Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1226 E. 2023/512 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1226 Esas
KARAR NO : 2023/512

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2015
KARAR TARİHİ : 09/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 23/12/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki bir bono ilişkisinden kaynaklı olarak müvekkili aleyhine davalı şirket tarafından 24/07/2015 tarihinde … 31.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, ödeme emrinin 30/07/2015 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiği iddia edilse de yapılan tebliğin usulsüz olması sebebiyle taraflarınca … 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında dava açıldığını, Mahkemenin 10/11/2015 tarihli… Esas, … Karar sayılı ilam ile tebligatın usulsüz olduğu ve tebliğ tarihinin 18/09/2015 olduğuna hükmedildiğini, lehtar cirosunun kambiyo senedi niteliğinde olan bononun TTK maddeleri çerçevesinde geçerlilik şartı olduğunu, takibe konu bononun arka yüzünde lehtarı olan davalı şirketin cirosunun yer almaması TTK 681 ve devamı maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden bahisle de bononun kambiyo senedi olma özelliğini yetirdiğinden de takibin iptali yönünde itirazda bulunulduğunu, taleplerinin reddedilmesi üzerine 07/12/2015 tarihinde taraflarınca temyiz edildiğini, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ilişkinin müvekkilinin %9 ortağı olduğu … Şti. arasındaki kredi sözleşmesine ilişkin kefalet sözleşmesine dayandırıldığını, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin kefilliğine ilişkin davalı şirkete … 13.Noterliği’nin … tarih … yevmiye sayılı ihtarname ile kefillikten ayrıldığını ve bu tarihten sonra şirketin kredi borçlarına ilişkin herhangi bir mesuliyet kabul etmediğini bildirdiğini, bu nedenle bu tarihten sonra doğmuş olan kefillik ilişkisine bağlı bir borcun doğumundan bahsetmenin imkansız olduğunu, ayrıca söz konusu bononun kambiyo olma özelliğini kaybettiğinden genel borç ilişkisinin söz konusu olması gerektiğini, söz konusu ilişkide müvekkilinin yazılı bir kefalet sözleşmesinden ve diğer şartları taşıdığından söz edilemeyeceğinden bu kefaletin geçersiz olduğunu, dolayısıyla geçerli bir kefalet ilişkisinden söz edilemediğinden borçluluklarının iddia edilemeyeceğini belirterek, icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasını davalı aleyhine likit icra takibi alacağının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yandan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 08/02/20216 cevap dilekçesinde özetle; Davacının takibe dayanak bononun ”kambiyo vasfında bulunmadığı” yönünde yapmış olduğu itirazlarının usul ve yasaya aykırılık bulunmaması sebebiyle … 16.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 10/11/2015 tarih ve … esas,…Karar sayılı kararı ile reddedildiğini, davacının takibe konu senedi aval sıfatıyla imzaladığını, takibe konu senedin ciro yoluyla devredilmediğini, davacının takibe konu senedin ön yüzünü aval sıfatıyla imzaladığını ve keşideci ile birlikte müteselsil borçlu sıfatıyla sorumlu olduğunu, davacının bono vasfını yetirmiş bir senetten kaynaklanan borcun kefalet hükümlerine tabi olduğunu ve tarafılar arasında kefalet şartlarının oluşmadığını iddia etmiş ise de davacının bu iddialarının da haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davacının ikame edilen ve ispat edilemeyen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi raporları, … 18.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı yazı cevabı, … 31.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, … 16.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 10/11/2015 tarih ve … Esas, … Karar sayılı Gerekçeli Kararı, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2017 tarih ve … Esas, … Karar sayılı Gerekçeli Kararı, … CBS Özel Soruşturma Barosu’nun… soruşturma sayılı dosyasının Uyap kayıtları, 1.İflas Müdürlüğü’nün…Esas sayılı yazı cevabı,… Satış A.Ş.’nin yazı cevabı, … yazı cevabı dosyada mevcuttur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
23/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacının kefillikten istifasından önceki bir tarihte ve henüz kefaleti devam ederken alınan kredi borcundan dolayı sorumlu olduğu, istifa ile bu eski borçtan kurtulamayacağı, dava konusu bononun kambiyo senedi vasfını taşıdığı, usul ve yasaya uygun olarak ve genel kredi sözleşmesi teminatı olarak borçlu ve kefillerce tanzim edildiği, bu vasıflarına zarar verir bir husus görülmediği cihetle davacı aleyhine borç doğurduğu görüş ve kanaatine ulaşılmıştır” şeklinde rapor sunulmuştur.
04/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “İnceleme konusu, Borçlusu “…Şti” … ve …, alacaklısı “…. Bankası A.Ş.olan 12.08.2013 düzenleme, 20.07.2015 ödeme tarihli, “ 2.000.000-ikimilyon TL”tutarlı senette bulunan “…” isim yazısı ve sağ tarafında bulunan “…” imzası ile …”e ait mukayese isim yazıları ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu “…” isim yazısı sağ tarafında bulunan “…” imzasının …’İN ELİ ÜRÜNÜ OLDUĞU kanaatimi bildirir rapordur.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
07/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Yazı ve imza incelemelerinde geçerli tüm grafolojik tanı yöntemleri dikkate alınarak; lup, stereomikroskop, S525 document dedector ve bilgisayar/scan kullanılarak yapılan incelemelerde; İnceleme konusu borçlusu …Tic.Ltd. Şti., kefili (aval veren) … ve …, alacaklısı …Bankası A.Ş.düzenleme tarihi 12/08/2013, ödeme tarihi 20/07/2015, miktarı 2.000.000 TL (iki milyon Türk Lirası) olan belgede …’e atfen atılmış aval imzası ile ”…”ibaresinin …’in eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Davacı tarafından açılan dava, kambiyo senedinden kaynaklanan İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak, takip alacaklısı davalıya aittir. (TMK mad. 6, HMK mad. 190) Ancak davacı hukuki ilişkinin maddi hukuk bakımından hiç doğmadığını değil de sona erdiğini (ödeme yapıldığını) veya yerine getirilmesinden kaçınabileceğini (zamanaşımına uğradığını, ödeme yapıldığı, başkaca bir hukuki ilişkiye dayandırma) ileri sürüyorsa, bu iddiasını borçlu davacı ispat edecektir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 12.08.2013 düzenleme tarihli, 20.07.2015 vade tarihli ve 2.000.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının borçlu olup olmadığı, takibe konu senetteki imzanın davacıya ait olduğu ihtilafsız olmakla, ancak TBK’da yer alan kefalete ilişkin hususlar kapsamında davacının kefil olduğu 14.08.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacı …’in isim-soyisim ve kefalete ilişkin içerikte yer alan yazıların davacıya ait olup olmadığı hususlarındadır.
… 31. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı tarafından davacı aleyhine yaptığı icra takibinin olduğu ve takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK’nın 583.maddesi gereğince sözleşme kapsamında düzenlenen kefaletin şekil şartlarına aykırılık olduğu iddiası kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Kefalet sözleşmesi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 581 ila 603. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581. maddesinde; “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme,” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
Türk Borçlar Kanunu’nda kefalet sözleşmesinin geçerliliği 818 Sayılı Borçlar Kanunu’ndan daha ağır şartlara bağlamıştır. Kefalet sözleşmesinin geçerli olması, genel hükümlerin yanında, Türk Borçlar Kanunu’nun 583 ve 584. maddelerde kefalet sözleşmesi için öngörülen koşulların varlığına bağlıdır. Bu koşullar mevcut ve geçerli borcun bulunması, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefil evli ise eşin rızasının alınmasıdır.
TBK mad. 583 hükmü kefalet sözleşmesinin geçerliliğine ilişkin şekil şartlarını düzenlemiştir. Bu hükme göre, “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” Bu durumda, asıl borcun yanı sıra gecikme faizi, mahkeme masrafları gibi borçların toplamının da kefalet sözleşmesinde belirtilen kefilin sorumlu olduğu azami miktarı geçmemesi gerekmektedir.
Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin davalının el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmamaktadır. Nitekim dosyamızda alınan bilirkişi raporlarında da bu husus ortaya konulmuştur. Bu durumda TBK.nun 583.maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesi geçersiz olduğu kabul edilecektir (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/4341 E. 2016/1257 K. 23.02.2016 T., Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/1158 E. 2015/1506 K. 18.02.2015 T., Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/18631 E. 2014/1721 K. 22.01.2014 T., Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/5481 E. 2019/5112 K. 13/11/2019 T.).
Yukarıda anlatılan gerekçe ile davacının tacir olması ve bu kapsamda dava dışı borçlu …Tic. Ltd. Şti.’nin davalı bankadan çektiği krediye kefil olduğu, TBK 583. maddesi gereğince kefalet sözleşmesinde kefalet tarihinin ve buna ilişkin içeriğin kefil tarafından bizzat el yazısı ile açıkça yazılması gerektiği, bunun kanunda yer alan emredici bir düzenleme olduğu, bu nedenle de davacı açısından kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığına yönelik inceleme yapılmıştır.
Mahkememizce her ne kadar bononda yer alan imza nedeniyle inceleme yapılmış ise de imzanın davacıya ait olduğu hususunda ihtilaf olmadığı gözetilerek salt imza incelemesi hususunda alınan raporlar dikkate alınmamıştır.
TBK’da yer alan kefalete ilişkin hususlar kapsamında davacının kefil olduğu 14.08.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacı …’in isim-soyisim ve kefalete ilişkin içerikte yer alan yazıların davacıya ait olup olmadığı noktasında hazırlanan 07/03/2023 tarihli raporda; lup, stereomikroskop, S525 document dedector ve bilgisayar/scan kullanılarak yapılan incelemelerde; İnceleme konusu borçlusu …Tic.Ltd. Şti., kefili (… veren) … ve …, alacaklısı … Bankası A.Ş.düzenleme tarihi 12/08/2013, ödeme tarihi 20/07/2015, miktarı 2.000.000 TL (iki milyon Türk Lirası) olan belgede …’e atfen atılmış … imzası, yazılar ile … ibaresinin …’in eli ürünü olduğu, yönünde rapor hazırlandığı ve kefalete ilişkin şekil şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın reddi gerekmiştir.
Mahkememizce … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı iflas kararı sonrası … 1.İflas Dairesinin …İflas sayılı dosyasında ikinci alacaklılar toplantısının yapılması yönünde ara kararlar kurulmuştur.
Müflis …Bankası A.Ş. BDDK’nın ve Fon Kurulunun kararları doğrultusunda fona devredilerek, 23/07/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 22/07/2016 tarihli BDDK kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107/son maddesi uyarınca bankanın faaliyet izni kaldırılmış, Fon Kurulunun 22/12/2016 tarihli kararıyla 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106/3. maddesi uyarınca doğrudan iflasının talep edilmesi üzerine … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin… E., … K. sayılı kararı ile 16/11/2017 günü saat 15:28 itibariyle iflasının açılmasına, tasfiye işlemlerinin … tarafından yürütülmesine karar verilmiştir. Kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2018/629 E., 2018/829 K. sayılı 09/05/2018 tarihli kararı ile ilk derece mahkemesi kararının yalnızca harç ile ilgili kısım yönünden düzeltilmesine karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine ise Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 27/01/2020 tarih, 2018/1539 E., 2020/406 K. Sayılı ilamı ile iflas kararı onanarak kesinleşmiştir.
5411 sayılı Bankacılık Kanununun Faaliyet İzninin Kaldırılması Veya Fona Devir başlıklı 71. maddesinde; “Denetlemeler sonucunda bir bankayla ilgili olarak; a) Bu Kanunun 70. inci maddesi kapsamında alınması istenen tedbirlerin Kurul tarafından verilen süre içerisinde ya da her halükârda en geç oniki ay içinde kısmen ya da tamamen alınmaması ya da bu tedbirleri kısmen veya tamamen almış olmasına rağmen, malî bünyesinin güçlendirilmesine imkân bulunmadığı veya bu tedbirler alınmış olsa dahi malî bünyesinin güçlendirilemeyeceğinin tespit edilmesi, b) Faaliyetine devamının mevduat ve katılım fonu sahiplerinin hakları ve malî sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz ettiğinin ortaya çıkması, c) Yükümlülüklerini vadesinde yerine getiremediğinin tespit edilmesi, d) Yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aşması, e) Hâkim ortaklarının veya yöneticilerinin, banka kaynaklarını, bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde doğrudan veya dolaylı veya dolanlı olarak kendi lehlerine kullanması veya dolanlı olarak kaynak kullandırması ve bankayı bu suretle zarara uğratması, hâllerinden bir veya birkaçının varlığı durumunda Kurul, en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınan kararla bankanın faaliyet iznini kaldırmaya ya da kredi kuruluşunun temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimini, zararın mevcut ortakların sermayesinden indirilmesi kaydıyla kısmen veya tamamen devri, satışı veya birleştirilmesi amacıyla Fona devretmeye yetkilidir. Faaliyet izni kaldırılan kredi kuruluşları bu Kanunda yer alan hükümlere göre, kalkınma ve yatırım bankaları ise genel hükümlere göre tasfiye edilir. Bu madde kapsamında alınan Kurul kararları Resmî Gazete’de yayımlanır. Yayım tarihi ilgililer bakımından tebliğ tarihi olarak kabul edilir.”
Faaliyet İzninin Kaldırılması başlıklı 106. maddesinde “Bir bankanın bu Kanun hükümlerine göre faaliyet izninin kaldırılması hâlinde yönetim ve denetimi Fona intikal eder… Fon, yönetim ve denetimi kendisine intikal eden bankadaki sigortalı mevduatı ve sigortalı katılım fonunu doğrudan veya ilân edeceği başka bir banka aracılığı ile ödeyerek, mevduat ve katılım fonu sahipleri yerine bankanın doğrudan doğruya iflasını ister. Bu görev ve yetki münhasıran Fona aittir. Bu şekilde yapılacak iflas isteminde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 178 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 179 uncu maddesinin iflasın ertelenmesine ilişkin hükümleri uygulanmaz… Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkında iflas kararı verilmesi hâlinde Fon, iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder. Fon, bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu, 251 inci ve 254 üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder.”,
Fona Devredilen Bankalar İle İlgili Hükümler başlıklı 107. maddesinin 107/son fıkrasında “71 inci madde kapsamında temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankaların, malî bünyelerinin güçlendirilmesi, yeniden yapılandırılması, devri, birleştirilmesi ve satışı ile ilgili süreç devrin yapıldığı tarihten itibaren en geç dokuz aylık bir süre içerisinde tamamlanır. Fon Kurulu kararı ile bu süre üç ayı geçmemek üzere uzatılabilir. Bu süre içinde devir, birleşme veya satışın tamamlanamamış olması hâlinde Fonun talebi üzerine Kurul bankanın faaliyet iznini kaldırır.” hükümleri yer almaktadır.
23 Şubat 2007 tarihli 26443 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat Ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi İle Bu Bankaların İflas Ve Tasfiyesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin, Amaç ve Kapsam başlıklı 1. maddesinde “Bu Yönetmeliğin amacı, faaliyet izni kaldırılarak yönetim ve denetimi 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106 ncı maddesine göre Fona intikal eden banka nezdinde bulunan sigortalı mevduat ve sigortalı katılım fonunun tespiti ve hak sahiplerine ödenmesi ile bu bankaların iflas ve tasfiyesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”,
Dayanak başlıklı 2. maddesi “Bu Yönetmelik 5411 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin son fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.” hükümleri yer almaktadır. Yönetmeliğin Fonun iflas talebi başlıklı 13. maddesinde “Ödenen sigortalı mevduat ve sigortalı katılım fonu için, Hukuk İşleri Daire Başkanlığının görüşü de alınarak Tasfiye Dairesi Başkanlığının önerisi ile banka hakkında doğrudan doğruya iflas talebinde bulunulmasına Fon Kurulu tarafından karar verilir”,
İflas Dairesi, Alacaklılar Toplantısı Ve İflas İdaresi Görev Ve Yetkilerinin Kullanılması başlıklı 14. maddesinde “5411 sayılı Kanunun 106 ncı maddesi ile Fona verilen, ve 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu, 251 inci ve 254 üncü maddelerinin dışında kalan iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkileri, Fon adına Tasfiye Daire Başkanlığınca yerine getirilir. Tasfiye Daire Başkanlığının, iflas idare memurlarının seçilmesinden sonraki görev ve yetkisi, iflas dairesi ve alacaklılar toplantısı yetki ve görevi ile sınırlıdır. Fon Kurulu, Fonun alacaklılar toplantısı yetkisi kapsamında Tasfiye Daire Başkanlığının önerisi ile iflas idare memurlarını kısmen veya tamamen görevden almaya ve bunların yerine seçilecek adayları belirlemeye yetkilidir.”,
İflas Masasının Teşkili Ve Defter Tutulması başlıklı 17. maddesinde “İflasın açılması ile birlikte müflis bankanın bütün mal, hak ve alacakları iflas masasını teşkil eder. Tasfiye Daire Başkanlığı iflas dairesi sıfatıyla, müflisin masaya dahil olan tüm mal, hak ve alacaklarını tespit eder, iflas tasfiyesine ilişkin düzenlemeleri dikkate alarak defterini tutar ve muhafaza tedbirlerini alır…”
İflas İdaresinin Seçimi Ve Alacaklılar Toplantısı başlıklı 20. maddesinde “Tasfiye Dairesi Başkanlığı, müflis banka hakkında Birinci Alacaklılar Toplantısı yerine geçmek üzere alınacak kararları ve seçilecek iflas idare memurlarının tesbiti amacıyla yeterli mesleki bilgi ve tecrübeye sahip aday isimlerini Fon Kuruluna sunar. Fon Kurulu iflas idare memuru adaylarını bu kişiler arasından belirler. Fon Kurulunca belirlenen adayların isimleri ile Birinci Alacaklılar Toplantısı yerine geçmek üzere alınan kararlar Tasfiye Dairesi Başkanlığı tarafından İcra Mahkemesine sunulmak üzere iflas müdürlüğüne bildirilir. İcra Mahkemesi Fonun sunduğu adaylar arasından seçeceği kişileri iflas idare memuru olarak tayin ettikten sonra seçilen memurlar göreve başlar.”,
İflas İdaresinin Görevleri başlıklı 21. maddesinde “Tasfiye Dairesi Başkanlığı ve iflas müdürlüğü tarafından, iflas idaresi seçimine kadar yapılan işlemlere ilişkin bilgi ve belgelerin bir örneği iflas idaresine teslim edilir. İflas idaresi işlemleri, yazılı kararla yapılır. Kararlar çoğunlukla alınır. Alınan kararlardan bir suret iflas idaresinde muhafaza edilir, bir suret iflas müdürlüğüne ibraz edilir…”
Sıra Cetvelinin Hazırlanması başlıklı 24. maddesinde “Fon, iflas masasına 2004 sayılı Kanunun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder. İflas idaresi, incelenen alacak kayıtları üzerine verilen red kararları ile hazırlanan sıra cetvelini 2004 sayılı Kanunun 234 üncü maddesi uyarınca iflas müdürlüğüne tevdi ederek aynı Kanunun 166 ncı maddesi uyarınca ilan eder. Fon alacağı masanın nakit durumuna göre sıra cetvelinin kesinleşmesi beklenmeksizin ödenir.”,
Sıra Cetvelinin Düzenlenmesinden Sonra Yapılacak İşlemler başlıklı 25. maddesinde “Sıra cetvelinin usulüne uygun hazırlanıp iflas müdürlüğüne verilmesinden sonra iflas idaresince hazırlanan faaliyet raporu ve İkinci Alacaklılar Toplantısı kararlarına esas olacak hususlar Tasfiye Dairesi Başkanlığınca Fon Kuruluna sunulur. İkinci Alacaklılar Toplantısına ilişkin işlemler, iflas kararının kesinleşmesini müteakiben ifa edilir. Fon Kurulu, İkinci Alacaklılar Toplantısı yerine geçmek üzere; iflas idaresi tarafından hazırlanan faaliyet raporunu inceler, mevcut iflas idaresinin görevine devam edip etmemesi ve masanın menfaati için zorunlu bulunan kararları verir. Bu karar Tasfiye Dairesi Başkanlığı tarafından iflas müdürlüğüne ve iflas idaresine bildirilir. Lüzumu halinde İkinci Alacaklılar Toplantısı yerine geçmek üzere yukarıdaki işlemler aynen tekrarlanır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Müflis bankanın 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106, 107. maddeleri, 23 Şubat 2007 tarihli 26443 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat Ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi İle Bu Bankaların İflas Ve Tasfiyesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik kapsamında iflasına karar verilerek, tasfiye işlemlerinin devam ettiği ve tasfiyeye ilişkin işlemlerin tüzel kişiliği haiz Fon tarafından yürütüldüğü sabittir.
Fon, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat Ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi İle Bu Bankaların İflas Ve Tasfiyesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik gereği kendisine verilen görev ve yetki çerçevesinde tasfiye işlemlerini yürütmektedir. Ancak 5411 sayılı yasanın 106/5. maddesinde ifade edildiği gibi Fon’un görevi bankanın tasfiyesine yönelik ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu, 251 inci ve 254 üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere, Bankacılık Kanununun uygulanması ile sınırlıdır. Bu durumda yönetim ve denetimi Fon’a devredilen bankaların iflasına karar verilmesi halinde, iflas tasfiyesi Bankacılık Kanununda özel bir hüküm bulunmadığından İİK’nın ilgili maddelerine göre Fon tarafından yürütülecek, Fon’un 5411 sayılı yasanın 106/5. maddesinde hariç tutulan görev ve yetkileri ise İflas Dairesi tarafından yerine getirilecektir. Keza müflis bankaya ait iflas dosyası … 1. İflas Dairesinin … İflas sırasına kayıtlı olup, Fon’un 5411 sayılı yasanın 106/5.maddesinde hariç tutulan görev ve yetkileri ise İflas Dairesi tarafından yerine getirilmektedir.
Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat Ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi İle Bu Bankaların İflas Ve Tasfiyesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20. maddesinde Tasfiye Dairesi Başkanlığınca, iflas idare memurlarının tesbiti amacıyla yeterli mesleki bilgi ve tecrübeye sahip aday isimlerinin Fon Kuruluna sunulacağı, Fon Kurulu tarafından iflas idare memuru adaylarının bu kişiler arasından belirleneceği, belirlenen bu adayların İcra Mahkemesine sunulmak üzere İflas Müdürlüğüne bildirileceği, İcra Mahkemesince Fonun sunduğu adaylar arasından seçilecek kişilerin iflas idare memuru olarak tayin edilerek göreve başlayacağı düzenlenmiş iken İİK 223. maddesinin 1. fıkrasında ise iflas idaresinin üç kişiden oluşacağı, toplanan alacaklıların bu sayının iki katı olacak şekilde, yeterli bilgi ve tecrübeye sahip kişileri aday gösterileceği, bu adaylardan dört adedinin alacak tutarına göre ekseriyeti teşkil edenlerce, iki adedinin ise alacaklıların sayısı itibariyle ekseriyeti teşkil edenlerce seçilerek İcra Mahkemesine bildirileceği ve İcra Mahkemesinin ise iflas idaresini teşkil edecek üç kişiden ikisini alacak ekseriyetine sahip olanların gösterdiği dört aday arasından, birini ise alacaklı ekseriyetinin gösterdiği iki aday arasından seçeceği hükme bağlanmıştır.
Her iki düzenlemede yöntem benzer olmakla birlikte, Fon tarafından yürütülen tasfiye işlemlerinde adayların tamamının Fon tarafından belirlenmesinin, alacaklıların iflas tasfiyesini kendi kendine yürütmesi ilkesine aykırı olduğu, tasfiyenin hakiminin alacaklılar olması sebebiyle alacaklıların kararların alınmasına etki etme hakkını ortadan kaldırdığı düşünülebilir ve 5411 sayılı yasanın Fonun Kuruluş ve Bağımsızlığı başlıklı 111. maddesinde “Bu Kanun ve ilgili diğer mevzuat ile verilen yetkiler çerçevesinde tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla, mevduatın ve katılım fonlarının sigorta edilmesi, Fon bankalarının yönetilmesi, malî bünyelerinin güçlendirilmesi, yeniden yapılandırılması, devri, birleştirilmesi, satışı, tasfiyesi, Fon alacaklarının takip ve tahsili işlemlerinin yürütülmesi ve sonuçlandırılması, Fon varlık ve kaynaklarının idare edilmesi ve Kanunla verilen diğer görevlerin ifası için kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kurulmuştur.” hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde işlemin idari yönünün ağır bastığı söylenebilir ise de; bankanın tasfiyesine ilişkin iflas idare memuru adaylarının Fon tarafından belirleniyor olmasının ve tasfiye işlemlerinin Fon tarafından yürütülüyor olmasının nedeni, İİK 223. maddesinin 1. fıkrasına paralel şekilde bankanın iflasında muhtemelen en büyük alacaklı kitlesini oluşturacak olan tasarruf mevduatı sahipleri yerine Fon’un geçiyor olmasıdır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 106/3 uyarınca; “Fon, yönetim ve denetimi kendisine intikal eden bankadaki sigortalı mevduatı ve sigortalı katılım fonunu doğrudan veya ilân edeceği başka bir banka aracılığı ile ödeyerek, mevduat ve katılım fonu sahipleri yerine bankanın doğrudan doğruya iflasını ister.” düzenlemesi de bu yöndedir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 106/5. uyarınca, bankanın iflası halinde Fon alacağının imtiyazlı alacak olarak İİK 206. maddede düzenlenen üçüncü sırada yer alacağı ve tasfiyenin İİK’da öngörülen sistemde fakat Fon tarafından gerçekleştirileceği hükme bağlanmış olup bu düzenlemenin konuluş amacı, iflas prosedüründe yer alan tüm organların yetkisinin tek elde toplanmasının temini ile iflas prosedürünün mümkün olduğu ölçüde hızlı ve verimli bir şekilde sonuçlandırılmasıdır. Fon’un tasfiyeyi gerçekleştirirken geniş yetkilerle donatılmış olması tasfiyeyi en iyi ve çabuk şekilde yapabilmesi, Fon’un bankanın iflası halinde mudilere yaptığı ödemeleri en kısa zamanda geri alabilmesini sağlamaya yöneliktir. Yine Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat Ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi İle Bu Bankaların İflas Ve Tasfiyesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20. maddesi ile İİK 223. maddesinin 1. fıkrasındaki düzenlemede sonuç itibariyle görevli iflas idare memurlarının seçiminin İcra Mahkemesi tarafından yapılması karşısında, Fon’un iflas idare memuru adaylarını seçmesi ise bu işleme idari nitelik kazandırmaz (İstanbul BAM 45.Hukuk Dairesinin 28/12/2022 Tarih, 2022/1634 Esas ve 2022/1502 Karar sayılı kararı).
Yukarıda anlatılan kapsamda ikinci alacaklılar toplantısı yerine geçecek Fon Kurulu’nun 2020/285 sayılı kararı ile sürecin tamamlandığı anlaşılmakla davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 432,10 TL peşin harç ve 1.700,00 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 252,20 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davalı vekilleri lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yanca yapılan 55,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı yana verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2023

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)