Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/154 E. 2019/152 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/154 Esas
KARAR NO : 2019/152

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/02/2015
KARAR TARİHİ : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirket lehine, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, L26-d-ll-d Pafta, 1935, 1936, 1937 ve 1938 Parsel sayılı taşınmazlar üzerinde, taşınmaz maliki olan … Kollektif Şirketi … ve Ortakları tarafından, … tarih ve … yevmiye numaralı resmi senet ile, 15 yıl süreyle intifa hakkı tesis edildiğini, müvekkili şirketin intifa hakkına konu olan taşınmazlar üzerindeki akaryakıt ve LPG satış ve servis istasyonunu Petrol Ofisi bayisi olarak işletmeye verdiğini, Rekabet Kurulu’nun düzenleyici işlemi sonucunda akaryakıt sektöründe bayi ile dağıtıcı arasında akdedilen bayilik sözleşmesi ile bağlantılı kredi sözleşmeleri, ekipman sözleşmeleri, uzun süreli kira sözleşmeleri ya da uzun süreli intifa hakkı tanınması gibi şahsi ya da ayni hakların ancak beş yılı aşmayan süreleri bakımından muafiyetten yararlanabileceğini, 5 yıllık muafiyet süresinin dolmasından sonra, bu tür sözleşmelerin varlığına rağmen bayilerin sözleşmelerini yenilemek istememeleri halinde, sözleşmelerin 5 yılı aşan sürelerinin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesi uyarınca işlem göreceğinin tespit edildiğini, Rekabet Kurulu’nca uygulanan “azami hadde indirgeme ilkesi” uyarınca 18.09.2005 tarihinden sonra tesis edilen ve süresi 5 yıldan uzun olan intifa haklarının 18.09.2010 tarihinden itibaren en çok 5 yıl süreyle ve 18.09.2015 tarihine kadar muafiyetten yararlanabileceğinin tespit edildiğini, bu kapsamda 14.09.2010 tarihinde müvekili Şirketin, taşınmazın maliki sıfatıyla Cehdi Tandoğan ile davalı şirket arasında bir Protokol akdedilerek, önceki dikey anlaşmanın 18.09.2010 tarihi itibariyle sonlandırılarak yerine 5 yıl süreli yeni bir bayilik ilişkisi kurulacağını, müvekkili şirket lehine kurulu bulunan intifa hakkının 18.09.2015 tarihine kadar geçerliliğini koruyacağının kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin, intifa hakkını haiz olduğu taşınmazlar üzerindeki akaryakıt satış istasyonunun müvekkili şirket bayisi olarak işletilmesi hususunda davalı ile 08.05.2010 tarihli ve 3 yıl süreli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi ile aynı tarih ve süre için Otogaz Bayilik Sözleşmesi akdettiğini, müvekkili Şirket lehine davaya konu taşınmazlar üzerinde kurulu bulunan intifa hakkının süresinin. 23.11.2010 tarih ve 2084 yevmiye no.lu resmi senetle 18.10.2015 tarihine kadar geçerli olacak şekilde kısalttırıldığını, müvekkili Şirketin ayrıca Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 27.06.2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul Kararına uygun olarak davalı şirketin işlettiği akaryakıt istasyonunda bir İstasyon Otomasyon Sistemi kurduğunu, bu hususta gerekli olan tüm alt yapı, teçhizat ve teknik hizmetleri davalı şirkete sağladığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mezkûr istasyon otomasyon sisteminin servis ve bakımı hususunu düzenleyen bir de 14.09.2010 tarihli İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım, Automatic ve Lojistik Kart Satış Sözleşmesi (“Otomasyon Bakım Sözleşmesi”) akdedildiğini, bayilik sözleşmesinin süresinin dolduğu 08.05.2013 tarihinden sonra, sözleşme tarafların mutabakatı ile 24.01.2014 tarihine kadar uygulanmaya devam olunduğunu, taraflarının yeni bir bayilik sözleşmesinin akdedilmesi hususunda ticari mutabakat sağlayamamış olmaları sonucunda 24.01.2014 tarihi itibariyle sona erdiğini, davalının yeni bir bayilik sözleşmesi akdetmemesinin sonucu olarak davalının bayilik sözleşmesinin EPDK’nun 09.05.2014 tarih ve 16394 sayılı kararı ile iptal edildiğini, bunun neticesinde taraflar arasında bayilik sözleşmesi ile bağlantılı olarak akdedilen tüm sözleşmeler, bu arada Ariyet Sözleşmesi ile Otomasyon Bakım Sözleşmesi de münfesih hale geldiğini, müvekkili Şirketin, 08.05.2010 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesi’nin “Bakim ve Onarım” başlıklı 13. Maddesinin (a) bendi kapsamda LPG sistemi üzerinde gerçekleştirdiği bakım hizmetleri için davalı adına 10.06.2013 tarihli 354,00- TL bedelli fatura, 16.12.2013 tarihli 354,00-TL bedelli fatura, 25.07.2014 tarih ve … no.lu ve 579,13 TL bedelli faturayı düzenleyerek LPG hizmet bedellerini davalıdan talep ettiği halde, davalı belirtilen bedelleri müvekkili şirket’e ödemediğini, müvekkili şirketin, davalıya LPG tabanca kılıfı ile koruyucu dizlik teslim ettiği halde davalının, müvekkili şirketin bu hususta düzenlemiş olduğu, 29.08.2013 tarih ve … no.lu ve 97,94-TL bedelli faturasını da ödemediğini, davalının müvekkili şirketin Positive Bayi üyelik programına dahil olduğu halde, Mart 2013 dönemi için müvekkili şirketin 31.03.2013 tarih ve … no.lu ve 2,25-TL bedelli fatura ile talep ettiği Positive Bayi Katılım Payını da ödemediğini, müvekkili şirket’in davalı şirketten alacaklı olduğu ve toplamları 13.663,76-TL’ye tekabül eden fatura alacaklarının dava tarihinden itibaren TCMB’nin değişen oranlardan avans faizi uygulanmak suretiyle davalı şirketten tahsiline ve yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla mahkememize gönderdiği … muh sayılı cevap dilekçesinde özetle; alacak davasına konu davacı şirket lehine … ili, … İlçesi, … köyü … mevkiinde kain 1935.1936,1937 ve 1938 Parsel sayılı taşınmazlar üzerinde taşınmaz maliki olan …Ticaret Kollektif şirketi … ve ortakları tarafından … tarih ve … yevmiye numaralı resmi senet ile 15 yıl süreyle İntifa hakkı tesis edilen yeri … ve ortaklarından kiraladıklarını, ancak bu yeri 2013 Yılı Ocak ayında işyerini ve çalışmaları bıraktıklarını ve … isimli şahsa ve ortaklarına iade ettiklerini, … ve ortakları bu işyerini geri devraldıktan sonra kendileri Akaryakıt ve LPG satış ve servis işyeri olarak kullandıklarını, davacı vekili tarafından kullandıkları dava dilekçesinde belirtmiş olmasının tamamen gerçeği yansıtmadığını, 2013 Yılı Ocak ayından beri de bu işyerini kullanmadıklarını ve akaryakıt ve LPG satış işini yapmadıklarını, şirketleri tamamen feshedilmiş olup her hangi bir faaliyetlerinin bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesi için … Asliye Hukuk Mahkemesine 31/05/2016 tarihli duruşma ara kararı gereği talimat yazılmış, ancak davalı şirketin belirtilen adreste faaliyetine devam etmemesi ve şirket yetkililerine ve ticari defterlerine ulaşılamadığından bahisle inceleme yapılamadığına dair bila ikmal cevap verilmiştir.
Mahkememizin 04/04/2017 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir, sektör uzmanı ve akit uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 31/01/2018 teslim tarihli raporda özetle; Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu, her türlü delilin takdiri ve nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; a) Davacı şirket ticari defterlerinin GİB onaylarının süresinde yapıldığı, envanter defterinin noter açılış tasdiki süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, b) Davacı şirketin dava konusu 13.663,76 TL tutarındaki faturaları ticari defterlerde kayıtlı olduğu ve davalı şirketin davacıya herhangi bir ödemesi olmadığı, Bayilik Sözleşmesinin 26.maddesi gereğince davacı defterlerinin kati delil teşkil edeceği hükmü muvacehesinde davacının defterlerinde yazılı alacağın davalı hakkında lüzum ifade edeceği, c) Ancak davalı şirketin bayiliğinin sona ermesinden sonraki döneme ait olmak üzere davacı tarafından kesilen 2 adet fatura bedelinin davacının bakiye alacağından indirilmesi ile davacının huzurdaki davada talep edebileceği alacak tutarının 10.688,62 TL olarak hesaplandığı, davacın işbu meblağın üzerindeki talebinin kabule şayan sayılamayacağı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 09/03/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya davacı vekilinin ve davalı şirketin rapora karşı itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor alınması için bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 11/05/2018 teslim tarihli ek raporda özetle; Sonuç olarak kurulumuz, tarafların kök rapora vaki itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafaza edilmesi icap ettiği yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 07/09/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya davacı vekilinin rapora karşı itirazlarını karşılar nitelikte 2.ci ek rapor alınması için bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 16/11/2018 teslim tarihli 2.ci ek raporda özetle; Sonuç olarak kurulumuz, tarafların kök ve ek rapora vaki itirazlarının raporlarda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafaza edilmesi icap ettiği yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır..
Mahkememizin 26/02/2019 tarihli duruşmasının ara kararı ile; Dosya kapsamı, bilirkişi kök ve ek raporu muhteviyatı itibari ile davacı vekilinin yeni heyetten yeni rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Yargılama sırasında bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi heyet raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında, 08.05.2010 tarihli İSTASYONLU BAYİLİK SÖZLEŞMESİ, 08.05.2010 tarihli OTOGAZ BAYİLİK SÖZLEŞMESİ,…..tarihli ARİYET SÖZLEŞMESİ,14.09.2010 tarihli PROTOKOL ve 14.09.2010 tarihli İSTASYON OTOMASYON SİSTEMİ SERVİS BAKIM, AUTOMATIC VE LOJİSTİK KART SATIŞ SÖZLEŞMESİ akdedilmiştir.
Davacı vekilinin delil listesi ekinde ibraz ettiği ve EPDK web sitesinden dökümü alındığı anlaşılan Petrol Piyasası Bayilik Lisanları belgesi incelendiğinde, Davalı şirketin bayilik başlangıç tarihi 15.06.2010, İptal/Sona erme tarihi 09.05.2014 olduğu, İptal/Sona Erdirmenin sebebi “ Petrol piyasası lisans yönetmeliğin 17/1 fıkrasının (d) bendi uyarınca 09.06.2014 tarih ve 16394 sayılı karar ile sonlandırıldığı” olduğu yazmaktadır.
Otogaz Bayilik Sözleşmesinin İlgili Maddeleri
Bakım Ve Onarım
Madde 13-
a) Otogaz ünitesinin, mütemmim cüzlerinin ve teferruatının ve BAYİ’ye teslim edilen/edilecek eşya, malzeme ve teçhizatın her türlü bakım, onarım, tamir ve yedek parça temin ve montajı, masrafları BAYİ’ye fatura edilmek şartıyla, ariyet verene aittir.
– İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım, Automatıc ve Lojistik Kart Satış Sözleşmesi İlgili Maddeleri
Bakım Ve Onarım
Madde 5- İŞLETİCİ/BAYİ’nin kasıt veya ihmali kast veya ihmali nedeniyle meydana gelen hasar ve zarar halleri müstesna, İSTASYON OTOMASYONU, Automatic ve Lojistik Kartın tesisinden itibaren bakım ve onarım giderleri, İŞLETİCİ/BAYİ’nin yükümlülüğünde olup, bu hizmet kapsamına İstasyon Otomasyon Sistem ekipmanları haricindeki malzemelerin arızalan dahil değildir. İSTASYON OTOMASYONU, Automatic ve Lojistik Kart’ın yıllık bakım ve servis hizmetlerinin PO tarafından belirlenecek firma tarafından yapılacağını kabul eder. İŞLETİCİ/BAYİ, PO’nun belirlediği bakım ve servis ekibinin satış yerinde çalışabilmesi için gerekli ortamı sağlamakla yükümlüdür. İŞLETİCİ/BAYİ, yangın veya benzeri bir felaket anında Satış Yeri Kontrol Ünitesini (Otomasyon Kabinetini) ilk kurtarılacak malzemeler listesinde tutacaktır. İŞLETİCİ/BAYİ, PO’nun bakım ve onarım amacıyla dilediği zaman yapacağı kontrollere peşinen muvafakat etmiş olup, PO tarafından belirlenecek aylık bakım onarım ve uydu kullanım ücretini ve KDV’si tutarında düzenlenecek fatura bedelini fatura tarihinden en geç takip eden ayın 10. gününde İSTASYON OTOMASYONU teknik vardım. bakım, servis ve uydu kullanım hizmeti ücretini ödemeyi peşinen ve gayrikabili rücu olarak beyan, kabul ve taahhüt etmiştir.
Devir
Madde 27- …BAYİ, PO’nun yazılı muvafakati olmaksızın satış yerini başkasına satamaz, kiraya veremez, kısmen veya tamamen devredemez, ortak alamaz veya başkasının kullanmasına ya da işletmesine terk edemez, satış yeri üzerinde başkaları lehine ayni hak tesis edemez, aksine davranış, işbu sözleşmenin ihlali niteliğindedir.
Davacı taraf faturaların toplamını talep etmektedir.
Taraflar arasındaki İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi’nin ‘Kayıtlar’ başlıklı 26.maddesinde “İşbu sözleşme konusu ticari münasebet nedeniyle, BAYİ’nin PO’daki borç ve alacağının miktarı ile, PO’dan temin ettiği, LPG-Otogazın miktar, bedel ve teslimat tarihi PO’nun defter ve kayıtlarına göre belirlenecektir.  Bu bakımdan taraflar, PO’nun defter ve kayıtlarının kat’i delil teşkil ettiğini, HUMK’nun 287 vd. maddeleri uyarınca delil sözleşmesi hükmünde olmak üzere kabul etmişlerdir….BAYİ kayıtları ve sözleşmeler ile PO kayıtları ve sözleşmeler arasında mübayenet olması halinde, PO’nun kayıtları ve PO’da mevcut sözleşmelere itibar edilecektir” düzenlemesi yer almaktadır.  Dolayısıyla davacı defterlerinde davacının alacağına ilişkin kayıtlar davalıyı bağlayıcı niteliktedir.
Davacı vekilinin delil listesi ekinde ibraz ettiği ve EPDK web sitesinden dökümünden alındığı anlaşılan Petrol Piyasası Bayilik Lisanları belgesi incelendiğinde, davalı şirketin bayilik başlangıç tarihi 15.06.2010, İptal/Sona erme tarihi 09.05.2014 olduğu, İptal/Sona Erdirmenin sebebi “ Petrol piyasası lisans yönetmeliğin 17/1 fıkrasının (d) bendi uyarınca 09.06.2014 tarih ve 16394 sayılı karar ile sonlandırıldığı” olduğu zikredilmektedir. Resmi nitelikteki bu belge gereğince davalının bayiliği 09.05.2014 tarihinde sona ermiştir. Halbuki davacının faturalarının dökümünde 10.10.2014 tarihli otomasyon hizmet bedeli 1.652 TL ve 27.08.2014 tarihli uydu yer değişikliği bedeli 1.143,14 TL’lik faturaların, davalının bayiliğinin resmi olarak sona erdiği 09.05.2014 tarihinden sonraki bir tarihe isabet ettiği görülmektedir. Davalının resmi belgede yazılı olan bayilik sonu olan 09.05.2014 tarihinden sonra da bayilik faaliyetini devam ettirdiği ve 10.10.2014 ve 27.08.2014 tarihli faturalarda yazan hizmeti aldığının, davacı tarafından kendi defterleri dışındaki delillerle ispat edilmesi gerekir. Bu hususta davacıya düşen ispat külfetinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının bakiye alacağından işbu iki fatura bedeli toplamı olan (1.652 + 1.143,14 =) 2.795,14 TL’nin çıkarılması gerekmektedir. Bu durumda davacının huzurdaki davada talep edebileceği alacak 13.663,76 – 2.975,14 = 10.688,62 TL olarak hesaplanmaktadır.
06.Temmuz.2007 tarih ve 26574 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 1240 sayılı EPDK Kurul Kararında belirtilen; dağıtım şirketlerinin (davacı yanın), akaryakıt istasyonlarında stok hareketlerinin ve alım satım işlemlerinin günlük olarak elektronik ortamda izlenebilmesine, raporlanmasına yönelik bir otomasyon sistemini kurmakla yükümlü oldukları ve de bayiin (davalı yanın), dağıtıcı lisans sahibinin yazılı izni olmadan bu otomasyon sistemine müdahale etmemekle yükümlü kılındığına dair kararı, dolayısıyla tarafların bu yükümlülükleri çerçevesinde davacı tarafından bu otomasyon sistemi ile ilgili olarak yapılmış olan dava konusu giderlerin (alacağın), davalı (bayii) tarafından karşılanacağı, ödeneceği İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım, Automatic sözleşmesinin “Bakım ve Onarım “ başlıklı 5. maddesi ile kabul ve taahhüt edildiğinden, işbu faturaların düzenlenip davalı yana gönderildiği, borçlandırıldığı, talep edildiği, dolayısıyla davacı yanın bu alacağını talep etme hakkına sahip olabileceği değerlendirilmiştir. Ancak, davacı tarafından bu otomasyon sistemi ile ilgili olarak yaptığı bu ödemelerini, giderlerini gösteren, destekleyen belge ibraz edilmemiştir.
Sonuç itibariyle : Davacı şirket ticari defterlerinin GİB onaylarının süresinde yapıldığı, envanter defterinin noter açılış tasdiki süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, Davacı şirketin dava konusu 13.663,76 TL tutarındaki faturaları ticari defterlerde kayıtlı olduğu ve davalı şirketin davacıya herhangi bir ödemesi olmadığı ancak davalı şirketin bayiliğinin sona ermesinden sonraki döneme ait olmak üzere davacı tarafından kesilen 2 adet fatura bedelinin davacının bakiye alacağından indirilmesi ile davacının huzurdaki davada talep edebileceği alacak tutarının 10.688,62 TL olduğu anlaşılmakla; Davanın kısmen kabulüne, 10.688,62 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulüne, 10.688,62 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince hesaplanan 730,13 TL harçtan peşin alınan 233,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 496,78 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 233,35 TL peşin harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu toplam: 2.877,70 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 2.251,11 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 26/02/2019

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
27,70 TL Başvuru Harç Masrafı
2.550,00 TL Bilirkişi Ücreti
300,00 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 2.877,70 TL