Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/349 E. 2018/1388 K. 24.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/349 Esas
KARAR NO : 2018/1388

DAVA : Alacak (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2015
KARAR TARİHİ : 24/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile davalı/borçlu …arasında 21.01.2014 tarihinde Satış ve Teknik Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, ardından 30.06.2014 tarihinde Ek Protokol imzalandığını, bu sözleşmenin konusunu, belirlenen cihazların “Alıcı” … tarafından “…” … satılmak üzere davalı/borçluya satışının oluşturduğunu, müvekkili şirketin, sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirdiğini, hatta davalı/ borçlunun talebi üzerine ek yükümlülükleri de kabul ederek sözleşme boyunca kendinden beklenmesi gerekenden fazlasını yaptığını, davalı/ borçlunun talepleri üzerine satışı yapılan cihazların ve sistemlerin karşılığı olarak müvekkili şirketin davalı/borçludan fatura karşılığı 146.461,66 TL tutarında alacağı bulunduğunu, ancak davalı/borçlunun, söz konusu sözleşmeden kaynaklanan hizmet bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edildiğini ve … 21. Noterliği’nden … yevmiye numaralı, … tarihli ihtarname gönderildiğini, bugüne kadar herhangi bir olumlu netice elde edilemediğini, davalının, … 23.Noterliği’nden gönderdiği … yevmiye numaralı ve … tarihli cevabi ihtarname ile asılsız iddialarda bulunduğunu ve ödemeden kaçındığını, bunun üzerine, … 21. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtamamesiyle, ödeme planına uyulmaması nedeniyle ek taleplerin kabulünün mümkün olmadığının belirtildiğini, bunun üzerine davalı tarafa karşı … 2. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalı/ borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, sözleşmenin konusunu oluşturan sistemlerin, …’de, nihai alıcı … bünyesinde kurulumu gerçekleştirilmiş olup sistemin sorunsuz şekilde çalıştığını, bu durumun kamera görüntüleri ile sabit olduğunu ve davalının ödemeden kaçınmasının haklı görülür bir yanı olmadığını ileri sürerek itirazın iptaline dayalı/borçlu aleyhine %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiş, davasını 14/06/2015 tarihinde alacak davası olarak ıslah etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …Tic. A.Ş. ile dava dışı … ile 28.11.2013 tarihinde bîr sözleşme imzalandığını, burada yüklendiği işin yapılması için de davacı tarafla 21.01.2014 tarihinde Satış ve Teknik Hizmet Sözleşmesi ve 30.06.2104 tarihinde de Protokol imzalandığını, taraflar arasında imzalanmış bulunan 21.01.2014 tarihli Satış ve Teknik Hizmet Sözleşmesinin, davacının belirttiğinin aksine sadece satışı değil, sistemin … satılmak üzere satışla beraber ve hatta ağırlıklı olarak sistemin devri, kurulum ve montajı ile söz konusu sistemin nihai alıcı tarafından talep edilen ve edilecek eğitim ve teknik destek hizmetlerinin sunulmasını kapsadığını, … 23. Noterliği Kanalı ile … tarih ve … yevmiye numaralı ayıp ihbarında da belirttildiği gibi davacı tarafın taahhütlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, taahhüt edilen mal ve hizmetin ayıplı olduğunu, üstelik sözleşmede taahhüt edilen iş bitim süresinin de geçmiş bulunduğunu, işin tamamlanması için yapılan çalışmalar sırasında taraflar arasında pek çok e-posta yazışmalar olduğu ve bu yazışmalarda davacı tarafın eksik ve kusurlarını kabul ettiğini fakat düzeltilmesi için uygun ve yeterli bir çaba sarf etmediğini, müvekkili şirket nihai alıcı … ile yapmış olduğu sözleşme gereğince işi davacının eksik, hata ve kusurları ile tamamlayamadığını ve bu yüzden 05 Şubat 2015 tarihinde …’nin müvekkili ile olan sözleşmesini feshettiğini, işi başkasına yaptıracağını belirttiğini ve zararları tazmin edeceğini bildirdiğini, bu durumda müvekkilinin davacıya borçlu değil aksine doğmuş bulunan kar kaybı ve nihai alıcının talep edeceği diğer miktarlardan dolayı alacaklı konumda olduğunu, elbette ki, netleştiğinde uğranılan zararların tazmini için hukuksal yollara başvurulacağını beyan ederek icra dosyasındaki yetki itirazları da nazara alınarak davanın reddine, masraf ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiş, dava alacak davası olarak ıslah edildiğinden davalının icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
DELİLLER :
… 2. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı aslı gibidir onaylı dosyası, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve protokol örnekleri, ihtarnameler, 29.04.2015 tarihli hesap mutabakatı, e-posta yazışmaları, tanık beyanları, davacı tarafından sunulan görüntüler, davalı tarafça sunulan rapor, teknik ve mali bilirkişi incelemeleri.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davası olarak açılmış olup sözleşmeye aykırılık nedeni ile alacak davası olarak ıslah edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki Satış ve Teknik Hizmet Sözleşmesi nedeni ile davacının davalıya verdiği hizmet karşılığında davalıdan alacaklı olup olmadığı, sözleşme kapsamında davacının edimlerini sözleşmeye uygun olarak süresinde yerine getirip getirmediği, verilen hizmetin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususlarındadır.
İlgili … 2. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 05/12/2014 tarihinde 146.461,68 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 17/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 18/12/2014 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklının bahsi geçen sözleşmeler kapsamında taahhütlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, halihazırda taahhüt edilen mal ve hizmetin ayıplı olduğunu, ayrıca iş bitim süresinin de geçmiş olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 21.01.2014 tarihli Satış ve Teknik Hizmet Sözleşmesi kapsamında sözleşmenin konusu, şatışa konu sistemi oluşturan parçalar ve bunların teslim şekilleri, sistemin sahip olması gereken özellikler, teknik destek hizmetlerinin kapsamı (destek dışı kalacak donanım ve yazılım arızaları), sözleşmenin genişletilmesine ilişkin hususlar, garanti süresi, sisteme ilişkin eğitimler, sözleşme bedeli ve ödeme koşulları, cezai durumlar, sözleşmenin süre ve feshine ilişkin hususlar ayrı başlıklar altında detaylı atarak yazılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 30.06.2104 tarihli Protokol, Personel-CI programındaki puantaj sisteminin değiştirilmesi, Kart yazıcı için yazılım geliştirilmesi ve yazılım kaynak kodlarının banka kasasında saklanmasına ilişkin ücret, ödeme şekli, garanti vb. hususları içermektedir. Sözleşmenin ekinde ise puantaj sisteminin ve kart yazıcı yazılımının sahip olması gereken özellikler maddeler halinde belirtilmiştir.
Davacı, … 21. Noteri’nin … tarih … sayılı ihtarnamesi ile, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğü nedeniyle 146.461,68 TL borcu ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içerisinde ödemesi talebinde bulunmuştur.
Davalı, … 23. Noteri’nin … tarih … sayılı cevabi ihtarnamesi ile, davacının sözleşme, protokol ve teknik şartnameden kaynaklanan taahhütlerini tam ve eksiksiz yerine getirmediği, hali hazırda taahhüt edilen mal ve hizmetin ayıplı olduğu, üstelik sözleşmede taahhüt edilen işin bitim süresinin de geçtiği. eksik ve ayıpların ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde giderilmesi ve sonrasında ürünün tüm ayıplardan ari olarak tam ve çalışır vaziyette teslim edilmesi, talep edilen eğitimin verilmesi, aksi halde sözleşme fesih edilerek muhattabın nam ve hesabına başka bir kişiye tamamlatılacağı, uğranılan zararların tazmini için hukuksal yola başvurulacağı ihtar edilmiştir.
Davalı tarafça … 23. Noterli’nin … tarihli … sayılı fesih ihbarı ile sözleşme feshedilmiştir.
Davacı tanığı …, ” Ben Adalet Bakanlığında çalışmaktayım, taraflar arasındaki söz konusu projede nihai kullanıcı Arap olduğundan dolayı bana başvurarak tercüme istediler, Kuveyt’de nihai alıcı … firması vardır, ben bu firmaya tercüme yaptım, davacı firma nihai alıcı firmaya cihazları teslim etti, davacı taraf çok yoğun bir şekilde nihai alıcıya ürünleri nasıl kullanacağını, sistemin nasıl çalıştırılacağını anlattı, ben taraflar arasındaki bilgi akışını tercüme yaparak sağladığımdan dolayı taraflar arasındaki uyuşmazlığı biliyorum, davacı taraf sürekli olarak gerek eğitim gerekse cihazların çalışması konusunda nihai alıcı ve davalı firmayı bilgilendiriyordu, uzman personel sürekli olarak cihazların çalıştırılması konusunda keşfe çıkıyordu, eksik hususlar tespit edildikten sonra tekrardan davacı firmanın personeli tarafından tamamlanmaya çalışıyordu, işler tamamlandıktan sonra ben cihazların teslim heyetinde bulunuyordum, gerek turnikelerde gerekse kart okumalarda sistemin çalıştığını ben gördüm, bazen eksiklikler oluyordu, bu eksiklikler hızlı bir şekilde davacı firma personeli tarafından karşılanıyordu, ben sistemin çalıştırıldığını gördüm, nihai alıcı firma sistemin tümünün arapça olarak tercümesini istedi, teslim alan ekipteki arkadaşlar Arapça olmadığından dolayı teslim almaktan kaçınıyorlardı, davacı firma sınıf ortamında bilgisayar eşliğinde davacı firma tarafından personele eğitim verildiğini bizzat üç defa eğitim verildiğini gördüm, nihai alıcılar sürekli olarak yeni talepler ve sorunlar çıkartıyordu, ancak teslim eden davacı firma elinden geldiğince bu sorunları çözmeye çalışıyordu, hatırladığım kadarı ile bir ara sistemin okunması ile ilgili hız problemi oldu, bu problemin de davacı firma ekiplerince çözüldüğünü biliyorum, en son ekip geldiğinden sistem test edilerek düzgün çalışır vaziyette teslim edildi, sadece imza aşaması kaldı, sadece göz okuma konusunda sistemde problem çıktı, o problemin giderilip giderilmediğini bilmiyorum, gelen heyetler özellikle çıkan sistemdeki problemleri çözmeye çalışıyordu hem … ekibi hem de davacı firma yetkilileri idi, cihazların değiştirilmesi aşamasında ben orada değildim, yüz okumada problem çıktığından benim görevim sona erdi, bu yüzden sonrasına ilişkin bilgi sahibi değilim, ben teknik olarak bir bilgi sahibi değilim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …, ” Ben her iki firmayı tanıyorum ve söz konusu projenin yapılması konusunda anlaşmayı sağladım, davacı firma sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemiştir, özellikle personel takip sistem yazılımını tamamlamamıştır, davacı taraf projenin tamamlanması ve personelin eğitime alınması hususunu yerine getirememiştir, bildiğim kadarı ile sistem test aşamasına geçilmemişti, test aşamasına geçilmemesinin sebebi eğitim dökümanı eksikliğidir, eğitim verilmeden test aşamasına geçilemez, yazılım çalışıyordu ancak, güncellemeler yapıldığından sürekli olarak ertesi gün yeniden çalıştırılması gerekiyordu, sürekli olarak arıza çıktığından dolayı yenilenmesi gerekiyordu, projedeki işin tamamlanmasını davacı taraf yerine getiremedi, bildiğim kadarı ile bir başka firma projeyi tamamladı, ben işten çekildiğimden dolayı hangi firma tarafından tamamlandığını bilmiyorum, bildiğim kadarı ile tüm iletişim araçları kullanılarak davacı firmaya sistemin ve projenin tamamlanması konusunda uyarılar yapıldı, davacı taraf sürekli olarak işi tamamladığını, eksik olmadığını ileri sürüyordu, projenin üç ayda bitmesi gerekiyordu, proje 9-10 ay kadar sürdü, sürekli olarak problem çıkıyordu, ben Koç firmasında bilgi işlem direktörü olarak görev yapıyorken emekli oldum, teknik bilgi sahibiyim, projede birebir çalıştım, ben projeyi başından sonuna kadar biliyorum tarafların tam olarak yükümlülüklerini biliyorum, bildiğim kadarı ile … ile….kendi arasında bir sözleşme yaptı, daha sonradan … ile davalı kendi arasında sözleşme yaptı, bildiğim kadarı ile projede dil belirtilmedi, sözleşmede dil yoktur, yapılan ayrı ayrı sözleşmeler de küçük nüanslar vardır, eğitim dökümanının içeriğinde farklılıklar olduğundan dolayı teslim edilemedi, bu eğitim dökümanının teslim edilememesinin dil ile bir alakası yoktur, davalı firmanın taleplerinin temeli projedeki mevcut uygulamanın çalışmaması ve çıkan sorunların giderilmesi ile ilgilidir, ekstra bir talep yoktur, ekstra bir talep olduğu durumlarda davalı parayı ödemiştir, eğitim dökümanı istenildiği şekilde teslim edilmemiştir, bu yüzden davalı firma kabul etmedi, kapsamlı bir içerik göstermeleri sebebi ile eğitim dökümanı istendiği şekilde teslim edilememiştir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …, “Ben … firmasında bilgi işlem pozisyonunda çalışmaktayım, ben taraflar arasında sözleşme konusunda bilgi sahibi değilim, sözleşmeden sonra olaya müdahil oldum, davalı firma teslim aldığı cihazlarda sürekli olarak güncelleme yapmak zorunda kalıyordu, zira davacının teslim ettiği cihazlar sistemi düzgün okumuyordu, bu konuda davacı tarafa sistemi düzeltmesi için sürekli olarak uyarılarda bulunduk, davacı tarafa düzeltme konusunda bir çaba sarfetti ancak sürekli olarak aksamalar yaşandı, ben teknik olarak cihazlara müdahalede bulundum, eğitim dökümanları eksik olarak teslim edildi, ayrıca tercüme edilmemişti, teslim edilen eğitim dökümanlarının kapsamı eksikti, davalı firma bu yüzden eğitim dökümanlarını kabul etmedi, personelin eğitimi bu yüzden verilemedi, okuyucu cihazların sökülmesi ve yeni cihazların takılması işini davacı firma tamamyamadığından dolayı … firması ile yeni bir sözleşme imzalandı, bu firma eksiklikleri tamamladı, bu firmaya ödeme yapıldı, davacı firmanın yaptığı sistem test aşamasına kadar geldi ancak düzgün çalışmadığından nihai alıcı teste başlamadı, davacı firmaya eksiklikleri tamamlaması için sürekli olarak süreler verildi, bu sürelere davacı taraf riayet etmediğinden süreler sürekli uzatıldı, işin teslimi ve tamamlanması sekiz ayı geçti, personel eğitimi ilk başta verilmedi, daha sonradan tekrardan personel eğitimi için müracaat edildi, eğitim verildi, davalı firma döküman ve eğitim yetersizliğinden dolayı personele eğitim verilmesini kabul etmedi, … firması sistemi kurduktan sonra eğitimi … firması verdi, davacı … firması eğitim vermedi, sistem test aşamasına kadar geldi biz sistemin test aşamasına geçildikten sonra sürekli olarak uyarı vermesi sebebiyle bu durumu davacı firmaya söyledik, bu yüzden cihazların çalışması sürekli olarak ertelendi, nihai alıcının sistemin çalıştğına ilişkin testi yoktur, bizim testimizden geçmiştir, ancak nihai alıcının testinden geçememiştir, ben dava konusu cihazlar davalı tarafa teslim edildikten sonra projeye dahil oldum, sistem nihai alıcının testinden geçmemiştir, her ne kadar bizim firmanın testinden geçmiş ise de iki gün sonra sistem arıza vermiştir, teknik olarak cihazların kilitlenmesi arıza olarak belirtilmiştir, arıza verdiği zamanlarda cihazlar kilitlendiğinden dolayı veriler okunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …, “Ben yaklaşık üç yıl dokuz aydır davalı yurtdışı satış demartmanında yönetici olarak çalışıyorum, taraflar arasında satış ve teknik hizmet sözleşmesi imzalanmıştır, içeriği hakkında genel hatları itibariyle bilgim vardır, davalının ihtiyacını duyduğu personel devam kontrol formu sistemi konusunda bu sözleşme imzalanmıştır, bu işi davacı şirket yapacaktı, teknik yetersizlik sebebiyle sistem nihai tüketici olan dava dışı şirkete teslim edilemedi, davalı şirket ilkin dava dışı şirket ile bir sözleşme imzaladı, daha sonrada ayrıca davalı ile davacı şirket arasında dava konusu sözleşme imzalandı, söz konusu sistem bu sözleşmeye göre davalı tarafından satış alınacak ve dava dışı firmaya teslim edilecekti, bu ilişkide söz konusu sistemin ücreti davalı tarafından davacıya ödenecekti ve davalı da bu ücreti daha sonra dava dışı şirketten tahsil edecekti, sisteminin teslim alınma yeri bu sistemin kurulacağı Kuveyt’deki dava dışı şirketin adresiydi, söz konusu adreste sistemin kurulumu yapıldı, kurulum esnasında ben yoktum, teknik elemanlar vardı, tarafımca uzaktan kontrol yapılıyordu, sistem yazılım ile ilgili eksiklik ve sorun sebebiyle çalıştırılamadı, sistem yazılımı ile bir bütün halindedir, yazılım da yine donanım gibi davacı tarafından yüklenilmişti ve teslim edilecekti, yazılım çalışmaları hala devam ediyordu, bu sistem hiç bir zaman istenen seviyede çalışamadı, bu sistemde dava dışı şirketin çalışan 5000 adet personelinin işe giriş çıkış saatleri ile giremeyecekleri alanlar vs. hususların yer alması gerekiyordu, ancak kartlar okunurken ve bilgi girdisi yapılırken sistem hata veriyordu, dava dışı şirket bundan şikayetçiydi, bu sorunlar dava dışı şirket tarafından bize yani davacıya iletiliyordu, davalı da davacıya iletiyordu ben bu sorun sebebiyle Kuveyt’de sıkça gidip geldim, sistem çok ayrıntılı idi, bunun için ayrıntılı bir kullanım klavuzu gerekliydi, ancak davacı tarafça verilen klavuz sistemin başkalarına öğretilmesi konusunda yetersizdi, sistemin bu gerekçelerle tam olarak teslimi yapılamadığı için her hangi bir teslim tutanağı düzenlenmemiştir, ayrıca sözleşmede ödemenin son kısmının teslimden sonra yapılacağı belirtilmesine rağmen teslim gerçekleşmediği için ödeme de yapılmamıştır, icra takibine konu olan tutar da teslimden sonra ödenmesi gereken tutardı, bu miktara kadar önceki ödemeler davacıya yapılmıştır, sistemde ve yazılımda bol miktarda dil hataları vardı, İngilizce olması gereken sözcükler Türkçe çıkıyordu, bunların tamamı davacıya bildiriliyordu, ancak sistem çok derin ve ayrıntılı olduğu için yerine getirilmesi zor oluyordu, buna rağmen davacı tarafça söz konusu eksiklikler giderilmeye çalışılıyordu, buna rağmen de eksik ve sorunlar da bitmiyordu. Davacı ile davalı arasında düzenlenen sözleşme ile davalı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen sözleşme aynı dava konusu sistem ile ilgili olmakla birlikte sözleşmeler tamamıyla birbiririn aynı nitelikte değildir, %80-90 oranında sözleşme hükümleri birbiriyle benzerdir, davacıdan önce başka bir firma ile anlaşmaya varma durumu oldu, bu firma ile bir şartname hazırlandı, bu şartnameye dava dışı şirketin bilgisine ve onayına sundum, ancak sonrasında söz konusu bu firma ile anlaşma sağlanamadı, elimizde sadece buna ilişkin sözleşme yani şartname kaldı, bu aşamada davalı zaten dava dışı kuveytteki şirket ile sözleşme imzalamıştı, biz bu sözleşme çerçevesinde yeni bir tedarikçi arayışına girdik, bu aşamada davacı ile bağlantı kurduk, elimizdeki sözleşmeyi davacıyı gösterdik, davacı da bu sözleşmede gözüken bir kaç hususu yani bir kaç özellik dışında sistemi yapabileceklerini söylediler, bunun üzerinde bir kaç özellik eksiği ile davacıyla davalı arasındaki sözleşme imzalandı, bir de davacı ile imzalanan sözleşme Türkçe hazırlanmıştı, dava dışı şirket ile imzalanan sözleşme ise İngilizce idi, sözleşmelerdeki taahhütler esasında farklı değildi, eksik olduğunu belirttiğim bir kaç özellikten kasttediğim teknik anlamda özelliklerdir, benim de olduğum halde dava dışı şirket yetkilileri ile davacı adresine gidildi ve buradaki görüşmelerde aradaki sözleşme de belirtilen işlere ilave iş yapılması davacıdan istendi, bunlardan bir tanesi dilin Arapça’ya çevrilmesiydi, başka ilave iş istekleri de vardı ancak şu an bunları hatırlamıyorum, bunlar sözlü olarak konuşuldu, ayrıca kullanma klavuzuda ilave iş olarak istendi ve bu husus sözleşmede olmasına rağmen davacı tarafta ilave işlerin ayrıca ücrete tabi olduğunu bildirdi, ben hangi ilave işler için ücret alındığını bilmiyorum bunlar faturalarda gözükmektedir. Sistem çok sıkıntılıydı, kart tanımlama yaparken ekranta hata çıkıyordu, kart okuma hızının belli bir saniyenin altına düşmemesi gerekirken daha yüksek saniyelerde kart okuma hızı oluyordu, cihazlar donuyordu ve çalışmıyordu, yüz okuma cihazının algılama süresi fazlaydı, sistem birden duruyordu, sistem ağır olmamak kaydıyla bir süre çalışıyordu, sonra bir daha duruyordu, sürekli bir çalışma hali yoktu, çalıştığı dönemde 16/06/2014 tarihli mail gönderilmişti, bu mailde sistemin çalıştığı belirtilmiş ise de sonrasında sıkıntılar yeniden oluşmuştu. Logo konması ilave istek değildir, bu zaten sistemde var olması gereken özelliktir, ben hangi istekleri hatırlamıyorum mail yazışmalarında vardır, ben İstanbul’daki eğimtimde tesadüfen bulunmdum, eğitim tercümanlığını ben yaptım, bu eğitim şirket tanımıtı niteliğindeydi ve cihazların nasıl çalıştığı gösterildi, gelen sistemi çalıştıracak kişiler değil üst düzey yöneticilerdi. Eğitimin İstanbul’da verileceği konusunda bir bilgim yoktur, sonrasında Kuveyt’e eğitim için gittik, ancak elimizde davacı tarafından verilmiş eğitim dökümanları yetersiz olduğundan ve dil anlatım sorunu oluştuğundan eğitimi veremedik, zira eğitim için gelen davacı personeli sistemdeki sorunu gidermeye çalıştılar, eğitim esnasında dahi sistem sorun veriyordu ve o an müdahale etmek gerekiyordu, söz konusu eğitim de … isimli kişi ile birlikte tercüme yaptık, …’nun görevlendirilmesi davalı tarafından yapılmıştır, ücreti de yine davalı tarafından ödenmiştir, daha sonrasında tercümanın işe yaramadığını anlayınca kendisinin görevini son verdik, sözleşme back to back bir sözleşme değildir, dava dışı şirket sistem çalışmadığı için teslim almadı. Ben burun haricinde dava dışı şirketin sistemi hangi gereçe ile teslim almadığı konusunda bilgi sahibi değilim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tarafından sunulan e-posta yazışmalarında davacının nihai alıcı için hazırladığı eğitim dokümanlarını, eğitim sonunda verilecek olan sertifikalan ve iki firma arasındaki çeşitti yazışmaları içermektedir. Bu yazışmalardan 16.06.2014 tarihli olan e-postada … firmasından …’nin aym gün yapılan toplantıya ilişkin notlar aktardığı görülmektedir. Bu notlar arasında, sistemin testi için belirlenen senaryolar, … ve … firmalarının beraber yaptığı testler, Nihai Alıcının istekleri belirtilmiştir. Bu notlardan özellikle, Nihai alıcının çeşitli değişiklik taleplerinde (rapor sayısı ve formatı, Turnike time-out süresinin değişimi) bulunduğu görülmektedir.
Davacı tarafından sunulan görüntülerde sistemin kurulması sırasında yapılan hazırlıklar ve yerinde incelemeler sırasında alınan notlar bulunmaktadır. Bu bilgilerin sistemin düzgün şekilde çalışıp çalışmadığını göstermesi söz konusu değildir.
Davalı tarafından tarafların 01.07.2014 ile 27.02.2015 tarihleri arasındaki sistem ile ilgili yazışmaları sunulmuştur. Yazışmalar içerisindeki sistem ile ilgili yaşanan sıkıntılar karşılıklı olarak konuşulmaktadır. Taraflar arasındaki yazışmalardan 21.01.2015 tarihi itibariyle sistemdeki birçok sorunun çözülmüş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından, davacı tarafından kendilerine teslim edilen kartlardan 2 tanesinin incelenmek üzere … firmasına gönderilerek bir rapor hazırlatıldığı ve bu rapora göre kartların sahte (çakma, kopya vb.) olduğu belirtilmiştir. Raporda ise … firması tarafından yapılan incelemeler ve elde edilen bilgiler paylaşılmaktadır, öncelikle heriki kartın ilk bloğunda (blok 0/ sector 0) saklanan dijital bilgi değerlendirilmiş ancak bilinen bir üretici ile eşleşmemiştir. İkinci adımda ise kart açılarak içerisinde yeralan entegre devre (IC) incelenmiştir. Devrenin bulunduğu kısımda … yazdığı görülmektedir. …’nin … firması tarafından üretilen 1K kapasiteli Mifare uyumlu bir kart olduğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularıda rapor düzenlemesi için dosya dava konusu otomatik veri tanımlama, puantaj hesabı, ödeme sistemleri, akıllı kart okuyucuları, turnike sistemleri, vb. yazılımlar konusunda uzman Yard. Doç. Dr. …’ye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 04/08/2017 tarihli raporda özetle, Davacı tarafından sağlanan Mifare kartların çakma, kopya, sahte vb. olduğu iddasının gerçeği yansıtmadığı, … ismi … (eski …) firmasının bir ürünü gamını temsil etmekle beraber bu kartların farklı üreticiler tarafından da piyasaya sürülebildiği, bu üreticilerin kayıtlı olduğu ve … firması tarafından oluşturulan www.mifare.net adresinden bu bilgilere ulaşılabileceği, sözleşmedeki üçüncü başlığın p kısmında sistemin 6000 adet Mifare kart içereceğinin belirtildiği, ancak burada üretici ve/veya marka bilgisi verilmediği, davacı tarafından gerekli eğitimlerin verildiği, ve/veya organize edildiği ancak taraflar arasında imzalanan 21.01.2014 tarihli sözleşmenin “II. Sözleşmenin Konusu” başlığı altında, “İş bu sözleşme; aşağıda 3.1 Maddede listelenen ve 3.2 Maddedeki özelliklere sahip cihazların ve sistemlerin (“Sistem”), Alıcı tarafından …’ye (“…”) satılmak üzere, Satıcı tarafından Alıcı’ya satışı, devri, kurulum ve montajı ile söz konusu Sistemin kullanımına ilişkin … tarafından talep edilen ve edilecek eğitim ve teknik destek hizmetlerinin satıcı tarafından sunulmasının şart ve koşullarına ilişkindir.” ifadesinin yer aldığı, bu ifade ile Davacı … tarafından istenebilecek tüm eğitimlerin karşılanacağının belirtildiği, sistemin çalışması hakkındaki iddaların bazılarının eldeki veriler ile değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, örneğin kart okuyucuların zaman zaman kartları okumaması ve yeniden başlatılarak çalıştırılması durumunun çeşitli sebeplerden oluşmuş olabileceği, bu durumun kaynağının okuyuculardaki yazılımsal ve/veya donanımsal bir sorun olabileceği gibi nihai alıcının elektrik altyapısındaki bir problem de olabileceği, benzer şekilde turnike ve/veya diğer donanımlara erişilememesinin nihai alıcının ağ altyapısından kaynaklanabileceği gibi tamamen ürün kaynaklı da olabileceği, Sistemin çalışması ile ilgili diğer iddalar konusunda özellikle Personel-CI yanlımı, Kart basım sistemi ve ziyaretçi yazılımlarında yaşanan sorunların temelinin davacının kusuru olarak gözüktüğü, bu durumlara örnek olarak ziyaretçi yazılımda çeşitli alanlara ait etiketlerin güncellenmemesi, uyglamalar içerisinde basıldığında gerekli işlemleri yapmayan butonlann bulunması vb. gösterilebileceği, bir diğer örneğin ziyaretçi yazılımının test edilmesi sırasında alınan ve ekran çıktısı verilmiş olan “…” hatası olduğu, bu hatanın veri tabanındaki tabloların Ön tanımlı (default) collation bilgisinin değiştirilmesi sonucu ortaya çıkan bir hata olduğu, bu değişikliğin geliştirme işlemleri sırasında davacı tarafından dil desteği için yapılmış olması ihtimalinin yüksek olduğu, hatanın giderilmesi için veri tabanındaki tüm tablolara ait collation bilgisinin aynı olacak şekilde güncellenmesi gerektiği, sonuç olarak davacının … İstekleri doğrultusunda sisteminde uyarlamalar yaptığı ve yeni uygulamalar hazırladığı, bu durumun sonucu olarak da kurulan sistemde çeşitli aksaklıkların ortaya çıktığı ve sunulan hizmetin kusurlu olduğu kanatine varıldığı beyan edilmiştir.
Teknik bilirkişi raporu tarafından rapor düzenlenmesinin ardından itirazlar da değerlendirilerek mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlenmesi için dosya aynı bilirkişi ile birlikte mali müşavir bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, 11/10/2018 tarihli raporda özetle; Davacı ticari defterlerde yapılan tespitte, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2014 yılında başladığı, davacının davalıya 4 adet fatura ile 559.667,17 TL tutralı mal/hizmet faturası kestiği, davalı şirketin 413.205,49 TL ödeme yaptığı ve bu ticari ilişki sonucunda davacının ticari defterlerinde kayıtlı davalıdan mal/hizmet satışına dayalı 146.461,67 TL alacağının kayıtlı olduğu, Davalı kayıtlarında da, davacı şirket kayıtlarında yer alan fatura tahakkukları ile yapılan ödemeler kayıtlı olup, ticari defterlerde davalının, davacıya 146.461,68 TL borçlu olduğu, dava konusu asıl alacağı doğuran faturaların tarafların ticari defterlerindeki kayıtlı işlemlerin birbirini teyit ettiği, taraflarca bilinebilir olduğu, davalıya ait 29.04.2015 tarihli hesap mutabakatında “şirketimizde bulunan cari hesaplarımızda 31.03.2015 tarihinde 146.461,68 TL borcunuz/alacağınız bulunmaktadır. Bakiyede mutabık olmadığınız takdirde bir hesap ekstresinin tarafımıza gönderilmesini rica ederiz.” şeklinde mutabakat bulunduğu, davalının Olumsuz (Negatif) mutabakat Formu ile mali anlamda davacının 146.461,68 TL alacaklı olduğunu ve bu alacağın davacı tarafça teyit edilmesini talep ettiği, bu durumda 146.461,68 TL borç/alacak bakiyesinin taraflarca bilinebilir olduğu, Kök raporda yapılan teknik inceleme sonucu yapılan değerlendirmenin aynen geçerli olduğu, davacı tarafın kurduğu sistemde çeşitli aksaklıkların ortaya çıktığı ve sunulan hizmetin kusurlu olduğu beyan edilmiştir.
Somut olayda, davacı taraflar arasındaki Satış ve Teknik Hizmet Sözleşmesi nedeni davalıya verdiği hizmet karşılığında davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Davalı ise sözleşme kapsamında davacının edimlerini sözleşmeye uygun olarak süresinde yerine getirmediği ve verilen hizmetin ayıplı olduğu iddiasındadır. Davacı tarafından ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, ayrıca davanın alacak davası olarak 14/06/2015 tarihinde ıslah edilmesinden önce düzenlenen 29.04.2015 tarihli hesap mutabakatı ile davalı tarafça borcun kabul edildiği ileri sürülmüştür. Bilirkişi raporlarında teknik yönden davacı tarafın kurduğu sistemde çeşitli aksaklıkların ortaya çıktığı ve sunulan hizmetin kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, davalının mutabakat mektubu ile cari hesaplarında 31.03.2015 tarihinde 146.461,68 TL borcu olduğunu kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Muhasebe, Ön muhasebede bir şirket, firmada belirli periyodik aralıklarla cari hesapta mutabakat sağlamak için yapılan hesapların karşılıklı teyidi işlemine cari hesap mutabakatı denilmektedir. 6102 TTK ‘nun 94.maddesine göre karşılıklı imzalı, kaşeli bir şekilde teyit edilmektedir. Mutabakat formu, işletmelerin hesap defterlerinin uyumunu kontrol etmek, Alacak/Borç bakiyelerinin dönem sonlarında karşılıklı olarak teyit edilmesi amacıyla hazırlanan ve işletmeler arası anlaşma prensibine dayanan formdur.
Mutabakat formu Üç (3)’e ayrılır.
1- Olumsuz (Negatif) Mutabakat Formu:
İlgili işletme, müşterisine bakiyesini bildirir. Mutabık olunuyorsa müşterisinden mektuba cevap vermemesi istenir. Mutabık olunmuyorsa müşteriden hesap bakiye bilgisi istenir.
2- Olumlu (Pozitif) Mutabakat Mektubu:
İlgili işletme, müşterisine Mutabakat formunu gönderir ve uzlaşma ya da uzlaşmama durumunda cevap vermesini talep eder.
3- Bakiyesiz (Boş Bakiyeli) Mutabakat Mektubu:
İlgili işletme, müşterisine bakiye miktarı belirtilmemiş form gönderir ve müşterisinden bakiye bilgisini talep eder.
Mütabakat Form türlerinden her hangi birisi ile müşteriye beyanda bulunulması durumunda T.T.K’nın 94. Maddesi gereği ilgili işletmenin Bir (1) Ay içerisinde itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Aksi taktirde işletme mütabakat formunda geçerli olan bakiye kabul edilmiş sayılır.
TTK 94. Madde:
(1) Sözleşme veya ticari teamül uyarınca, belirli hesap devreleri sonunda devre hesabı kapatılır ve alacak ile borç kalemleri arasındaki fark belirlenir.
(2) Hesap devresi hakkında sözleşme veya ticari teamül yoksa, her takvim yılının son günü taraflarca hesabın kapatılması günü olarak kabul edilmiş sayılır. Saptanan artan tutarı gösteren cetveli alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır.
Somut olayda, davalı tarafından düzenlenerek imzalanan 29/04/2015 tarihli mutabakat mektubunda bakiye 146.461,68 TL’de mutabık olunmadığı takdirde bir hesap ekstresinin gönderilmesi istenmiş, Olumsuz (Negatif) Mutabakat Formu tipindeki bu mutabakat mektubuna davacı tarafça bir ay içerisinde itirazda bulunulmadığından bakiyenin 146.461,68 TL olduğunda tarafların mutabık kaldıkları anlaşılmıştır. Kaldı ki, taraflar arasında mutabakat olmadığının kabulü halinde dahi tanık beyanlarında geçtiği üzere davacının ayıpları giderme konusunda iyi niyetle gayret gösterdiği, ayıpların bir kısmının giderildiği, taraflar arasındaki yazışmalarda geçtiği üzere sistemdeki sorunların çoğunun çözümlenmiş olduğu ve giderilemeyen ayıpların ise davalı tarafça somutlaştırılamadığı/ bilirkişi tarafından tespit edilemediği, ayıpların hangilerinin davacıdan hangilerinin nihai alıcının isteklerinden kaynaklandığının anlaşılamadığı ve dava konusu asıl alacağı doğuran faturalarla ilgili olarak tarafların ticari defterlerindeki kayıtlı işlemlerin birbirini teyit ettiği dikkate alındığında davacının davalıdan alacaklı olduğu kabul edilmiş, davanın kabulü ile, 146.461,68 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar ermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, 146.461,68 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 10.004,79 TL ilam harcından peşin yatırılan 2.501,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.503,59 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 14.466,93 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 2.501,20 TL peşin harç, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, 256,00 TL tebligat, müzekkere ve tanık ücretlerinden oluşan toplam 4.084,90 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2018

Katip …

Hakim …