Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1194 E. 2018/1416 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1194 Esas
KARAR NO : 2018/1416

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2015
KARAR TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin, müşterisi … Ltd. Şti’ne ait …’de bulunan ve “…” olarak isimlendirilen hizmet ve depo binası inşaatının mekanik tesisat işlerini yüklendiğini, bu inşaatın ısıtma kalorifer sistemi tesisatı da bu kapsamda olup, müvekkilinin, davalılardan …’nin üretip … A.Ş.’den satın alınan köşe radyatör vanalarını … şantiyesinde kalorifer tesisatında kullandığını, müvekkili şirketin, … şantiyesinde kalorifer tesisatında kullandığı radyatör vanaların üretim hatalı olması neticesi, maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin, müşterisinden gelen şikayetin ardından şantiyeye su sızdırmasını incelemek için ekip yolladığını, sistemdeki suyun basınç kontrollerini yaptığını, sistem basıncının 2,5 bar’a sabitlemesine rağmen ertesi gün tekrar su sızıntıları oluştuğunu, müdahale ettikleri anda radyatör vanalarının patladığını, Müvekkilin bu kez usta hatası olduğunu düşünüp şantiyeye yeni usta yolladığını ve …dan radyatör vanaları alıp yenileriyle değiştirdiğini, fakat durumun değişmediğini, Müvekkili ile müşterisi arasında ciddi gerginlikler yaşandığını, müvekkili şirketin ortaklarından …’ın ve şirket personelinin şantiyede sayısız hakaret ve tehdide maruz kaldığını, tüm bu sürece … ve …nın şantiyeye gönderdiği personelin de tanık olduğunu, şantiyenin elektrik, telefon ve data sistemlerine zarar geldiği gerekçesiyle, müşterisinin yansıttığı ödemelere müvekkilinin kendilerinden kaynaklı olduğu düşüncesi ile itiraz edemediğini, Müşterisinin, ödeme zamanı geldiği halde bir kısım ödemeleri bu gerekçe ile aksattığını ve bazılarını da ödemediğini, müşterisini kaybetme noktasına getiren bu olay neticesi müvekkili prestiji ve imajı ciddi bir şekilde zedelendiğini, Müşterisi üzerinden referansla gelen benzer bir iş görüşmesinin iptal edildiğini, Sözleşme yaptıkları ünlü bir restoran zincirine şantiyesinde zarar oluşan müşterisi malzeme verdiğinden buraya da olumsuz bir durum yansıyacak diye ciddi kaygılar yaşandığını, Müvekkili şirketin kendi personel ve ekipmanı ile defalarca müşteriye ait şantiyeye gittiğini, yoğun mesainin ardından gerekli bakım ve onarımlar yapılmaya çalışıldığını, durumun bir türlü düzelmemesi neticesi ki, vanaların tamamının hatalı olduğu da davalıların bilgisi dahilinde olduğunu, en sonunda kendilerinin demontaj ve montaj yaptığını, müvekkilinin hak edişlerine müşterisi tarafından el konulduğunu, ödenmesi gereken ücretlerin kendilerine ödenmediğini, ayrıca müvekkilinin yoğun baskıdan kaynaklı personel kaybı yaşadığını, vanalardan kaynaklı oluşan zararla ilgili gerek maddi gerekse manevi zarara maruz kaldığını, müşterisi … Ltd.Şti.nin yetkilisi … beyin odasında vananın atması bardağı taşıran son damla olduğunu, bu konuda … firmasının proje satış müdürü … ve müvekkili şirket personeli …’ün imzalı tutanağının ekte sunulduğunu, Ayrıca kayıt edilen video ve görseller gerek …’ya gerekse …’ ya iletildiğini, … firmasından şantiyeye gelen yetkililer ile durum tespiti yapıldığını, üründeki imalat hatasından kaynaklanan bu durum neticesi binadaki tüm radyatör vanalarının değiştirildiğini, tüm bu süreç, davalı şirketlerin personeli ile müvekkili şirketin hep birlikte müşteriye ait şantiyede, adeta “suya karşı verilen savaş” olarak geçirilmişse de, çıkan maliyet ve her tür manevi baskının müvekkili üzerine kaldığını, süreci davalı şirketlerin, mali anlamda yüklenmek istemediklerini, Oysa, ayıbın ortaya çıkması anından itibaren, müvekkili şirket çalışanları ile birlikte şantiyede personel ve ekipman olarak fiziken bulunduklarını, bu da, ayıbı kabullendiklerinin göstergesi olduğunu, davalı şirketlere, müvekkili şirketin davaya konu maddi ve manevi zararının giderilmesi talebiyle, … 1.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edildiğini, fakat, davalılar konudan bi habermişçesine sorumluklarının arkasında durmak yerine, müvekkili şirketi adeta sorumlu kılarak kurtulma çabasında olduklarını, davalılara gönderilen ihtarnamelerin ardından, görüşmeler yapıldığı halde müvekkilinin zararını ödemediklerini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, … şantiyesinde kullanılan ve davalılardan …’mn üretip …’nın müvekkiline sattığı radyatör vanaların üretim hatalı olması neticesi, müvekkilinin uğradığı, şimdilik 20.000,00 TL maddi zarar ile 50.000,00 TL manevi zarar toplamı 70.000,00 TL ’nin zararın doğduğu 27.12.2014 tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline, ihtarname giderleri, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; 25.12.2014 tarihinde, müvekkili …’ye … Ltd. Şti tarafından arıza bildirimi yapılması üzerine, “… Şantiyesine tespit yapmak üzere gidildiğini, müvekkili şirketin, tespit edilen hasarların nedenlerinin ortaya çıkarılmasının sorumluluğun tespiti açısında zaruri olduğunu belirterek, mağduriyet yaşanmaması ve müşteri memnuniyeti gözetilerek ve sorumluluğa ilişkin hiçbir kabul olmaksızın vanaları yenileri ile değiştirdiğini ve olay yerinden ayrıldığını, müvekkili şirket ile … Mühendislik arasında, satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesi bulunduğunu, TTK m.23 ‘de “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır,” denilerek özel hüküm varsa TTK m.23’ün uygulanacağını açıkça belirttiğini, TTK m. 23/c’e göre “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidi, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır” Somut olayda tacir olan Hitit mühendislik kanunun açık olan sorumluluğunu yerine getirmeyerek, teslim aldığı malın muayene ve ihbar külfetine katlanmayarak müşterisiyle olan sorunlara kendi kusuru ile neden olduğunu, Müvekkili şirkete, gizli ayıba ilişkin hiçbir muayene raporu gönderilmediğini, davacı sorumluluklarını ihlal ederek kendisinin neden olduğu zararı müvekkili şirkete yükletmek istediğini, davacı taraf ile yapılan uzlaşma görüşmelerinin müvekkili şirketin müşteri memnuniyetini öncülleyen bakış açısının bir sonucu olduğunu, ancak müvekkilinin iyi niyetli uzlaşma çabalarının davacının basiretli bir tacir olmanın gerektirdiği özel ve genel kanuni yükümlülüğünü ihlal eden ve kendi kusuru neticesinde oluşan zararları, tümüyle davalı taraflara yükletmek isteyen tavrı nedeniyle çıkmaza girdiğini, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacının, müvekkili şirketten satın aldığı ürünlerin montajını yine kendisi ya da kendi sorumluluğu altında işi havale ettikleri kişi/şirkete yapmış/yaptırdığını, davacı taraf yüklendiği projenin tüm planlamalarını, gerekli incelemeleri kendileri yapmışlar ve kendi plan projeleri neticesinde plan projelerine uygun ürünleri müvekkillerinden talep ettiklerini, müvekkili şirkette kendisinden istenilen ürünleri piyasada güvenilirliği ve üretim kalitesi bilinen üretici davalı … Ticaret A.Ş.’den tedarik ederek, davacı … Ltd.Şti.’ne sunduğunu, davalı müvekkili şirketin, ne davacının iş yaptığı adreste keşifte bulunduğunu ve ne de davacıya herhangi bir teklifte bulunduğunu, tavsiyede dahi bulunmadığını, oluşan zararların müvekkilleri şirket ile hiç bir ilgisi ve alakasının bulunmadığını, davacı tarafın müvekkillerinin sattığı malların ayıplı olduğu iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini, müvekkili şirketçe davacı tarafa satılan ürünlerin diğer davalı … Ticaret A.Ş.’ye özel olarak ürettirilen ürünler de olmadığını, aynı zamanda diğer tüm müşterilere satıldığını, söz konusu ürünün satışlarının halen devam ettiğini, şu ana kadar da müvekkillerine ulaşmış başkaca bir şikayetin de mevcut olmadığını, davacı tarafın iddia ettiği zararların kanaatince işçi hatası, uyumsuz ürün kullanımı vb. sebepler ile meydana geldiğini, öte yandan ürünlerin tamamının alımının, montajının ve ayarlarının davacı tarafından yapıldığının ortada olduğunu, davacı tarafın başkaca bir tespit olmadan sırf kendi kusurunu örtmek adına malın ayıplı olduğunu iddia edilmesinin taraflarından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, ortada açık bir ayıp olmadığı gibi gizli bir ayıpta sözkonusu olmadığını, davacı tarafın, davalı müvekkili şirket ile diğer davalı şirketin ayıbı kabullendiğine dair iddialarının ise kesinlikle gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin ayıbı hiçbir zaman kabullenmediğini, sadece müvekkinin müşteri memnuniyeti konusundaki öncelikli prensipleri gereği zarar meydana gelip iş işten geçtikten sonra da olsa davacı tarafa yardımcı olmaya, söz konusu olaya çözüm bulmaya çalıştığını, ancak müvekkilinin bu iyi niyetli tüm çabalarının davacı tarafından suistimal edildiğini ve davacının kendi kusuru neticesinde oluşan zararları müvekkiline fatura etmeye çalıştığını, davacı tarafa usule aykırı olarak müvekkilleri şirkete çektiği ihtara da … 4. Noterliği marifetiyle … tarih ve … yevmiye sayılı cevabi ihtarname ile cevap verildiğini, satım konusu malların ayıplı olduğunu kesinlikle kabul etmediklerini, davacı tarafın kanunun kendisine yüklediği satılanı muayene ve ihbar külfetini yerine getirmediğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 23/c hükmüne göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmek zorunda olduğunu, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, davacı tarafın, kanunun kendisinden aradığı muayene mükellefiyetini yerine getirdiğine ilişkin ortada somut bir delil bulunmadığını, davacı tarafça kanunun aradığı usule uygun yapılmış bir ihbar da bulunmadığını, müvekkili şirketin davacı tarafla arasındaki sözleşme alım satım sözleşmesi olup bir eser sözleşmesi olmadığını, müvekkili şirket satımdan sonra montaj dahil ürünlerin kullanımında hiçbir şekilde dahi tesiri olmadığını, zararın doğmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle açılan davanın reddine, mahkeme masraf ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava maddi ve manevi Tazminat davasıdır.
Mahkememizin 18/04/2017 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir ve İTÜ Makine Mühendisliğinde görevli bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 03/11/2017 teslim tarihli raporda özetle; Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu, her türlü delilin takdiri ve nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; Dosya muhteviyatının incelenmesi ve yapılan değerlendirmeler muvacehesinde; a) Dava konusu olan köşe vanalarında meydana gelen su sızıntısının vana patlamasından meydana geldiği, b)Davacıya satılan radyatör vanalarının patlamasının üretim hatasından kaynaklı olduğu, c)Vanaların patlaması sonucu ile kalorifer tesisatındaki su sızıntısının (su basmasının) meydana geldiği, davacının maddi zararının oluştuğu, ç) Dolayısıyla dava dosyasındaki bilgiler göz önünde bulundurularak davacının maddi hasar talebi olan 20.000 TL’nin (yirmibinTL) burada maddi hasar değeri olarak uygun olacağı, d) Davacı şirketin 20.000 TL asıl alacak üzerinden, dava dışı şirketin yansıtma faturası tarihi 10.01.2015 den itibaren T.C. Merkez Bankasınca kısa vadeli avanslar için uyguladığı değişen oranlardaki avans faizi talep edebileceği kanaatinde olduğumuzu, e) Davalı …’nın üretip de, davalı …’nın davacıya satmış olduğu vanaların sebep olduğu su basması nedeniyle maddi hasar oluştuğu görüşüne ve kanaatine varılmıştır.f) Davalılar arasında sorumluluk paylaşımı olup olmadığı ve davacının manevi talebi hukuki değerlendirme gerektirdiği yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 22/12/2017 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya ek rapor hazırlanmak üzere mali müşavir ve İTÜ Makine Mühendisliğinde görevli bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 26/02/2018 teslim tarihli ek raporda özetle; Yapılan keşif incelemesiyle birlikte, KÖK raporumuzda vardığımız sonuçları değiştirecek yeni bir ilave bilgi ve bulgu keşifle elde edilmediğinden, aynı görüş ve kanaati muhafaza ettikleri yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 04/05/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince mahallinde 06/06/2018 tarihinde bilirkişi heyetiyle beraber keşif yapılmış, İTÜ Makine Mühendisliği Fakültesi’nde görevli öğretim üyelerinden oluşan 3’lü Makine Mühendisi ve sözleşmeler konusunda uzman bilirkişi heyetine dosya tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 12/11/2018 teslim tarihli raporda özetle; 1. Dava konusu işyerinde davalıların temin ettiği vanaların gizli ayıp niteliğinde imalat hatalı olduğu, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, meydana gelen maddi zaranın tümünden her iki davalının müteselsilen sorumlu bulunduğu, 2. Davacı şirketin zararı yönünden dosyada bulunan 03.11.2017 kök ve 23.02.2018 tarihli ek raporlarda yapılan değerlendirmelerin uygun olduğu, 3. Manevi tazminat isteminin Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 28/12/2018 tarihli duruşmasının ara kararı ile; Dosya kapsamı itibari ile davalı … vekilinin ek rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ve mahallinde yapılan keşif sonrası İTÜ Makine Mühendisliği Fakültesi’nde görevli öğretim üyelerinden oluşan 3’lü Makine Mühendisi ve sözleşmeler konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporları mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
24.12.2014 tarihinde … Dış Ticaret proje satış müdürü … ve Şirket yetkilisi … arasında tutulan TUTANAK’LA, dava konusu olan vanaların takılı olduğu binada … Beyin odasında kalorifer peteğinden sızan su nedeni ” … Mühendislik tarafından firmamıza 25.12.2014 tarihinde bildirilen arıza bildirimi neticesinde … firmasına tespit için gidildiğini, yapılan tespitte yukarıda belirtilen yerde yine belirtilen hasarın üretimimiz olan köşe radyatör vanasından sızan suyun neden olduğu anlaşılmış olduğunu, ürünün sökülüp yenisi ile değiştirilmiş ve test edilmek üzere teslim alındığını, fabrikada yapılacak testlerle üretim hatası tespit edildiğinde gerekli hasar tutarının tarafımızdan karşılanacağı” kayıt altına alınmıştır.
Vanalardan su sızıntısı nedeniyle meydana gelen hasarla ilgili olarak …. şirketi ile … şirketi arasındaki yazışmalar/Mail dökümleri, 26.12.2017, 10.01.2015 ve diğerleri, meydana gelen su basması olayı içeriklerini göstermektedir.
Dava dosyasına sunulan fotoğraflardan, radyatör köşe vanalarının su sızdırdığı, su sızdırmasından kaynaklı olarak vana altında zemin üzerinde su lekelerin oluştuğu, dava konusu vanaların takılı olduğu bölgelerde yoğun su sızıntılarının meydana gelmiş olduğu, bunun sonucu olarak binada önemli maddi zararlarının meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda, dava konusu binada kullanılan kalorifer tesisatındaki su sızmalarının tümünün vana gövdesinden meydana geldiği, vanalarının tesisat borularıyla birleşme yerinden veya tesisat borularının birbirine yapılan ek yerlerinden bir sızdırmanın söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum, sızdırma probleminin doğrudan doğruya vanaların gövdeleriyle ilgili olduğunu göstermektedir.
Vana gövdelerindeki su sızdırma problemi, vanaları oluşturmakta kullanılan parçaların boyut, malzeme, tolerans bakımından birbiriyle uyumsuz olduğunu, dolayısıyla tamirinin de mümkün olmadığını ve sorunun çözümü için hatasız yenisiyle komple değiştirilmesinin gerektiğini göstermektedir.
Orijinal vanaların yerine sonradan takılan vanalar, aynı tesisat sistemine takılmış ve herhangi bir uyum sorunu yaşanmadan kullanılmaya devam edilmektedir. Buna göre davalıların, “sızdırmaların vanalarla uyumsuz malzeme kullanıldığı için meydana geldiği” şeklindeki iddiasının geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı şirket vekili davacının vanaları aldıktan sonra test etmediğini ve ayıpları zamanında ihbar etmediğini belirtmiştir. Ancak vanalar üzerinde imalatçı firmanın imalat aşamasında yapması gereken testler dışında bir test söz konusu olmayıp vanaları kullanacak kişinin ancak gözle görülen bir çatlak, kırık vb. olup olmadığı yönünden yapabileceği bir gözle kontrol dışında bir test mevcut olmadığından davacı şirketin eksik inceleme yaptığı şeklinde bir değerlendirmenin uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca davalı şirket vanaların imalat aşamasında gerekli testlerden geçirildiğini gösterecek şekilde herhangi bir test sonucu da dosyaya sunmamıştır.
Vanalar takılırken değil takıldıktan sonraki rutin kullanım sürecindeyken 3 ay sonra su sızdırmaya başladığına göre davalıların belirttiği şekilde bir “vanaları montaj veya uygulama” hatası olmayıp vanaların ilk takma aşamasında ortaya çıkmayan ancak rutin kullanım sürecinde ortaya çıkan bir ayıbın söz konusu olduğu, dolayısıyla vanalardaki imalat hatasının gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Davacıya satılan radyatör vanalarının patlamasının üretim hatasından kaynaklı olduğu,vanalarım patlaması sonucu ile kalorifer tesisatındaki su sızıntısının (su basmasının) meydana geldiği, davacının maddi zararının oluştuğu, dava dosyasındaki bilgiler göz önünde bulundurularak davacının maddi hasar talebi olan 20.000 TL ‘nin (yirmibinTL) burada maddi hasar değeri olarak uygun olacağı belirtilmiştir.
Davacı, davalılardan … şirketinin üretip diğer davalı … şirketinin sattığı köşe radatör vanalarını şantiyedeki kalorifer tesisatlarında kullanmıştır. Kullanıma başladıktan 3 ay sonra vanalarda hatalı imalattan kaynaklanan gizli ayıp sonucu sızdırma sorunu ortaya çıkmış ve davacı ayıp nedeniyle zarara uğramıştır. Ticari satımlarda gizli ayıp durumunda TTK m 232/c hükmündeki 2 ve 8 günlük muayene ve ihbar süreleri uygulanmaz; aynı hükmün son cümlesindeki TBK m. 223/2 hükmüne yapılan yollama nedeniyle gizli ayıbın ortaya çıkmasından sonra ihbar ” hemen ” yapılmalıdır. Buradaki hemen ibaresini dürüstlük kuralı ve halin icapları göz önünde bulundurulmka suretiyle yorumlamak gerekir. Herhalde ayıp ortaya çıkınca fazla vakit geçirmeden ihbar yapılmalıdır. Dosyadaki delil ve beyanlarda gizli ayıp ortaya çıktıktan sonra davalılara hemen ayıp ihbarının yapıldığı anlaşılmaktadır. dolayısıyla davalıların satılandaki maddi ayıp nedeniyle sağlama ( tekeffül ) sorumluluğu gerçekleşmiştr. Üretici ve satıcı konumundak davalılar, davacının ayıp nedeniyle uğradığı tüm zararları tazmin durumundadırlar. davalıların buradaki sorumluluğu müteselsildir. Manevi tazminat talebi münhasıran Sayın Mahkeminin takdirindedir.
Sonuç itibariyle: Dava dosyasındaki bilgiler göz önünde bulundurularak davacının maddi hasar talebi olan 20.000 TL ‘nin (yirmibinTL) burada maddi hasar değeri olarak uygun olacağı, Dava konusu işyerinde davalıların temin ettiği vanaların gizli ayıp niteliğinde imalat hatalı olduğu, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, meydana gelen maddi zaranın tümünden her iki davalının müteselsilen sorumlu bulunduğu anlaşılmakla; Davacının maddi tazminat davasının kabulüne, 20.000,00 TL maddi tazminatın 10/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ,
Davacı, davalılardan manevi tazminat talep etmişdir. 6098 sayılı TBK. nun 58. Maddesi uyarınca kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören kişinin manevi tazminat talep hakkı vardır. Manevi tazminat için kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir bir hareketin varlığı şarttır. Dosya kapsamı itibariyle ortada kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir eylem bulunmamaktadır. Davacının kişilik haklarının zarar ördüğü iddiasına dayalı manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla; Davacının açmış olduğu manevi tazminat davasının reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davacının maddi tazminat davasının kabulüne, 20.000,00 TL maddi tazminatın 10/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ,
2-Davacının açmış olduğu manevi tazminat davasının reddine,
3-Karar tarihine göre maddi tazminat yönünden alınması gereken 1.366,20 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL ( maddi ) harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihine göre manevi tazminat yönünden alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 853,87 TL ( manevi ) harçtan mahsubu ile bakiye 817,97 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 2.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 2.180,00 TL (AAÜT 10/3 ve AAÜT 3/2 maddeleri gereği ) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu toplam: 1.579,55 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 451,30 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … Tic.A.Ş.’nin yapmış olduğu toplam 2.816,20 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 2.011,57 TL’sinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, geri kalan miktarın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-Davalılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 28/12/2018

Katip …

Hakim …

DAVACI MASRAF BEYANI
27,70 TL Başvuru Harç Masrafı
1.200,00 TL Bilirkişi Ücreti + 50,00 TL Yol Ücreti 1.250,00 TL
301,85 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.579,55 TL

DAVALI … ŞİRKET MASRAF BEYANI
253,80 TL Keşif Harcı
2.600,00 TL Bilirkişi Ücreti +50,0 TL Bilirkişi Yol Masrafı 2.650,00 TL
220,00 TL Keşif Araç Ücreti
TOPLAM :2.816,20 TL