Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/95 E. 2023/100 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/95
KARAR NO : 2023/100

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ, İNTERNET SİTESİNE ERİŞİMİN ENGELLENMESİ
DAVA TARİHİ : 27/05/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, İnternet Sitesine Erişimin Engellenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … Türkiye’de kurulu ve …Teknokent teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet gösteren müvekkili …A.Ş. tarafından geliştirilmiş bir online dijital varlık (…) alım satım platformu olduğunu, “…” ibaresinin 2017 yılından bu yana davacı tarafından kullanıldığını, aynı zamanda “…” ibareli marka başvurularının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil edildiğini, davalı … alan adının kullanımının ise müvekkilinin ticari işletmesi ve diğer iktisadi menfaatleri bakımından zarar görmesine ve her geçen gün davacı açısından telafisi mümkün olmayacak zararlar doğmasına yol açtığını, müvekkilinin … alan adlı internet sitesi ile davalının … alan adlı internet sitesinin ayırt edilemeyecek derece benzer olduğunu gerek yazı tipi gerekse de okunuş itibariyle müvekkilinin markasına bu benzer olduğunu, müvekkilinin … alan adının, tanıtıcı faaliyetlerin etkisi ve tüketiciler tarafından benimsenmesinden ötürü ülkemizde yüksek oranda tanınmışlık düzeyine ulaşmış ve bunun sonucu olarak müvekkili firma ile özdeşleşmiş olduğunu, davalı tarafın ise 2022 tarihli … alan adını kullanmak suretiyle müvekkilinin “…” ibareli markalarından kaynaklanan haklarını ihlal etmekte olup aynı zamanda haksız rekabet teşkil eder nitelikte hareket ettiğini belirttiğini, müvekkilinin ticari işletmesi ve diğer iktisadi menfaatleri bakımından zarar görmesine ve her geçen gün davacı açısından telafisi mümkün olmayacak zararlar doğmasına yol açması ve açmaya devam edecek olması sebebiyle, davalıların, müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz teşkil eden ticari amaçlı yayın (katalog, web sitesi vs.) gibi tüm fiillerinin durdurulmasını, ilgili tüm yayınların engellenmesini (katalog, web sitesi vs.), “…” alan adına erişimin engellenmesine yönelik talepleri sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı tarafından gerçekleştirilen kullanımın, müvekkili şirket adına tescilli “…” ibareli markalarından ve … alan adından kaynaklanan haklarını ihlal ettiğinin ve haksız rekabet yarattığının tespitini, tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulması ve men’i ile davalının … alan adının kullanımının her türlü mecrada durdurulmasını, davalıya ait … alan adına erişimin engellenmesine ve alan adının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
08/08/2022 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu sunulmuştur.
08/08/2022 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Bilişim Yönünden Yapılan İncelemeler Sonucunda; davacının https://… adresli internet sayfası üstünden yapılan incelemelerde; incelenen internet sitesinde “…” ibaresinin kullanıldığı, incelenen sayfanın … ve … alım-satımı üstüne olduğu, … alan adı kaydını yapan kişi ve yönetici bilgisinin …A. Ş. olduğu, alan adının 14.08.2017 tarihinde kayıt ettirildiği ve 14.08.2023 tarihine kadar kayıtlı olduğu, internet sitesinin alan adı kaydının …kullanılarak yapıldığı ve hosting (yer sağlayıcısın) … olduğu, davalının …adresli internet sayfası üstünden yapılan incelemelerde; incelenen internet sitesinde “…” ibaresinin kullanıldığı, incelenen sayfanın … ve … alım – satımı üstüne olduğu, incelenen internet sitesinin adres bilgisinde “…” açıklamasının belirtildiği, Google yapılan adres sorgulamasında adresin “…” adlı yerleşik ve sanal ofis hizmeti veren bir plazaya ait olduğu, … alan adı kaydını yapan kişi ve yönetici bilgisinin gizli olduğu, gizliliği sağlayan firmanın alan adı kayıt firması olduğu, alan adının 12.05.2022 tarihinde kayıt ettirildiği ve 13.05.2023 tarihine kadar kayıtlı olduğu, internet sitesinin alan adı kaydının …kullanılarak yapıldığı ve hosting (yer sağlayıcısın) … olduğu, davalının adresinin tespitinin ne şekilde yapılabileceğinin incelemesinde; internet üstünden yapılan incelemede davalının adresinin 3 şekilde tespit edilebileceği, firmanın adresi olarak gösterilen “…”da yer alan “…” adlı firmadan davalı …’nin bilgilerinin Mahkeme aracılığı ile sorgulanabileceği, davalının alan adı servis sağlayıcısı firması olan …’den posta yolu ile ya da … adresinden e-posta yolu ile alan adı kimlik bilgilerinin Mahkeme aracılığı ile sorgulanabileceği, davalının IP’sini gizlemek için kullandığı firma olan … firmasından, mahkeme ya da davacı vekili gerekli belgeleri temin ederek (marka bilgisi, sektör bilgisi, vb.) … adresinden e-posta yoluyla sorgulayarak, davalı firmanın adresine ve internet sitesinin gerçek sahibinin bilgilerine ulaşabileceği tespit edildiği, marka yönünden yapılan incelemeler sonucunda; davalı yanın tespit edilen kullanımlarının, davacı yana ait “…” ibareli markalara tecavüz ve davacı yan ile haksız rekabete sebebiyet verir mahiyette olduğunun değerlendirilebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… alan adlı web sitesinin, yetkili/sorumluları tespit edilememiştir.
“…” alan adlı web sitesinin yetkili/sorumluları tespit edilemediğinden, dava dilekçesi tebliğ edilememiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacının tescilli “…” ibareli markasının; taklitlerinin davalıya ait internet sitesinde satışının yapılması iddiasına dayalı, markaya tecavüz ve haksız rekabetin, tespiti, men’i, ref’i … isimli internet sitesine erişimin engellenmesine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nun 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet, TTK 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 54/1 madde hükmü haksız rekabet hukukunun amacını “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır. TTK 54/2 madde hükmünde ise Kanun Koyucu haksız rekabeti “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır.
Görüldüğü üzere TTK 54. madde hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralını” temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesinde, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır.
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK 55. madde hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK 55. maddede sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK 54/2 maddesinde belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır.
TTK 55. madde hükmünde düzenlenen haksız rekabet hallerinden biri de, davanın da konusunu oluşturan TTK 55/1-a-(4) maddesi hükmüdür. Bu hükme göre “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak”, iyi niyet kurallarına aykırı bir davranıştır ve haksız rekabet hali olarak nitelendirilir. Bu hüküm, 6762 sayılı eski TTK’nın 57/5. madde hükmünü karşılamaktadır.
Madde hükmüne göre, karışıklığa yol açabilecek benzerliklere sebebiyet vermek bir haksız rekabet halidir. Bu maddede sayılan eylemlere bakıldığında bir kişiye ait olan ürün, faaliyet veya işleri ile ilgili olarak üçüncü kişinin karışıklığa yol açacak davranışlarında bulunması hali, haksız rekabetin varlığından söz edebilmek için yeterlidir. Davranışın bilerek yapılması veya bilmeyerek yapılmış olması haksız rekabetin varlığını etkileyecek bir unsur değildir. Haksız rekabet hukuku, kişinin emeğinden haksız olarak yararlanılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Haksız rekabetin söz konusu olabilmesi için iktisadi rekabetin suistimal edilmiş olması gerekir.
Bu hüküm bağlamında haksız rekabetten söz edebilmek için, davaya konu uyuşmazlıkta; Davalının, davacının iş ürünleri ile karıştırılmaya yol açacak davranışlarda bulunması gerekir.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde “…en” ibareli birçok markanın, davacı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan bilirkişi incelemesinde; davalı kullanımlarının, davacı adına tescilli “…” ibareli markalara tecavüz ve haksız rekabete sebebiyet verir mahiyette olduğu kanaatine varıldığından, davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine karar verilmiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinde davalı/davalıların açık kimliğinin belirtilmediği, HMK 119/1-b maddesi gereği davalı/davalıların ad ve adresinin dava dilekçesinde belirtilmesinin usuli zorunluluk olduğu, dava dilekçesinde bu bilgiler yer almıyor ise HMK 119/son maddesi gereğince davacıya 1 haftalık kesin süre verilmesi, kesin süreye riayet edilmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği bilinmekle birlikte internet ortamında gerçekleşen hak ihlalleri yönünden taraf teşkilinin bazı hallerde mümkün olmadığı, değişken IP kullanımı ve ihlalin gerçekleşmesinden itibaren aradan geçen süre nedeniyle IP numarası üzerinden site sahibine ulaşılmasının imkânsız hale geldiği, bu tür sitelerin genellikle sahte isim ve adres bilgileri kullanılarak oluşturulduğu bu nedenle davalının ad ve adres bilgilerinin tespitinin imkânsız olduğu, bu kapsamda ilan yapılmasının pratik sonucu olmadığı gibi ön inceleme yapılmasının da sonuca etkili bulunmadığı, bu durumda HMK 119/son maddesinin uygulanmasının adil olmayacağı ve ihlallerin durdurulmasını engelleyemeyeceği, buna karşılık internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesinin icap ettiği, taraf teşkili sağlanmasının neredeyse imkansız olduğu bu gibi hallerde site sahibinin araştırılmasının, dava dosyalarının çok uzun yıllar boyunca derdest kalmasına ve gereksiz zaman ve emek kaybına yol açacağı, bunun usul ekonomisi ilkesine de aykırı olacağı, dolayısıyla bu gibi ihlâl halleri de çekişmesiz yargı benzeri bir usul düzenlemesinin yapılmasının icap edeceği, böyle bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar yargılamanın çekişmesiz yargı biçiminde yapılmasının amaca uygun olacağı, site sahibinin Mahkememize müracaatı durumunda ise durumun yeniden gözden geçirilebileceği ve eğer ihlal sona ermiş ise ek bir karar ile tedbir kararının yeniden değerlendirilebileceği gözetilerek, HMK 388. maddesi gereği maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemek üzere aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine,
2-Mahkememizin 02/01/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararının devamına, … alan adlı internet sitesinin kapatılmasına,
3-Taraf teşkili sağlanamadığından ve davalı gerçek yada tüzel kişi tespit edilemediğinden şimdilik davacı lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin şimdilik davacı üzerinde bırakılmasına,
4-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 99,20 TL harcın davacıdan tahsiline,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair tarafların/vekillerin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır