Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/119 E. 2020/245 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/02/2015
KARAR TARİHİ: 06/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nın davalı … Tic. Ltd. Şti. ile 10.09.2011 tarihinde … yataklı Devlet Hastanesi Çevre Düzenleme ve İnşaatı işinin yapımı konusunda sözleşme imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin götürü usulü taşeron olarak söz konusu işi yapıp 30.12.2011 tarihinde davalıya teslim ettiğini, davalı ile yapılan taşeronluk sözleşmesinde belirlenen birim fiyat üzerinden davalı şirketçe yapılan hesaba göre işin toplam bedelinin 66.600 TL olduğunu, bu hakkedişten müvekkiline bir kısım ödeme yapıldıktan sonra kalan 42.850 TL alacağın ödemesinin yapılmadığını, davalı şirketin müvekkiline hak ettiği ücretini vermeyince müvekkilinin bu alacağının şirketçe ödenmesi için …’ye şikayet dilekçesi verdiğini, bu şikayetten sonra şirket yetkililerinin müvekkili ile ödeme konusunda bir protokol imzaladıklarını, bu protokole göre müvekkiline olan 42.850 TL alacağının 7.000 TL’sinin nakit olarak verileceği, kalan 35.850,00 TL’lik kısım için ise 30.03.2013 tarihli bir adet senet verildiğinin belirtildiğini, bu protokol uyarınca müvekkiline 35.850,00 TL’lik bir adet senet verildiğini, ancak sözleşmeye rağmen müvekkiline nakit ödenmesi gereken 7.000 TL’nin ödenmediğini, verilen senedin vadesi geldiğinde de senedin ödenmediğini, protokole rağmen müvekkiline ödenmeyen 7.000 TL için … İcra Müdürlüğümün … E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, ancak borçlu davalı şirketçe borca itiraz edildiğinden takibin durduğunu, sözleşmeye göre verilen senedin ise … İcra Müdürlüğümün … E. sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, ancak borçlu şirket yetkililerince senetteki imzanın kendilerine ait olmadığından bahisle borca ve imzaya itiraz edildiğini, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile görülen davada senetteki imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilerek icra takibinin iptal edildiğini ve müvekkilinin alacağının %10 oranında para cezasına ve yine alacağın %20’si oranında tazminat ödemeye mahkum edildiğini, oysa yukarıda da ifade edildiği üzere, davalı şirketin yapım işini aldığı … Devlet Hastanesi’nin çevre düzenleme işini müvekkiline yaptırdığını, müvekkilinin bu işi tamamlayıp davalıya teslim ettiğini ve işin bedelini hak ettiğini, ancak işin bedelinin bir kısmının davalı şirketçe kendisine ödendiğini, kalan kısım için ise ödeme protokolü yapılmış olmasına rağmen davalı şirketçe müvekkiline ödenmediğini, bu sebeple davalı şirketten bakiye kalan 42.850 TL’nin tahsili amacıyla işbu davanın açıldığını ileri sürerek davacının taşeron olarak yaptığı çevre düzenleme işi sözleşme bedelinden bakiye kalan 42.850,00 TL’nin sözleşmeye göre işin yapılıp bitirildiği 30.12.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı tarafından müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafça usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunulmamış, duruşmalarda davalı vekili tarafından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER:
Taraflar arasında imzalanan Teklif Birim Fiyat Yapım İşlerine Ait Sözleşme, hakedişe esas imalatlar rapor dökümü, taraflarca imzalanan protokol, bilirkişi raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki protokol ve sözleşme kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır. Davacı … ile davalı … Tic. Ltd. Şti. arasında 10.09.2011 tarihli, … yataklı Devlet Hastanesi Çevre Düzenleme ve İnşaatı işinin yapımı konusunda sözleşme imzalandığı iddiası ile, bu kapsamda davacı tarafından bordur ve çevre düzenlemesi işinin yapıldığı ve sözleşmede belirtilen tutarların ödenmediği iddiasına yönelik olarak iş bu alacak davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı … ile davalı … Tic. Ltd. Şti. arasında 10.09.2011 tarihinde “Teklif Birim Fiyat Yapım İşlerine Ait Sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin konusunu, “… Yataklı Devlet Hastanesi Çevre Düzenleme ve inşaatı İşi” kapsamında bulunan yapım işine ait revize peyzaj projesinde yer alan rekreasyon alanı ve bina çevresi peyzaj için bordür ve kilit taşı işçilikli olarak yapılması işinin oluşturduğu, sözleşmenin 5.1 maddesine göre sözleşme bedelinin, sözleşme kapsamında birim fiyat esasına göre yapılan metrajlar neticesinde hak ediş olarak ödeneceğinin belirlendiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin Taşeron sıfatıyla … ve Yüklenici sıfatıyla … Tic. Ltd. Şti. kaşesi üzerine … tarafından imzalandığı, bununla birlikte davalı tarafça, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen sözleşme ve protokoldeki imzaların davalı şirket yetkilisine ait olmadığı, işin davacı tarafından yapılmadığı ileri sürülmüştür.
”Hakedişe Esas İmalatlar Dökümü” belgesinde, hak ediş toplam tutarı 66.600,00 TL olarak belirtilmiştir. Ancak söz konusu hakediş belgesinde herhangi bir onay veya imza bulunmamaktadır.
Bila tarihli Protokolde ” Tekirdağ İli … İlçesi 300 Yataklı Devlet Hastanesi İnşaatında 10.09.2011 tarihinde imzalan sözleşmeye istinaden taş kaplama bordur işlerinin taşeronu bulunan …’nın alacağı olan 42.850,00 TL karşılığında 35.850,00 TL 30.03.2013 tarihine senet verilmiş olup kalan alacak olan 7.000,00 TL nakit olarak ödenecektir. İşbu protokol karşılıklı olarak imzalanmış olup yukarıdaki alacağı dışında hiçbir alacağı yoktur, ” ifadelerine yer verilmiştir. Söz konusu metnin altında İşveren sıfatıyla … Tic. Ltd. Şti/nin kaşesi ve kaşe üzerinde kime ait olduğu anlaşılamayan bir imzanın bulunduğu, yine metnin altında Taşeron sıfatıyla …’nın imzasının bulunduğu, bununla birlikte, üzerinde davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin kaşesi bulunan ve kimin tarafından imzalandığı anlaşılamayan 22.11.2012 düzenlenme tarihli, 30.03.2013 ödeme tarihli, 35.850,00 TL bedelli davacı … lehine düzenlenmiş olan bir adet senet bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, davalının yapması gereken ödemeleri yapmadığından dolayı iki ayrı icra takibi başlatıldığı, bunlardan birinin Bila Tarihli Protokol kapsamında davacıya ödenmeyen 7.000 TL için … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takibi olduğu, davalı tarafından borca itiraz edildiğinden takibin durduğu, diğer icra takibinin ise 30.03.2013 ödeme tarihli, 35.850,00 TL bedelli senede ilişkin … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takibi olduğu, davalı yanca senetteki imzanın kendilerine ait olmadığından bahisle borca ve imzaya itiraz edildiği anlaşılmıştır.
SGK … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin … tarihli, … sayılı yazısı ekinde gönderilen … Tic. Ltd. Şti. unvanlı işyeri dönem bordrosu ve işyeri tescil belgeleri incelendiğinde, davalı şirkete ait 2011 – 9 dönemi bordrosunda, davacı tanıkları …, … ve davalı şirket eski çalışanı olduğu anlaşılan …’ın 2011- 9 dönemine ait SGK kaydına ayrıca, davalı şirkete ait 2011/9-10-11-12 dönemleri bordrosunda davacı …’ya ait kayda rastlanmıştır.
Davalı … Tic. Ltd. Şti.’ye ait ticaret sicil kaydı incelendiğinde, 11.09.1990 tarihinde tescil edildiği ve sermaye tutarının 9.100.000 TL olduğu, 15.07.2008 tarihli karara göre 5 yıl süre ile …’un temsil ve ilzama yetkili kılındığı, 19.06.2013 tarihli karara göre 5 yıl süre ile …’un temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 10.09.2011 tarihli Teklif Birim Fiyat Yapım İşlerine Ait Sözleşmesi’nde imzası bulunan … polis memurlarına vermiş olduğu 29.05.2017 tarihli ifadede özetle, ” 2011 yılında … Devlet Hastanesi inşaatı işinde proje müdürü olarak görev yaptığını, … isimli taşeron ekibine hastanenin otopark ve kaldırım işlerini birim fiyat bazlı anlaşarak şirket adına verdiğini, …’nın işi tamamlayarak taraflarına teslim ettiğini, yazılan meblağlar ve 2011 yılında imzalanan 10.09.2011 tarihli taşeron sözleşmesinin kendisi tarafından hazırlandığını, iş bitirildiğinde de hak edişler düzenlendiğini… ” ifade etmiştir. Ayrıca davacı yanın tanıkları olarak mahkemece dinlenen … ve …, söz konusu bordür işinde … ile birlikte çalıştıklarını ifade etmişlerdir.
Davalı defterlerinin mali müşavir bilirkişi aracılığı ile incelenerek mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık hakkında rapor düzenlenmesi için … Nöbetçi ATM’ye talimat yazılmış, muhasebe ve finansman konularında uzman Prof. Dr. …’dan ayrıca sözleşmeler konusunda uzman hukukçu Doç. Dr. …’dan rapor aldırılmıştır.
Mali inceleme sonucu bilirkişi raporu ile, davalıya ait 2011-2012-2014 ve 2015 yılları ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK.’nun 64. ve müteakip maddelerinde belirli kanuni şartları tam olarak taşıdığı, eşdeyişle sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, davalı şirketin davacı …’ya borçlu yada alacaklı olduğuna dair herhangi bir kayda rastlanmadığı, davalı tarafından davacıya verildiği iddia edilen 22.11.2012 düzenlenme tarihli, 30.03.2013 ödeme tarihli, 35.850,00 TL bedelli ve davacı … lehine düzenlenmiş olan senet ile ilgili herhangi bir kayda rastlanmadığı tespit edilmiş ise de, HMK m. 222/2 gereğince ‘ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması’ şartı aranmaktadır, ticari defterlerin delil niteliğinden bahsedilebilmesi için her iki tarafın da tacir olması şartı aranır, taraflardan sadece birinin tacir olduğu durumlarda ticari defterlere HMK 222. maddesi anlamında delil olarak dayanılamaz ve defter, sahibi lehine delil niteliğini haiz olmaz. Bu nedenle, davalının tacir olmadığı somut olayda sadece davalının defter tutmakla yükümlü olduğu göz önünde bulundurularak davalı defterlerinin davalı lehine delil niteliğini taşımadığı kabul edilmiştir.
…’nın 04.01.2016 tarihli ve 00025 sayılı yazısında, söz konusu iş kapsamında yüklenici tarafından yapımı tamamlanan iş ile ilgili …’ya ait idarelerinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı belirtilmiş ise de, bu cevabın, dava dışı … i̇le davalı arasındaki sözleşmenin 16. maddesi hükmü ve sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği davacı ile davalı arasında yapıldığı iddia edilen sözleşme bakımından önemi olmadığı kabul edilmiştir.
Limited bir şirket olan davalı bir tüzel kişi olduğundan organları vasıtasıyla işlem yapar. TTK m. 623 ve 629 bir arada değerlendirildiğinde, şirketi temsile yetkili müdürün ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir. Taraflar arasındaki 10.09.2011 tarihli sözleşmenin … tarafından imzalanmıştır. Davalı şirketin ticaret sicil kaydına göre …’ın şirketi temsil yetkisi olmadığı tespit edilmiştir ancak bir ticaret şirketinin temsili farklı şekillerde de gerçekleşebilir zira tacir yardımcıları da şirketi temsile yetkilidir. Ticari temsilcinin ticaret siciline tescil ve ilanı kanunen öngörülmüş olsa da bu tescil ve ilanın kurucu değil, açıklayıcı nitelikte olduğu kabul edilmiştir. Ticari vekil atanması ise açıkça yapılacağı gibi zımnen de yapılabilir. Her ne kadar anonim şirketler için TTK m. 371 f.7’deki düzenleme ile ve limited şirketler bakımından TTK m. 629 atfıyla TTK m. 371 f.7 uyarınca şirkete hizmet akdiyle bağlı olan kişilerin ticari vekil olarak atanmasının tescil ve ilan edileceği öngörülmüşse de, bu tescil ve ilanın kurucu nitelikte olmadığı ve açıklayıcı nitelikte olduğu kabul edilmiştir. … resmi olarak şirket yetkilisi olmasa da ifadesinde ‘vekaleten sözleşme imzalamaya’ yetkili olduğunu beyan etmiştir. Tacir yardımcıları dışında şirketin TBK m. 40 vd. kapsamında münferit bir işlem veya belli işlemler bakımından bir kişiyi vekil kılması mümkündür. Tanık beyanları doğrultusunda davacının 10.09.2011 tarihli sözleşmede yer alan edimleri fiilen ifa ettiği anlaşılmaktadır. Davalı bir limited şirket olduğundan, … yetkisiz temsilci olarak davacı ile davalı şirket adına sözleşme yapmış olsa da davalı basiretli bir tacir gibi davranmak zorundadır, … ile arasındaki sözleşme kapsamında 10.09.2011 tarihli sözleşmenin konusu olan eseri kendisinin yerine getirmediğini ve davacının bunu ifa ettiğini bilmek zorundadır. Davacının 10.09.2011 tarihli sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getirdiği sırada davalı şirket tarafından herhangi bir itirazda bulunulmamış ve sözleşmenin konusu olan eserin davalının veya bir başka alt yüklenicinin yaptığının iddia edilmemiş olması karşısında zımnen de olsa sözleşmeye davalının icazet verdiği kabul edilmiş, sözleşmede belirtilen tutarlardan davacının davalıdan bakiye 42.850,00 TL alacağı kaldığı anlaşılmış, davanın kabulü ile 42.850,00 TL’nin 30/12/2011 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile 42.850,00 TL’nin 30/12/2011 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 2.927,08 TL ilam harcından peşin yatırılan 731,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.195,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 6.370,50 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 731,78 TL peşin harç, 851,75 TL bilirkişi ücreti, 475,00 TL tebligat, müzekkere ve posta giderlerinden oluşan toplam 2.086,23 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır