Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/468 E. 2019/1016 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/468
KARAR NO : 2019/1016

DAVA : TAZMİNAT (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2013
KARAR TARİHİ : 14/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …’ın müvekkili şirkette 2007 ile 2012 tarihleri arasında Genel Müdür olarak çalıştığını ve kendi arzusu ile 05/12/2012 tarihinde istifa ettiğini, 31/03/2013 tarihinde ise şirketten fiilen ayrıldığını, diğer davalılar … ile …’nin ortak ve yöneticisi oldukları davalı …’nin müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren rakip bir şirket olduğunu, diğer davalılar …, …, …, … ve …’ın ise müvekkili şirkette satış temsilcisi olarak çalıştıklarını, davalı şirket ortakları … ve …’nin öncelikle davalı …’ı arayarak ve ona gizli ortaklık teklif ederek müvekkili şirketin iş sırlarını ele geçirdiklerini, davalıların da müvekkilinin bu ticari bilgilerini kullanarak müvekkilinin müşterisi olan birçok diş hekimine kendi ürünlerinin pazarlama ve satışını gerçekleştirdiklerini, davalı … ‘ın, diğer davalı … A.Ş’nin distribütörlüğünü yaptığı rakip şirket … ürünlerinin tanıtım ve satış stratejisi toplantılarına katıldığı, bu amaçla 2012 yılının Aralık ayinin ilk haftasında …’da. 16 Ocak 2013 tarihinde de Zürih’te bulunduğu tespit edildiğini, davalı genel müdür …’ın rakip şirketin Antalya toplantısına henüz müvekkili şirketten istifa etmeden önce katıldığını ve o tarihle halen Müvekkil şirkette çalışmakta bulunan satış temsilcileri davalılar …, …, …, … ve …’ı da birlikte götürdüğünü, davalı şirketin müvekkili bünyesinde çalışan başarılı satış temsilcilerini de ayartarak, çeşitli vaatlerle transfer etmiş ve ellerindeki müşteri profilini ve iş bilgilerini elde ettiğini, davalılardan … ve …’in davalı genel müdür …’ın tek taraflı tasarrufu ile müvekkişi müvekkili işyerinden diğer yöneticelere haber vermeksizin çıkarttığını ve hemen akabinde davalı şirkette işe başladıklarını, davalı …’ın müvekkilinin onayını almadan işten eleman çıkarmasının mümkün olmadığını, davalılar …, … ve …’nun ise kendi istekleri ile nedensiz olarak işten ayrıldıklarını bu 3 çalışanın ihbar süresi beklenmeksizin işten ayrılmalarına yine davalı genel müdür …’ tarafından müsade edildiğini, davalı şirkete transfer olan Davalılar …, …, … ve …’ın müvekkili şirkette çalışırken edindikleri müşteri bilgilerini, ürün bilgilerini satış ve pazarlama stratejilerini ve her türlü iş sırlarını ifşa ederek yeni işverenleri davalı şirket için kullandırlarını, bu davalıların halen müvekkili şirkette çalışırlarken müşteriler ile geliştirdikleri iyi ilişkilerden istifade ederek bu müşterileri davalı şirkete yönlendirdiklerini, davalı şirket ve ortakları davalılar … ve … ile gizli ortaklık yaptıkları davalı …’ın müvekkillirinin eski çalışanı satış temsilcilerinden elde ettikleri iş ürünlerinden istifade ererek karşı strateji ve satış teknikleri uygulayarak müşteriler ile geliştirilen iyi ilişkilerden yararlanarak müvekkilinin müşterilerini ele geçişmeye başladıklarını, ayrıca davalı şirketin ortakları … ve …’nin müvekkilden 5 satış elamanı birden transfer etmesinin bile müvekkili satış kapasitesini bir anda düşürdüğünü, davalıların müştereken gerçekleştirdikleri haksız rekabet teşkil eden iş ve eylemler sonucu uğratılan zararın tespiti, tahkikatın tamamlanması ve özellikle davalı …’ nin müvekkilinden temin ettiği müşterilere yapılan satış miktarının tespitinin akabinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile saptanabileceğini, müvekkilinin uğradığı maddi zararın yanı sıra davalıların iş ve eylemleri nedeniyle manevi açıdan da zarar gördüğünü, davalı …’ın belirttikleri iş ve eylemleri ile çalıştığı şirketin menfaatlerine aykırı hareket ettiğini davranışları yüzünden müvekkilinin zarara uğradığının açık olduğunu, ancak uğranılan zararın ve 5 yıllık süreçte yaşanacak kar kaybının bu aşamada tespitinin mümkün olmadığını, davalılardan … ile …, …, …, … ve …’nun müvekkili bünyesinde hizmet akdi ile çalıştıkları sürede yükümlülüklerine uygun davranmadıklarını ve müvekkili şirkedin zararına yol açtıklarını, davalı …’ın iş akdi devam ederken ve iş akdinin sona ermesinden sonra iki yıllık bir süre boyunca müvekkilinin ürinleri ile rekabet halindeki hiçbir ürünün doğrudan yada dolaylı olarak satış ve dağıtımında yer almacağını taahhüt ettiğini, sadakat ve sır saklama yükümlülüğüne aykırı davrandığını, iş bu davalıların müvekkilinin uğradığı tüm zararın tazmininden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını beyan ederek davalılar tarafından yapılan haksız rekabetin tespitine ve menine, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun Türkiye’nin en yüksek trajlı iki gazetesinde yayınlanmasına, davalıların haksız rekabet teşkil eden fiillerinden dolayı müvekkilinin uğradığı zararın tespitine ve şimdilik 10.000.TL. maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tazminine, uğranılan 500.000.TL.’ lik manevi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine, tahsilde tekerrür etmemek üzere davalı … ile …’ın hizmet sözleşmesine aykırılık teşkil eden fiillerinden dolayı müvekkilinin uğradığı zararın tespiti ile anılan davalılardan müşterek ve müteselsilen tazminine, tespit edilen tutarlara haksız fiil tarihinden itibaren en yüksek ticari temerrüt faizinin işletilmesine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı Vekili Davasında :
Dava Dilekçesini tekrar ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalılar …, …, …, … ve … vekili Davasında :
Davalılar …, …, …, … ve … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın 15/11/2012 tarihinde, …’ın ise 01/12/2012 tarihinde fesih ihbarında bulunulduğunu ve ihbar önellerini kullandıklarını, … ‘ın ise işine son verildiğini, … ‘nun ise 28/12/2012 tarihinde işten ayrılacağını yazılı olarak bildirerek ihbar önelini kullandığını ve akabinde gazete ilanı ile eleman arayan davalı şirket ile görüşerek ve zaten bu davalı şirket bünyesinde çalışan arkadaşlarının da desteği ile bu işyerinde çalışmaya başladığını, böylece … ve …’ın 10/01/2013 tarihinden itibaren, … ve …’in 11/01/2013 tarihinden itibaren ve …’nun ise 12/03/2013 tarihinden itibaren davalı şirket bünyesinde çalışmaya başladıklarını, müvekkillerinin davacı firmada çalışmaya başlamadan öncesinde de aynı alanda çalıştıklarını ve bu pazar içinde yer alarak kişisel beceri ve ilişkileri ile kendi müşteri portföylerini oluşturduklarını, çalışanların elde ettikleri mesleki bilgi ve beceriler ile tecrübelerini kullanmalarının haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, müvekkillerinin her birinin ayrı ayrı olmak üzere bahsettikleri özellikleri sayesinde davacıya oldukça fazla müşteri kazandırdığını, ancak davacıdan ayrılmalarından sonra davacıdan müşteri çalma yada benzeri bir eylemin söz konusu olmadığını, müşterilerin zaten müvekkillerinin devamlı müşterisi olan ve aralarında güven ilişkisi olan doktorlar olduğunu, müşteri bilgilerinin yeni işveren için kullanma yahut ifşa etme yada müşterileri ele geçirme diye bir durumun söz konusu olmadığını, bu sektörü hiç bilmeyen bir kişinin dahi internetten yapacağı araştırma ile öğrenilebilecek bilgilerin ticari sır olmadığını, dava konusu her iki ürünün de internet üzerinden tanıtımının yapıldığını hatta davacının internet üzerinden ürünün reklamını yaptığının görüldüğünü, davacının iddia ettiği gibi bir mesleki sır veya ürün bilgisinin ifşa edilmesinin söz konusu olmadığını, uzun yıllar davacı firmada çalışmış elemanlar olarak davacı firmanın ürünlerini kötülemek müvekkillerinin şuan yaptıkları ve satacakları ürün için kötü bir intiba yaratacağından böyle bir eylemin içine girmediklerini, teknik anlamda zaten bilgilere vakıf ve ve belirtildiği üzere internet üzerinden katalog ve üretim bilgilerine sahip olabilecek hekim müşterileri yanıltmak yahut kandırmanın söz konusu olmayacağını, müvekkillerinin şu an pazarlamada oldukları ve tüm hekimlerce zaten tercih edilen … Marka ürün davacının ürününden daha yüksek fiyatla satıldığını, … markalı ürünün müşteriler tarafından tercih edildiğinin herkes tarafından bilindiğini, … ürünlerinin davacı satıyor olsaydı davacının ürünleri daha çok tercih edilecek ve davacı böyle bir dava açmaya niyetlenmeyecğini, açıkça anlaşılacağı üzere davacının davalı şirketin …’in tartışılmaz desteği ile sektördeki çıkışından rahatsız olduğundan dolayı bu davayı açtığını, davacının işten çıkartmış olduğu, ki şu ana kadar davalılar dışında 10 dan fazla kişinin de çıkartıldığı bilindiğini, diğer başka elemanları da hatta grup halinde başka firmalarda çalışmaya başladığı halde aynı sebeple davacının hedef alarak davalıları seçtiğini beyan ederek davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili Davasında :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde,müvekkilinin davacı şirkette 5,5 yıl boyunca her şeyden sorumlu tek imza yetkilisi olarak çalıştığını, müvekkilinin istifasının ardından 31/03/2013 tarihine kadar istifadan sonra neredeyse 4 ay daha davacı şirkette çalıştığını, müvekkilinin çalışırken de ayrıldıktan sonra da davacı şirket ile herhangi bir hakız rekabet oluşturacak bir eylemde bulunmadığını, davacı şirketin herhangi bir ticari iş sırrını da kimseyle paylaşmadığını, müvekkilinin davacı şirketin prosedürleri gereği ayrılırken bilgisayarını, çalıştığı döneme ait biriktirdiği tüm bilgi ve belgeleri ajandalarını şirkette bıraktığını, şirketin herhangi bir belgesinin dijital ortamda yada basılı olarak kopyasını almadığını, davacı tarafın ticari sır olarak nitelendirdiği müşteri bilgileri, implan ürünleri satın alan diş hekimlerinin merkezlerinin sağlık kuruluşlarının bilgileri olduğunu ki bu bilgilerin kamuya açık, herkes tarafından bilgisayar başında bile öğrenilebilecek bilgiler olduğunu, implan sektöründeki müşteri bilgisi herkes tarafından uzlaşılabilecek ve elde edilebilecek bir bilgi olduğunu, müvekkilinin davacı şrketten ayrıldıktan sonra implan sektöründe değil onun yan sektörü olarak adlandırılabilecek yardımcı malzeme … ürünleri sektöründe çalışmaya başladığını, davacı şirket ile bırakın haksız rekabeti rekabet edeceği bir alanda dahi çalışmadığını, müşteri bilgisinin iş sırrı olmasının mümkün olmadığını, implan sektöründe ürünün Türkiye’ye giriş fiyatı haricinde satış fiyatı, vadesi, promosyonu satış sonrası hizmet bilgilerinin gizli bilgi veya iş sırrı olmadığını, diğer davalı … AŞ’nin hali hazırda … implant firmasının Türkiye distribütörü olduğunu, bu firma ve ortaklarının müşteri portföyleri olan mesleki tecrübeleri ile bu sektörde kazandıkları deneyimleri ile belli bir pazar payına sahip bilinen bir firma olduğunu, … A.Ş. ve ortakları nede diğer satış temsilcisi beş davalı ile planlama yaparak davacı şirkete karşı haksız rekabet oluşturulacak herhangi bir eylemde bulunulmadığını, müvekkilinin fiilen ayrıldığı 31/03/2013 tarihine kadar tüm bilgilerini müşteri portföyünü satış politikalarını yeni gelen genel müdür ile 1 ay çalışarak aktardığını, müvekkilinin imzaladığı 2007 ve 2012 tarihli hizmet sözleşmesindeki tüm yükümlülüklerine şirket politikalarına çalıştığı süre boyunca uyduğunu, istifasından sonra ise davacı şirketle rekabet yasağına uymaya devam ettiğini beyan ederek davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalılar … Dış Tic AŞ vekili Davasında :
Davalı … Dış Tic AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yanlış yönlendirme yapmayı amaçladığını, müvekkilinin ve ortaklarının piyasada tanınmış kişiler olduklarını, iddiaların fiilen ve hukuken geçerliliğinin bulunmadığını, davalılardan …’ın müvekkili şirket arasında davacı tarafın iddia ettiği gibi açık yada gizli bir ortaklığının bulunmadığını, gizli bilgilerin hiçbir şekilde ifşasının söz konusu olmadığını, davacının hangi iş sırlarının nasıl açıklandığı konusunda herhangi bir somut iddia ve delil ortaya koymadığını, iddia edildiği gibi davalılardan … ile müvekkili şirket orkaklarının hiçbir surette müvekkili şirketin ürünlerinin pazarlanması için davacının müşterilerine ziyarete gitmediklerini ürünleri kötüleyici beyanlarda bulunmadıklarını, davacının satış fiyatlarının ve tekniklerinin öğrenilmesinin gerçek dışı olduğunu, müvekilinin böyle bir bilgiye ihtiyacının olmadığını, implant piyasasında fiyat gibi teklif unsurlarının gizli bilgi olabilmesinin mümkün olmadığını ve müvekkilinin ürünlerinin davacının Türkiye’de satmış olduğu benzer ürünlerin fiyatlarından daha yüksek fiyatlara satıldığını belirterek davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Toplanan Deliller :
Taraflarca ibraz edilen deliller incelenmiştir.
Tarafların delil olarak başvurdukları kayıtların celbi için …, Hudut Kapılarına ve SGK’ ya müzekkereler yazılmış, gelen müzekkere cevapları incelenmiştir.
Tarafların iddialarının değerlendirilmesi için taraf tanıkları dinlenilmiştir.
Tarafların iddialarının değerlendirilmesi için dosyamız Bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; Bilirkişi heyeti vasıtası ile düzenlenen 22707/2019 Tarihli rapor ile özetle ” … Davacının haksız rekabet hükümlerine dayarak tazminat talebinde bulunabilmesi İçin; davalının, işçilerini ayartarak kendi bünyesine aldığını, bu İşçilerin müşterilerini ve ticari sırlarını davalıya aktaımak suretiyle haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandıklarını ve bunun son ucun da da bir zararın m oluştuğunu geçeri i del İlleri e ispat etmesi gerektiği, Davacı tarafından dava konusu işçiler aracılığıyla hangi müşterilerinin davalıya geçmiş olduğu ve bu müşterilerden dolayı ne kadarlık bir yararının oluştuğu somut olarak ortaya konulmadığı ve İspat edilemediği, bu durumda davacının tazminat talebinin yersiz olduğu..’ şeklinde görüş bildikleri görülmüştür. Davacı taraf rapora itiraz dilekçesi ile yerinde inceleme yetkisinin yerine getirilmediğini, defterlerin arşivlendiğini, bilirkişiye sunulmasının zaman aldığını bu süreç devam ederken raporun düzenlendiğini bu nedenle yeniden inceleme yapılmasını talep etmiş ise de; Bilirkişi ara kararının 31/05/2017 tarihinde düzenlendiği, davacı yerinde inceleme yapılmadığını rapora itiraz ile belirtmiş olmakla birlikte Bilirkişi heyeti tarafından davacı tarafa ait 2011 yevmiye defterinin incelendiği, diğerlerinin ibraz edilmediğinin belirtildiği, Bilirkişi incelemesi ara kararın düzenlenme tarihi olan 31/05/2017 Tarihi ile Raporun düzenlendiği 22/07/2019 Tarihine kadar davacı tarafça bu yönde bir beyan dilekçesi ibraz edilmediği gibi bir talepte de bulunulmadığı, Davacı tarafın 06/09/2019 Tarihinde ibraz ettiği rapora itiraz dilekçesinde bu yönde itirazda bulunulması mahkememizce ”Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” şeklinde ifadesini bulan 4721 Sayılı Kanunun 2.maddesine aykırı ve samimi görülmemiş olduğundan davacı tarafın ek rapor düzenlenmesi talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Davacı taraf özetle; Davalıların davacı tarafa karşı Haksız Rekabette bulunduğunu belirterek Haksız Rekabetin Tespitine, Haksız Rekabetin Men’ ine, Maddi ve Manevi Tazminata, Davalı …’ ın TTK.’nın 553.md.si uyarınca sorumluluğuna hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraflar özetle; Haksız Rekabet İddiasın kabul etmemiş davanın Reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacı taraf; davalıların davacı şirketin iş sırlarını ele geçirdiğini, davacı tarafın müşterilerinin bilgilerini kullanarak davacının bir çok müşterisine kendi ürünlerinin pazarlama ve satışını yaptığını, davacının ürün ve hizmetlerini kötüleyerek davacının uzun süre işlerinin uzun sürmeyeceğini iddia ettiklerini, davacının bildirdiği rakam ve vadeden daha uygun rakam ve vade bildirdiklerini, davalı şirketin davacı şirketin eski çalışanlarını kullanarak müşterilerini ele geçirmeye çalıştıklarını iddia etmiştir. Taraflar arasında ki ihtilafın yasal dayanağı 6102 Sayılı Kanunun 54.md.si ve devamı maddeleridir. 6102 Sayılı Kanunun 54.md. si aynen ” MADDE 54- (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklindedir. 6102 Sayılı Kanunun 55.md.si Haksız rekabet hâllerinin başlıcalarını saymıştır.
Davacı taraf dava dilekçesinde aynı zamanda Davacı şirketin eski yöneticisi …’ ın 24/09/2007 ile 31/03/2013 tarihleri arasında şirketin Genel Müdürlüğünü yaptığını, davalının iş ve eylemleri ile şirketin menfaatine zarar verdiği gerekçesi ile 6102 Sayılı Kanunun 369.md. ve 553.md. uyarınca zarardan sorumlu olduğu iddiasında bulunmuştur. Davacı tarafın bu iddiasının yasal dayanağı 6102 Sayılı Kanunun 553.md.sidir. 6102 Sayılı Kanunun 553.ms. si aynen ”MADDE 553- (1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini “kusurlarıyla” ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” şeklindedir.
Dosya kapsamına toplanan deliller ve düzenlenen Bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere; Davacı taraf, kendi müşterilerinin davalı şirket tarafından kendi tarafına geçirildiğini iddia etmesine rağmen buna ilişkin müşteri hesap detaylarını kanıtlar delil ibraz etmediği görülmüştür. Davacı taraf; davalı şirket ve sorumlularının geçmişte Türkiye temsilciliklerini yaptıkları atm firmaya ait (…) diş implantı ve ürünlerine ait gizli ve ticari sır özelliği taşıyan bilgileri aynı iş kolunda faaliyet gösteren yeni firmalarına taşıdığı ve bu şekilde haksız kazanç elde ettiği ve sözleşmeyi ihlal ettiğini iddia etmektedir. Bilirkişi Raporu ile tespit edildiği üzere, Davacı şirketin Diş implantlarmı da kapsayan genel diş hekimliğinin tüm alanlarında iş yaparken davalı şirket yanlızca diş implantı alanında faaliyet göstermektedir. Taraf şirketlerin Sektöründe farklı özellikleri ile ayrıştığı, davalıların çalışmakta olduğu yeni şirketin eskiden çalıştıkları davacı şirketten daha yüksek fiyatlı ve özellikle tam dişsizlik için tasarlanmış uygulama bileşikler olduğu, iki firmadaki ürünlerin tamamının tek alıcısının diş hekimleri olduğu gerçeğinden yola çıkarak kesin bir özel bilgi ve ticari sır transferinin mevcut delillerle kanıtlanamadığı görülmüştür. Davacı tarafın Haksız Rekabet hükümlerden kaynaklanan hakları kullanabilmesi için; davalının, işçilerini ayartarak kendi bünyesine aldığını, bu İşçilerin müşterilerini ve ticari sırlarını davalıya aktarmak suretiyle haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandıklarını ve bunun sonucunda da bir zararının oluştuğunu ispat etmesi gerekmektedir. Davacı taraf dava konusu işçiler aracılığıyla hangi müşterilerinin davalıya geçmiş olduğu ve bu müşterilerden dolayı ne kadarlık bir zararının oluştuğu kanıtlayamamıştır. Davacının diğer bir iddiası da, davalının, taraflar arasındaki sözleşmenin rekabet yasağı hükmüne aykırı davrandığı dolayısıyla da cezai şart tazminatı ödemesi gerektiği yönündedir. Davacının zararının oluştuğunun tespit edilememesi tam aksine cirosunda artış olması nedeniyle, tazminat talep etme koşullarının oluşmadığı yönünde Mahkememizce kesin kanaat hasıl olmakla davacı tarafın taleplerinin ve davasının reddi yönünde aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacı tarafın taleplerinin ve davasının REDDİNE;
2-)Davacı tarafından yatırılan 8.709,55.TL. Peşin harçtan 44,40.TL.karar ve ilam harcının mahsubu ile 8.665,15.TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-)Davalı vekilleri lehine Maddi Tazminat davasına ilişkin olarak 2.725.TL. Ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı taraflara verilmesine;
4-)Davalı vekilleri lehine Manevi Tazminat davasına ilişkin olarak 2.725.TL. Ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı taraflara verilmesine;
5-)Davalılar …, …, …, …, … tarafça yapılan 170,00.TL. Yargılama bedelinin davacıdan alınarak davalılar …, …, …, …, …’a verilmesine;
6-)Davalı … tarafından yapılan 330,00.TL. Yargılama bedelinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine;
7-)Davalı … Tic. A.Ş tarafından yapılan 450,00.TL. Yargılama bedelinin davacıdan alınarak davalı …ye verilmesine;
8-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-)Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakisinin yatıran tarafa iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere oy birliği ile taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 14/11/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …