Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/845 E. 2023/122 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/845 Esas
KARAR NO : 2023/122

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/07/2011
KARAR TARİHİ : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dışı temlik eden davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Dava dışı … Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili arasında imzalanmış olan Genel Kredi Sözleşmesine, davalı/borçlular borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imza attıklarını, davalı borçluların bu kredileri zamanında ödemediği için … 38. Noterliği’nin … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile müvekkili bankaca ödenmeyen kredi borçlarının ödenmesi ihtarında bulunulduğunu, ödeme olmaması nedeniyle taraflarınca davalı borçlular aleyhine, … 13. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası icra takibi başlatıldığını, borçlular borca ve faizlere, ferilerine ve faiz oranına itiraz ettiklerini, davalıların dilekçelerinde ayrıca açıkça imza inkarında bulunmamışlarsa da sözleşmelerin bütün sayfalarının borçlu ve kefillerce imzalanmadığını, sözleşmeler üzerinde bulunan imzaların davalı borçlulara ait olmadığını iddia ettikleri, mono blok halindeki Kredi sözleşmeleri borçlu ve kefillerce imzalandığı,takipten önce imza bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bu raporda imzaların borçlulara ait olduğu beyan ve ifade olunduğu itiraz ettikleri akdi faiz olduğunu, belirtilen sebeplerle takibin devamına, davalının haksız itirazı nedeniyle % 40’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davalı taraflarca davaya cevap verilmemiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, icra dosyası, bilirkişi raporları, ATK raporu, evrak asılları, ilgili noter evrakları, dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının, davalıların müteselsil kefil olarak imzaladığı 12/06/2003, 11/07/2003, 08/08/2003, 20/02/2004, 08/03/2006 tarihli genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı … 13. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında davalılardan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususunda toplanmaktadır.
Davalı borçlular …ve … takibe itiraz ettiklerinden davacı tarafça Mahkememizin (Kapatılan … 41. Asliye Ticaret Mahkemesinin) …Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açılmıştır. Yargılama devam ederken … 41. Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması nedeniyle dosyamız Mahkememizin 2014/845 Esas sayılı dosyası üzerinden esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı banka tarafından … 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ve bu dosyaya yapılan itirazın iptali talepli huzurdaki dava dosyası temlik alacaklısı … firmasına temlik edilmiş, … firması tarafından da … A.Ş’ye devredilmiş, bu davaya davacı olarak … A.Ş tarafından devam edildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu … 13. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur, incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 03.11.2008 tarihinde genel kredi sözleşmesinden kaynaklı 29.249,76 TL anapara alacağı, 25.195,54 TL işlemiş faiz, 1.262,61 TL BSMV, 226,22 TL masraf tutarı olmak üzere toplam 55.934,13 TL lik ilamsız takipte bulunduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ olduğu,davalı borçlular vekili 01.12.2010 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Davalıların sözleşme üzerindeki imzalara yönelik itirazda bulunmaları nedeniyle Mahkememizin 28/02/2013 tarihli ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere grafolog bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 03/05/2013 havale tarihli raporda özetle;
“1.12.06.2003 tarihli 100.000 TL.lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … Ltd. Şti adına atılmış imzanın …’ın eli ürünü olduğu,
2.08.08.2003 tarihli 100.000 TL.lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … Ltd. Şti adına atılmış imzanın …’ın eli ürünü olduğu,
3.11.07.2003 tarihli 50.000 TL.lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … Ltd. Şti adına atılmış imzanın …’ın eli ürünü olduğu,
4.13.02.2006 tarihli 750.000 TL.lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … Ltd. Şti adına atılmış imzanın …’ın eli ürünü olduğu,
5.08.03.2006 tarihli 750.000 TL.lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … Ltd. Şti adına atılmış imzanın …’ın eli ürünü olduğu,
6.20.02.2004 tarihli 500.000 TL.lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … Ltd. Şti adına atılmış imzanın …’ın eli ürünü olduğu,
Ve bu sözleşmelerdeki … ve … adına atılmış imzaların tümünün …’ın eli ürünü olduğu” yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Mahkememizin 23/05/2013 tarihli ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 27/08/2013 tarihli raporda özetle;
“Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile, Raporumuzun önceki bölümlerinde verilen bilgiler ve yapılan tespitler sonucunda; takdiri tamamen Yüce Mahkemeye ait olmak üzere, davalıların sözleşmelerde bulunan imzalara yapmış oldukları itirazların yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmaktadır.
Ancak, Görev Emrimizde belirtilen ‘… olası alacak miktarının tüm ferileri ile birlikte …’ hesaplanması işlemi ikmal edilememiştir. Şöyle ki;
-Huzurdaki dava, bir İtirazın İptali davasıdır, bu çerçevede asıl alacağın ve uygulanan akdi ve temerrüt faizi oranının tespit edilmesi,
-Asıl alacak tespit edildikten sonra, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda, ihtarname ile doğrulan temerrüt tarihine kadar akdi faiz oranı, temerrüt tarihinden Takip Talebi tarihine kadar da temerrüt faizi oranı üzerinden faiz hesaplanması, icap etmektedir.
Bir alacak davasından, davacı bankanın, bilirkişi tarafından talep edilmesine dahi gerek olmayan bu bilgi ve belgeleri dava dosyasına ibraz etmiş olması gerekirken, tarafımızca Mahkeme tarafından verilen yerinde inceleme yetkisi de hatırlatılmak suretiyle: gerekli bilgi ve belgeler, davacı bankadan yazılı (mail) olarak:
-13.6.2013 tarihinde talep edilmiş,
-Bu konuda müteaddit telefon görüşmeleri ve yazışmalar (Ek:1 ve 2) yapılmış,
-Bilgi ve belgelerin temin edilememesi üzerine rapor tanzimi için ek süre talebinde bulunulmuş,
Ancak işbu Raporumuzun tanzim edildiği tarihe kadar davacı bankadan gerekli bilgi ve belgelerin temini mümkün olmamıştır.
Davacı banka tarafından:
1-Akdi faiz oranının % kaç olduğunun dava dosyasına belgelenmesi (T.C Merkez Bankasına bildirim yazısı veya bankanın iç yönergesi v.s ile)
2-Temerrüt faizi oranının %50 olduğunun belgelenmesi (T.C Merkez Bankasına bildirim tazısı veya bankanın iç yönergesi v.s)
3-%50 temerrüt faizi oranının, Sözleşmedeki ‘… en yüksek cari faiz haddinin %25 fazlası…’ tanımına uyup uymadığı, uymuyor ise gerekçesi,
4-İhtarnamede 34.298.35 TL, Takip Talebinde 29.249.76 TL olan esas alacak rakamının kaynağı belgelenmesi ve hangi kalemlerden oluştuğu ve ihtarname rakamı ile Takip Talebi rakamının farkını da kontrol etmek üzere, en az geriye doğru 6 aylık plasman hesabı föyünün ibraz edilmesi,
Not: Tarafımıza gönderilen 17 sayfalık dökümanın ilgili sayfasında görülen ‘ KMH’ ibaresinden, alacağın Kredili Mevduat Hesabından kaynaklı olabileceği anlaşılıyor.
Eğer alacak Kredili Mevduat Hesabından kaynaklanıyor ise, davacı Banka tarafından, 3.7.2013 tarihli mailimizde talep edilen bilgilerin de verilmesi yerinde olacaktır, zira Sözleşmelerde KMH ile ilgili Münhasır bir maddeye rastlanmamıştır.
İcap etmektedir.
Eksik bilgi ve belgeler dava dosyasına ibraz edildiğinde, davacı bankanın alacağı hesap edilecektir, bu bilgi ve belgeler için yerinde inceleme yapılmasına ihtiyaç görülmemektedir” şeklinde rapor ibraz edilmiştir.
Eksikliklerin tamamlanmasının ardından Mahkememizin 06/02/2014 tarihli ara kararı gereğince dosyamız ek rapor hazırlanmak üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 12/05/2014 tarihli ek raporda özetle;
“*Hesabı kat tarihinden temerrüt tarihine kadar olan (31.10.2008-9.11.2008) = 9 günlük süreye göre faiz (32.603,78 * 9*60:36000) = 489.06 TL
*Temerrüt tarihinden 5.000 TL tahsilat tarihine kadar olan (9.11.2008-21.5.2010)= 558 günlük süreye göre temerrüt faizi (32.603.78*558*50:36000) =25.267,93 TL,
*5.000.- TL tahsilat tarihinden Takip Talebi tarihine kadar olan (21.5.2010-11.11.2010)= 174 günlük süreye göre temerrüt faizi (27.603.78*174*50:36000) =6.670.91 TL
*Faizlerin BSMV’si (1.613.88+489.06+25.267.93+6.670.91=34.041.78*%5)= 1.702.09-TL dir.
Dolayısıyla, davacı bankanın 11.11.2010 takip talebi tarihi itibariyle alacak tutarı:
27.603.78 TL Anapara Alacağı
34.041.78 Faiz
1.702.09 BSMV
63.347.65 TL Toplam
Olarak hesaplanmaktadır.
Ancak, davacı banka 11.11.2010 tarihli Takip Talebi ile;
29.249.76 TL Anapara Alacağı
25.195.54 İşlemiş Faiz
1.262.61 Bsmv (x)
226.22 Masraf Tutarı
55.934.13 TL Toplam
(x): BSMV tutarı hatalıdır (25.195.54x%5=1.259.78)
toplam 55.934.13 TL üzerinden takip başlattığı için, taleple bağlılık kuralı gereği, davacı bankanın alacağı 55.934.13 TL olmaktadır” şeklinde tespitlerde bulunulmuştur.
Davalılardan …’ın yargılama devam ederken vefat etmesi ve tüm yasal mirasçıları tarafından mirasın reddedilmesi nedeniyle …’nın terekesinin TMK m.612 ve m.636 gereğince tasfiyesine yönelik işlemlerin yapılması ve tereke temsilcisi atanması sağlanarak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin 21/09/2021 tarihli ara kararı gereğince, dosyanın geçirmiş olduğu safahat nazara alınarak davaya konu 12/06/2003, 11/07/2003, 08/08/2003, 20/02/2004, 08/03/2006 tarihli kredi sözleşmelerinde davalılar adına atılan imzaların Mahkememizin 2014/844 ve 2014/1277 Esas sayılı dava dosyaları içerisinde yer alan imza örnekleri ve bilirkişi raporları da göz önünde bulundurularak davalıların eli ürünü olup olmadığı hususunda rapor hazırlanmak üzere dosyamız grafolog bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 17/01/2022 tarihli raporda özetle;
“12.06.2003 tarihli 100.000 TI.lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … 1.td.Şti. adına atılmış imzanın …’ın eli ürünü olduğu, … ve … adına atılı imzaların ise …’a ait olduğu,
08.08.2003 tarihli 100,000 TI.lik kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … Ltd.Şti. adına atılmış imzanın …’ın eli ürünü olduğu, … ve … adına atılı imzaların ise …’a ait olduğu,
11.07.2003 tarihli 50,000 TL lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … Ltd.Şti. adına atılmış imzanın yine …”ın eli ürünü olduğu, … ve … adına atılı imzaların ise Sedat Özahın’a ait olduğu,
13.02.2006 tarihli 756.000 TL.lik, Tl lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki …, … ve … adına atılı imzaların
08.03.2006 tarihli 750,000 TI.lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … Ltd.Şti., … ve … adına atılı imzaların ve 20.02.2004 tarihli 500.000 TI.lık kredi sözleşmesinin son sayfasındaki … ve … adına atılı imzaların adına atılmış imzaların ise …’IN eli ürünü olduğu,
Bu 6 sözleşme altındaki …, …, … adına atılmış imzaların ise tamamen farklı imzalar olduğu” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur.
Mahkememizin 01/06/2022 tarihli ara kararı gereğince dosyamız dosyanın geçirmiş olduğu safahat nazara alınarak dava ve takip konusu genel kredi sözleşmesi nedeniyle davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususunda rapor hazırlanmak üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 30/07/2022 havale tarihli raporda özetle;
“Detayları yukarıda verilen inceleme değerlendirme ve hesaplamalar sonucunda: Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …TİC.LTD.ŞTİ arasında en son 08.03.2006 tarihinde 750.000.00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, (EK:1 SÖZLEŞME FOTOKOPİ)
Davalı/borçlu … ile … Ltd.Şti iş bu sözleşmeyi borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarından doğan tüm borçlardan 750.000.00 TL kefalet limiti kapsamında sorumlu oldukları,
Davalı kefillerin sözleşmede kefalet limitinin kendi el yazısı ile yazılı olduğu,huzurdaki davada sözleşmenin bir kitapçık halinde 51 maddeden oluşması ve sayfaların silsile halinde olması nedeniyle takdir Sayın Mahkemenize aittir.
Davalıların temerrüdünün yukarıda açıklanan nedenlerle 10.11.2010 takip tarihi itibarı ile başladığı,
Dava dışı asıl borçlunun takip talebinde adının bulunmadığı, ¸
Davacı banka TİCARİ KREDİ alacağına ilişkin, davalılardan … 13.İcra Müdürlüğü …E sayılı takip dosyasına yapımış oldukları itiraz nedeniyle davacı bankanın davalılardan sayın mahkemenizce de kabul edilmesi halinde 10.11.2010 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 29.249.76 TL asıl alacak 25.195.54 TL işlemiş faiz ve 1.262.61 TL bsmv ve 226.22 TL masraf olmak üzere toplam 55.934.13 TL alacaklı olduğu,
29.249.76 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık 635.28 ve TCMB tarafından deklere edilen değişen oranlarda temerrüt faizi ve BSMV nin davalılardan istenebileceği” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur.
Davalıların sözleşmelerdeki imzalarının sıhhatine ilişkin alınan raporlar kapsamında Mahkememizin 27/09/2022 tarihli celse ara karar gereğince, taraflarca sunulan uzman görüşleri ve imza incelemesine ilişkin raporlar da irdelenmek suretiyle dosyanın imza incelemesi yapılmak üzere ATK ya gönderilmesine karar verilmiş, 11/11/2022 tarihinde sunulan Fizik İhtisas Dairesine ait ATK raporunda;
“6.1. İnceleme konusu 08/03/2006 tarihli 750.000 YTL ve 20/02/2004 tarihli 500.000.000.000 YTL lik sözleşmelerin en arka sayfalarında “…” “…” ve “…” kaşe izleri üzerinde atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğu,
6.2. İnceleme konusu 08/08/2003 tarihli 100.000.000.000 TL,12/06/2003 tarihli 100.000.000.000 TL ve 11/07/2003 tarihli 50.000.000.000 TL lik sözleşmelerin en arka sayfalarında “…” kaşe izleri üzerlernide atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğu,
6.2.1.Söz konusu sözleşmelerde “…” kaşe izleri üzerlerinde atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğu,
6.2.2.Söz konusu sözleşmelerde “…” kaşe izleri üzerlerinde atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı,
6.2.3.Söz konusu … kaşe izleri üzerlerindeki imzalar atan şahsın tanı unsurlarını … açısından teşhise yeter oranda yansıtmadığından …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR” yönünde tespitlerde bulunulmuştur.
Somut olayda, temlik eden banka ile dava dışı asıl borçlu …TİC.LTD.ŞTİ arasında en son 08.03.2006 tarihinde 750.000.00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı/borçlu … ile … Ltd.Şti’nin iş bu sözleşmeyi borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, davalı taraflarca imza itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yer alan ihtarnamelerin incelenmesinde; temlik eden banka tarafından dava dışı asıl borçlu ile davalı kefilllere … 38. Noterliği’nin … tarih … yevmiye no.lu ihtarnamesinin keşide edildiği, dava dışı asıl borçlunun sözleşmelerdeki adresinin “…” şeklinde yazılı olduğu, Ticaret Sicil Gazetesinde “…” adresinin yazılı olduğu, ihtarnamede ise ”…“ şeklinde adres yazılı olduğu, netice itibariyle sözleşmeden ve Ticaret Sicilinde kayıtlı adresten başkaca davacı banka tarafından bilinen adrese gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilemediği ve 06.11.2008 tarihinde iade edildiği görülmüştür.
Davalı kefil …LTD.ŞTİ gönderilen ihtarnamenin 07.11.2008 tarihinde tebliğ edildiği,
davalı kefil …’a gönderilen ihtarnamenin ise 06.11.2008 tarihinde tebliğ edilemeden iade edildiği görülmüştür.
6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. maddesi uyarınca, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Anılan kanun hükmüne göre, taraflar arasında Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğünden önce akdedilmiş sözleşmeler söz konusu olmakla, sonuçlarına da sözleşmenin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanun’un uygulanması gerekir.
Sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 484. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerliliği, yazılı olmasına ve kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede belirlenmiş olması koşuluna bağlıdır. Kefalet limiti, sözleşmede belirtilmemiş olmakla birlikte sözleşme içeriğinden kefilin sorumlu olduğu azami miktar anlaşılabiliyorsa, kefaletin geçerli olacağı 12.04.1944 tarih 14/13 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı ile kabul edilmiştir.
818 Sayılı BK’nun 487/1 uyarınca da kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve bu konuda kendisine gönderilmiş ihtarın sonuçsuz kalması (Hesap kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğine rağmen) veya borçlunun açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerekir. Yani öncelikle işbu hesap kat ihtarının asıl borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini ve dolayısıyla davacı alacaklının bu hususu yerine getirdiğini yasal ve yazılı tebligat belgeleriyle ispatlamış olması gerekir.
Bu kapsamda, banka sözleşme alacaklarından dolayı yapılan takipler öncesi muacceliyet koşulunun oluşabilmesi için gerekli hesap kat ihtarının asıl kredi borçlusu olan …TİC.LTD.ŞTİ’ne usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş veya sözleşmede bildirdiği adrese tebliğe çıkarılmış olması gerekmektedir. Bu hesap kat ihtarının da icra takibine konu edilen alacağa dair olması gerekmektedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28/04/2022 tarihli, 2020/8214 Esas ve 2022/3568 Karar sayılı ilamı).
Yukarıda yapılan tespitler çerçevesinde dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde somut uyuşmazlıkta, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağa dayanan bir takibin söz konusu olduğu, davalıların müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluklarına başvurulduğu, ancak alacaklının asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefil hakkında takip yapabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve bu konuda kendisine gönderilmiş ihtarın sonuçsuz kalması vveya borçlunun açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerekmesine rağmen, hesap kat ihtarının dava dışı asıl borçluya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, hesap kat ihtarı asıl borçluya tebliğ edilmeden ve ihtarnamede belirtilen süre dolmadan takip talebinde bulunulması halinde ortada istenilebilir muaccel bir alacağın bulunduğu kabul edilemeyeceğinden “ihtarın sonuçsuz kalması” koşulunun gerçekleşmediği, davalı müteselsil kefillere yönelik takip yapılmasının yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 551,05 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭371,15 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı …Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 9.200,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı …Ltd. Şti. tarafından yapılan 950,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalı yana verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, tereke temsilcisinin ve diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 14/02/2023

Katip Hakim
✍e-imzalı ✍e-imzalı