Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1064 E. 2019/512 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1064 Esas
KARAR NO : 2019/512

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2015
KARAR TARİHİ : 24/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı borçlunun … 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu borca, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini, itirazının borçtan kaçma amacını taşıdığını, takibe konu cari hesap ektresi, faturalar, sipariş fişleri, ödeme taahhütnamesi belgelerinin incelenmesi sonucunda davalı borçlunun takibe konu dosyadan müvekkiline borcu olduğunun görüleceğini, takibe konu faturaların sevk irsaliyelerinin davalı borçluya tebliğ edildiğini, ticari defterlere işlendiğini, davalının fatura içeriklerine herhangi bir itirazının olmadığını, aksine firma işletmecisi …’un imzasının bulunduğu ödeme taahhütnamesinde davalı-borçlunun davacı-alacaklıya 22.08.2014 tarihi itibari ile fatura karşılığı 36.000,00 TL borcunun bulunduğunu, süz konusu borcun 20.09.2014 tarihinden başlamak kaydı ile aylık 9.000,00 TL eşit taksitler halinde ödemeyi kabul edeceğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin alanında büyük bir şirket olduğunu, her türlü alım-satım ve hizmetleri faturalandırıp defterlere işleyerek kayıt altına aldığını, karşı tarafın kötüniyetle açmış olduğu davada defterlerini sunmaktan çekindiğini ve defterlerin karşılaştırıldığında da borcun olmadığının ortaya çıkacağını, davacının dava dosyasında bahsettiği … isimli şahıs ile müvekkilinin hiçbir bağının olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davaya konu … 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur, incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 06/07/2015 tarihinde fatura alacağından kaynaklı 41.787,17 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 09/07/2015 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu vekili 10/07/2015 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 29/11/2016 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 09/05/2017 teslim tarihli raporda özetle;1-) Davalı-borçlu … GIDA SAN.TİC.LTD.ŞTİ,’nin ibraz edilen ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, defter kayıtlarının eksiksiz, usulüne uygun ve birbirlerini doğrular nitelikte olduğu dolayısıyla kendi lehine delil vasfının olduğu, 2-) Davacı-alacaklı …’nin bilirkişi incelemesine ticari defterlerini sunmayacağını Sayın Mahkemenizin 29.11.2016 tarihli duruşma tutanağında beyan ettiği, 3-) Davalı-borçlu … SAN.TİC.LTD.ŞTİ.’nin bilirkişi incelemesine sunulan 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinde davacı-alacaklı … ile ilgili hiçbir kayıt görülmediği, 4-) Davacı-alacaklı …’nin davalı-borçlu adına düzenlediği faturalar ve bu faturaların teslimi ile ilgili bilgiler aşağıdaki gibidir. 5-) Davacı-alacaklı …’nin ile … arasında düzenlenen ödeme taahhütnamesinde “…” adresinde … isimli mekanın işletmecisi olduğunu tedarikçi firmaya 22.08.2014 tarihi itibari ile 36.000-TL eşit taksitler halinde ödemeyi taahhüt ettiklerinin belirtiliği fakat …’un davalı firma ile bir ilişkisinin buluunduğuna dair dava dosyasında herhangi bir evrakın görülmediği, tespit edilmiştir.SONUÇ VE KANAAT : 1-) Davalı-borçlu …TİC.LTD.ŞTİ.’nin ibraz edilen ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, defter kayıtlarının eksiksiz, usulüne uygun ve birbirlerini doğrular nitelikte olduğu dolayısıyla kendi lehine delil vasfının olduğu, Davacı-alacaklı …TİC.LTD.ŞTİ.’nin bilirkişi incelemesine ticari defterlerini sunmayacağını Sayın Mahkemenizin 29.11.2016 tarihli duruşma tutanağında beyan ettiği, 2-) Davalı-borçlu …TİC.LTD.ŞTİ.’nin bilirkişi incelemesine sunulan 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinde davacı-alacaklı … ile ilgili hiçbir kayıt görülmediği, 3-) Davacı-alacaklı …’nin inceleme ve değerlendirme bölümünde dökümü bulunan davalı adına düzenlenen faturalarının tebliğinin posta yolu ile yapıldığını beyan ettiği ve bununla ilgili posta alındılarının dava dosyasına sunulduğu, 4-) Sayın Mahkememiz tarafından Davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı yana tebliğ edildiğine dair posta alındılarının yeterli görülmesi halinde; Davacı-alacaklı …’nin , Davalı-borçlu …TİC.LTD.ŞTİ.’den takip tarihi itibari ile 41.787,17-TL asıl alacak tutarında alacaklı olduğu, aksi takdirde ise; Davacı-alacaklı …’nin istenebilir bir alacağının olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Mahkememizin 19/12/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya ek rapor hazırlanmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 09/05/2018 teslim tarihli raporda özetle;a) Davalı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapıldığı, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, b) Davalı şirketin ticari defterlerinde, davacı şirket ile ticari ilişki olduğuna dair herhangi bir muhasebe kaydına rastlanılmadığı, yani, taraflar arasında ticari ilişki olmadığı, c) Rapor içerisinde detaylı olarak açıkladığım nedenlerden, davacı tarafın malın teslim edildiği anda davalı tarafa malla teslim etmeyip posta yoluyla gönderdiği İrsaliyeli Faturalara dayanarak alacak talebinde bulunamayacağı, Ancak; Sayın Mahkemeniz, davalı tarafın posta yoluyla gönderilen faturaları tebliğ aldığı halde, itiraz etmediğinden davacı tarafın alacak talebinde bulunabileceği yönünde karar aldığında ise, davacı tarafın alacağı 28.713,55 TL olacağı ve bu tutar üzerinden takip sonrasında talebi yıllık % 9 yasal faiz talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Taraflar arasında TTK madde 89 da tarif edilen anlamda yazılı bir cari hesap sözleşmesi yoktur.
Davacı şirket, cari hesap alacağına dayanak İrsaliyeli Faturalar ibraz etmiştir. Söz konusu İrsaliyeli Faturaları da İadeli Taahhütlü Posta yoluyla davalı şirkete göndermiş ve tebliğ etmiştir.
İrsaliyeli fatura, fatura ve sevk irsaliyesinin yerine geçerek düzenlenen bir belgedir. İrsaliyeli fatura, en az üç nüsha düzenlenmesi zorunlu olup, mal tesliminde bir asıl bir sureti alıcıya teslim edilir. Dolayısıyla malın teslimi anında alıcıya teslim edildiğinden, mal teslimi sonrasından alıcıya gönderilen bir belge değildir.
Davacı taraf, dava dilekçesi ekinde Sipariş Fişleri ibraz etmiştir. Sipariş Fişi üzerine davalı şirketin işletme adı olduğu anlaşılan “…” yazmaktadır. Söz konusu sipariş fişlerinden davacı tarafın deniz ürünlerini fatura düzenlemeden davalı tarafa teslim ettiği, sonrasında Sipariş Fişleri ile teslim ettiği deniz ürünlerini toplu faturaladığı anlaşılmaktadır. Yani, mal tesliminde alıcıya teslim edilmesi gereken İrsaliyeli Faturalar düzenlenmediği anlaşılmaktadır.
Örnek 1: 11.04.2015 tarih ve 641840 nolu 6.511,57 TL tutarındaki fatura, “ 30.03.2015 tarihli 1716 nolu, 30.03.2015 tarihli 1715 nolu, 02.04.2015 tarihli 1736 nolu, 07.04.2015 tarihli 1311 nolu, 04.04.2015 tarihli 1306 nolu ve 11.04.2015 tarihli 1285 nolu Sipariş Fişlerine dayanılarak düzenlenmiştir. (30.03.2015 tarih 1715 nolu fatura üzerinde de Serkar yazmakta. Davalı tarafın tabela ünvanı … yazmamakta.)
Söz konusu Sipariş Fişlerinin toplamı 1.718,08 TL iken, İrsaliyeli Fatura toplamı 6.511,57 TL’dır.
İrsaliyeli Fatura İadeli Taahhütlü posta ile davalı tarafa gönderilmiş 30.04.2015 tarihinde davalı taraftan …’na tebliğ edilmiştir.
Sipariş Fişlerinin üzerinde toplam 1.080,00 (600 TL+300 TL+180 TL) TL alındığı yazmaktadır. Sipariş Fişlerinin üzerinde, davalı taraftan deniz ürünlerini teslim alan bilgisi bulunmamaktadır.
Örnekteki gibi, davacı tarafın ibraz ettiği diğer İrsaliyeli Faturalar ve Sipariş Fişleri karşılaştırılmış, Sipariş Fişlerinin toplamı İrsaliyeli Fatura toplamına eşit olmadığı,
Bazı Sipariş Fişleri üzerinde deniz ürünleri teslim alanın imzası bulunmaktaysa da, isim yazmadığından imzanın davalı tarafın çalışanlarına ait olup olmadığı tespit edilememiştir. Bazı sipariş fişlerin üzerinde de, ödemenin alındığı bilgisi yer almaktadır.
Davacı tarafın ibraz ettiği bazı sipariş fişleri üzerinde yazılan tahsilat tutarları ile yine ibraz edilen cari hesap ekstresinde yazılmış tahsilat tutarları eşleşmemekte. Yani, birbirini tutmamaktadır.
Örnek 2: 06.09.2014 tarih ve 636915 nolu 6.643,46 TL tutarındaki fatura, “ 06.09.2014 tarihli 1825 nolu, 26.08.2014 tarihli 17193 nolu, 25.04.2014 tarihli 1791 nolu, 23.08.2014 tarihli 1785 nolu, 16.08.2014 tarihli 1767 nolu, 13.08.2014 tarihli 1756 nolu, 11.08.2014 tarihli 1698 nolu, 09.08.2014 tarihli 1699 nolu, 08.08.2014 tarihli 1643 nolu Sipariş Fişlerine dayanılarak düzenlenmiştir.
Söz konusu sipariş fişlerin toplamı fatura tutarının KDV’siz tutarına az bir farkla eşit durumdadır.
Davacı tarafın ibraz ettiği bazı sipariş fişleri üzerinde yazılan tahsilat tutarları ile yine ibraz edilen cari hesap ekstresinde yazılmış tahsilat tutarları eşleşmemekte. Yani, birbirini tutmamaktadır.
Ayrıca, 16.08.2014 tarihli 1767 nolu sipariş fişi üzerinde kalan bakiye 1.390 TL, 13.08.2014 tarihli 1756 nolu s.fişi üzerinde 1.390 TL, 11.08.2014 tarihli s.fişi üzerinde 1.812,25 TL, 08.08.2014 tarihli s.fişi üzerinde 190 TL yazmaktaysa da, ibraz edilmiş cari hesap ekstresindeki tutarlar tarih sırasına göre 35.269,74 TL, 36.024,74 TL, 36.724,74 TL ve 36.724,74 TL davalı şirket aleyhine borç bakiye vermektedir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü 17.10.2017 tarihli yazısı ekinde; davalı şirketin Ekim/2014 – Mayıs/2015 ayları arası KDV Beyannamesi, Eylül/2014-Haziran/2015 ayları arası Mal ve Hizmet Satılan Kişilere İlişkin Bilgileri (FORM BA) ve Mal ve Hizmet Satın Alınan Kişilere İlişkin Bilgiler (FORM BS) göndermiştir.
Söz konusu Eylül/2014-Haziran/2015 ayları arası Mal ve Hizmet Alanlara İlişkin Bildirim (FORM BA) incelendiğinde, BA Formunda davacı şirketin isminin yer almadığı görülmüştür. Yani, forma göre de davalı şirket, davacı şirketin faturalarını ticari deftelerine işlemediği anlaşılmaktadır.
… Sosyal Güvenlik Merkezi 27.10.2017 tarihli yazısı ekinde; davalı şirket çalışanlarının bilgilerini içeren 2014 ve 2015 dönemine ait Dönem Bordrosu Detay Bilgileri göndermiştir.
Davacı şirketin 01.12.2014 tarihli 2.204,30 TL, 12.12.2014 tarihli 1.819,01 TL, 30.04.2015 tarihli 7.769,11 TL, 30.05.2015 tarihli 484,92 TL, 03.06.2015 tarihli 490,32 TL ve 06.06.2015 tarihli 305,96 TL tutarındaki faturaları teslim alan … , … ve …’un davalı şirket çalışanlar listesinde yer almadığı görülmüştür. Yani söz konusu üç kişi davalı şirketin sigortalı çalışanı değildir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 09/10/2017 tarihli yazısı ve ekindeki T.Ticaret Sicili Gazeteleri incelendiğinde; Davalı şirketin kurucu ve mevcut ortakları … ve … olduğu, yetkiliside … olduğu anlaşılmaktadır.
Netice olarak, Vergi Dairesi, SGK ve Ticaret Sicil Mürlüğü’nün göndermiş olduğu belgelerin incelenmesinde, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde ibraz ettiği “ Ödeme Taahhütnamesi’ni” imzalayan …’un, davalı şirket sigortalı çalışanı olmadığı gibi, ortağı veya yetkilisi de olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı şirket ticari defterlerinde, davacı şirket ile ticari ilişkisine rastlanılmamıştır.
Davacı vekili, davacının ticari defterlerini bilirkişi incelenmesine ibraz etmediği ve 29.11.2016 tarihli duruşmada davacının ticari defterlerinin bilirkişi incelemesine ibraz edilmeyeceğini beyan edip beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Davacı taraf, malın teslimi anında davalı tarafa teslim etmesi gereken İrsaliyeli Faturaları, posta yoluyla davalıya göndermiştir. Davacı taraf ibraz ettiği sipariş fişleri ile deniz ürünlerini davalıya teslim ettiğini kanıtlamaya çalışmışsa da, sipariş fişlerin bir çoğunda davalı taraftan malı teslim alan ismi ve imzası bulunmamaktadır. Bazı sipariş fişlerinde yalnızca imza bulunmakta. Sipariş fişlerinde yalnzca “Luna” kelimesi yazmakta Bazı sipariş fişlerinin toplamı ile fatura toplamları tutmamakta. Bazı sipariş fişlerindeki toplamlar fatura toplamlarına yaklaşık, sipariş fişlerinde tahsilat yapıldığı yazdığı halde, ibraz edilen cari hesap ekstresinde gözükmemekte, yada toplamlar uyuşmadığı tespit edilmiştir.
Dolayısıyla, davacı tarafın malın teslim edildiği anda davalı tarafa malla teslim etmeyip posta yoluyla gönderdiği İrsaliyeli Faturalara dayanarak alacak talebinde bulunamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf davacıdan davaya konu faturalardaki malı teslim almadığını beyan etmiştir.Tek başına fatura,alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli delil değildir.Davacı,faturada belirtilen malları davalıya sattığını ve bu malların teslimini yaptığını usulüne uygun olarak ispat etmelidir.Fatura incelendiğinde,malların davalıya teslimine ilişkin davalının imzasına rastlanmamıştır. Dava değeri itibarıyle de bu hususun tanıkla ispatı mümkün değildir.Satılan malla ilgili fatura düzenlenmiş olduğu halde malın teslimiyle ilgili belge düzenlenmemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve tüm dosya kapsamına göre, ve Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 08/06/2016 tarih ve 2016/1540 Esas, 2016/10346 Karar sayılı içtihadı da gözetilerek davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla,davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 504,69 TL harçtan mahsubu ile bakiye 460,29 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.946,59 TL. vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Karar kesinleştiğinde Mahkeme kasasındaki belge aslının iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 24/05/2019

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
551,25 TL Harç Masrafı
500,00 TL Bilirkişi Ücreti
30,00 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM :1.081,25 TL