Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1223 E. 2021/612 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1223 Esas
KARAR NO : 2021/612

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/03/2014
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ve yetkilisi … takibe konu çeki tahrif yapılmadan önceki haliyle … keşidecisi …Ltd Şti bedeli 30.000 TL keşide tarihi 08.03.2013 olan ve üzerinde herhangi bir … olmadan önceki haliyle yaptıkları bir ticari işe karşılık gelmek üzere … Ltd Şti ve onun yetkilisi … ödeme olarak kabul ettiklerini, bu çekin tahrifat yapılmadan önce üzerindeki keşide tarihi olan 08.03.2013 tarihinde bankaya götürüldüğünde, müvekkilleri tarafından tahsil edilmek amacıyla cirolandığını, her ne kadar karşılığı olmasa da o anki banka personeli tarafından çekin yazılmadığını, Banka yetkililerince keşidecinin haberdar edildiğini, çeki tahsil için müvekkilin keşideci ile temasa geçtiğini, görüşme sonucu çek keşidecisi olan … Ltd Şti yetkilisi … çeki elden ödeyerek müvekkilden teslim aldığını, takibe konu çekin ilk hali de fotokopisini ekte sundukları çek olduğunu, takibe konu çekte tahrifat yapılarak çekin üzerindeki 08.03.2013 keşide tarihinin 08.11.2013 olarak değiştirilerek paraflandığını, çekin ön yüzüne avalimdir … ibaresi eklenerek imzalandığını, çek fotokopisindeki cirantalardan kendilerinden sonra gelen … A.Ş.ni tanımadığını, şirketle hiçbir ilişkisi bulunmadığını, çekte tahrifat yaparak ve hatta işbu çeke birde kendisi aval vermek suretiyle … AŞ’ye verdiğini, müvekkillerin bu nedenle … Cumhuriyet Savcılığında 6.12.2013 tarihinde şikayette bulunduklarını, şikayet üzerine … soruşturma dosyası açıldığını, çekin fotokopisini sundukları hali ve son hali île üzerinde tahrifat yapıldığının açık olduğunu, bu nedenle … 12.lcra Müdürlüğü … e sayılı dosyasının senette tahrifat dolayısıyla 6100 sayılı HMK ile takibin teminatsız olarak durdurulmasını, yine borcu kabul manasına asla gelmemekle birlikte faiz oranı fahiş olduğunu, takip tarihi olan 22.11.2013 tarihinde ticari faiz % 9,50 iken istenen faizin % 13.75 olduğunu, çeke ilişkin takipte …Bankası AŞ’nin çekte cirosu olmadığını, yetkili hamil olmadığını ve kambiyo takip yetkisi bulunmadığını, bu nedenle kambiyo takibinin iptali gerektiği ve kambiyo takibine konu çek komisyonu talebinin ve ticari faiz talebinin reddi gerektiği borca, faize ve fertlerine itiraz ettiklerini, davanın kabulü ile müvekkilinin borcu olmadığının kabulüne karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından Genel Kredi sözleşmesine istinaden borçlu … Ticaret AŞ lehine kredi hesabı açıldığı ve kullandırıldığını, kredi kullanan tarafından cirantaları … Ltd. Şti ve … olan takip müstenidatı çek ciro ve temlik edilmek sureti ile müvekkili bankaya ibraz edildiğini, karşılığının olmaması nedeni ile bu hususu arkasına şerh düşüldüğünü ve çek hakkında yasal takip işlemlerine başlandığını, dava konusu …bank … Şubesi 08.11.2013 tarih, 30.000 TL bedelli çek hakkında … 22.lcra Müdürlüğünün … e sayılı dosyası ile takip yapıldığını, müvekkili Banka iyiniyetli ve yetkili hamil olduğunu, belirtilen nedenlerle takibin iptali talebinin reddi ile davacı tarafın % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş odluğu deliller toplanmış, soruşturma ve ceza dosyası, icra dosyası, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacıların takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili, takibe konu çekin tahrifat yapılmadan önce müvekkilleri tarafından tahsil edilmek amacıyla cirolandığını, çekin keşidecisi şirket yetkilisinden elden ödeme alarak keşideciye teslim edildiğini, daha sonra çekte tahrifat yapılarak çekin üzerindeki “08.03.2013” keşide tarihinin “08.11.2013” olarak değiştirilip paraflandığını, çekin ön yüzüne “…” ibaresinin eklenerek tekrar imzalandığını, müvekkillerinin kendilerinden sonra gelen …isimli şirketi tanımadıkları ve ticari ilişkilerinin bulunmadığını, çekin keşidecisi şirket yetkilisi tarafından …’e verildiğini beyan ederek menfi tespit davası açmış, davalı taraf ise çekin iyiniyetli yetkili hamili olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, … 12. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyasında takibe dayanak çekten dolayı davacıların davalıya borçlu olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Davaya konu … 12. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine 22/11/2013 tarihinde karşılıksız çekten kaynaklı 30.000,00 TL asıl alacak, 160,42 TL muacceliyeten takip tarihine kadar yıllık % 13,75 temerrüt faizi, 3.000,00 TL çek tazminatı, 90,00 TL komisyon olmak üzere toplam 33.250,42 TL’lik kambiyo senetlerine özgü icra takibinde bulunulduğu görülmüştür.
Tarafların bildirmiş olduğu delilerin toplanmasınına ardından dosyamız rapor hazırlanmak üzere bankacı-mali müşavir ve ticaret ve borçlar hukuku alanında uzman bilirkişilere tevdi edilmiş, kök ve ek raporlar dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı şirket vekili tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan dilekçede Şüpheliler .., … Şti, …, …Şti, …A Ş. hakkında evrakta sahtekarlık ve dolandırıcılık suçlaması ile 6/12/2013 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğu, … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şikayet hakkında … no.lu soruşturma dosyası açıldığı, soruşturma sonucunda iddianame düzenlenerek … 3. Ağır Ceza Mahkemesinin …E. Sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı anlaşılmıştır. Soruşturma ve ceza dosyası ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, verilecek hükmün mahkememiz hükmüne etki etmeyeceği anlaşıldığından yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı şirket tarafından sunulan fotokopi çekin incelenmesinde, çekin keşideci, lehdar, tutar ve numarası bakımından bir farklılık olmadığı gibi çek keşide tarihinin 08/03/2013 tarihini taşıdığı görülmüştür.
Davalı Banka tarafından icra dosyasına sunulan çek fotokopisinin incelenmesinde ise çekin keşideci, lehdar, tutar ve numarası bakımından bir farklılık olmadığı, ancak 08/03/2013 çek keşide tarihinin üzerinin çizildiği altına 08/11/2013 tarihinin yazıldığı keşideci imzası ile paraflandığı, ayrıca çek ön yüzüne … yazılarak imzalandığı, ayrıca çek arkasında lehdar ve ilk cirantanın … olduğu bunda bir sorun olmadığı, daha sonraki cirantanın … imzasının bulunduğu, arada bulunan bir ciro işleminin daksil ile kapatıldığı, bundan sonra davacı …Ltd Şti kaşe ve yetkili imzasının bulunduğu, davacıdan sonra … Alüminyum Ambalaj Sanayi firması kaşesi ve imzasının yer aldığı, son olarak Davalı Bankanın kaşesi olduğu ve 08/11/2013 tarihli kaşede hesabın 0 bakiyesi olduğu karşılıksız ancak takas kapsamında ödeme yapılmadığını yazılı bulunduğu, davalı Banka tarafından dava dosyasına da tarihi düzeltmiş olan çek fotokopisinin sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi incelemesinde, dava konusu …Şti tarafından keşide edilen 30.000 TL.lık çekin davacı şirket tarafından teslimine ilişkin bir kayıt ile ticari defterlerde kaydına ilişkin bir işleme rastlanmadığı tespit edilmiş, bununla birlikte davacı şirket tarafından dava konusu çek üzerindeki kaşe ve imzanın inkar edilmediği, çekin yasal hamili olduklarının, karşılıksız kalması nedeniyle keşideciden parasını tahsil ederek çeki keşideciye iade ettiklerini beyan edildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davada dava konusu çekin davacı tarafından ciro edildiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf, çekin bedelinin haricen tahsil edildiği, yapılan tahsil sonucu çekin keşideciye iade edildiği ancak çekin keşideci tarafından tekrar tedavüle konularak ciranta sıfatıyla kendisinin borçlu hale getirildiğini iddia etmektedir. TMK m.6 hükmüne göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğundan davacı, çekin bedelinin haricen tahsil edildiği, yapılan tahsilat sonucu çekin keşideciye iade edildiği ancak çekin keşideci tarafından tekrar tedavüle konularak ciranta sıfatıyla kendisinin borçlu hale getirildiği yönündeki iddiasını ispatla mükellef durumdadır.
TTK m.680 hükmüne göre, “Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa, bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası, hamile karşı ileri sürülemez; meğerki, hamil poliçeyi kötüniyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun”. Sözkonusu hüküm uyarınca, bir çekin tüm unsurları doldurulmadan karşı tarafa verilmesi mümkündür. Dolayısıyla somut olayda dava konusu çekin tarihinin değiştirilmek üzere çek keşidecine verilmesi imkan dahilindedir. Bu bakımdan davacının sunmuş olduğu çek fotokopisinin, davacının yukarıda anılan iddiasını ispatlamaya yeterli bir delil olmamaktadır. Çekin bankaya ibraz edilmeden haricen tahsil edilmesinin ticari teamüllere aykırı olması ve yapılan tahsilatın çek üzerine işlenmemesinin veya bu konuda bir belge düzenlenmemesinin basiretli davranma yükümlülüğüne aykırı olması da varılan sonucu desteklemektedir.
Bununla birlikte bir an için davacının iddiasının yerinde olduğu kabul edilse dahi davalı, dava konusu çeki ciro yoluyla devralmıştır. İlke, kambiyo senetlerinin temel ilişkiden bağımsız (soyut) olması ve borçlunun temel ilişkiden doğan defi ve savunmalarını senedi ciro ile devralan hamile karşı ileri sürememesidir. TTK m.687/1 hükmü, bu kuralın istisnasını “hâmilin poliçeyi (çeki) iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması” şeklinde ifade etmektedir. Bu kural yukarıda anılan TTK m.680 hükmünde de vurgulanmıştır. Dolayısıyla hamil, çek kendisine ciro edilirken bu ciro sonucunda borçlunun (keşidecinin) cirantaya karşı sahip olduğu bazı savunmaları kaybedeceğinin bilincinde olmalıdır.
Somut olayda olduğu gibi çekin tahsil edilerek keşideciye iade edildiğine ilişkin iddia kişisel defi niteliğinde olup bu yöndeki iddianın cirantaya karşı ileri sürülebilmesi için cirantanın kötünüyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. TTK m.686/1 hükmüne göre, “Bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır”. Davalının dava konusu çek üzerindeki hakları müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılmaktadır. Yine TTK m.687/1 hükmüne göre, “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defilen başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun”. Bu durumda, davacı tarafından, çekin bedelinin alınarak iade edildiğinin ve bu hususun da davalı tarafından bilindiğinin, buna rağmen bile bile çekin devir alınarak tahsil için bankaya ibraz edildiğinin, dolayısıyla da bir kötüniyetin bulunduğunun ispat edilmesi gerekir.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının bilikte değerlendirilmesi neticesinde eldeki davada, davacı tarafından çekin bedelinin alınarak iade edildiği ve bu hususun da davalı tarafından bilindiği, buna rağmen bile bile çekin devir alınarak tahsil için bankaya ibraz edildiği, dolayısıyla kötüniyetinin bulunduğu hususlarının geçerli delillerle ispat edilemediği, bu kapsamda davacının iddialarının ispata muhtaç kaldığı ve davasını ispatlayamadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 512,35 TL harçtan mahsubu ile bakiye 453,05 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince belirlenen 4.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 28/09/2021

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)