Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1031 E. 2021/451 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1031 Esas
KARAR NO : 2021/451

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2015
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1991 yılında kurulmuş ülkemizin ilk hazır sadviç firması olduğunu, sektörde yeni bir vizyon ve stratejik hedefler geliştirerek … markası altında uluslararası ve ulusal kalite standartlarında ürettiği pratik ve lezzetli ar-ge ürünlerini yıllarca tüketicinin damak zevki ile buluşturduklarını, Türkiye’de hazır sandviç ile markasını özdeşleştirmiş ve sektörün lideri olduğunu, bu bağlamda …, …, … Bölge müdürlükleri kurduğunu, davalılar gerçek kişilerin müvekkil şirketin eski çalışanları olduğunu, bu davalılardan …’nın 2004 yılından itibaren istifa edinceye kadar müvekkil şirkette … Bölge müdürü olarak … şubesinde her türlü idari, temsili ve ilzam yetkilerinin sahibi olarak çalıştığını ve müvekkil şirketin üretim, müşteri bilgileri başta olmak üzere her türlü ticari sırlarına işlerine ve stratejik bilgilerine vakıf olduğunu, diğer davalı …’in de müvekkili şirkette aniden ve sebepsiz şekilde 09/04/2015 tarihinde istifa ile ayrılmadan önce müvekkili şirkette Planlama Şefi olarak çalıştığını, bu davalının da müvekkili şirketin üretim, müşteri bilgileri başta olmak üzere her türlü ticari sırlarına, işyerine ve stratejik bilgilerine vakıf olduğunu, diğer davalı …’nun da müvekkili şirketten 04/06/2015 tarihinde aniden ve sebepsiz şekilde istifa ile ayrılmadan önce müvekkili şirkette satış ve pazarlama şerfi olarak çalıştığını, bu davalının da diğer davalılar gibi müvekkili şirketin tüm ticari sırlarına vakıf olduğunu, ayrıca dava dışı …, …’ın da müvekkili şirketten aniden ve sebepsiz şekilde ayrıldıklarını bu şahıslarında müvekkili şirketin ticari sırlarına vakıf olduklarını , davalılardan …’nın müvekkili şirketten henüz istifa etmeden kendi ismini perdeleyerek yeni bir şirket kuruluşu için çalışmalara başlayarak, eşinin yeğeni olduğu ifade edilen … isimli kişinin tek ortağı olduğu davalı şirketi kurduğunu, davalı …’nın henüz müvekkili şirketten ayrılmadan önce müvekkili şirket müşterileri ile müvekkil şirketin devam eden işlerini kurmuş olduğu şirkete aktarmak ve yine müvekkil şirketin personelinin şirketten ayrılarak yeni kurduğu şirkete geçmelerini sağlamak maksatlı girişimlerde bulunduğunu, 30/04/2015 tarihi itibarı ile müvekkili şirketteki çalışmasını sonlandırılan …’nın kendisi ile birlikte hareket etmelerini sağladığı diğer davalı personel ve dava dışı personel ile birlikte ilk iş olarak müvekkil şirketin … Bölge Müdürlüğündeki iş hacminin %20 sini teşkil eden ve sürekli çalışma içerisinde bulunduğu müvekkil şirket müşterisi …İşletimini 20/05/2015 tarihi itibarı ile müvekkil şirketten ayrılmasından sadece 20 gün sonra davalı şirkete ayartmak sureti ile kaydırdığını, davalı şahısların müvekkili şirkette hizmet akdi ile çalışırken yeni bir şirket kurup yine hizmet akti ile çalıştıkları sırada ve çalışmalarını sonlandırmalarının hemen arkasından müvekkil şirketin sağladığı imkanları kurlanarak müvekkil şirketin ticari sırrı olan ihale teklif ve stratejilerini bilmelerinden faydalanarak ve çeşitli ikna ve tekliflerle müşteriyi de daha ihaleye girmeden öne ayartmak suretiyle müvekkil şirketin alması mümkün ihaleleri kendi şirketi adanı alınmasının da haksız rekabet teşkil ettiğinin açık olduğunu, müvekkil şirketin müşterisinin davalı şirkete kaydırılmasından sonra müvekkil şirketi çalışanı olan 13 kişinin iş akdinin sonlandırdıklarını bu işçilerin hepsinin yada büyük bir kısmının davalı şirkette çalışmaya başladıklarını, davalılar … ve … nun henüz müvekkili şirketten ayrılmadan önce müvekkil şirket müşterilerini ve diğer personelin ileride çalışıp kazanç sağlayacakları teklifini aldıkları davalı şirkette ayartarak aktarma çabaları içerisine girdiklerini ayrıldıktan sonra da davalı şirkette çalışmaya başladıkların, olayların zincirleme olacak şekilde bilinçli ve kasıtlı olarak genişletildiğini müvekkil şirketle haksız rekabet etmenin temelleri atılırken diğer yandan da müvekkil şirketin rekabet gücünün ortadan kaldırılması amaçlandığını, davalı şirketin gerçek kişi davalıların istifalardan kısa bir süre önce kurulmasının davalı şahısların isimlerini bu tüzel kişilik perdesi arkasına gizleyerek haksız rekabet ve rekabet yasağına aykırı eylemlerinin tespitini engellemek istemelerinden kaynaklandığını, davalı şirketi davalıların kurduğunu ve hepsi birlikte bu şirketi idare ve temsil ettiklerini , davalı şirketin müvekkili şirketin ürünlerinin birebir aynılarını ve aynı isimlerle satmaya başlayarak rekabet yasağına aykırılık ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduklarını beyan ederek davalıların eylemlerinin rekabet yasağına aykırılık ve haksız rekabet teşkil ettiklerinin tespitine ve haksız rekabet teşkil eden her türlü fiil ve hareketlerinin önlenmesine, davalılardan …’nın rekabet yasağına aykırı olan ve haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarını saklı tutarak müvekkil şirket ile arasındaki sözleşme gereğince 50.000 USD cezai şart olarak, bu taleplerinin reddi halinde müvekkil şirketin haksız rekabet nedeniyle uğradığı zarara karşılık gelmek üzere tazminat olarak dava tarihinden itibaren ticari işlerde işleyecek avans faizi ile birlikte kendisinden tahsiline, davalılardan … ve …’nun rekabet yağına aykırı olan haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle müvekkili şirket ile müvekkili ile aralarında ki sözleşme gereği 25.000 USD cezai şart olarak, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde müvekkil şirketin haksız rekabet nedeniyle uğradığı zarara karşılık gelmek üzere tazminat olarak dava tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte kendisinden tahsiline, davalıların tümünün haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı zarara karşılık gelmek üzere şimdilik 10.000.TL maddi 10.000.TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte kendilerinden tahsiline karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili davaya cevabında:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle usule yönelik itirazlarda bulunarak müvekkilleri gerçek şahısların ikamet adresinin Ankara olduğunu müvekkili şirketin de merkezinin … bulunduğundan bahisle … Asliye Ticaret mahkemelerinin yetkili olduğunu yetkisizlik itirazında bulunarak yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, Esasa ilişkin beyanlarında ise davacının müvekkillerinin iş akitlerinin aniden ve sebepsiz biçimde istifa ile sona erdiğini iddia ettiğini ancak iş akitlerinin aniden ve sebepsiz biçimde sona ermediğini müvekkili …’nın davacı şirkette … Bölge Müdürü olarak çalışırken 02/03/2015 tarihinde davacı şirketin muhasebe bölümünde görevli bir personelin şirkete ait bir kısım parayı zimmetine geçirmesi şeklinde bir olayın vuku bulduğunu vuku bulan bu olayın sorumlusu olarak müvekkili …’e yüklenmeye çalışıldığını, müvekkiline karşı hem şirket çalışanları huzurunda hemde şirket dışındaki iş yerlerinde haksız ve küçük düşürücü sözlerin sarf edildiğini, ayrıca şirket yönetim kurulu toplantısında yine kendisini küçük düşmek için kalabalık ortamda müvekkiline bağırarak azarlamalarda bulunduğunu ve bölge müdürlüğü görevinin kendisinden alındığını tüm şirket çalışanlarına mail yoluyla duyurduğunu, müvekkilinin davacı şirkette 11 yıldan fazla bir süre çalıştığını kendisine ödenmesi gereken ücret ve diğer yasal haklar ödenmediği halde görevini azami gayretle sürdürdüğünü, ancak müvekkiline yapılan haksız ithamlar sonucu 01/05/2015 tarihinde davacı şirketteki bölge müdürlüğü görevini bıraktığını, davacı şirketin müvekkiline ödenmesi gereken hiçbir işçilik hakkını vermediğini bu bakımdan iş akdinin istifa ile sona erdiği hususunun gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili … açısından da gerçek bir istifadan söz edilemeyeceğini davacı şirkette meydana gelen zimmet olayının vuku bulmasından sonra davacı şirketin müvekkiline yaptığı göreve bakılmaksızın sınırsız sorumluluklar içeren bir takım taahhütnameler dayatıldığını, müvekkilinin kendisine dayatılan bu taahhütnameleri imzalamayacağını bildirmesi üzerine kendisine kıdem tazminatı ödeneceği garantisi verilerek kendisinden 09/04/2015 tarihli istifa dilekçesi alındığını, müvekkili … açısından da gerçek bir istifadan söz edilemeyeceğini, belirtilen zimmet olayı sonrasında 01/05/2015 tarihinde şirket genel müdürlüğü … Bölge Müdürlüğünde görev yapan yaklaşık 25 kişilik tüm personeli huzuruna toplayarak, şirket bölge müdürünün şirketten ayrıldığını, şirket bölge müdürü … gibi şirketten ayrılmak isteyen var ise her türlü haklarının kendilerine ödenmek suretiyle ayrılabileceklerinin bildirildiğini, açık teklif şeklinde yapılan bu duyuru müvekkili tarafından kabul edildiğini, ve 05/06/2021 tarihinde istifa dilekçesi verdiğini, müvekkilleri ile davacı arasında geçerli rekabet yasağı sözleşmesi olmadığını, müvekkilinin imzasını taşıyan sözleşmede yer bakımından her hangi bir sınırlandırma yapılmadığını, keza süre bakımından da sadece işverenin iştigal konusuna giren konularda iş kurma ortaklık yapma veya danışmanlık yapma şeklinde fiiller için 1 yıllık bir süre öngörüldüğünü ancak diğer hususlarda da herhangi bir süre sınırlaması yapılmadığını , sözleşmenin ilgili maddesinde hem yer bakımından hem süre bakımından sınırlandırmamış olması bu koşulun rekabet etmeme koşulu olmadığını, kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde müvekkili davalının ekonomik özgürlüğünü kısıtlayan bir hüküm olduğunu, müvekkilleri … ve … açısından da bu durumun söz konusu olduğunu, rekabet sözleşmeleri yazılı olması geçerlilik koşulu olduğunu, yazılı sözleşmede yer açısından sınırlandırma getirilmemiş olması rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliğini tamamen ortadan kaldırdığını, akdedilen iş sözleşmelerindeki cezai şart koşulunun da geçersiz olduğunu, taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesi 01/01/2014 tarihli olup BK nun 420. Maddesine göre hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz olması sebebiyle rekabet yasağının ihlali halinde öngörülen cezai şart koşulunun da geçersiz olduğunu, sözleşmede müvekkilleri arasında akdedilen iş sözleşmesinde müvekkilleri aleyhine cezai şart ön görüldüğü halde işçiler aleyhine her hangi bir cezai şart öngörülmediğini bu nedenle iş sözleşmesindeki cezai şart koşulunun geçersiz olduğunu, ayrıca davacının iddia ettiği gibi rekabet yasağı sözleşmesi ihlal edilmediğini, rekabet yasağı ihlalinden bahsedilebilmesi için iki koşulun bir anda bulunması gerektiğini, bunların Rekabet yasağı kaydı ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları yada işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlanması , aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması olduğunu, davacı şirketin sattığı ürünlerin hazır sandviç ve hazır tost ürünleri olduğunu, bu ürünlerin müşterilerinin Okul kantinleri, Askeri Kantinler, ve resmi Kurum Kantinleri ile ikram veren seyahat firmaları gibi kurumsal firmalar olduğunu, bu müşterilere ait bilgilerin tamamen sıradan ve herkesin rahatlıkla erişebileceği bilgiler olduğunu, davacı tarafın kapalı zarf usulü yapılan ihaleyle sözleşmesi yapılan işin ayartılarak, kaydırıldığınına yönelik beyanlarının gerçek olmadığını beyan ederek öncelikle davaya yetkili mahkeme … Asliye Ticaret Mahkemeleri olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilmesine, neticede müvekkilleri hakkındaki davanın haksız rekabet ve rekabet yasağının ihlal sebepleri bakımından davanın ayrı ayrı reddedilmesine, davacının maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından her müvekkili açısından ayrı ayrı davanın reddine yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Ticaret sicil kayıtları, iş akitleri, SGK kayıtları, bilirkişi incelemesi ve taraf açıklamaları.
GEREKÇE :
Dava, haksız rekabet nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davalılar vekili, davacı tarafın iddialarının tamamının iş sözleşmesi devam ederken yapıldığı belirtilen iddialar olduğunu açıklayarak görev itirazında bulunmuştur.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2014/12653 esas, 2014/13469 karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“Somut olayda, davacı şirket vekili davalılardan … nin 2000 yılından 07.01.2008 tarihine kadar şirket bünyesinde iş sözleşmesi ile çalıştığını, davalının, iş sözleşmesinin 12 ve 13. maddelerindeki düzenlemeye aykırı olarak ve sözleşme sona ermeden önce 07.02.2007 tarihinde, davacı şirket ile aynı faaliyet konusuna sahip diğer davalı şirketi kurduğunu belirterek rekabet yasağına aykırılıktan kaynaklanan maddi, manevi tazminat ve cezai şart talebinde bulunmuştur. Mahkemece rekabet yasağına aykırı davranış sebebi ile açılan tazminat davalarının Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. İş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi nedeni ile istenen tazminatlarla ilgili davaya bakma görevinin Ticaret mahkemesinde olduğuna ilişkin, mahkemece yapılan tespitte, 818 sayılı Kanun’un 348. ve TTK.nun 4/1-3. maddelerinin açık hükmü karşısında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak iş sözleşmesinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakma görevi İş Mahkemesine aittir. Bu nedenle anılan dönem için istenen tazminatlarla ile ilgili görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/70 esas, 2021/175 karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
“… davalı Sadi’nin, davacı yanında çalışırken, davalı …A.Ş.’de 01/01/2019’da çalışmaya başladığının öğrenildiği, bu şekilde davalı işçinin, haksız rekabet içeren eylemlerde bulunması nedeniyle SGK’ya geriye dönük olarak çıkış bildiriminin yapıldığı, davalı banka ve davalı firmanın, yeni işveren sıfatı ile birlikte hareket ederek, ortak çıkarlarını ele edebilmek amacıyla davacı firma çalışanı olan …’u davacı ile olan iş akdini haksız olarak feshetmeye teşvik ettikleri, bu nedenle uğranılan zarardan tüm davalıların sorumlu oldukları iddia edilmektedir.

İş aktinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. Davalı … dışında diğer davalılar yönünden de, iddianın ileri sürülüş şekline göre davanın, özel kanunla kurulmuş İş Mahkemelerinde görülüp değerlendirilmesi gerekmektedir.”
Şeklindedir.
Dava dilekçesinin haksız rekabet ve rekabet yasağı eylemlerinin anlatıldığı 4/a numaralı paragrafında;
“Davalılardan …’nın; Şirket Müdürü olarak … Şubesi’nde idare, temsil ve ilzam ile donatılmış olarak bir yandan çalışmasına devam ederken, diğer yandan ise ‘bu çalışması sayesinde tanıma şansı elde ettiği müvekkil şirket müşterilerini ve personelini ayartmak suretiyle, kuracağı yeni şirkete aktarmayı…’ dürüstlük kuralına aykırı olarak haksız rekabet etmek suretiyle kazanç sağlamayı amaçladığı anlaşılmaktadır.” ifadelerine yer vermiştir.
Dava dilekçesinin 4/b numaralı paragrafında davalının istifa etmeden önce, kendi ismini perdeleyerek yeni bir şirket kurma çalışmalarına başladığını ve eşinin yeğeni olan … 5üaı», adına …et Limited Şirketi kurduğunu, 10.04.2015 tarihli sicil gazetesinde ilan yapıldığını açıklamıştır. Davalı … davacı şirketteki işinden ise anılan şirketin kuruluşundan sonra 01.05.2015 günü istifa etmiştir.
Dava dilekçesinin 4/c numaralı paragrafında davalı …’nın davacı şirket çalışanlarını kurmuş olduğu yeni şirkete geçmelerini sağlamak için ikna etme çabaları içerisine girdiği belirtilmiştir.
Dava dilekçesinin 4/f numaralı paragrafında ise davalılardan … ve … ile dava dışı personelin, davalı … ve dolayısıyla …et Limited Şirketi tarafından daha müvekkil şirkette çalışırlarken, …et Limited Şirketi adına hareket etmek için ayartıldıklarını, işlerin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltildiklerini açıklamıştır.
Davacı, iddianın ileri sürülüş biçimine göre her üç davalı da iş sözleşmesi sona ermeden önce davacı şirket ile aynı faaliyet konusuna sahip diğer davalı şirket lehine faaliyetlerde bulundukları belirterek rekabet yasağına aykırılıktan kaynaklanan maddi, manevi tazminat ve cezai şart talebinde bulunmuştur. İş aktinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. Dava özel kanunla kurulmuş İş Mahkemelerinde görülüp değerlendirilmesi gerektiğinden davanın 6100 sayılı HMK md. 114/1-c, 115/2 uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine, karar verilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davanın, iddianın ileri sürülüş biçimine göre haksız rekabete konu eylemler iş akdi sona ermeden başladığından Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle 6100 sayılı HMK md. 114/1-c, 115/2 uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-) Kararın kesinleşmesinden itibaren ya da kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflarca müracaat edildiğinde dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, belirtilen süre içerisinde taraflarca başvuruda bulunulmadığı takdirde HMK md. 20 uyarınca dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-) HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-) Kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için başvurulmadığı taktirde harç ve yargılama gideri konusunda ek karar yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/07/2021

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)