Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/212 E. 2018/281 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
STANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/212
KARAR NO : 2018/281

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/02/2015
KARAR TARİHİ : 01/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ün, …’nde % 7,13 oranında pay sahibi olduğunu, müvekkilinin …’in 18.07.2012 tarihli genel kurulunda, yönetim kuruluna seçilmemek suretiyle hiçbir haklı neden olmadan, kötü niyetle ve tüm muhalefetine rağmen yönetimden uzaklaştırıldığını, iş bu davaya konu edilen 27.11.2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, özellikle müvekkilinin şirketteki paylarının değerinin bir anda yerle bir edilmesine ve zarara uğramasına yönelik olarak sermayenin aynı ay içerisinde 70.201.166,00 TL’den 198.000.000,00 TL’ye arttırılması yönünde karar alındığını, ihtiyaç olmaksızın şirket sermayesinin yok yere bir anda bu denli yüksek bir tutara çıkartılmasının, öncelikle Türk Ticaret Kanunu’na, afaki iyi niyet kurallarına, hakkaniyete açıkça aykırılık teşkil ettiğini, sermaye artırımı kararının, çoğunluğun yetkilerini kötüye kullanması suretiyle azınlıkta olan müvekkilinin çıkarlarının ihlali amacına yönelik bir araç haline geldiğini, şirketin sermaye artırılmasına ihtiyacı yokken sermayenin artırımı yoluna gidilmesinin açıkça kanuna aykırı olduğunu, iyi yönetilen şirketlerde özellikle yeni yatırım yapılması, spot hisse satın alınması ihtimalleri varsa kar dağıtımı yapılmaması, dağıtılacak karın makul bir minimumda tutulması, düşük maliyetli dış kaynak kullanılması gibi önlemler alınması gerektiğini, şirketin … şirket hisselerini almak için sermaye arttırımına gittiği gerekçesinin de hem inandırıcı hem de yeteriyle güçlü bir neden olmadığını, öncelikle söz konusu işlemin, şirket hisse senedi alım işlemi olup, bu alım işleminde satın alma bedelinin belli olmadığını, aynı ay içinde hatta sermaye henüz 70.201.166,00 TL’ye çıkarıldıktan 2 gün sonra alınan yönetim kurulu kararı ile sermayenin işbu sefer 198.000.000,00 TL’ye çıkarılmasının, müvekkilini zarara uğratmak amacını taşıdığını, objektif iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, sermaye artırımının gerekçesinin beyan olarak genel kurula sunulmamasının, TTK Md. 457 hükmüne aykırılık teşkil ettiğinden anılan sermaye artırımına ilişkin gündem maddesinin iptalinin gerektiğini, bu nedenlerle davalı şirketin 27.11.2014 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan sermaye artırımı kararının kanuna, dürüstlük kuralına ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olması sebebi ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Gizem Seramik ve Gizem Pazarlama Sermayelerinin % 100’ünü temsil eden payların pay devri yöntemi ile satın alındığını, bu satın almaya ilişkin hisse alım satım sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketin sermaye ihtiyacı olduğunun açık ve tartışmasız olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu hisseleri satın alabilmesinin, dolayısıyla akdi yükümlülüklerini yerine getirerek borçlarını ödeyebilmesi için sermayesini arttırması, şirketin ve tüm hissedarların menfaatini koruması gerektiğini, bunun bir ticari bir zorunluluk olduğunu, pay sahiplerinden, sermayenin % 7’sini temsil eden … ün sermayenin arttırılması kararının kanuna ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla iptalini talep eden tek pay sahibi olduğunu, davacının tüm sorularına genel kurul toplantısında eksiksiz olarak cevap verildiğini, bu kapsamda sermaye artırımına gerek duyulmasının nedenlerinin de kanuni çerçeve içerisinde açıklandığını, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan iş bu davanın reddine krar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava, Sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iptali davasıdır. İptal davasının şartları TTK m.445 ve m.446’da belirlenmiştir. İptal Davası TTK m.445/1’e göre üç aylık hak düşümü süresi içinde açılmalıdır. Bu süre karar tarihinden başlar. İptale konu genel kurul kararının tarihi (27.11.2014) ve huzurdaki iptal davasının açılma tarihi (25.02.2015) dikkate alındığında, davanın üç aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan 27.11.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantı Tutanağına göre, davacı ortak sermaye artırım kararına olumsuz oy vererek muhalefetini tutanağa geçirtmiştir. Dolayısıyla davalı şirkette %7,13 oranında pay sahibi olan davacının, TTK m.446’/1a hükmünde belirtilen pay sahiplerinden olduğu ve davacı sıfatını taşıdığı tespit edilmektedir. Dosyadaki belgelerden söz konusu genel kurula davet ve ilanların usulüne uygun yapıldığı, toplantı ve karar nisaplarına uyulduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda davacının huzurdaki iptal davasını açabilecek kişilerden olduğu, toplantıya davetin usulüne uygun yapıldığı, toplantı ve karar nisaplarına uyulduğu ve davanın süresinde açıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilafın, 27.11.2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan davalı şirket sermayesinin 70.201.166TL.den 198.000.000TL.ye artırılmasına ilişkin kararın kanuna, esas sözleşmeye, dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı ve iptalinin gerekip gerekmediği hususlarında olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın davalı şirkette, %7.13 oranında pay sahibi olduğu davalı şirketin sermayesinin aynı ay içerisinde ihtiyaç olmaksızın biranda 70.201.166TL. den 198.000.000TL.ye artırılmasının şirketteki paylarının oranın düşürülmesine ve zarara uğratılmasına yönelik bir işlem olduğunu ve afaki iyi niyet kurallarına, hakkaniyete aykırı bulunduğu; artırımın sebeplerinin açıklanmadığını, dürüstlük kuralının ve hakların sakınılarak kullanılması ilkesinin ihlal edilerek davacıyı zarara uğratmak kastıyla artırım yapıldığını; artırımın gerekçesinin beyan olarak genel kurula sunulmamasının, yönetim kurulu beyanının genel kurul toplantısında hazır bulunmamasının TTK m.457 hükmüne aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek 27.11.2014 tarihli sermaye artırım kararının iptalini talep ettiği, davalı tarafın şirketin faaliyetine katma değer katacak … San. Ve Tic. A.Ş. ve … Ticaret A.Ş. nin satın alınması için gerekli kaynak ihtiyacı sebebiyle sermayenin TTK m.462 hükmü gereği iki aşamada artırılmasına karar verildiğini; dava dışı şirketin paylarının tamamının satın alınması için 11 Aralık 2014 tarihinde Hisse Alım Satım Sözleşmesi akdedildiğini; artırımın da hisse alım bedeli için duyulan nakit ihtiyacına istinaden gerçekleştirildiğini; devralınacak şirket hissedarlarına yapılacak ödemeler ile Rekabet Kurumu’na devir işlemi için yapılacak başvuruya verilecek muhtemel izin yazısının tarihi dikkate alınarak sermaye artırım kararı verildiğini; Hisse Devir Sözleşmesinin 3.maddesi uyarınca yapılacak ödemeler dolayısıyla sermaye borçlarının en geç 12 Ocak 2014 tarihine kadar yapılmasının zorunluluğu doğduğunu; davacı dışında diğer pay sahiplerinin (%93) iptal davası ikame etmediklerini, davacının davalıyı zor durumda bırakmak amacıyla ve kötüniyetle dava açtığını iddia ederek, kararın kanuna ve dürüstlük kuralına uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
İptal sebeplerini düzenleyen TTK m.445’de açıkça ifade edildiği üzere, TTK m.446’da belirtilen kişiler kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararlarının aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilirler. Kanunda iptal davası açma imkanı, kanuna, esas sözleşmeye, dürüstlük kuralına aykırılığı iddia edilen genel kurul kararının iptalinin gerekip gerekmediğinin muhakeme edilmesi için tanınmıştır.
Davacı tarafın sermaye artırım kararının gerekçesinin beyan olarak genel kurula sunulmamasının TTK m.457 hükmüne aykırılık teşkil ettiği, bu sebeple kararın iptali gerektiğine ilişkin iddiasının 6102 sayılı TTK m.457 ile bir yenilik olarak sermaye artırımında yönetim kurulunun beyanı esası getirilmiştir. Benzer bir düzenleme anonim şirketin kuruluşunda “Kurucular Beyanı”nı düzenleyen TTK m.349 hükmünde yer almaktaydı. Ancak TTK’nun 349.maddesi, 09.08.2016 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 15.7.2016 tarih ve 6728 sayılı Kanunun madde 73/c hükmü ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Sermaye artırımının gerekçesinin yönetim kurulu beyanında gösterilmesine ilişkin TTK m.457 hükmünde açık bir ifade bulunmamaktadır. TTK m.457/1 hükmüne göre, “Yönetim kurulu tarafından sermaye artırımının türüne göre bir beyan imzalar. Beyan, bilgiyi açık, eksiksiz , doğru ve dürüst bir şekilde verme ilkesine göre hazırlanır.” TTK’nın 457.maddesinin 2.fıkrasında ise beyanda bulunacak hususlar (a, b, c, d) bentler halinde belirtilmiştir. Ancak bu bentlerde “Sermaye Artırım Kararının Gerekçesi”nin belirtilmesine ilişkin bir ibareye kanun metninde yer verilmemiştir. Bu sebeple yönetim kurulu beyanında sermaye artırım kararının gerekçesinin bulunması hususunda kanuni bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Yönetim kurulu beyanı, Sermaye artırım kararından sonra yerine getirilen ilave bir süreçtir. Genel kurulun sermaye artırımına karar vermesinden sonra yönetim kurulu, tarafından sermaye artırımının türüne göre hazırlanıp, imzalanır ve Ticaret Siciline sunulur (TTK m.471). Yönetim kurulu beyanı verilmemesi veya gerçeğe aykırı olması TTK m.457 hükmüne, yani kanuna aykırılık teşkil eder. Yönetim Kurulunun sorumluluğunu doğurur. Ancak yönetim kurulu beyanında artırım gerekçesinin yer almaması, bu konuda açık bir kanuni zorunluluk bulunmadığından TTK m.457 hükmüne aykırılık teşkil etmez. Dolayısıyla artırım kararının iptalini gerektirmez.
Dava konusu olayda 27.11.2014 tarihli sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararından sonra Yönetim Kurulu Beyanı’nın düzenlendiği, TTK m.457 hükmüne aykırılık bulunmadığı ve artırım gerekçesinin beyanda gösterilmemesinin iptal sebebi oluşturmadığı tespit edilmiştir.
Artırım kararının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı yönünden; dosyaya sunulan belgelerden 27.11.2014 tarihli sermaye artırım kararında herhangi bir kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık tespit edilmemiştir. Davalı Şirket 2 Ekim 2014 tarihli ve 24 sayılı yönetim kurulu kararına göre, yapılacak yatırımlar, şirketin faaliyetlerine katma değer katacak dava dışı … Ve Tic. A.Ş. ve … Ticaret A.Ş. nin satın alınması için ilave kaynak gereksiniminin ve bu konuda sermaye artırımının görüşüldüğü, şirket sermayesinin 8.000.000TL’den 198.000.000TL’ye artırılmasa, artırılacak sermayenin 11.328.509,45TL ‘sinin yedeklerin serbestçe kullanılabilen kısmından, 22.911.110,53TL.nin yedek akçelerden, 27.961.546,02TL ‘nin mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlardan karşılanmasına, bakiyenin sermayenin sermaye taahhüdü yoluyla artırılarak karşılanmasına, TTK m.462 uyarınca sermaye artırımının iki aşamalı olarak önce yedeklerden ve fonlardan, daha sonra sermaye taahhüdü yoluyla yapılmasına, Şirket yatırımlarının geciktirilmeden gerçekleştirilmesi için ilan ve pay sahiplerinin rüçhan haklarını kullanmalarına ilişkin yasal süreler de dikkate alınarak peşpeşe yapılmasına karar verildiği görülmüştür.
Yönetim Kurulunun 13 Ekim 2014 tarih ve 26 sayılı kararına göre, sermaye artırımının ilk aşaması 8.000.000TL.den 70.201.166TL.na artırım için 3 Kasım 2014 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına karar verilmiştir. 3 Kasım 2014 tarihli genel kurul Toplantı Tutanağı’na göre de bu artırım davacının muhalefet şerhi ile gerçekleşmiştir. Artırım kararı 3.11.2014 tarihinde sicile tescil edilmiş ve 10.11.2014 tarihinde TSG.de yayınlanmıştır.
Hisse alımı için gereken kaynak dolayısıyla yapılacak artırımın ikinci aşamasında 5 Kasım 2014 tarih ve 28 sayılı Yönetim Kurulu Kararına göre, dava konusu genel kurul olan 27 Kasım 2014 tarihinde olağanüstü genel kurul yapılmasına ve sermayenin 70.201.166TL.den 198.000.000TL.ye sermaye taahhüdü suretiyle artırılmasına, taahhüt edilen kısımların ¼’nun nakden, kalanın yönetim kurulunuca belirlenecek tarihte ve en geç sermaye artırımının sicile tescilinden itibaren 24 ay içinde ödenmesi kararlaştırılmıştır.
27.11.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantı Tutanağı’ndan, çağrının süresinde ve usulüne uygun olarak TSG’nin 10 Kasım 2014 tarih ve 8690 sayılı nüshasında ve internet sitesinde ilan edilmek ve nama yazılı pay sahiplerine iadeli taahhütlü mektup göndermek suretiyle yapıldığı, toplantı ve karar nisaplarına uyulduğu, sermayenin 70.201.166TL.den 198.000.000TL.ye sermaye taahhüdü suretiyle artırılmasına, artırılan 127.798.834TL.nin tamamının pay sahipleri tarafından taahhüt edilip, ¼’nun nakden, kalanın yönetim kurulunca belirlenecek tarihte ve en geç sermaye artırımının sicile tescilinden itibaren 24 ay içinde ödenmesi şeklinde esas sözleşme 6.maddenin değiştirilmesi yönünde oy çokluğuyla genel kurul karar aldığı, davacının karara muhalefet şerhi koyduğu tespit edilmiştir.
11 Aralık 2014 tarihine davalı şirket ile dava dışı … Ve Tic. A.Ş. ve … Ticaret A.Ş. arasında Hizmet Alım Satım Sözleşmesi akdedilmiştir. Sözleşmenin 3.maddesi Alış Fiyatı’nın ne şekilde hesaplanacağını düzenlemektedir. Ödeme, … Bank A.Ş. … Şubesi … nolu hesaba yapılacaktır. Dosyadaki dekontlara ve SPK uzmanı üye ve muhasip üye tespitlerine göre dava dışı şirkete ödemeler yapılmıştır. Davacı da artırım taahhüdünde bulunmuş ve taahhüdünü yerine getirmiş olduğu tespit edilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün belgesinden, söz konusu genel kurul kararının 17.12.2014 tarihinde Ticaret Siciline tescil edildiği anlaşılmaktadır. Sermaye artırım kararına ilişkin yönetim kurulu beyanı düzenlenmiştir.
Yönetim Kurulunun 18.12.2014 tarih ve 37 sayılı kararına göre, 27 Kasım 2014 tarihli genel kurul toplantısında taahhüt yoluyla artırıma katılan pay sahiplerine TTK m.481 uyarınca kararda belirtilen miktarda ödemeleri yapmaya ilanen çağrılması, bunların son ödeme tarihinin 12.01.2015 olarak belirlenmesine, ödemelerin yapılmaması halinde TTK m.482 uyarınca ihtarsız temerrüt faizi işletilmesi, mütemerrit pay sahiplerine TTK m.483 uyarınca ihtarda bulunulması ve temerrüde konu tutarın bir aylık sürede ödenmemesi durumunda mütemerrit pay sahibinin iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden mahrum bıkarılması, söz konusu payın satılıp yerine başkasının alınmasına karar verildiği Ödemeye çağrının 23 Aralık 2014 tarihli ve 8721 sayılı TSG nüshasında yayınlandığı görülmektedir.
Davalı şirket tarafından 11 Aralık 2014 tarihinde akdedilen hisse alım sözleşmesine ilişkin olarak Rekabet Kurumu Başkanlığı’na 15 Aralık 2014 tarihinde 2010/4 nolu Tebliğ çerçevesinde Devralma Bildirimi ve Bildirim Formu Sunulmuştur. Rekabet Kurumunun 25.12.2014 tarihli 139332 sayılı yazısı ile işleme izin verildiği anlaşılmaktadır.
Dosyada mali yönden yapılan inceleme neticesinde, Davalı şirketin 2014 yılında nakdi sermaye artışlarını yaptıktan sonra ortaklardan tahsil ettiği sermaye payları tutarları ile 2015 yılı içerisinde … Dış Ticaret A.Ş ve … ve Tic. A.Ş’nin hisselerini satın aldıkları;
Şirket nakit sermaye artışından sonra 2015 yılında toplam 212.457.931,42 TL.nin Bankadan ödeme yaparak .. Ticaret A.Ş ve … San. ve Tic. A.Ş’nin hisselerinin satın alındığı; ardından 15.07.2015 tarihinde … Dış Ticaret A.Ş. hisse senetleri … ve Tic. A.Ş.’ne satıldığı;
Şirketin 2014 yılında yapmış olduğu nakit sermaye artışından sağladığı nakit toplamı 127.798.834 TL iken, hisse alımları için yapmış olduğu ödemeler toplamının 212.457.931,42 TL. olduğu; dolayısıyla şirketin nakit sermaye artışından sağladığı nakdi kullandığı, bu nakit yeterli olmadığından (212.457.931,42 TL – 127.798.834 TL =) 84.659.097,42 TL tutarındaki farkı da şirketin mevcut varlıklarından ve yabancı kaynaklarından sağlandığı;
Şirketin hisse alımı için nakit paraya ihtiyacı olduğundan; hisse alımından önce şirket sermayesini 8.000.000 TL’den 198.000.000 TL’ye arttırması, finansal açıdan yapılması gereken bir işlem olduğu;
Davalı şirketin, 31.12.2013 ile 31.12.2015 tarihleri arasında şirket sermayesini toplam (198.000.000 TL – 8.000.000 TL =) 190.000.000 TL arttırırken, toplam aktiflerini (608.655.911,55 TL – 251.591.687,33 TL =) 357.064.224,22 TL arttırmayı başardığı, tespit edilmiştir.
Mali yönden yapılan inceleme ve tespitlere göre, sermaye artırımının şirketin yaptığı yatırımın finansmanı amacıyla, dava dışı şirket hisselerinin alınmasında kullanıldığı hususu sabittir. Mali incelemeye ilişkin tespitler, artırılan miktarın Hisse Alım Satım Sözleşmesinden doğan borcun ifasında kullanıldığı ve hatta artırılan miktarın yeterli gelmediğini, mevcut kaynaklar ve yabancı kaynakların da kullanıldığını göstermektedir.
Davacının dilekçesindeki iddialarından birinin de, hissedarı bulunduğu şirketlerde kendisine karşı sistemli bir şekilde büyük miktarlarda sermaye artırımları yapmak suretiyle şirkette etkisizleştirilmesi uygulamasına maruz kaldığı yönünde ifadeler kullandığı görülmüş ise de, dava dosyası ve ekindeki belgeler ve yapılan tespitler sonucunda dava konusu arttırım kararının sırf davacıya zarar vermek, ortaklıkta pay oranını düşürmek kastıyla yapıldığı ve dürüstlük kuralına ve hakların sakınılarak kullanılması ilkesine aykırılık taşıdığına ilişkin davacının iddialarını ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 13.12.1988 tarih ve 1988/4113 E. 1988/7656 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; “Mahkemece davanın kabulüne gerekçe olarak sermaye arttırımına iştirak etmeyen paydaşların arttırılan sermayeye oranla paylarının düşeceği ve binnetice sene sonu itibariyle kar paylarının azalacağı ve alınacak kararlar da küçük hisse sahipleri aleyhine durumlar yaratılabileceği gösterilmiştir. Bu belirtilen hususlar sermaye arttırılan sermayeye oranla paylarının düşeceği ve binnetice sene sonu itibarıyle kar paylarının azalacağı ve alınacak kararlarda küçük hisse sahipleri aleyhine durumlar yaratılabileceği gösterilmiştir. Bu belirtilen hususlar sermaye arttırımının tabii sonuçları ise de, sermaye artırımına iştirak edebilecek paydaşların maddi imkanları bulunduğu taktirde sermaye arttırımına iştirak etmelerine bir engel bulunmamasına ve iştirak etmeleri halinde bir zararlarınının söz konusu olmamasına, sermaye arttırımının davacıları zarar uğratmak amacı güttüğünün de kanıtlanamamış bulunmasını ve sermaye arttırımına iştirak edememeleri nedeniyle böyle ortakların pay ve kar oranlarının düşmesinin tek başına objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun kabulüne imkan vermemesine binaen, davanın reddine karar vermek gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.” şeklinde karar verildiği, bu nedenle sermaye artırımının artırılan sermayeye oranla hisse oranlarında değişiklik yapması kaçınılmazdır. Artırımın şirketin gerçek bir finansman ihtiyacının karşılanması amacıyla yapılması, artırımın iptal davası açan davacıları zarara uğratmak gayesiyle yapıldığı hususları ispatlanmadığı durumda genel kurul kararının objektif iyiniyet kuralına aykırı olduğu söylenemez.
Şirketin gerçek finansman ihtiyacının dava konusu somut olayda 11 Aralık 2014 tarihinde şirkete değer katacak bir yatırım olacağı düşünülerek akdedilmiş Hisse Alım Satım Sözleşmesinden doğduğu, artırılan miktarın tamamının banka kanalıyla bu sözleşmeden doğan hisse alım bedeli için kullanıldığı ve hatta yeterli gelmediği için başka kaynakların da kullanılmış olduğu hususları tespit edildiğinden, 27.11.2014 tarihli sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının hakların sakınılarak kullanılması ilkesine ve dürüstlük kuralına aykırılık taşımadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının 27.11.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurulda Bilgi Alma ve inceleme Hakkının davalı şirket tarafından ihlal edildiğini iddia ettiği görülmekte olup, TTK m.437 hükmüne göre pay sahibi genel kurulda şirket işlerine ilişkin olarak bilgi alma ve inceleme hakkını yönetim kuruluna, denetime ilişkin bilgi alma ve inceleme hakkını denetçilere karşı kullanır. Ayrıca bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir. (TTK m.437/3). Bilgi alma ve inceleme hakkının ihlali ayrı bir davanın konusu olup, huzurdaki davanın kapsamı dışında kalmaktadır.
Yapılan yargılama ve değerlendirme sonucunda, 31.12.2013 tarihi itibariyle davalı şirketin sermaye ihtiyacı bulunmadığı, şirketin finansal açıdan güçlü bir şirket olduğu, 2015 yılı içinde yapılan sermaye artırımları davalı şirketin … ve Tic. A.Ş. ve … Ticaret A.Ş.’nin paylarının tamamının satın alınması sebebiyle ortaya çıkan finansman ihtiyacının karşılanması amacıyla yapıldığı, Dava konusu sermaye artırımının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığı anlaşılmış olup, davacının iddialarının ispatlanamadığı ve 27/11/2014 tarihinde yapılan Oğanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan sermaye arttırım kararının iptal şartlarının dosyamızda mevcut olmadığı, bu nedenlerle davanın reddine karar vermek gerektiği,
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, genel kurul kararı, ticaret sicil kayıtları, gerekçeli ve hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporları, dosyadaki belgeler ve tüm dosya kapsamı itibariyle anlaşılmış olmakla;
Belirtilen nedenlerle:
HÜKÜM /
1-Davanın Reddine,
2-Peşin alınan haç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına gerek olmadığına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden A.A.Ü.T.ne göre hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine ( istinaf ) başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …