı …’in müvekkilinin bilgi alma hakkını kullandırmadığını ve bilanço ile hesap özeti dahi sunmadığını; müvekkili adına davalı Şirket’e gönderilen 02.03.2012 tarihli ihtarnamede müvekkiline bilgi alma, defter ve evrakları inceleme hakkının kullandırılması ve Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın Şirket hakkında yaptığı inceleme sonucunda hazırlanan 24.07.2006 tarih ve 3 sayılı Vergi İnceleme Raporu çerçevesinde tesis edilen işlemlere ilişkin bilgi verilmesinin talep edildiğini, söz konusu ihtara rağmen müvekkiline bilgi alma, defter ve kayıtları inceleme hakkının kullandırılmadığını; dava konusu genel kurul toplantısında da müvekkiline hiçbir bilgi ve belge sunulmayarak kendisine şirket hesaplarını inceleme hakkının tanınmadığını; dava konusu 05.03.2015 tarihli toplantıda bilanço ve gelir tablosunun genel kurula sunulmadığını ve görüşülmediğini; müvekkili tarafından okunduğu iddia olunan bilanço ve finansal tabloların ortaklarca imzalanmış bir örneğinin verilmesinin talep edildiği ve bu talebin toplantı tutanağına geçirildiğini; ancak herhangi bir bilanço ve gelir tablosu okunmadığından ortaklarca birlikte söz konusu belgelerin imza altına alınamadığını; sonuç olarak müvekkiline Şirket’in defter ve kayıtları inceleme hakkının tanınmadığını, Şirket’in iş ve işlemleri ile ilgili olarak hiçbir açıklamada bulunulmadığını; Şirket’in hesaplarının gizli tutulduğunu; genel kurulda dahi şirketin hesaplan ve bilançosu hakkında bilgi verilmediğini; Şirket’in büyük ortak tarafından keyfi olarak idare edildiğini, bilanço ve kâr-zarar hesaplarının toplantıda okunmadan, ortakların bilgisine sunulmadan bilançonun ve kâr-zarar hesaplarının onaylanmasının hukuken mümkün olmadığını ve bu sebeple dava konusu genel kurul toplantısının bilançonun onaylanmasına İlişkin 3 numaralı kararının iptali gerektiğini; genel kurul toplantısının 4 numaralı maddesinde davalı Şirketin kâr dağıtımı yapması hususunun görüşüldüğünü ve oy çokluğu ile kârın dağıtılmayarak yedek akçe olarak ayrılmasına karar verildiğini; daha önce belirttikleri üzere toplantıda bilanço ve kâr-zarar hesaplarının okunmadığını; kâr dağıtımı hususunda karar verilebilmesi için öncelikle şirketin kâr-zarar durumunun belirlenmesi gerektiğini; Şirket’in iş ve işlemleri ile ilgili ortaklara hiçbir bilgi verilmeden, bilanço ve kâr-zarar hesapları dahi okunmadan kar dağıtım hususunda karar oluşturulmasının hukuka aykırı olduğunu; öte yandan Şirket’in 800.000.TL. gibi son derece yüksek bir sermayeye sahip olduğunu; Şirket’in faaliyetlerini yönetmek için ilave kaynağa ihtiyaç duyduğunun da söylenemeyeceğini; bu bakımdan Şirket’in kârını dağıtmayarak yedek akçe olarak ayırmasının müvekkilinin kâr payı almasına engel olma amacını taşıdığını; bir şirketin elde ettiği kârı dağıtmamasının şirketin faaliyetlerinin devamını ilgilendiren önemli gerekçelerinin olması gerektiğini, hiçbir gerekçe olmaksızın yalnızca küçük ortağın kâr payı almasının engellenmesi için kâr payı dağıtımının yapılmamasının iyi niyetli bir davranış olarak addedilemeyeceğini; genel kurul toplantısının 5 numaralı maddesinde davalı Şirket müdürünün ibra edilmesinin görüşüldüğünü ve müdürün kendi oylarıyla ibrasına karar verildiğini, davalı Şirket Müdürünün Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Vergi İnceleme Raporunda şirket kayıtlarını usulsüz tutmakla suçlandığını, genel kurulda söz konusu vergi incelemesi ile ilgili açıklama yapılmadığını, şirketin işlemleri, sermaye yapısı ve sürmekte olan incelemeler nedeniyle mevcut vergi riskleri ile ilgili olarak açıklama yapılmadan şirket müdürünün ibrasının söz konusu olamayacağını; genel kurul toplantısının 6 numaralı kararında …’in yeniden şirket müdürü atandığını; …’in Şirket’e karşı gerçekleştirdiği iş ve işlemleri ile Şirket’i ödeme gücünün üstünde devasa boyutlarda vergi cezaları ile karşı karşıya bıraktığını ve Şirket’in ticari geleceğini belirsiz hale getirdiğini; bu sebeple kendisinin yeniden şirket müdürü olarak seçilmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu; genel kurul toplantısının 7 numaralı kararında müvekkilinin şirket ortaklığından çıkarılması için mahkemeye müracaat edilmesine karar verildiğini; daha önce müvekkilinin ihracına ilişkin verilen genel kurul kararlarının iptal edildiğini ve bu kararların kesinleştiğini; şimdi tekrar aynı yönde karar alınmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek davalı Şirket’in 05.03.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5, 6 ve 7 numaralı kararların iptallerine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı Taraf Davasında:
Dava dilekçesini tekrar ederek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı Taraf Davaya Cevabında :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bilanço ve gelir tablosunun Şirket’in gerçek durumunu yansıttığını, davacının taleplerine karşı cevabi ihtarname ile de cevap verildiğini; ayrıca davacının gönderdiği ihtarnamenin 2013 yılında yapılan genel kurulla ilgili olup 2015 yılında yapılan genel kurulla ilgisinin de bulunmadığını, davacının genel kurula yönelik olarak hazırlanmış ve tetkike amade bilgi ve belgeleri tetkik etmek üzere Şirket merkezine gelerek inceleme yapma imkanını kullanmadığını; davacının ileri sürdüğü Maliye Bakanlığı raporunun 2002 yılına ilişkin işlemlere ilişkin olup dava konusu genel kurula ilişkin dönemle uzaktan yakında bir ilgisinin bulunmadığını; mali tablo ve defterlerin usulüne uygun tutulduğunu; davacının bilançonun usulüne aykırı tutulduğuna ilişkin hiçbir somut veri sunmadığını, bu sebepleler 3 numaralı kararın iptali talebinin reddi gerektiğini; dava konusu genel kurulun 4 numaralı kararıyla alınan kârın dağıtılmayarak yedek akçe olarak ayrılmasına karar verilmesinin şirketin iktisadi menfaatleri doğrultusunda alındığını; müvekkili şirketin yegane gelirinin hakim hissedar …’in şirkete ayni sermaye olarak konulan … San. A.Ş. hisse senetlerinin kâr paylarından gelen gelir olduğunu; davacının bu gelirden hatır ortağı olduğu paylarına isabet eden kârı istediğini; bu talebin hakkaniyetle, hukukla ve hatta etikle yakından uzaktan ilgisi bulunmadığını; 5 numaralı kararla alınan ibra kararının yerinde olduğunu; şirket müdürünün kendi ibrasında oy kullanması iddialarına İtibar edilemeyeceğini; şirket müdürü …’in 800.000.TL.lik sermayenin 799.325.TL.’lik kısmına sahip olduğu dikkate alındığında karar yetersayısına ulaşmak için hakim hissedarın ortaklar kurulunda oy kullanması gerektiğini; aksi takdirde müvekkil şirketin ibra dahil hiçbir konuda karar alamayacağını; Kanun koyucunun böyle bir durumu amaçlamadığının açık olduğunu; kaldı ki pay oranları nazara alındığında bu kararın iptal edilmesinin pratik ve uygulanabilir bir sonucu bulunmadığını; zira, ibra edilmemenin müeyyidesinin %10 oranında paya sahip ortakların şahsi sorumluluk davası açabilmelerine imkan tanınması olduğunu; davacının ise %1 dahi payının bulunmadığını; bu sebeple bu kararın iptalinin uygulamada herhangi bir sonuç doğurmayacağını; yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda …’in yeniden müdür seçilmesine ilişkin kararın yerinde ve hukuka uygun olduğunu; davacının davalı Şirket ve onun büyük ortağı ve müdürü olan …’i milyonlarca dolar zarar uğrattığını; açılan ceza davalarında davacının kötü niyetli davranışları ve cezaya müstelzim fiillerinin ortaya konduğunu; bu durumda davacının haklı nedenlerle şirkette çıkarılmasına ilişkin kararın haklı, yerinde ve zorunlu olduğunun sabit olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Tarafça ibraz edilen deliller incelenmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünden Davalı şirketin Sicil Kaydı celp edilip incelenmiştir.
Davacı tarafın iddiası doğrultusunda, Dava konusu davalı şirketin 05/03/2015 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptal edilip edilmeyeceği hususunun belirlenmesi açısından ara karar uyarınca Bilirkişi incelemesi yapılması yönünde ara karar oluşturulmuş Mali Müşavir ve Şirketlerin yapısı konusunda uzman Bilirkişi vasıtası inceleme yapılmasına karar verilmiş; Şirketlerin yapısı konusunda uzman bilirkişi tarafından 04/07/2016 tarihinde, mali müşavir tarafından 03/01/2017 tarihinde düzenlenen rapora karşı tarafların itirazı üzerine dosya itirazlar doğrultusunda ek rapor tanzim etmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 10/07/2019 Tarihli ek rapor incelenmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Davacı taraf özetle davanın tümü ile kabulüne davalı taraf ise tümü ile reddine karar verilmesini talep etmişler ise de; Davacı Tarafın Davası; 6102 Sayılı Kanunun 622.md.sinin atfı ile 445.md de ifadesi bulan ”Limited Şirket Genel Kurul Kararlarının İptali ” davasıdır. Davamızın konusu ; Dava dilekçesinde belirtildiği üzere 05/03/2015 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında alınan 3, 4, 5, 6 ve 7 nolu kararlarının iptaline ilişkindir.
Davacı Tarafın İptal istemine konu talebinin yasal dayanağı; 6102 Sayılı Kanunun 622.md atfı ile 445. ve 446.maddeleridir. 6102 Sayılı Kanunun 445.md uyarınca İptal davası karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde açabilir. Davalı şirketin Merkezi Mahkememizin Yetki alanında kalmakla birlikte, Davanın 05/06/2015 Tarihinde üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu görülmüştür.6102 Sayılı Kanunun 446.md. de İptal Davası açabilecek kişiler belirtilmiştir. Dosya kapsamında ki delillerler tespit edildiği üzere 6102 Sayılı Kanunun 446.md./1 davacının Toplantıda hazır bulunduğu, karara olumsuz oy verdiği , muhalefetini tutanağa geçirttikleri tespit edilmiş olmakla İptal Davası açısından dava şartı gerçekleşmiştir.
Dava şartlarının gerçekleştiği tespit edilmiş olmakla davacı tarafın iddialarının ibraz edilen deliller ve düzenlenen Bilirkişi raporları doğrultusunda değerlendirilmesi gerekmiştir.
-Davacı Taraf 05/03/2015 Tarihinde yapılan Genel Kurulun 3 nolu kararının iptalini talep etmiştir. 3 nolu Karar ” 2014 Yılına ilişkin bilanço ve kar zarar hesaplarının onaylanmasına” ilişkindir. Kararın İptalini talep eden davacı taraf, bu karara muhalif kalmış ve muhalefetini zapta geçirmiştir. Davacı Taraf karara, bilgi alma, defter ve kayıtları inceleme hakkının kullandırılmadığı; dava konusu genel kurul toplantısında da müvekkiline hiçbir bilgi ve belge sunulmayarak kendisine şirket hesaplarını inceleme hakkının tanınmadığı ; 05.03.2015 tarihli toplantıda bilanço ve gelir tablosunun genel kurula sunulmadığını ve görüşülmediğini, davacı tarafından okunduğu iddia olunan bilanço ve fınansal tabloların ortaklarca imzalanmış bir örneğinin verilmesinin talep edildiği ve bu talebin toplantı tutanağına geçirildiğini, ancak herhangi bir bilanço ve gelir tablosu okunmadığından ortaklarca birlikte söz konusu belgelerin imza altına alınamadığını, davacı tarafa Şirket’in defter ve kayıtlarını inceleme hakkının tanınmadığını ileri sürerek itiraz etmiştir.
Davacı tarafın iddiasının yasal dayanağı 6102 Sayılı Kanunun 614md/1 dir. 6102 Sayılı Kanunun 614.md/1f aynen ”MADDE 614- (1) Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.” şeklindedir. Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere Davacının şirket müdüründen 2014 yılına ilişkin iş ve hesaplar hakkında bilgi istediğine ilişkin herhangi bir belge dosya kapsamında bulunmamaktadır. Davacı taraf toplantı çağrı ekinde bilanço ve kâr – zarar hesaplarının gönderilmediğini iddiasında bulunmuştur. Limited Şirketlerde çağrıya ilişkin kurallar 6102 sayılı Kanunun 617.md Kapsamında düzenlenmiştir. 6102 Sayılı kanunun 617.md/3f. Uyarınca ”’… Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır. ” hükmünün açıklığı karşısında; Anonim şirket genel kurul toplantısına çağrı prosedürüne ilişkin 6102 Sayılı Kanunun 414.md./f incelenmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Kanunun 414.md/1f aynen ” (1) Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.” şeklindedir. Madde Metninden açıkça anlaşılacağı üzere bilanço ve kâr-zarar hesaplarının ortakları gönderilmesi zorunluluğu yoktur. Ayrıca dava konusu genel kurul toplantısına ilişkin çağrıda bilanço ve kâr-zarar hesaplarının toplantıdan önce şirket merkezinde bulundurulduğu belirtilmiş olmasına rağmen davacının bu imkanı kullanmadığı da anlaşılmaktadır. Davacı bilanço ve finansal tablolann ortaklarca imzalanmış bir örneğinin verilmesinin talep edildiği ve bu talebinin kabul edilmediğini belirtmiştir. 6102 Sayılı Kanunun 625.md.si Müdürlerin ”Devir Edilemez ve Vazgeçilemez Görevlerini” belirtmiştir. 6102 Sayılı Kanunun 625.md/1-f aynen ” f-) Şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde topluluk finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi.” şeklindedir. Bu hali ile Finansal tabloların müdür sıfatını haiz olmayan ortaklar tarafından imzalanması gerektiğine ilişkin yasal bir düzenleme olmadığı gibi, bu husus aynı zamanda müdürlerin bu görevi kısmen devretmeleri anlamına geleceğinden 6102 Sayılı Kanunun 625.md. Kapsamında yasal düzenlemeye aykırı olacaktır. Ayrıca Bilirkişi raporunda açıkça belirlendiği üzere Davacı davalı Şirket’e gönderilen 02.03.2012 tarihli ihtarnamede bilgi alma, defter ve evrakları inceleme hakkının kullandırılması ve Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının Şirket hakkında yaptığı inceleme sonucunda hazırlanan 24.07.2006 tarih ve 3 sayılı Vergi İnceleme Raporu çerçevesinde tesis edilen İşlemlere ilişkin bilgi verilmesinin talep edildiğini ileri sürmüşse de, davacının bu talebi 2014 hesaplarına ilişkin bulunmamaktadır. Davacı tarafından dava dosyasına sunulan 24.07.2006 tarih ve 3 sayılı Vergi İnceleme Raporu davalı Şirketin genel kurul toplantısından 13 yıl önceki 2002 yılı işlemlerine ilişkin olup, 2014 yılı faaliyetleriyle herhangi bir bağlantısı bulunmamaktadır. Genel Kurul toplantı tutanağında Bilanço ve kar zarar hesaplarının okunup müzakere edildiği ibaresinin yer aldığı, davacının bilançonun toplantıda okunmadığına yönelik tutanağa geçen beyanı dışında bir delilin bulunmadığı bu hali ile bu yönde ki davacının beyanı mahkememizce lehine delil olarak değerlendirilememiştir.
Sunulu nedenlerle; 05/03/2015 Tarihinde yapılan Genel Kurulun bilanço ve kâr-zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin 3 nolu kararın da Kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık bulunmadığı tespit edilmiş olmakla 3 nolu kararın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
-Davacı Taraf 05/03/2015 Tarihinde yapılan Genel Kurulun 4 nolu kararının iptalini talep etmiştir. 4 nolu Karar ” Karın dağıtılmayarak yedek akçeye aktarılmasına ” ilişkindir. Davacı tarafın iddiasının değerlendirilmesi için 6102 sayılı kanunun 608.md.sinin incelenmesi gerekecektir. 6102 Sayılı kanunun 608.md.aynen ”MADDE 608- (1) Kâr payı, sadece net dönem kârından ve bunun için ayrılmış yedek akçelerden dağıtılabilir. Kâr payı dağıtımına ancak, kanun ve şirket sözleşmesi uyarınca ayrılması gereken kanuni yedek akçelerle, şirket sözleşmesinde öngörülmüş yedek akçeler ayrıldığı takdirde karar verilebilir.
(2) Şirket sözleşmesi ile aksi öngörülmedikçe, kâr payı, esas sermaye payının itibarî değerine oranla hesaplanır; ayrıca yerine getirilen ek ödeme yükümlülüklerinin tutarı da kâr payının hesaplanmasında itibarî değere eklenir.
(3) Şirket genel kurulu, kanun ya da şirket sözleşmesinde öngörülmeyen veya öngörüleni aşan tutarlarda yedek akçelerin ayrılmalarına sadece;
a) Zararların karşılanması için gerekliyse,
b) Şirketin gelişimi için yatırım yapılması ihtiyacı ciddi bir şekilde ortaya konulmuşsa, bütün ortakların menfaati böyle bir yedek akçe ayrılmasını haklı gösteriyorsa ve bu hususlar şirket sözleşmesinde açıkça belirtilmişse, karar verebilir.” şeklindedir. Net Karın yedek akçeye ayrılabilmesi için gerekli şartlar kanunda belirtilmiştir. Mali Müşavir Bilirkişi tarafından yapılan incelemeler ile Davalı şirketin 2014 yılına ilişkin gelir tablosuna göre 111.803,47.TL.Genel yönetim gideri bulunduğu, 2014 yılı Bilanço Karının 35.396.111,40.TL. olduğu, Şirketin 2014 yılı Genel Kurul Toplantı Tutanağının 4.Maddesinde oy çokluğu ile kar dağıtmama kararı alındığı, Şirketin 31.12.2014 tarihli bilançosunda 189.212.405,26.TL. tutarında Geçmiş Yıllar Karlarının bulunduğu, ancak bu karlar üzerinden T.T.K.’ nu uyarınca ayrılması gereken Yasal Yedek Akçelerin ayrılmadığı, Şirketin 31.12.2014 tarihli bilançosunda yer alan 35.396,111,40.TL. tutarındaki Dönem Karının T.T.K. uyarınca dağıtıma tabi tutularak toplam 2.953.927,58.TL. Yasal Yedek Akçe ayrılması ve Şirketin 2014 yılı dönem net karından Ortak …’e 25.164.098,05.TL. Ortak …’ e 21,250,14.TL. olmak üzere toplam 25.185.348,19.TL. Temettü (kar payı) ödemesi yapılmasının gerektiği anlaşılmış olmakla birlikte 6102 sayılı Kanunun 608.md.si dikkate alındığında Şirketin 2014 yılı dönem karı 35.396.1 11,40.TL. vergiden sonraki dönem net karı 34.194.939,15.TL.dir. Şirketin Geçmiş yıllar zararları ise 6,055,663,38 TL.dir. Bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitler ile Genel kurul toplantı tutanağında, ileri ki dönemlerde karşılaşılabilecek zararlara ilişkin de bir bilgi, açıklama tespit edilememiş olmakla birlikte davalı tarafın kar dağıtılmaması gerektiğine ilişkin ileri sürdüğü iddiaların davacının şahsına, davacı ile şirketin ve diğer ortağın arasında ki ilişkilere yönelik olduğu, Şirketin gelişimi için yatırım yapılması ihtiyacı ciddi bir şekilde ortaya konulamadığı, şirketin ortağının kar payı alma hakkını ortan kaldıracak bir sebep tespit edilemediği görülmüştür.
Sunulu nedenlerle; 05/03/2015 Tarihinde yapılan Genel Kurulun 4 nolu ”Kar Dağıtmama Kararı” 6102 Sayılı Kanunun 608.md.si hükmüne aykırı nitelikte görüldüğünden 4 nolu kararın iptaline karar verilmiştir.
-Davacı Taraf 05/03/2015 Tarihinde yapılan Genel Kurulun 5 nolu kararının iptalini talep etmiştir. 5 nolu Karar ” Müdürün İbrasına ” ilişkindir. Dava konusu genel kurulun 5 numaralı kararında şirket müdürü …’in ibrası hususu oylanmış ve davacının 675.TL. sermayesine denk gelen olumsuz oyuna karşılık …’in 799.325 .TL. sermayeye denk gelen olumlu oyuyla ibraya karar verilmiştir. Davacı tarafın iddiasının değerlendirilmesi için 6102 sayılı kanunun 619.md.sinin incelenmesi gerekecektir.6102 Sayılı kanunun 619.md.aynen ”MADDE 619- (1) Herhangi bir şekilde şirket yönetimine katılmış bulunanlar, müdürlerin ibralarına ilişkin kararlarda oy kullanamazlar.
(2) Şirketin kendi esas sermaye payını iktisabına ilişkin kararlarda, esas sermaye payını devreden ortak oy kullanamaz.
(3) Ortağın bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı faaliyetlerde bulunmasını onaylayan kararlarda ilgili ortak oy kullanamaz.” şeklindedir. Kanun Maddesinde açıkça belirtildiği üzere 6102 Sayılı Kanunun 619.md/1f uyarınca herhangi bir şekilde şirket yönetimine katılmış bulunanlar, müdürlerin ibralarına ilişkin kararlarında oy kullanamazlar. Bu hükme karşın şirket müdürü olan … kendi ibrasında oy kullanmıştır. Bilirkişi raporunda davacının ibraz aleyhine oy kullandığı için müdür aleyhine sorumluluk davası açma hakkı bulunduğu ancak 6 aylık süre içinde dava açıldığına ilişkin belgenin sunulmadığı hususu göz önünde bulundurularak dava açmakta hukuki menfaati bulunup bulunmadığı hususunu mahkememizin takdirine bırakmış ise de; her iddianın dava açıldığı tarih itibari ile değerlendirileceği anlaşılmakla birlikte İbra işleminin yasal mevzuata aykırı olup olmadığı hususu ile sorumluluk davası açılması hususunun Hukuki nitelendirilmelerinin farklı olduğu göz önünde bulundurularak bu husus mahkememizce Dava şartı olan Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması olarak değerlendirilmemiştir.
Sunulu nedenlerle; 05/03/2015 Tarihinde yapılan Genel Kurulun Şirket Müdürünü İbrasına ilişkin 5 nolu Kararı 6102 Sayılı Kanunun 619.md.si hükmüne aykırı nitelikte görüldüğünden 5 nolu kararın iptaline karar verilmiştir.
-Davacı Taraf 05/03/2015 Tarihinde yapılan Genel Kurulun 6 nolu kararının iptalini talep etmiştir. 6 nolu Karar ” Şirket Müdürü Ayşe Verda Çelik’ in yeniden müdür seçilmesine ”ilişkindir.Davacı tarafın iddiasının değerlendirilmesi için 6102 sayılı kanunun 620.md.sinin incelenmesi gerekecektir.6102 Sayılı kanunun 620.md.aynen ” MADDE 620- (1) Kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde, seçim kararları dâhil, tüm genel kurul kararları, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınır.” şeklindedir. Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere Müdür seçimi, 6102 sayılı kanunun 620md./1f uyarınca toplantıda temsil edilen oyların çoğunluğu ile gerçekleşmektedir. Bu açıdan müdür seçimine ilişkin kararda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı görülmüştür.
Sunulu nedenlerle; 05/03/2015 Tarihinde yapılan Genel Kurulun Müdür Seçimine ilişkin 6 nolu kararın da Kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık bulunmadığı tespit edilmiş olmakla 6 nolu kararın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
-Davacı Taraf 05/03/2015 Tarihinde yapılan Genel Kurulun 7 nolu kararının iptalini talep etmiştir. 7 nolu Karar ” Davacının ortaklıktan çıkarılması için mahkemeye başvurulmasına ”ilişkindir.Davacı tarafın iddiasının değerlendirilmesi için 6102 sayılı kanunun 640.md.sinin incelenmesi gerekecektir. 6102 Sayılı kanunun 640.md.aynen ” MADDE 640- (1) Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir.
(2) Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir.
(3) Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.’ şeklindedir. 6102 sayılı Kanunun 621.md./h bendi uyarınca Bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması için temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabileceği anlaşılmakla alınan kararın oylamasında yeter sayısının gerçekleştiği sübut bulmuştur. Davacının şirket ortaklığından çıkarılması için haklı nedenlerin var olup olmadığı, genel kurulun haklı nedenle çıkarma için mahkemeye başvurma karan üzerine şirket tarafından açılacak olan ayrı bir çıkarma davasında incelenecek bir husus olduğu anlaşılmakla davacı tarafın bu yöndeki iddiası mahkememizce kabul görmemiştir.
Sunulu nedenlerle; 05/03/2015 Tarihinde yapılan Genel Kurulun Davacının ortaklıktan çıkarılması için mahkemeye başvurulmasına ilişkin 7 nolu kararın da Kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık bulunmadığı tespit edilmiş olmakla 7 nolu kararın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı şirketin 05/03/2015 tarihinde yapılan Genel Kurulunda alınan 4.nolu ve 5 nolu kararının İPTALİNE,
-Davalı şirketin 05/03/2015 tarihinde yapılan Genel Kurulunda alınan 3.nolu, 6 nolu ve 7 nolu kararının iptali Taleplerin REDDİNE;
2-)Davacı tarafça yatırılan 27,70.TL.peşin harcın 44,40.TL.karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 16,70.TL.harcın davalıdan alınarak HAZİNE ADINA İRAD KAYDINA;
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 2.725.TL.vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 2.725.TL.vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 27,70.TL. Harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 31,80.TL. Başvuru ve vekalet Harcı, 2.350,TL bilirkişi ücreti, 218,70.TL posta gideri olmak üzere toplam 2.600,50.TL. bedelinin kabul ve redoranları dikkate alınarak 1.300,25.TL.sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
7-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde kendilerine iadesine
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı.26/09/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …