Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/92 E. 2023/33 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/92
KARAR NO : 2023/33

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, DURDURULMASI
DAVA TARİHİ : 24/05/2022
KARAR TARİHİ : 27/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili firmasının trekking (doğa yürüyüşü), tırmanma, macera yarışları, kayak ve snowboard dahil çeşitli sporlar için üretmiş olduğu ürünlere 5 kıtada ve 40’tan fazla ülkede müşterilerine sunduğunu, müvekkilinin dünyada en çok bilinen markalardan biri olmasının yanı sıra Avrupa’da birçok ülkede özellikle outdoor grubu ayakkabı ve bot kategorilerinde satış rekorları kırdığını, tüketicilere daha yüksek kalitede ürün ve hizmet sunabilmek adına ciddi yatırım ve araştırmalar yapan vekil eden şirketin, bu alanda tescilli birçok tasarımı ve markayı elinde bulundurduğunu, tasarımlarını ve markalarını Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) nezdinde tescil ettiren müvekkili olan şirketin, Türkiye’de ulusal koruma sağlayacak tescillerini ise TPMK aracılığıyla gerçekleştirdiğini, müvekkili adına tescilli markaların tüketiciler nezdindeki çekim gücü ve güvenilir marka algısı nedeniyle kötü niyetli kişilerce vekil edenin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikteki ürünler üretilmekte olduğunu ve satışa sunulduğunu, davalıya ait işletmede müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikteki ürünlerin satışa sunulduğu bilgisinin taraflarına ulaşmasının akabinde taraflarınca ikame edilecek olan huzurdaki davada bu hususu delillendirmek amacıyla davalıya ait işletmeden taraflarınca 2(iki) çift “…” marka ve logolu çorap satın alındığını, satın alınan taklit nitelikteki çoraplar ve çoraplara ait fişin dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı tarafın satışa sunmuş olduğu ve/veya ticari amaçla elde bulundurduğu ürünlerin müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespiti ve yine davalının eyleminin vekil edenin marka haklarına tecavüz fiilini oluşturup oluşturmadığının, haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespiti ile işbu ihlallerin durdurulması amacıyla huzurdaki davayı ikame etme zaruretleri doğduğunu, davalı tarafın satışa sunmuş olduğu ve ticari amaçlı elde bulundurduğu ürünlerin müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini, davalının eylemlerinin marka hakkına tecavüz fiiline karşılık geldiğini, davalıya ait “…” adresinde yer alan işletmede hukukçu marka vekili unvanına sahip bilirkişi eşliğinde keşif yapılmasına, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesinde; müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikte ürünlerin satışa sunulup sunulmadığının tespitini, satışa sunulan ve/veya ticari amaçla elde bulundurulan taklit nitelikte ürünler mevcut ise; işbu ürünlerin adetinin, fiyatının ve keşif tarihi öncesinde kaç adet satışının gerçekleştiğinin tespitini, satışa ilişkin belge, fatura ve ayrıntılı ürün görsellerinin düzenlenecek olan bilirkişi raporuna eklenmesine, davalının eylemlerinin 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesi ve 6769 sayılı SMK’nın, 29 ve149/1-a, TTK 55 vd. hükümleri uyarınca müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, 6769 sayılı SMK’nın 149/1-c hükmü uyarınca müvekkilinin marka haklarına yönelik ihlalinin ve haksız rekabetin durdurulmasını, 6769 sayılı SMK’nın 149/1-d hükmü uyarınca müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikteki ürünlere el konulmasını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usule uygun tebligat yapılmış, davaya cevap verilmemiştir.
31/05/2022 tarihli tensipte: “…1-Dava dilekçesinin kabulüne, davacı vekiline tensip tutanağının tebliğine,
2-İşin aciliyetine binaen delillerin kaybolmasının önlenmesi amacıyla talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk nedeniyle HMK 403. maddesi gereğince şimdilik karşı yana tebligat yapılmaksızın davalı yanın “…” adresinde marka vekili bilirkişi marifeti ile tespit – inceleme yapılmasına, bilirkişi olarak marka vekili …’ın re’sen seçilmesine, HMK 278/4 maddesi gereğince bilirkişiye davalının belirtilen adresinde inceleme yapmak üzere yerinde inceleme yetkisi verilmesine, bilirkişiye 1.000 TL ücret takdirine, bilirkişi ücretinin davacı vekilince 2 haftalık kesin süre içerisinde Mahkememiz veznesine yatırılmasına, ücret yatırıldıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdine,
3-Bilirkişi raporu ibraz edildikten ve ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verildikten sonra; Dava dilekçesi, tensip tutanağı ve bilirkişi raporunun davalıya tebliğine, HMK 122. maddesi gereğince davaya 2 hafta içerisinde cevap verilebileceğinin tebligat davetiyesi üzerine dercine…” şeklinde karar verilmiştir.
21/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Tespit talep edilen “…” adresinde, tespit talep eden yana ait markaları ihtiva eder kullanımların gerçekleştirildiği, mahalde tespit edilen kullanımların dosyaya ürün örneği olarak sunulmuş olan ürünler ile ayniyet derecesinde benzerlik içerdiği, ürünlerin işçilik ve malzeme kalitesi bakımından orijinal ürünlerden uzaklaşır mahiyette olduğu, mahalde bulunan fişten anlaşıldığı kadarıyla söz konusu işletmenin “…” adına işletildiği, ilgili kullanımlar ile tespit talep eden yana ait markaların nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu ve buna binaen talep eden yan adına tescilli markalardan kaynaklanan haklara tecavüz teşkil eder mahiyette olduğunun değerlendirilebileceği, ilgili kullanımlar ile tespit talep eden yana ait markaların nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması ve mütecaviz ürünlere el konulmasına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini ,
Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet, TTK 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 54/1 madde hükmü haksız rekabet hukukunun amacını “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır. TTK 54/2 madde hükmünde ise Kanun Koyucu haksız rekabeti “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır.
Görüldüğü üzere TTK 54. madde hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında”dürüstlük kuralını” temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesinde, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır.
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK 55. madde hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK 55. maddede sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK 54/2 maddesinde belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır.
TTK 55. madde hükmünde düzenlenen haksız rekabet hallerinden biri de, davanın da konusunu oluşturan TTK 55/1-a-(4) maddesi hükmüdür. Bu hükme göre “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak”, iyi niyet kurallarına aykırı bir davranıştır ve haksız rekabet hali olarak nitelendirilir. Bu hüküm, 6762 sayılı eski TTK’nın 57/5. madde hükmünü karşılamaktadır.
Madde hükmüne göre, karışıklığa yol açabilecek benzerliklere sebebiyet vermek bir haksız rekabet halidir. Bu maddede sayılan eylemlere bakıldığında bir kişiye ait olan ürün, faaliyet veya işleri ile ilgili olarak üçüncü kişinin karışıklığa yol açacak davranışlarında bulunması hali, haksız rekabetin varlığından söz edebilmek için yeterlidir. Davranışın bilerek yapılması veya bilmeyerek yapılmış olması haksız rekabetin varlığını etkileyecek bir unsur değildir. Haksız rekabet hukuku, kişinin emeğinden haksız olarak yararlanılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Haksız rekabetin söz konusu olabilmesi için iktisadi rekabetin suistimal edilmiş olması gerekir.
Bu hüküm bağlamında haksız rekabetten söz edebilmek için, davaya konu uyuşmazlıkta; Davalının, davacının iş ürünleri ile karıştırılmaya yol açacak davranışlarda bulunması gerekir.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, bilirkişi raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…”, …numaralı “…” ve … numaralı “…” ibareli markaların davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalıya ait iş yerinde yapılan tespit/bilirkişi incelemesinde: Davacıya ait markaların kullanıldığı, davalıya ait iş yerinde tespit edilen kullanımlarının; davacı vekili tarafından sunulan ürünler ile ayniyet derecesinde benzer olduğu, ürünlerin işçilik ve malzeme kalitesi bakımından orijinal ürün olmadığının anlaşıldığı, davalı kullanımları ile davacıya ait markaların nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu, bu nedenle davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, taklit ürünlere el konulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına,
2-Taklit ürünlere el konulmasına,
3-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 99,20 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 peşin harç, 46 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.707,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır