Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1206 E. 2018/358 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1191 Esas
KARAR NO : 2018/474

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/12/2015
KARAR TARİHİ : 30/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı sigorta şirketine 46188219 numaralı ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 24.08.2008 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı araca kusurlu olarak çarpması neticesinde çift taraflı, ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin murisi …’nın vefat ettiğini, kaza sebebiyle gerçekleşen ölüm neticesinde, müvekkillerinin murisi desteğinden yoksun kaldığını, … plakalı araç sürücüsü … kazanın oluşumunda kusurlu olduğu Ceza Mahkemesi dosyasında ve 27.04.2009 tarihli Adlî Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi bilirkişi raporuyla sabit olup araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin murisine kusur izafe edilmesinin mümkün olamayacağını, fazlaya İlişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, müvekkili … için 1.000,00 TL, müvekkili … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam: 2.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatının (davalı şirket azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl içinde zamanaşımına uğradığını, davaya konu trafik kazasının 24.08.2008 tarihinde meydana gelmiş olup, 24.08.2010 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın ise 14.12.2015 tarihinde ikame edilmiş olmakla, davanın kanunların öngördüğü zamanaşımı süresi sonrasında açılmış olması sebebiyle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, meydana gelen kaza sebebi ile davacı tarafın, müvekkili şirket aleyhine ikame etmiş olduğu davada, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmamakta olup, sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olan müvekkili şirketin söz konusu kaza ile ilgili herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davanın … plakalı araç sigortacısı olması sebebi ile … Sigorta A.Ş, araç işleteni ve araç sürücüsü aleyhine ikamesi edilmesi gerekirken, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, kusur durumuna göre Hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile bilirkişi incelemesi yapılmasını, müterafik kusurun tazminattan düşülmesini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davacıların taleplerinin reddine, müvekkili şirket dava açılmasına sebep olmadığından tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
… Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının onaylı sureti getirtilip dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizin 13/07/2016 tarihli ara kararı gereğince kusur raporu alınması için dosya … ATK ‘ya gönderilmiş,… ATK. Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen … tarihli kusur raporunda özetle; a)- Sürücü … ‘nin, %50(yüzde Elli) oranında kusurlu, b)-Sürücü … ‘in, %25(yüzde yirmi beş) oranında kusurlu, c)-Müteveffa … ‘nın, %25(yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
… ATK. Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen kusur raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 18/04/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 08/08/2017 teslim tarihli raporda özetle; Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere: 24.08.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; olayda vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinden; a)Davacı Anne …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 10.446,86 TL ., b)Davacı Baba …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 4.599,92 TL. Olduğu, c)Davacıların maddi zararının sigorta poliçesindeki limiti aşmadığı, d)Davalının 14.12.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, davalı tarafından sigortalanan aracın ruhsatında kullanım amacının ticari gözükmesi nedeniyle avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 10/10/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya ek rapor hazırlanmak üzere aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 25/10/2017 teslim tarihli raporda özetle; Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere: 24.08.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; olayda vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinin;1.Seçenekte; anne ve babaya çocukların yarısı kadar destek payı verilmesi durumuna göre;a)Davacı Anne …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 10.446,86 TL , b)Davacı Baba …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 5.851,75 TL. olduğu,2.Seçenekte; anne ve babaya çocuklar ile aynı oranda destek payı verilmesi durumuna göre; a)Davacı Anne …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 10.938,28 TL ,b)Davacı Baba …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 5.883,66 TL. Olduğu, Davacıların maddi zararının sigorta poliçesindeki limiti aşmadığı, Davalının 14.12.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, davalı tarafından sigortalanan aracın ruhsatında kullanım amacının ticari gözükmesi nedeniyle avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Bilirkişi ek raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 03/01/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; davacı … için dava değerini 5.883,66 TL, davacı … için dava değerini 10.938,28 TL artırarak dava değerini 16.821,94 TL ‘ye ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Davacılar vekilinin ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğe çıktığı,tebliğ edilerek parçasının döndüğü görülmüştür.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat davasıdır.
Somut olayın, 24.08.2008 günü saat 03:15 sıralarında Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile … Bulvarını takiben … yönünden Adliye istikametine doğru seyirle olay mahalli kavşak alanına gelip, sola yönelerek orta refüj boşluğunu kullanıp, mevcut hızıyla karşı yönüne girmek istediğinde, karşı istikametten gelip, sağ şeridi kullanarak Çalış yönüne düz gitmek isteyen Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı ve DavalıGüneş Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı kamyonetin ön kısmı ile otomobilin sağ yan kısmına çarparak otomobilde yolculuk yapan Müteveffa … ‘nın ölümü ile neticelenen dava konusu olay meydana gelmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
… Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının onaylı sureti getirtilip dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizin 13/07/2016 tarihli ara kararı gereğince kusur raporu alınması için dosya … ATK ‘ya gönderilmiş, … ATK. Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 31/01/2017 tarihli kusur raporunda özetle; a)- Sürücü … ‘nin, %50(yüzde Elli) oranında kusurlu, b)-Sürücü … ‘in, %25(yüzde yirmi beş) oranında kusurlu, c)-Müteveffa … ‘nın, %25(yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 18/04/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 08/08/2017 teslim tarihli raporda özetle; Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere: 24.08.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; olayda vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinden; a)Davacı Anne …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 10.446,86 TL ., b)Davacı Baba …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 4.599,92 TL. Olduğu, c)Davacıların maddi zararının sigorta poliçesindeki limiti aşmadığı, d)Davalının 14.12.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, davalı tarafından sigortalanan aracın ruhsatında kullanım amacının ticari gözükmesi nedeniyle avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Mahkememizin 10/10/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya ek rapor hazırlanmak üzere aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 25/10/2017 teslim tarihli raporda özetle; Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere: 24.08.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; olayda vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinin;1.Seçenekte; anne ve babaya çocukların yarısı kadar destek payı verilmesi durumuna göre;a)Davacı Anne …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 10.446,86 TL , b)Davacı Baba …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 5.851,75 TL. olduğu,2.Seçenekte; anne ve babaya çocuklar ile aynı oranda destek payı verilmesi durumuna göre; a)Davacı Anne …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 10.938,28 TL ,b)Davacı Baba …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 5.883,66 TL. Olduğu, Davacıların maddi zararının sigorta poliçesindeki limiti aşmadığı, Davalının 14.12.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, davalı tarafından sigortalanan aracın ruhsatında kullanım amacının ticari gözükmesi nedeniyle avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Davacı vekili 03/01/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; davacı … için dava değerini 5.883,66 TL, davacı … için dava değerini 10.938,28 TL artırarak dava değerini 16.821,94 TL ‘ye ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 1981/906 E. Sayılı kararında özetle; “….Bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları vardır. Yapanın keyfine göre gelişi güzel zamanlarda sağlanan yardımlar ( örneğin, olayımızda ölen annenin, torununun bakımını yaşamış olsaydı, bir süre üstleneceği şekildeki yardımları düzenli olmadıkları için destekten yoksun kalma tazminatına esas alınamazlar. Bunun gibi; her gün, her hafta, her ay düzenli bir şekilde yapılmış olmakla beraber ancak sınırlı bir süre için yapılmış veya ilerde yapılması umulan yardımlar da destek olarak nitelenemez…. olayımızda, ölen destek torununa bakmakla yükümlü olmadığına göre, böyle bir bakmanın gerçekleşeceği kuvvetle umulsa dahi, bu bakma olgusu ölenin ihtiyarına bağlı ve insani bir duygu ve ahlaki bir vazifeden kaynaklanan, bu itibarla da para ile değerlendirilmeyecek ve bu niteliği ve özelliği bakımından destek zararı olarak kabul edilemeyecek olan bir kayıptır. Diğer bir anlatımla, ölüm vukua gelmeseydi ölenin torununa bakmasından dolayı bu hizmetine karşılık kızından bir hak talep etmesi BK.nun 62. maddesinin son fıkrası uyarınca mümkün de olamayacağına göre, ölenin sağlığında yasaca talep edemeyecek olan bir karşılığın destek zararı kapsamında düşünülmesi ve bu yardımdan yoksun kalındığından söz edilerek tazmini yönüne gidilmesi düşünülemez.” demektedir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp bilirkişi ek raporundaki 2.ci seçeneğe itibar edildiği ve destekten yoksun kalma tazminat şartlarının oluştuğu anlaşılmakla; Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre davacı anne … için 10.938,28 TL , davacı baba … için 5.883,66 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre davacı anne … için 10.938,28 TL, davacı baba … için 5.883,66 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 1.149,11 TL harçtan peşin alınan 85,50 TL ( Peşin harç + ıslah harcı ) harcın mahsubu ile bakiye 1.063,61 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan toplam: 1.149,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair verilen karar davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 30/03/2018

Katip

Hakim

MASRAF BEYANI
113,20 TL Harç Masrafı
600,00 TL Bilirkişi Ücreti
212,00 TL ATK Faturası
224,50 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.149,70 TL