Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/174 E. 2019/726 K. 09.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/174 Esas
KARAR NO : 2019/726

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/11/2007
KARAR TARİHİ : 09/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankanın … Şubesi nezdinde … müşteri nolu … hesap no’lu YTL cinsi mevduat hesabı olduğunu, 3. şahıslar tarafından rızası hilafına sahte kimlik ve imzası taklit edilerek müvekkilinin hesabındaki mevduatından davalı bankanın… Şubesi ve … şubesinde farklı tarihler olmak üzere 08.06.2007 tarihinde 5.000,00 YTL, 08.06.2007 tariflinde 5,000,00 YTL, 08.06.2007 tarihinde 3.000,00 YTL, 08.06.2007 tarihinde 4.500,00 YTL, 11.06,2007 tarihinde ise 114.000,00 YTL olarak toplamda 131.500.00 YTL çekildiğini ve olayla ilgili müvekkilinin davalı bankanın … şubesi ile görüştüğünü,… Başsavcılığının … soruşturma no’lu dosyasında hazırlık tahkikatının devam ettiğini, davalı bankanın uhdesinde yaşanan ve kusurlu olduğu olay sebebiyle davacı müvekkilinin mağduriyetini gidermemesi üzerine davalı banka aleyhine … 2. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bankanın haksız itirazından dolayı takibin durduğunu, bankanın sorumluluğunun kusursuz ve yasadan doğan bir sorumluluk olduğunu, basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda bulunan davalı bankanın hesap cüzdanının banka şubesine ibraz edilmesi halinde provizyon rolü ile yapılacak ödemelerde titiz bir kimlik ve imza incelemesi yapması, gereken özeni göstermesi gerektiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasma karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Olayın meydana gelişinde müvekkilinin tedbirsiz özensiz bir davranışının bulunmadığını, bilakis davacı tarafın egemenliğinde bulunan bilgi ve belgeleri 3. şahıslarla paylaşması neticesinde meydana gediğini, hatta davacının dolandırıcı şahıs ile işbirliği içinde olayın gerçekleştirilmiş bulunacağını düşündüren sebeplerin mevcut olduğunu, dolandırıcı şahsın işlem dekontlarını attığı imza ile …’ya ait imzanın çıplak gözle ayırt edilemediğini, tüm işlemler sırasında dolandırıcı şahıs tarafından … adına düzenlenmiş sahte kimlik ve … Şubesi’nde bulunan … no’lu hesaba ait cüzdanın ibraz edildiğini, ibraz edilen sahte kimlik belgesinde bulunan bilgilerin …’ya ait gerçek nüfus cüzdanı ile aynı olmakla birlikte fotoğraf ve nüfus müdürlüğüne ait imzanın farklı olduğunu, dolandırıcı şahsın hesap cüzdanında yer almadığı halde hesap bakiyesini bildiğini, …’nın İzmit şubesini arayarak 132.000,00 YTL ayırttığını, ancak 132.000,00 YTL’yi İzmit Şubesi’nden dolandırıcı şahsın çektiğini, 14.06.2007 tarihinde … Şubesi’ndeki hesabından 132.000,00 YTL’yi çekmek istediğini, davacının şube tarafından 131.500,00 YTL’nın … ve … şubelerinden çekildiğinin belirtilmesi ürerine müvekkili banka aleyhine aynı gün icra takibi başlatmasına rağmen hesabından sahte kimlikle para çeken şahıs hakkında suç duyurusunda bulunmaya çekindiğini ve 22.06.2007 tarihinde suç duyurusunda bulunduğunu, davacının mevduatının çekilmesine kendi kusuruyla sebep olduğunu beyan ederek davanın reddine ve davacı hakkında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… 2. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası örneği, … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı kararı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin 2007/824 esas sayılı dosyasından 16/02/2010 tarihinde 2010/38 karar sayısı ile verilen “Davacının davasının kabulüne, … 2 İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasında davacının davalıdan 131.500 TL alacaklı olduğunun tespitine, bu miktara vaki itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına, Alacağın %40’ı oranındaki 52.600 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,” ilişkin kararı davalı vekilince temyiz edilmiş olup, dosya temyiz incelemesi için Yargıtay ‘a gönderilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05/10/2011 tarih ve 2011/9604-2011/12000 Esas-Karar sayılı kararı ile mahkememiz kararı onanmış, davalı vekilince karar düzeltme talebi üzerine dosya yeniden Yargıtay’a gönderilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 05/03/2014 tarih 2014/2051-2014/4393 Esas-Karar sayılı kararında “Dosya içerisinde yer alan … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas 2012/211 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; katılan (davalı) bankanın şikayeti üzerine sanıklar (davacı) … ve (dava dışı) … hakkında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda sanık …’nın sahte kimlik ile diğer sanığın hesabından 131.500 TL. para çektiği ve sanık …’e teslim ettiği, bu işlemlerden haberi yokmuş gibi hareket eden sanık …’in banka aleyhine itirazın iptali davası açtığı, sanıkların bu süreçte 21 kez telefon ile görüştükleri, böylece her iki sanığın eylemlerinde dolandırıcılığa teşebbüs suçunun yasal unsurlarının oluştuğu gerekçesiyle sanık …’nın mahkumiyetine karar verildiği, kararın temyizi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve henüz dönmediği dosya kapsamı ile sabittir.
Hal böyle olunca mahkemece, BK 53 “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretine haiz bulup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinden verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir….” maddesi (Türk Borçlar Kanunu m.74) kapsamında ceza davasında saptanacak maddi olaylar, hukuk hakimini bağlayacağından, dava konusu davacının hesabından çekilen 131.500 TL. ile ilgili … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/208 E. 2012/211 K. sayılı ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı gerekçeyle davanın kabulü isabetsiz olup hükmün bu sebeple bozulması gerekirken Dairemiz ilamında belirtilen gerekçe ile onandığı anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği gerekçesi ile davalı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyalmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
… 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/103 E (Bozmadan önce: 2010/208 E. 2012/211 K.) sayılı ceza davasının kesinleşmesinin beklenmiş, … 1. Ağır Ceza Mahkemesince “Sanık …’nın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği yapılan yargılama neticesinde sabit görüldüğünden, eylemine uyan TCK ‘nun 158/1-d,f maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, eylemin ağırlığı, suç konusunun önem ve değeri dikkate alınarak takdiren üç yıl müddetle hapis ve 13150 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,” dair karar verildiği, ceza kararı ile … adlı şahsın sahte kimlik ile davacı …’nın hesabından 131.500 TL. para çektiği ve davacı …’ya teslim ettiği, bu işlemlerden haberi yokmuş gibi hareket eden davacı …’nın davalı banka aleyhine itirazın iptali davası açtığı, … ve …’nın bu süreçte 21 kez telefon ile görüştükleri, böylece birlikte dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işledikleri hususlarının tespit edildiği, davalı bankayı dolandırmaya teşebbüs eden davacının davasında haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılmış, davanın reddine, 02/07/2012 tarihli ve 6352 Sayılı Kanunun 11.maddesi ile İİK 67/2.fıkrasındaki değişiklikten önce yürürlükte olan mevzuat gereğince asıl alacağın (131.500,00 TL) takdiren % 40’ı oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
1-Davanın reddine,
2-Asıl alacağın (131.500,00 TL) % 40’ı oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar Kanununca alınması gerekli 44,40 TL ilam harcının peşin yatırılan 6.035,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.991,40.TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 13.270,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 67,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/09/2019

Katip …

Hakim …