Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/251 E. 2019/1092 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/251 Esas
KARAR NO : 2019/1092

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/12/2010
KARAR TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde; Rekabet Kurulu’nun 05.03.2009 tarih … sayılı kararlarına istinaden Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde 12.03.2009’da yayımlanan duyuru ile akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi ayni ve şahsi haklan içeren sözleşmelerin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağını, bu tür anlaşmaların varliğı halinde beş yılı aşan süreler bakımından, 2002/2 Sayılı Tebliğ’de tanınan muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının kamuoyuna açıklandığını, sözü edilen kararlar ve duyuruya göre; akaryakıt sektöründe, bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa, kira, ekipman ve benzeri etkiye sahip sözleşmelerinden; 18.09.2005 tarihinden önce yapılmış olup da anılan tarih itibariyle bakiye süreleri beş yılı aşanların, 18.09.2010 tarihine kadar, Tebliğ’de yer alan muafiyetten yararlanabileceğini ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağını, 18.9.2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin, süreleri ne olursa olsun, yapıldıkları tarihten itibaren ilk beş yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceğini, beş yılı aşan süreler bakımından Tebliğ’de belirtilen muafiyet koşullarının ortadan kalkacağını, Dikey anlaşmaların belirtilen tarihlerden sonra grup muafiyeti dışında kalarak, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesine aykırı hale geleceğini belirlendiğini, buna göre, sözleşmelerin yukarıda belirtilen süreleri aşan kısmı, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesine aykırı hale gelmekte ve aynı Kanunun 56. maddesi gereği geçersiz sayılmakta olduğunu, 4054 Sayılı Kanun’un 56. maddesinde Borçlar Kanunu’na yapılan gönderme gereğince, sözleşmelerin geçersiz kalan süresine ilişkin olarak yerine getirilmiş edimlerin geri istenmesi konusunda, Borçlar Kanunu’nun sebepsiz zenginleşme halinde iadenin kapsamını belirleyen, 63. ve 64. maddeleri uygulanacağını, Müvekkili ile davalı arasındaki duruma bakıldığında: Müvekkili şirket ile davalı arasında rekabet hukuku anlamındaki dikey anlaşma, Rekabet Kurumu’nun Tebliğ ve kararları doğrultusunda, öngörülen zamandan önce, 18.09.2010 tarihi itibariyle 2002/2 sayılı Tebliğ ile öngörülen grup muafiyetinin dışında kalarak sonlandığını, bu nedenle davalının, gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olmak üzere peşinen sağladıkları kazanımları ve bu kazanımların semerelerini faizleriyle birlikte müvekkiline iade etme yükümlülükleri olduğunu, intifa terkin işlemi terkin harcı ve ilgili masrafların davalı malik nam ve hesabına müvekkili şirket tarafından yapıldığını, davalı malikten alacakları doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı gerçek kişinin maliki olduğu taşınmaz üzerindeki intifanın terkini için müvekkilince yapılan 131,90 TL tutarındaki terkin harcı ve sair işlem masrafı ile, taraflar arasındaki dikey anlaşmanın, tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle, istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibariyle ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 12.409,18 TL sinin iktisap tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davanın davalının ikametgahı mahkemesi olan Düzce’ de açılması gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, sebepsiz zenginleşme nedeni ile açılacak davaların bir yıllık süreye tabi olduğunu, Rekabet Kurulu’nun internet sitesinde 12.03.2009 tarihinde yayınlanan duyuru ile dava açma süresinin başladığını, bir yıl sonra 12.03.2010 tarihine kadar süresinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, … Tapu Sicil Müdürlüğünde kayıtlı … Mh. kaim ve tapunun 110 ada, 207 parselinde kayıtlı ve lehdarı davacı …Ş. olan intifa hakkının terkini için tarafına ihtamame keşide edilmediğini, hiçbir şekilde intifanın terkininin tarafınca talep edilmediğini, intifa hakkını feragat nedeni ile terkin ederken tarafına bilgi dahi verilmediğini, davacının kendi iradesi ile feragat ettiğini, feragat edilen bu işlerde eğer kendi muvafakatı aranacaksa idi ise muvafakat etmediğini, intifa bedeli, inkişaf bedeli vs. ne nam altında olursa olsun para almış olmadığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş.’ye usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen bu davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER :
Taraflar arasındaki sözleşme, tapu kayıtları, faturalar, bilirkişi raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava bayilik sözleşmesine dayalı alacak davasıdır.
Mahkememizin 2010/799 E – 2013/144 K. sayılı dosyasından 26/09/2013 tarihinde verilen “…1- Davacının davalı şirket hakkındaki davasının Reddine, 2- Davacının davalı … hakkındaki davasının Kısmen Kabulü ile 131,90 TL. (terkin, harç ve sair masrafları)’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine…” ilişkin kararı Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/1860 E- 2014/5136 K. sayılı 17/03/2014 tarihli ilamı ile “…Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, intifa hakkının Rekabet Kurulu Kararına göre 5 yıldan fazla olamayacağı, sabit yatırımların intifa hakkı süresi ile bir ilişkisinin bulunmadığı, davacının istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibariyle ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş değerine ilişkin 12.409,18 TL’nin tahsili yönündeki davanın reddi gerektiği, intifa hakkının terkini sırasında davacı tarafından ödenen terkin harcı ile döner sermaye bedelinin mükellefi lehine terkin işlemi yapılan malik olduğu için bu talebin kabulü gerektiği gerekçeleri ile davacının davalı şirket hakkındaki davasının reddine, davacının davalı … hakkındaki davasının kısmen kabulü ile 131,90 TL (terkin harç ve sair masrafları) nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacının temyizi reddedilen sabit yatırım bedelleri ile ilgili talebe ilişkindir. Her ne kadar akaryakıt bayilik sözleşmesinin uygulanabilmesi için bir takım sabit yatırımların yapılması gerekmekte olup bir gün de olsa işletmenin faaliyete geçmesi bu yatırımların yapılmasına bağlı ise de, yapılanlar arasında taşınmaza değer katacak nitelikte bina vs. gibi yapılar varsa ve sözleşmenin feshine rağmen bu şekildeki yatırımların davalı tarafından kullanılmaya devam edilmesi halinde taşınmazın değerine katkı yapan yatırımlar nedeniyle davalının sebepsiz zenginleşebileceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece mahallinde yapılacak keşif ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı yanın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek, şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde bunun davacı yanca talep edilebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna göre eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına Bozulmasına…” ifadelerine yer verilerek bozulmuş, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay ilamı doğrultusunda … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış ve bilirkişi aracılığıyla dava konusu istasyonun bulunduğu yerde keşif yapılarak Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı tarafından yapıldığı iddia edilen kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı tarafından aynı kalıcı yatırımlar kullanılarak ticaretin devam edip etmediği ve kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı hususlarında rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişi … hazırlamış olduğu 03/11/2015 tarihli raporunda özetle; 23/10/2015 tarihinde mahkeme heyeti ile birlikte dava konusu olan … istasyonunun bulunduğu alana gelinerek istasyon alanının incelendiğini, Elektik – Elektronik bilirkişi olarak keşif izlenimleri ve dava dosyası üzerinde yaptığı inceleme sonucunda … istasyonunda polma otomasyon sistemi, tank otomasyon sistemi ve bu sistemlere ilişkin kablo, boru, alt yapı ve betonlamanın bulunduğunu, bu sistemlerin halen faal olduğunu, ve petrol istasyonunun faaliyetlerini bu mevcut sistem ile yürüttüğünün gözlemlendiğini bildirmiştir.
Mahkememizce talimat ile aldırılan bilirkişi raporu ve Yargıtay ilamı değerlendirilerek davacı tarafından talep edilebilecek sabit yatırımların değerinin belirlenmesi yönünde rapor düzenlenmesi için dosyamız Mali Müşavir …, İnşaat Mühendisi Prof Dr. … ve Kimya Mühendisi …’na tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 14/11/2019 tarihli dosya kapsamına uygun, tarafların itirazlarını karşılar şekilde düzenlenmiş olan ve ” davacı tarafından talep edilen üç fatura incelendiğinde tamamının alt yapı betonlama olduğu görülmekte olup bu ekipmanların iadesinin mümkün olamayacağı ve taraflar arasındaki dikey anlaşmanın tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle, istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı vs. kalemlerin geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının davacı tarafından rayiç değerinin talep edileceği, rayiç değer miktarının da davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olması gereken iz bedelleri üzerinden olması gerektiği ” ni deyimleyen ve bu doğrultuda hazırlanmış ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre karar vermek gerekmiştir.
Akaryakıt dağıtım sektöründe, ana dağıtım şirketleri genellikle bayilerine bir akaryakıt istasyonunun faaliyeti için gerekli olan iktisadi kıymetleri temin ederek akaryakıt istasyonunun kurulmasını sağlarlar. Bahse konu ariyet malzemeleri (kalıcı yatırımlar) bir süre kullanıldıktan sonra değerleri azalmaktadır ancak adı geçen bu kalıcı yatırımlar yerinden sökülmediği sürece Akaryakıt İstasyonu çalışmaya devam ediyorsa taşınmaza değer katar, akaryakıt istasyonu çalışmaya devam ettiği sürece uzun süre bu ekipmanlar kullanılabilir. Herhangi bir şekilde bu ekipmanların arıza yapması durumunda gerekli teknik bakımları, anlaşmalı teknik servislere yaptırılıp kullanılmaya devam edilir. Somut olayda, akaryakıt istasyonunda kurulu olan Tank ve Pompa otomasyon sistemleri, … A.Ş. ile davalı arasındaki sözleşmenin fesh edilmesinden sonra, davalı taraf, … ile yeni bir bayilik sözleşmesi akdettiğinde …, daha önce … A.Ş. tarafından kurulumu yapılan Tank ve Pompa Otomasyon sistemlerini iptal edip kendi Tank ve Pompa Otomasyon sistemini kurmuş olabilir. Talimat yolu ile alınan raporda Yargıtay ilanımda belirtilen, davalı yanın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği konusunda kesin bir tespit yapılamamış olsa da teknik bakımdan değerlendirme yapıldığında kanaat oluşturmak için dosyadaki faturalardan yola çıkılması gerektiği ve davacı ticari defterlerinin incelenmesi ile sonuca varılabileceği kabul edilmiştir.
Davacı şirkette olduğu gibi, Akaryakıt dağıtım şirketleri, özellikle bayilerine yaptığı yatırımları 264- Özel Maliyetler Hesabında takip etmektedirler. Dağıtım şirketlerinin bayileri ile yaptıkları bayilik ve ariyet sözleşmelerine göre, Kurumsal kimlik malzemeleri ile diğer ilan ve reklam malzemeleri dağıtım şirketince bayiye verilecek, Bayii bu malzemeleri kullanmaktan imtina etmeyecek, bunların yerini değiştiremeyecektir. Bu malzemelerde değişiklik yapılması, dağıtım şirketinin yazılı iznine tabi olup malzemeler, dağıtım şirketinin demirbaşıdır ve malzemeler, bayiye ariyeten (ödünç olarak) verilmektedir. Sözleşmenin sona ermesi halinde malzemeler, bayi tarafından sökülerek dağıtım şirketine teslim edilecektir. Ariyet Sözleşmesi ekinde yer alan malzemeler, dağıtım şirketi tarafından bayiye ariyeten (ödünç olarak) verilmekte ve belirlenen şartlar dahilinde bayi tarafından iade edilmesi gerekmektedir. Bayilerin kullanımına tahsis edilen iktisadi kıymetlerin mahiyetine, dağıtım şirketi tarafından karar verilmekte, bahse konu iktisadi kıymetler dağıtım şirketi tarafından satın alınmakta, ödemeler dağıtım şirketi tarafından yapılmakta, faturalar dağıtım şirketi adına tanzim edilmektedir. Bu çerçevede davalı bayiinin kullanımına tahsis edilen iktisadi kıymetlerin alıcısı ve sahibi davacı şirkettir. Bu ariyetleri davalı bayi kullandığı süre boyunca ve/veya sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre boyunca karşılıklı menfaat ilişkisi söz konusudur. Davacı bayiye kendi üretimi malları verecek, bayi de bu malları satacak karşılıklı menfaat temin edilecektir. İhtilafsız dönemde bayiye verilen her türlü ariyet malzemesi dağıtım şirketi ile birlikte menfaat temini için verilmiştir. Davacı taraf bayiye verdiği ariyetler ile ilgili her yıl yıpranma paylarını gider olarak ticari defterlerine kayıt etmektedir. Çünkü bu ariyetler kendisine fatura edildiğini için, kendi ticari defterlerine kayıt edilen malzemeleri de her yıl her malzemenin faydalı ömrü süresince amorti edip kendi giderinden düşmektedir. Bu tespitlere göre davacının ticari defterlerindeki iz düşümlerinden davalı yanın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiği ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2013/11708 K. 2014/8885 T. 8.5.2014 tarihli kararında belirtildiği üzere, toprak altına gömülüp, sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra halen kullanıldığı saptanan (Örneğin; akaryakıt tankı, istasyon inşaatı yapımı vb.) sabit yatırım bedellerinin davacı yanca talep edilebileceği, davacının davalıya gönderdiği üç adet faturanın “Alt Yapı betonlama” talebi tutarının istasyon inşaatı kapsamına girdiği kabul edilerek davanın sabit yatırım bedeline ilişkin olarak kısmen kabulü kısmen reddi ile 11.252,47 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, intifa hakkının terkini sırasında davacı tarafından ödenen terkin harcı ile döner sermaye bedelinin mükellefi lehine terkin işlemi yapılan malik olduğu için davanın terkin, harç vesair masraflara ilişkin olarak kısmen kabulü kısmen reddi ile 131,90 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın sabit yatırım bedeline ilişkin olarak kısmen kabulü kısmen reddi ile 11.252,47 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davanın terkin, harç vesair masraflara ilişkin olarak kısmen kabulü kısmen reddi ile 131,90 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 768,65 TL ilam harcından peşin yatırılan 186,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 582,40 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 186,25 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 17,15 TL başvuru harcı, 18,00 TL posta pulu, 0,60 TL dosya ücreti, 2.600,00 TL bilirkişi ücreti, 195,40 TL keşif harcı, 430,50 TL tebligat, müzekkere, talimat ve posta giderlerinden oluşan toplam 3.261,65 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 2.960,81 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar Davacı vekili Av. … ile Davalı … vekili Av. … ‘in yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/12/2019

Katip …

Hakim …