Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/700 E. 2021/978 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/700 Esas
KARAR NO:2021/978

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:06/05/2014
KARAR TARİHİ:24/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/11/2013 tarihinde davalılardan … AŞ nin mali mesuliyet sigortacısı olan diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkilinin de içinde bulunduğu araca %100 kusurlu biçimde çarptığını ve müvekkili … nen ağır biçimde yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeni ile 4 ay yataklı tedavi gördüğünü, vücudunun birçok yerinde kemik kırılması meydana geldiğini, omuriliği kırılmış platin takıldığını, müvekkilinin halen iyileşemediğini, vücut fonksiyonlarında ağır derecede zafiyet meydana geldiğini, çalışma gücünü tamamen kaybettiğini, … … Devlet Hastanesinden alınan özürlü sağlık kurulu raporu ile müvekkili … nin %47 oranında sürekli tüm vücut fonksiyon kaybı maluliyeti olduğunun tespit edildiğini, ancak kendilerinin bu oranı kabul etmediğini, tedavisinin büyük bir bölümünün … Hastanesi … şubesinde yapıldığını, masrafları sigortacının karşılamaması nedeni ile masrafların müvekkili tarafından ödenmek zorunda kaldığını, ayrıca müvekkilinin hafta da en az 4 kez düzenli olarak eşi tarafından özel bir araç kiralanarak bu merkezde bulunan hastaneye götürdüğünü ve tedavisinin halen devam ettiğini, müvekkilinin 1996 doğumlu ve yeni evlenmiş hayatının baharında bir genç kadın olduğunu, evlilik nedeni ile çalışmaya ara vermiş ise de evlenmeden önce eczacı kalfası olarak çalıştığını, müvekkili … nin çalışmamasından dolayı eşinin işyerinin sıkıntıya girdiğini, diğer müvekkili …’nin de iş yeri ile ilgilenememesine ve işletmesinin zor duruma düştüğünü beyan ederek öncelikle davanın akim kalmaması için kazaya neden olan davalı adına kayıtlı aracın devrinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesine akabinde müvekkili … için 500 TL Tedavi gideri, 500 TL yol ve paramedikal giderleri,500 TL ileri bakım gideri, 500 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 8.000 TL maluliyet sürekli şi göremezlik ve bakım tazminatına ve BK 54 kapsamında verilecek diğer tazminatlara mahsuben ceman 10.000 TL maddi tazminatın BK 54 maddesi kapsamında davalı Mülezzim için kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, 90.000 TL BK 56 maddesi kapsamında manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … dan alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkili … için 30.000 TL nin BK 56 maddesi kapsamında manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sadece … dan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/05/2017 tarihli dilekçe ibraz ederek 10.000.TL olarak açtıkları maddi tazminat taleplerini 540.000.TL arttırarak 550.000 TL çıkartıklarını beyan ederek ıslah harcını yatırdığı görüldü,
Davalı … Aş vekili davaya Cevabında:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından Trafik Poliçesi sigortalısı olduğunu, söz konusu poliçeden doğan sorumluluğun sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 250.000 TL ile sınırlı olduğunu, davacının talebine konu bakıcı, refakatçi, yol vb . Tedavi giderleri, geçici iş göremezlik tazminatından 6111 sayılı yasanın 59.mad ile değiştirilen KTK 98 düzenlemesi gereği müvekkilinin değil, SGK nın sorumlu olduğunu, tedavi giderleri bakımından trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin SGK dan talep edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığını, bu taleplerden müvekkili şirketin sorumlu tululamayacağını, davacıların talebine konu daimi maluliyet tazminat taleplerinin tespitinde öncelikle tüm delillerin toplanması akabinde dosyanın kusur tespiti için trafik ihtisas dairesine gönderilmesine, davacının maluliyet oranını belirlenebilmesi amacı ile tam teşekküllü bir devlet hastanesine veya Adli Tıp Kurumuna sevkine karar verilmesini, sağlıklı bir tazminat hesaplaması yapılabilmesi için de sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik taleplerin değerlendirilmesi açısından aktüer bilirkişisinin görevlendirilmesi gerektiğini, davacının sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğuna yönelik iddialarını kabul etmediklerini, kusur konusunda bir değerlendirme yapılabilmesi için kazanın meydana geldiği yer, kaza şekli ve nedeni hususların bilinmesi gerektiğini, malul kişinin maluliyet hesabında kaza öncesi koşullar esas alınarak hesap yapılarak tazminatın belirlenmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin aleyhine açılmış davaya sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ile vekalet ücretinden müvekkilinin sorumlu tutulmaması gerektiğini beyan ederek 6111 sayılı yasa kapsamında müvekkili şirketin sorumluluğu kalmadığından davacının geçici iş göremezlik, tedavi , yol ve bakım gideri tazminatına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili davaya Cevabında:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kazanın oluşumuna ilişkin açıklamalarına katılmadıklarını, dava dilekçesinde yer verilen iddialara itibar edilmemesi gerektiğini mahkeme tarafından kusur oranının tespitini talep ettiklerini, davacının gelir durumuna ilişkin bilgilerin gerçeği yansıtmadığı gibi bunu ilişkin belgelerinde dosyaya sunmadığını, Eczacı kalfaları asgari ücretle ve hatta asgari ücret altında çalıştığını, dilekçede yer verilen gelir durumunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tazmini talep edilen 90.000 TL manevi tazminat ile eş Ahmet için talep edilen 30.000 TL manevi tazminatın fahiş olduğunu, fahiş olan manevi tazminat talebinin reddini talep ettiklerini, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusurlu olmayıp hatalı sollama yapan bir araca çarpmamak için kazaya neden olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davacı v ekili 25/10/2021 tarihli dilekçe ibraz ederek davalı … şirketi ile müvekkilinin sulh olduğunu, … AŞ ye karşı açtıkları davadan feragat ettiklerini, diğer davalı yönünden manevi tazminat için davayı takip edeceklerini beyan ettiği görüldü.
Davalı … Aş vekili 28/10/2021 tarihli dilekçe ibraz ederek davacı yan ile müvekkili sigorta şirketinin sulh olduklarını, davacının maddi tazminat taleplerinin karşılandığını, davacının davasından feragat ettiğini, davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı bu nedenle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşıldı,
DELİLLER;
… 2. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı dosyası, bilirkişi raporu, adli tıp raporu, eksper raporu, tarafların dosyaya sundukları bilgi belgeler, tarafların aşamalardaki beyan ve açıklamaları.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 25/11/2013 tarihinde davalılardan … AŞ nin mali mesuliyet sigortacısı olan diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, … kontrolündeki araca çarparak davacının yaralanmasına sebep olduğunu, davacı …’nin diğer davacı eşinin tüm bakımı ile ilgilendiğini, eşinin tüm ihtiyaçlarını karşıladığını hayatının alt üst olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
… Tıp fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından hazırlanan 13.06.2016 tarihli raporda davacı …’nin % 100 oranında kalıcı meslekte kazanma gücü kaybının ve bakıma muhtaç bulunduğu tespitine yer verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 17.06.2021/762 karar numaralı raporda, davacı …’nin iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceği, ilk 6 ayında başkasının bakımına muhtaç olduğu, % 43 oranında meslekte kazanma gücü kaybı bulunduğu görüşüne yer verilmiştir.
Davalı …’ ın 2014 yılında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında, emekli olduğu, aylık 900 TL gelirinin bulunduğu, kira ödemediği, davacı …’nin ise eczacı kalfası olarak çalıştığı aylık geliri 1.250 TL olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, davacı … yönetimindeki aracın olay anında kendi şeridinde ve trafik kurallarına uygun seyrettiği olayda her hangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı sürücü …’ ın ise süratli seyrettiği, bu nedenle kontrolünü kaybederek yolun sağ tarafındaki bariyere çarpmasından sonra yolun soluna doğru ve orta refüjü aşarak karşı yönden gelen … yönetimindeki araca çarptığı, olayda tam kusurlu bulunduğu görüşüne yer verilmiştir. Bilirkişinin görüşü dosyaya sunulan kaza tutanakları ve tanık anlatımları ile uyumlu olmakla mahkememizce hükme esas alınmıştır.
… 2. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı ilamı ile sanık …’ın TCK’nun 89/1 ve 61/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına hükmetmiştir. Mahkeme karar gerekçesinde;
“Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; her ne kadar sanık meydana gelen olayda kusurunun olmadığını savunmuş ise de, katılanın tüm aşamalardaki tutarlı beyanları, yeminli tanık anlatımları, mahkememizce olay mahallinde yapılan keşif esnasında edinilen gözlem, keşif sonucu ibraz edilen bilirkişi raporu, katılan hakkında düzenlenen adli tıp kurumu raporları, trafik kaza tespit tutanağı, iddia ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay tarihinde sanığın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla seyir halinde iken süratini ayarlamadan, tehlike anında her an durabilecek şekilde seyretmeden, yolun ve görüşün açık ve müsait bulunduğu bu yol kesimi üzerinde trafiği tehlikeye sokacak şekilde seyir şeridi dışına çıkarak karşı yönden gelmekte olan aracın seyir şeridi içerisine girerek trafik kazasına sebebiyet vermek suretiyle katılanın yaralanmasına neden olduğu ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği yolunda mahkememizce tam bir vicdani kanı oluşmuştur.” tespitine yer evrmiştir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/4469 Esas, 2019/12020 Karar sayılı ilamı ile “TCK’nın 89/2-e” ibaresinin çıkartılarak yerine “TCK’nın 89/2-b-e” ibaresinin eklenmesi ile hükmün adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin paragrafının başına “TCK’nın 52/4. maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA” karar vermiştir.
Dava konusuna ilişkin yasal mevzuat ve genel açıklamalar;
6098 sayılı TBK’nın 49-54 (BK’nın 41-46) maddeleri uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. TBK’nın 56, (BK’nın 47) maddesinde ” (1) Hakim haksız eylem sonucu bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. (2) Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Bu hükümlere göre haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir.
Yargıtay uygulamalarında da kabul edildiği üzere manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Manevi tazminatda hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığını hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Dava konusu olayda,
… 2. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı ilamı ile davalının hukuka aykırı bir fiille Davalı …’ ye zarar verdiği sabittir. Anılan ceza dosyası ve mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi ile kaza tutanaklarının incelenmesinde davalının kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
TBK madde 56/2 uyarınca Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Davalı …’ nin bakıma muhtaç hale gelmesi, meydana gelen yaralanma derecesi birlikte değerlendirildiğinde davacı eş … yönünden maddede düzenlenen ağır bedensel zarar şartının gerçekleştiği ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu kabul edilmiştir. Davacı vekili karar duruşmasında …’nin de kazada yaralandığını ifade etmiş ise de, dava dilekçesinde bu nedene dayanılmadığından bu yönde bir değerlendirme yapılmamıştır.
Davalının davacıya karşı davaya konu eyleminin hukuka aykırı olduğu, davalının bu eylemde tam kusurlu bulunduğu, zararın davalının kusurlu eyleminden doğduğu sabit görülmekle olay tarihi, olayın oluş şekli ve gelişim biçimi, davacının haksız fiil nedeniyle yaralanma derecesi, yaşı, tarafların sosyal ekonomik durumu, manevi tazminatın caydırıcılığı, davacı Ahmet’in eşinin uğramış olduğu ağır bedensel zarar nedeniyle yaşadığı üzüntü, bakımı için harcadığı emek ile yukarıdaki açıklamalar nazara alınarak davacı … lehine 90.000 TL, davacı … lehine 15.000 TL manevi tazminatın davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden ceza dosyasında yer alan deliller, sağlık raporları ve bilirkişileri raporları uyuşmazlığı sonuçlandırmaya yeterli kabul edilmiştir. Dosyada maluliyet oranının tespiti yönünden alınan bilirkişi raporları maddi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama giderleridir. Maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden yapılan yargılama masrafları ayrıştırılarak bilirkişi ücreti ve ATK masraflarından manevi tazminat talep edilen davalı … sorumlu tutulmamıştır.
Maddi tazminat yönünden;
Davacı vekili 25.10.2021 tarihli dilekçesi ile davalı … şirketine yöneltilen maddi tazminat talepli davasından feragat ettiğini, diğer davalı yönünden manevi tazminat talepli olarak davayı takip ettiklerini açıklamıştır. Feragat nedeniyle taraflar yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmamıştır. Feragat talebinin niteliği gereği karşı tarafın muvafakatine bağlı olmayıp, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağının yasanın emredici hükmü olduğundan, sigorta şirketi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Tarafların birbirlerinden yargılama gideri talebi bulunmadığından yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılmıştır.
HÜKÜM Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-)Maddi tazminat yönünden davanın feragat nedeni ile reddine,
2-)Manevi tazminat yönünden 90.000 TL nin kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı … dan alınarak davacı … ye verilmesine, 15.000TL nin kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı … dan alınarak davacı … ye verilmesine
Fazlayla ilişkin istemin reddine,
3-)Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 7.172,55.-TL nispi karar harcından davacı tarafın dava dilekçesi ile talep ettiği manevi tazminata karşılık yatırılan 409,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.762,69 TL harcın davalı … dan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-) Maddi tazminat yönünden dava açılışında yatırılan ve talep dilen maddi tazminata karşılık gelen (444,05-409,86) 34,19 TL ile 1.844,37 TL ıslah harcından alınması gereken 59,30 TL Maktu harcın mahsubu ile bakiye 1.819,26 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
5-) Davacı … vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 12.500,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalı … dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-) Davacı … vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 5.100,00 TLmaktu vekalet ücretinin davalı … dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-) Manevi tazminat talebinde red olunan kısım yönünden davalı … vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalı …’a verilmesine,
😎 Davacı tarafından manevi tazminat talebi yönünden yapılan, 409,86 TL harç, 86 TL posta giderinden ibaret toplam 495,86 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak ‭433,87 TL sinin davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
9-) Maddi tazminat yönünden tarafların vekalet ücreti talebi bulunmadığından lehlerine bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-) Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2021

Başkan …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Katip …
(e-imza)