Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/137 E. 2018/164 K. 13.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/137 Esas
KARAR NO : 2018/164

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/04/2014
KARAR TARİHİ : 13/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Kapatılan İstanbul Anadolu 17. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Müvekkillerinin murisi olan kızlarının 13/02/2004 tarihinde … yolu üzerinde geçirdiği trafik kazası neticesi hayatını kaybettiğini, kimliği ve plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün asli derecede kusurlu olduğunu, plakası tespit edilemeyen araç için … hesabı tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Kapatılan İstanbul Anadolu 17. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; öncelikle yetki itirazında bulunarak … de kazanın meydana geldiğinden buranın yetkili olduğunu, ayrıca davanın zaman aşımına uğradığını belirmiş, ayrıca müvekkilinin üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirerek davacıların tüm zararını karşıladığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden temerrüdü bulunmadığından yargılama giderleri, vekalet ücreti ve faizden sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin başkaca sorumluluğu bulunmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan değerlendirme sonucu 23/10/2014 tarih ve 2014/1140 Esas, 2014/399 Karar Sayılı kararı ile; davaya bakmakta İstanbul Adliyesi’nin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememiz esasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacılar vekili UYAP sisteminden gönderdiği 03/11/2015 tarihli dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki taleplerini açıklayarak davacı baba … için 5.000,00 TL., Davacı anne … için 5.000,00 TL. Tazminat talep ettiğini belirtmiştir.
… Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas,… Karar sayılı dosyasının tüm uyap kayıtları ve alınan kusur raporları getirtilerek dosya arasına konulmuştur.
… Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas,… Karar sayılı dosyasının yapılan yargılaması sırasında İTÜ Trafik Kürsüsünde görevli 3’lü bilirkişi heyetinden alınan kusur raporuna mahkememizce itibar edilmiştir.Raporda özetle; a) Dava dışı … Plakalı Otobüs sürücüsü …’ın 3/8 kusurlu olduğu, b) Dava dışı … Plakalı Kamyon sürücüsü ..’in 2/8 kusurlu olduğu, c) Dava dışı Olaya karışan ve Plakası ve sürücüsü tesbit edilemeyen TIR sürücüsünün 3/8 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 19/01/2016 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere sigortacı ve aktüer bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 31/08/2016 teslim tarihli raporda özetle;Hukuki durumun ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 13.02.2004 tarihinde meydana gelen Trafik kazası sonucu vefat eden …’un geride kalan davacı hak sahipleri babası … ile annesi …’ye davalı … tarafından yapılan ödemenin Güncelleştirilen ve güncelleştirilmeyen tutarı hesaplanan Maddi Tazminat miktarlarından daha fazla olması hasebiyle davacı anne ve babasının başkaca Maddi Tazminat alacaklarının kalmadığı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 22/11/2016 tarihli ara kararı gereğince davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesindeki itirazları karşılar nitelikte ek rapor hazırlanmak üzere dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 19/04/2017 teslim tarihli raporda özetle; Davacı hak sahiplerinin Nihai ve Gerçek Maddi zararları aşağıdadır. 1. SEÇENEKTE 3/8 KUSURA GÖRE DAVACI HAK SAHİPLERİNİN NİHAİ VE GERÇEK MADDİ ZARARI: Davacı baba …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı:a) 13.446,70TL. x 3/8 kusur = 5.042,51 TL.b) Davalı … tarafından yapılan ödemeal faiziyle birlikte güncelleştirien tutarı tenzil 4.434,71 TL. c) 1.Seçenektde Davacı baba …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı tutarı= 607,80 TL. 2) Davacı anne …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı: a) 19.038,00 TL. x 3/8 kusur= 7.139,25 TL. b) Davalı … tarafından yapılan ödeme Yasal faiziyle birlikte güncelleştirien tutarı tenzil 5.922,50 TL. c) 1.Seçenekte Davacı anne …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı tutarı= 1.216,75 TL.,F) 2. SEÇENEKTE %40 KUSURA GÖRE DAVACI HAK SAHİPLERİNİN NİHAİ VE GERÇEK MADDİ ZARARI:1) Davacı baba …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı:a) 13.446,70TL. x %40 kusur = 5.378,68 TL.,b) Davalı … tarafından yapılan ödeme Yasal faiziyle birlikte güncelleştirien tutarı tenzil 4.434,71 TL. c) 2.Seçenekte Davacı baba …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı tutarı= 943,97 TL. 2) Davacı anne …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı: a) 19.038,00 TL. x %40 kusur= 7.615,20 TL. b) Davalı … tarafından yapılan ödeme Yasal faiziyle birlikte güncelleştirien tutarı tenzil 5.922,50 TL., c) 2.Seçenekte Davacı anne …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı tutarı= 1.692,70 TL.Olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat davasıdır.
Mahkememizin 19/01/2016 tarihli duruşmasının 2 nolu ara kararı gereği; Davacıların desteğinin vefat ettiği kazadaki eylemin kaza tarihine göre 765 sayılı TCK nın 455, 102/4, 104/2 maddeleri gereği olağan zamanaşımının 10 yıl olduğu, ve olağanüstü zamanaşımının da 15 yıl olduğu anlaşılmakla, kaza tarihinden itibaren 15 yıllık olağanüsütü zamanaşamı süresinin dolmadığı görülmekle davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Somut olayın; 13/02/2004 günü sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otobüs ile, … istikametinden … İstikametine doğru saatte 60-65 km. hızla seyredip, yolun bir kısmının ve banketlerin karlı olduğu, bu esnada karşı yönden sanık …’in yönetimindeki … plaka sayılı kamyon ile, kendi şeridinde … istikametine doğru seyrettiği, her iki aracın zincir takmadığı, yağan karların banketi tamamen örtmesi ve banket üzerindeki yüksekliğinin 25-30 cm. ye varması nedeniyle sürücülerin bankete düşmemek amacıyla yolun merkezine doğru girdikleri, sanık …’in önünde seyreden plakası tespit edilemeyen bir kamyonun hızlı hareket ederek yolun sağ tarafına doğru açılmamış kar kısmına kamyonunu sokup, karın havalanarak kazaya karışan her iki aracın ön camını kapattığı, bu esnada sürücü …’ın kısmen araç hakimiyetini kaybetmesi sonucu karşı şeride tecavüz ettiği,bu esnada her iki aracın çarpışması sonucu otobüste yolcu olarak bulunan …, …, …, …, …, …’un olay mahallinde öldükleri, katılanlar … ve …’ın hayati tehlike geçirecek 45 gün iş ve güçlerinden kalacak şekilde yaralandıkları, …’ün ise kaldırıldığı hastanede kazadan yaklaşık onbir gün sonra öldüğü; kaza nedeniyle yedi kişinin hayatını kaybettiği ve birden fazla kişinin yaralandığı trafik kazası meydana gelmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.
Şu hale göre; işleten murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2012/17-215, K. 2012/413 sayılı ve 27.6.2012 tarihli emsal kararında; “Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerine doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, araç şoförünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduklarına göre, davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri oybirliğiyle kabul edilmiştir,” kararı gereğince davacıların destekten yoksun kalma tazminatını talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekili UYAP sisteminden gönderdiği 03/11/2015 tarihli dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki taleplerini açıklayarak davacı baba … için 5.000,00 TL., Davacı anne … için 5.000,00 TL. Tazminat talep ettiğini belirtmiştir.
… Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/272 Esas,2006/278 Karar sayılı dosyasının tüm uyap kayıtları ve alınan kusur raporları getirtilerek dosya arasına konulmuştur.
… Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/272 Esas,2006/278 Karar sayılı dosyasının yapılan yargılaması sırasında İTÜ Trafik Kürsüsünde görevli 3’lü bilirkişi heyetinden alınan kusur raporuna mahkememizce itibar edilmiştir.Raporda özetle; a) Dava dışı … Plakalı Otobüs sürücüsü …’ın 3/8 kusurlu olduğu, b) Dava dışı … Plakalı Kamyon sürücüsü …’in 2/8 kusurlu olduğu, c) Dava dışı Olaya karışan ve Plakası ve sürücüsü tesbit edilemeyen TIR sürücüsünün 3/8 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 19/01/2016 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere sigortacı ve aktüer bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 31/08/2016 teslim tarihli raporda özetle;Hukuki durumun ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 13.02.2004 tarihinde meydana gelen Trafik kazası sonucu vefat eden …’un geride kalan davacı hak sahipleri babası … ile annesi …’ye davalı … tarafından yapılan ödemenin Güncelleştirilen ve güncelleştirilmeyen tutarı hesaplanan Maddi Tazminat miktarlarından daha fazla olması hasebiyle davacı anne ve babasının başkaca Maddi Tazminat alacaklarının kalmadığı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 22/11/2016 tarihli ara kararı gereğince davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesindeki itirazları karşılar nitelikte ek rapor hazırlanmak üzere dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 19/04/2017 teslim tarihli raporda özetle; Davacı hak sahiplerinin Nihai ve Gerçek Maddi zararları aşağıdadır. 1. SEÇENEKTE 3/8 KUSURA GÖRE DAVACI HAK SAHİPLERİNİN NİHAİ VE GERÇEK MADDİ ZARARI: Davacı baba …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı:a) 13.446,70TL. x 3/8 kusur = 5.042,51 TL.b) Davalı … tarafından yapılan ödemeal faiziyle birlikte güncelleştirien tutarı tenzil 4.434,71 TL. c) 1.Seçenektde Davacı baba …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı tutarı= 607,80 TL. 2) Davacı anne …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı: a) 19.038,00 TL. x 3/8 kusur= 7.139,25 TL. b) Davalı … tarafından yapılan ödeme Yasal faiziyle birlikte güncelleştirien tutarı tenzil 5.922,50 TL. c) 1.Seçenekte Davacı anne …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı tutarı= 1.216,75 TL.,F) 2. SEÇENEKTE %40 KUSURA GÖRE DAVACI HAK SAHİPLERİNİN NİHAİ VE GERÇEK MADDİ ZARARI:1) Davacı baba …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı:a) 13.446,70TL. x %40 kusur = 5.378,68 TL.,b) Davalı … tarafından yapılan ödeme Yasal faiziyle birlikte güncelleştirien tutarı tenzil 4.434,71 TL. c) 2.Seçenekte Davacı baba …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı tutarı= 943,97 TL. 2) Davacı anne …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı: a) 19.038,00 TL. x %40 kusur= 7.615,20 TL. b) Davalı … tarafından yapılan ödeme Yasal faiziyle birlikte güncelleştirien tutarı tenzil 5.922,50 TL., c) 2.Seçenekte Davacı anne …’nin Nihai ve Gerçek Maddi zararı tutarı= 1.692,70 TL.Olduğu belirtilmiştir.
Yargılama sırasında bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas,… Karar sayılı dosyasının yapılan yargılaması sırasında İTÜ Trafik Kürsüsünde görevli 3’lü bilirkişi heyetinden alınan kusur raporuna mahkememizce itibar edilmiştir, bilirkişi ek raporundaki bu rapordaki kusur oranına göre yapılan 1 seçenekteki hesaplamaya itibar edildiği ve destekten yoksun kalma tazminat şartlarının oluştuğu anlaşıldığından; Davanın kısmen kabulüne, Davacı baba … için 607,80 TL, davacı Anne … için 1.216,75 TL ‘nin 06/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ,fazlaya ilişkin talebin reddine verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulüne, Davacı baba … için 607,80 TL, davacı Anne … için 1.216,75 TL ‘nin 06/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ,fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 124,64 TL harçtan peşin alınan 34,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 90,44 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 34,20 TL harç masrafının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan (AAÜT 13/2 Maddesi gereğince ) 1.824,55 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, ( Davacı …’ye 607,80 TL, davacı …’ye 1.216,75 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, )
5-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, ( Davacılardan …’nin 1.127,06 TL’sinden, davacı …’nin ise 1.052,94 TL’sinden sorumlu tutulmasına, )
6-Davacının yapmış olduğu toplam: 1.215,75 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 221,81 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,geri kalan miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair verilen karar davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 13/02/2018

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
25,20 TL Harç Masrafı
1.000,00 TL Bilirkişi Ücreti
190,55 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.215,75 TL