Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/140 E. 2018/1015 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/140
KARAR NO : 2018/1015

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2014
KARAR TARİHİ : 02/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacı ile dava dışı … Bankası A.Ş. arasında yapılan anlaşma gereğince … Bankası … Şubesinde bir hesap açıldığını, daha sonra banka görevlilerinin yönlendirmesi ve ısrarlı talepleriyle davalı şirket nezdinde bir yatırım hesabı açılarak bir miktar para yatırmak suretiyle davalı şirket aracılığıyla hisse senedi alım-satım işlemlerine başlandığını, davacının baştan beri bu işlemleri riskli bulduğunu bu sebeple küçük meblağlı işlemler yapılmasını istediğini, süren ilişki sırasında davacıya birtakım belgeler imzalatıldığını, 2013 yılı başlarında kredi kullanılarak borsa işlemleri yapıldığını fark eden davacının davalı şirket çalışanlarını uyardığını, fakat komisyon-prim alma amacındaki şirket çalışanlarının davacının onayı olmadan kredili işlemlerle hisse alım satımı yapmaya devam ettiklerini nihayet davacıya bu işlemlerden dolayı 700.000-800.000-TL civarında kredi borcu bulunduğunun bildirildiğini, imzalanan sermaye piyasası araçları kredi sözleşmesini kabul etmediklerini, tarih ve miktar kısımlarının sonradan doldurulduğunu, davalı şirket çalışanlarının talimata aykırı hareket ettiklerini, bu sebeple davacıyı zarara uğrattıklarını ileri sürerek davacının bu işlemler sebebiyle uğradığı zararın tespiti ile şimdilik 20.000,00 TL’lik tazminatın mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Bursa 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;Davalı taraf davanın reddini savunmuş, cevap süresi içerisinde verdiği süre uzatım dilekçesinde öncelikli biçimde yetki itirazını ileri sürmüştür. Davalı taraf yetki itirazında öncelikle genel yetki kurallarına atıf yapmış, davanın davalı ikametgahında görülmesi gerektiğini bu nedenle İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili uzatılan süre içinde verdiği ek dilekçesinde de sözleşmede yetki şartının bulunduğunu bu sebeple dahi İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bursa 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan değerlendirme sonucu 29/09/2014 tarih ve 2014/478 Esas, 2014/338 Karar sayılı kararı ile; davanın İstanbul Mahkemeleri’nin yetki alanına girdiği gerekçesiyle yetkisiylik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememiz esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Alacak davasıdır.
Mahkememizin 22/01/2016 tarihli ara kararı gereğince dosya SPK Finans konusunda uzman bilirkişi ve bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 14/07/2016 teslim tarihli raporda özetle;Yapılan incelemeler sonucunda; Kayıtlı telefonlarda yapılan görüşmeler dinlendiğinde davacının kredili işlemlerden haberdar olduğu; Davacının 2013 yılı öncesinde de hisse senedi işlemleri yapması ve Bireysel Müşteriler İçin Müşteri Tanıma Formu üzerinde yüksek risk düzeyini işaretlemesi söz konusu piyasaların risk-getiri yapısı hakkında davacının bilgi sahibi olduğu ve ayrıca uzun süredir hisse senedi işlemi yapmasından ötürü sermaye piyasaları hakkında bilgi sahibi olabileceği, Davacıya hisse senedi işlemleri sonucu oluşan zararlar hakkında ve hesap bakiyesi hakkında bilgi verildiği, Yapılan kredili veya kredisiz hisse senedi işlemleri ile hesap bakiyesine ilişkin bilgi veren Menkul Kıymet Kredisi Hesap Özeti, Menkul Kıymet Hareket Ekstresi, Menkul Kıymet Kredisi Hesap Özeti ve Menkul Kıymet Hareket Ekstrelerinin davacıya ulaşması hakkında kesin bir kanıya ulaşılamamışsa da … A.Ş tarafından söz konusu belgelerin davalıya ait olan adrese gönderildiği, Sermaye Piyasası Araçları Kredi Sözleşmesi imzalama tarihi ile yapılan işlemlerin silsilesinin uyumlu olduğu, Dosya eklerinde davacının yaptığı işlemlerin tamamına ilişkin yazılı talimat ya da ses kaydının bulunmadığı ve durumun davacının haberi olmadan işlem yapıldığı anlamına gelebileceği belirlendiği belirtilmiştir.
Mahkememizin 15/11/2016 tarihli celsesinin ara kararı gereğince dosyanın ek rapor için yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen teslim 24/08/2017 tarihli 1.ci ek raporda özetle; Yapılan incelemeler sonucunda; Bir önceki raporda belirtilen değiştirecek bir bulguya rastlanmadığı, Bir önceki raporun ekinde yer almayan talimatlar da değerlendirildiğinde alınan emirlerde bir kusur olmadığı sadece yukarıda ayrıntısı verilen ve eklerde dökümü yer alan işlemlere ilişkin talimatların içeriğinde eksiklik görüldüğü yönünde görüş ve kanatinde bulunmuşlardır
Mahkememizin 07/11/2017 tarihli celsenin ara kararı gereğince dosyanın ikinci kez ek rapor için yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 10/07/2018 teslim tarihli 2.ci ek raporda özetle; Yapılan incelemeler sonucunda; Kök ve ek raporda belirtilen kanıyı değiştirecek bir bulguya rastlanmadığı, son paylaşılan CD ile talimat alınmadan yapılan işlem olmadığı yönünde görüş ve kanatte bulunmuşlardır.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi kök ve ek raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Davacıya gönderilen “Menkul Kıymet Kredisi Hesap Özeti” ve “Menkul Kıymet Hareket Ekstresinde” açık şekilde “Hisse Senedi Em. Tek Hesap Faiz Tahsilatı” açıklaması ile krediye konu tutarlar için tahakkuk eden faiz tutarları ve tahsis edilen kredi limitleri yer almaktadır. Dosyada bulunan ekstrelerden en eskisi 31.01.2013 tarihine ait olup kredi sözleşme tarihi olan 28.01.2013 ile tutarlılık içerisindedir.
Entegre rapor olarak tarif edilen “Finansal Durum Özeti” ve “Aylık Bülten” içeriğinde kredili ve kredisiz gerçekleştirilen hisse senedi işlemlerinin ayrıntısını içermektedir.
Davacıya ait Çerçeve Sözleşmesinin 16. maddesinde yer aldığı belirtilen “hesap hareketlerinin müşteriye ulaşmaması durumunda bu husus 7 gün içinde müvekkil şirkete ihbar etme zorunluluğu bulunduğu” maddesi SPK mevzuatının 5’inci bölümünün 17’inci maddesinin 5’ini fıkrasında yer alan “Hesap ekstresinde yer alan bilgilerin belirli süre geçtikten sonra müşteri tarafından kabul edilmiş sayılacağına ilişkin sorumsuzluk kayıtlarına çerçeve sözleşmelerde ve ilgili diğer belgelerde yer verilemez. Bu tür kayıtlar hükümsüz sayılır.” ibaresine göre geçersizdir. Buna karşın davalının sözleşmelerde yer alan davacının adreslerine entegre raporları, hesap özetlerin ve menkul kıymet hesap hareketlerini göndermiş olması kendisine ait olan sorumluluğu yerine getirdiğini gösterir niteliktedir.
Davacı …’ın 123638 numaralı hesabından yapılan hisse senedi işlemlerine ilişkin sunulan menkul kıymet hesap ekstresinde, şahsın 15.11.2005 tarihi itibariyle hisse senedi alım-satım işlemi yapmaya başladığı ve ilerleyen yıllar içinde de söz konusu işlemlere devam ettiği görülmüştür.
Muhafaza işlem sözleşmesinin bir parçası olan “Bireysel Müşteriler İçin Müşteri Tanıma Formu” incelendiğinde davacının yüksek risk almayı kabul ettiğini beyan eder nitelikte “yatırımlarınızda almayı tercih ettiğiniz risk düzeyi nedir” sorusuna “Yüksek” şıkkını işaretleyerek cevap verdiği görülmüştür. Söz konusu durum davacının risk algısını gösterir niteliktedir. Ayrıca davacının 2005 yılı itibariyle hisse senedi işlemleri yapıyor olması sermaye piyasaları hakkında bilgisi olduğu kanaatini oluşturmaktadır.
Dosyaya sunulan ve bilirkişiler tarafından incelenen ses kayıtlarında davalı çalışanları tarafından davacıya birçok defa, hisse senedi alım-satım işlemleri sonucunda oluşan kar ve zarar hakkında bilgi verildiği belirlenmiştir. Gerçekleştirilen işlemler öncesinde davalının personeli olan ve işlemlere aracılık eden kişiler, işleme konu hissenin adını, miktarını ve fiyatını söylemiş bunun akabinde davacıdan sözlü olarak onay alınarak işlem yapılmıştır.
Kayıtlı telefonlarda yapılan görüşmeler dinlendiğinde davacının kredili işlemlerden haberdar olduğu;
Davacının 2013 yılı öncesinde de hisse senedi işlemleri yapması ve Bireysel Müşteriler İçin Müşteri Tanıma Formu üzerinde yüksek risk düzeyini işaretlemesi söz konusu piyasaların risk-getiri yapısı hakkında davacının bilgi sahibi olduğu ve ayrıca uzun süredir hisse senedi işlemi yapmasından ötürü sermaye piyasaları hakkında bilgi sahibi olduğu,
Davacıya hisse senedi işlemleri sonucu oluşan zararlar hakkında ve hesap bakiyesi hakkında bilgi verildiği,
Yapılan kredili veya kredisiz hisse senedi işlemleri ile hesap bakiyesine ilişkin bilgi veren Menkul Kıymet Kredisi Hesap Özeti, Menkul Kıymet Hareket Ekstresi, Menkul Kıymet Kredisi Hesap Özeti ve Menkul Kıymet Hareket Ekstrelerinin … A.Ş tarafından söz konusu belgelerin davalıya ait olan adrese gönderildiği,
Sermaye Piyasası Araçları Kredi Sözleşmesi imzalama tarihi ile yapılan işlemlerin silsilesinin uyumlu olduğu, dosyaya davalı tarafından sunulan ses kayıtlarına ait CD. İçeriklerine göre davacıdan talimat alınmadan yapılan işlem olmadığı ve davacının davalıdan alacaklı olmadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 305,65 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 02/10/2018

Katip

Hakim …