Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1210 E. 2018/670 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1210 Esas
KARAR NO : 2018/670

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/12/2015
KARAR TARİHİ : 22/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;30.01.2015 tarihinde, müvekkili davacı … iletişim Tic. Ltd. Şti. ile davalı borçlu … Tic. Ltd. Şti. arasında “Mobil Uygulamalara ilişkin Eser, Bakım ve Onarım Sözleşmesi”akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davalı …, davacı …’a teslim edilmek üzere sekiz adet mobil aplikasyon ürünü hazırlama, buna karşılık olarak da müvekkili …, davalı …’ya ücretin %50’sini ürünlerin tesliminden önce geri kalanını ise ürünler teslim edildikten sonra ödemek üzere toplam 21.000 TL + KDV ödeme yapma yükümlülüğü altına girdiğini, ancak mobil aplikasyonları teslim etmeyerek bu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalının, kendisine sözleşme konusu hizmeti yerine getirmesi için ödenen ücreti de iade etmeyerek davacı müvekkilini son derece zor durumda bıraktığını, alacağını tahsil edemeyen davacı müvekkilinin, davalı borçlunun müvekkiline olan 28.008,28 TL’lik borcu ve bu borca işlemiş faiz nedeniyle 03.12.2015 tarihinde … 37.Müdürlüğü’nde icra takibi başlatmış ise de davalı tarafın, işbu borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile davalı borçlunun 28.008,28 TL borcuna, işbu borca işlemiş ve işletilecek olan reeskont avans faiziyle birlikte borçludan tahsili için başlatılan icra takibinin devamına, icra inkâr tazminatının %40’tan az olmamak kaydıyla davalı borçludan tahsiline ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili … ile Davacı … arasında 30.01.2015 tarihinde “Mobil Uygulamalara İlişkin Eser, Bakım ve Onanın Sözleşmesi” imzalandığını,Sözleşmenin hükümlerine göre Müvekkili …, Davacı …’a mobil aplikasyon eseri meydana getirmeyi ve satışını yaptıktan sonra bakım ve onarım hizmetlerini de sunmayı kabul ettiğini, ancak sözleşmenin 5’nci maddesine göre yükümlülüklerin Davacı tarafından yerine getirilmediğinin yazışma kayıtlarıyla da sarih şekilde ispat edildiğini, sözleşmenin 5’nci maddesinde yer alan hükümler, sundukları yazışmalardan da anlaşılacağı üzere davacı tarafından müvekkiline zamanında teslim yapılmadığını, sözleşme’nin niteliği, bir işin görülerek bir eserin meydana getirilmesi olduğundan, Alıcı edimlerini yerine getirmeden, bilgi ve belgeleri eksiksiz, şekilde sağlamadan, birbaşka deyişle işlenecek hammaddeyi (yazılımın oluşturulması için gerekli müşteribilgileri, vb) temin etmeden Satıcının edimlerini tam anlamıyla eksiksiz ve zamanında ifa etmesinin mümkün olmadığını, Davacı … teslim etmesi gereken bilgileri zamanında hatırlatmalara rağmen teslim etmemesine rağmen, suiniyetli bir şekilde Davalı Müvekkilini kusurlu göstererek cezai şart talep etme maksadı güttüğünü, davacı … ile Davalı … arasındaki yazışmalardan da anlaşılacağı üzere, Davacı çalışanlarının kendi rutin iş yoğunluğu nedeniyle proje akışına ve zaman planının dışına çıkılmasına neden olmuş ve Müvekkilinin sürekli uyarı ve hatırlatmalarıyla proje derleyebildiğini, Ayrıca sözleşmeye konu iş dışında müvekkili …’dan harici işler talep edildiğini, uygulamanın reklamın görünürlük sonuçlarının ölçümü için “sayın kütüphanesi” talep edildiğini, yazışmalarda ilgili konuda ADjust olarak söz edildiğini, böyle bir entegrasyonun sözleşmede söz edilmediğinin sarih olduğunu, davacı Müvekkili …’ya 30.01.2015 tarihli sözleşmede yer aldığı gibi proje bedelinin %50’si olan 10.500 TL + KDV tutarı ödediğini, Gelişen sürede davacıdan kaynaklanan eksiklikler nedeniyle proje gecikmiş ve herhangi bir ihtar veya ihbar olmaksızın, proje davacı tarafından sonlandırılmış ve yükümlülüklerini yerine getiren, ifaya hazır olan müvekkilinin tamamladığı projenin bedeli müvekkiline ödenmediğini, müvekkiline herhangi bir ihtar da olmadığından müvekkilinin temerrüdü doğmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu … 37 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 03/12/2015 tarihinde 12.390,00 TL Asıl Alacak, 1.094,97 TL Geçmiş Gün Faizi, 13.484,97 TL Asıl Alacak, 1.038,34 TL Geçmiş Gün Faizi olmak üzere toplam: 28.008,28 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 07/12/2015 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu şirket yetkilisinin 10/12/2015 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 01/12/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir, akit uzmanı ve bilgisayar Mühendisi bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 12/04/2017 teslim tarihli raporda özetle;1) Davacı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdik ve GİB onaylarının süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı tespit edilmiştir.2)Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinde, davalı şirketin “ Uygulama Hizmet Bedeli” açıklamalı 15.02.2015 tarihli 12.390,00 TL tutarında fatura düzenlediği, davacı şirketinde 20.02.2015 tarihinde banka havalesi ile 12.390,00 TL’yi ödediği, bunun dışında başka da muhasebe kaydına rastlanılmadığı görülmektedir. 3) Davacı tarafından davalı aleyhinebedel iadesi için … 37. İcra Müdürlüğü’nde 28.008,28 TL’lik icra takibi başlatılmıştır ve mahkemenizde görülen davada buna yapılan itirazın kaldırılması talep edilmektedir. Ancak, muhasebe kayıtlarına göre davalıya yapılanödemenin bu tutarda olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca, borçlu davalının sözleşme ile üzerine düşen edimleri yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere yerine getirdiği, borca aykırılığının bulunmadığı ve teslimde gecikmenin ise davacının teslime ilişkin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemesi sebebiyle gerçekleştiği kanaatindeyiz. Bu sebeplerle, davacınınbedel iade borcu ve bu borca işlemiş faiz nedeniyle 03.12.2015 tarihinde başlattığı takibe borçlu itirazın kaldırılmasını talep edemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bulunmuşlardır.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 15/09/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 12/03/2018 teslim tarihli raporda özetle; Sonuç olarak kök raporudaki görüş ve kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Bilirkişi ek raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 22/05/2018 tarihli duruşmasının ara kararı ile; Dosya kapsamı ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacı vekilinin yeni heyetten yeni rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava fatura alacağından kaynaklı İtirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin 09/09/2016 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 18. maddesinde yetki sözleşmesi yapıldığı ve uyuşmazlık halinde İstanbul Adliyesi ve İcra dairelerinin yetkili olduğunun düzelenlendiği 6100 sayılı HMK nun 17 maddesi de gözetilerek davalı borçlunun yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davaya konu … 37 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 03/12/2015 tarihinde 12.390,00 TL Asıl Alacak, 1.094,97 TL Geçmiş Gün Faizi, 13.484,97 TL Asıl Alacak, 1.038,34 TL Geçmiş Gün Faizi olmak üzere toplam: 28.008,28 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 07/12/2015 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu şirket yetkilisinin 10/12/2015 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 01/12/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir, akit uzmanı ve bilgisayar Mühendisi bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 12/04/2017 teslim tarihli raporda özetle;1) Davacı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdik ve GİB onaylarının süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı tespit edilmiştir.2)Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinde, davalı şirketin “ Uygulama Hizmet Bedeli” açıklamalı 15.02.2015 tarihli 12.390,00 TL tutarında fatura düzenlediği, davacı şirketinde 20.02.2015 tarihinde banka havalesi ile 12.390,00 TL’yi ödediği, bunun dışında başka da muhasebe kaydına rastlanılmadığı görülmektedir. 3) Davacı tarafından davalı aleyhinebedel iadesi için … 37. İcra Müdürlüğü’nde 28.008,28 TL’lik icra takibi başlatılmıştır ve mahkemenizde görülen davada buna yapılan itirazın kaldırılması talep edilmektedir. Ancak, muhasebe kayıtlarına göre davalıya yapılanödemenin bu tutarda olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca, borçlu davalının sözleşme ile üzerine düşen edimleri yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere yerine getirdiği, borca aykırılığının bulunmadığı ve teslimde gecikmenin ise davacının teslime ilişkin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemesi sebebiyle gerçekleştiği kanaatindeyiz. Bu sebeplerle, davacınınbedel iade borcu ve bu borca işlemiş faiz nedeniyle 03.12.2015 tarihinde başlattığı takibe borçlu itirazın kaldırılmasını talep edemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bulunmuşlardır.
Mahkememizin 15/09/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 12/03/2018 teslim tarihli raporda özetle; Sonuç olarak kök raporudaki görüş ve kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Yargılama sırasında bilirkişi heyetinden alınan rapor mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Taraflar arasında yapılacak olan 8 adet mobil aplikasyon uygulaması yapıp bu uygulamalara(…) ilişkin eser, bakım ve onarım yapılması konusunda anlaşıldığı, taraflar arasındaki anlaşmanın 5’nci maddesine göre davacı tarafından bu proje gereği her türlü donanım, yazılım, ürünlerin hazırlanması için gerekli olan her türlü malzeme, görsel, vs ……yerine getirilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen taraflar arasındaki yazışmalara bakıldığında Sonuç olarak:
Davacı …’un web servisini davalı …’dan habersiz olarak başka bir sunucuya taşımaya çalıştığı, bu nedenle davalı Nod’un, dava dışı … şirketine ait Tunes bağlantısı üzerinden uygulama mağazasına (…)onay için gönderdiği uygulama için … platformundan ret (reject) aldığı anlaşılmaktadır.
Davacı …’un aynı zamanda Android sistemi üzerindeki … , …’da yayına hazırken ödeme sistemi hazır olmadığı için uygulamanın …’dan kaldırılmasını istediği anlaşılmaktadır. Bu konuda ..’in yüklü olduğuna dair … rapora eklenmiştir.
İşin nihai teslimine engel olan hususların 25.10.2015’de web servisinin kapatılması ve …’in çalışmıyor olmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu tarih itibariyle projenin teslim tarihi geçmiş olsa da işin gecikmesine neden olan ana etmenin ödeme sisteminin beklenmesi ve teslim edilmemesi olduğu bilirkişi raporunda belirtilmiştir. Sonuç olarak davalı tarafın sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirdiği kanaati oluşmaktadır.
Taraflar arasındaki 30.01.2015 tarihli sözleşme “Mobil Uygulamalara İlişkin Eser, Bakım ve Onarım Sözleşmesi ismini taşımaktadır. Bu sözleşmeye göre davalı …, davacı …’a mobil aplikasyon eseri meydana getirmeyi ve satışını yaptıktan sonra bakım ve onarım hizmetlerini de sunmayı kabul etmektedir. Bu şekliyle sözleşme eser sözleşmesi niteliği göstermektedir. Davalı taraf davacı tarafından yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, bu sebeple teslimin gerçekleşmediğini, bu durumun yazışma kayıtlarıyla da anlaşılabileceğini ifade etmektedir. Bilirkişi raporunda Teknik incelemelerde ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere işin gecikmesinde davacıya ait olan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin etkili olduğu, gecikmede ana etmenin ödeme sisteminin beklenmesi ve teslim edilmemesine bağlı olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Bu durum ise bir alacaklı temerrüdü olarak kabul edilebilecektir. Alacaklı temerrüdünü düzenleyen TBK m 106; “Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.” Böyle bir durum ise, borçlunun temerrüdünü önleyen ve onun borca aykırılık sebebiyle sorumluluğunu ortadan kaldıran bir husus olarak ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak davalının sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirdiği ve borca aykırılığının bulunmadığı ve teslimde gecikmenin ise davacının teslime ilişkin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemesi sebebiyle gerçekleştiği,bu sebeplerle, davacının istenebilir bir alacağının olmadığı ve davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 478,32 TL harçtan mahsubu ile bakiye 442,42 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.360,99 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 22/05/2018

Katip …

Hakim …