Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/87 E. 2023/161 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/87 Esas
KARAR NO : 2023/161

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE TİCARET UNVANI TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 16/05/2022
KARAR TARİHİ : 19/10/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü ve Ticaret Unvanı Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili firmanın lojistik ve taşımacılık sektöründe uzun yıllardır faaliyet göstermekte olan öncü bir firma olduğunu, Kara, deniz ve hava yolları aracılığıyla her nevi taşımacılık işlerini sürdürmekte ve hem yurt içi hem de yurt dışına bu doğrultuda lojistik işlemlerini yapmakta olduğunu, müvekkili firmanın hem ulusal hem de uluslararası piyasada özellikle faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, sektörde oldukça bilinir ve güvenilir bir şirket olduğunu, Lojistik ve taşımacılık sektöründe yaklaşık 25 yıldır faaliyet gösteren müvekkili firmanın bu sektörde … ve … adlarıyla bilinmekte, bu bilinirlik üzerinden de müşterileri nezdinde güvenilirliğini sağlamakta olduğunu, müvekkilinin bir şirketler grubu olup bünyesinde… A.Ş. Ve …Tic. Ltd. Şti.’yi barındırmakta ve her il şirketin de uzun yıllardır aktif olarak ticari hayatlarını sürdürmekte olduğunu, müvekkili firmanın …tescil numaralı “… ” ibareli markanın sahibi olduğunu, markanın aktif olarak kullanılmakta olduğunu, müvekkili şirketin 02.02.1999 tarihinde kurulmuş ve müvekkili firmaya ait … URL uzantılı web sitesinin 10.04.2000 tarihinden bu yana aktif olarak kullanıldığını, müvekkil firmanın “…” ibareli markasının “…” ve “…” ibarelerinin birleşiminden oluşmakla birlikte “…” ibaresinin taşımacılık/lojistik sektöründe yaygın kullanılan ibare olup “…” ibaresi müvekkili markasını ayırt edici hale getirmiş olduğunu, davalılar tarafından müvekkili firmanın marka hakkına iltibas teşkil edecek şekilde; 14.01.2022 tarihinden bu yana … A.Ş. unvanı, 06.02.2020 tarihinden bu yana TÜRKPATENT nezdinde tescilli …tescil numaralı “…” ibareli marka, 18.03.2020 tarihinden bu yana … URL uzantılı web sitesini kullanılmaya devam etmekte olduğunu, davalıların ticaret unvanı ve web sitesinde kullandığını ve marka tesciline konu ettiği “…” ibaresinin müvekkiline ait … tescil numaralı “… ” ibareli marka ile açıkça aynı/benzer nitelikte olduğunu, davalı tarafından tescile konu edilen … tescil numaralı “…” ibareli markanın ise “…” ve “…” ibarelerinin birleşiminden oluşmakla birlikte “…” ibaresinin İngilizce dilinden dilimize “…” kelimesi olarak geçmiş olan “…” ibaresinin kısaltması şeklinde marka isminde yer almakta olduğunu, davalı tarafından markada kullanılan “…” ibaresi ise markanın esasını teşkil etmekte olup müvekkili firmaya ait marka ile benzerlik teşkil etmekte olduğunu, müvekkili marka hakkının ihlalinin önlenmesi adına her iki davalıya da … 37. Noterliği’nin … Tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş olduğunu, ihtarnameye cevap verilmemiş olduğunu, bunun yanı sıra, müvekkili markası ile davalı …’ya ait markanın aynı sınıflarda tescilli olduğunu, müvekkili markası ile tamamen aynı ibareyi içerir davalı …’nın markasının hükümsüzlüğü ile davalı şirkete ait ticaret unvanının ticaret sicilinden terkini gerekmekte olduğunu, davalıların müvekkili ile aynı sektörde faaliyet göstermekte olup bu husus tarafların ticaret sicil kayıtlarında da açıkça ortada olduğunu, davalılardan …’nın, …tescil tarihli ve … tescil numaralı tescil müracaatı ile, arz ve izah edilmeye çalışıldığı üzere, müvekkili firmanın uzun yıllardır yoğun maddi-manevi yatırımlar yapmak sureti ile ticari faaliyetlerini yürütmekte olduğu sektörde müvekkili firmayı zarara uğratmaya ve müvekkili firmanın bilinirliğinden faydalanmaya çalışmakta olduğunu, davalının dava konusu tescil müracaatının söz konusu ibare ile sektörde haksız kazanç sağlama amacıyla yapıldığını, işbu sektörde faaliyet gösteren davalıların, ilgili markanın sektörde öncü olan müvekkili firma tarafından kullanıldığını bildiği, dava konusu marka ile ticaret unvanının müvekkili firmanın bilinirliğinden yararlanmak amacıyla tescile konu edildiği ve bu sebeple hem marka başvurusunun hem de ticaret unvanı kullanımının kötü niyetli olduğu aşikâr olduğunu beyan ederek ihtiyati tedbire ve erişimin engellenmesi ile davalı … yönünden; davalıya ait Türk Patent Marka Kurumu nezdinde tescilli bulunan … tescil numaralı “…” ibareli markanın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri uyarınca hükümsüzlüğüne ve markanın Türk Patent ve Marka Kurumu sicilinden terkinine, davalı … Tic. A.Ş. yönünden; davalı şirketin ticaret unvanının Sınai Mülkiyet Kanununun ilgili hükümleri uyarınca sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi usulüne uygun olarak davalı şirkete ve davalı şahısa tebliğ edilmiş ancak cevap dilekçesinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; TPMK nezdinde davalı … adına tescilli … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile davalı …’nin ticaret unvanının terkini istemlerine ilişkindir.
Davacı şirkete ait …ve davalı şahısa ait … tescil numaralı markaların,marka tescil belgelerinin, başvuru ve tescil tarihlerinin, ürün listelerinin, varsa yenileme tarihlerinin, devir ve lisans belgelerinin, renkli ise renkli suretlerinin ve halen geçerli olup olmadığının onaylı suretlerinin T.P.M.K tescil kayıtları celp ve tetkik edilmiştir.
Davalı şahsa ait “…” tescil numaralı markanın dava sonuçlanıncaya kadar 3.şahıslara devrinin önlenmesi için sicil kaydına tedbir konulmasına, bu hususta TPMK’ya müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … ve …tarafından sunulan 13/06/2023 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; ”…Taraf markalarında “…” ibaresi her iki markada da baskın ve ana unsur olarak yer aldığı, taraf markaları renk, marka şekli ve büyük – küçük harf kullanımı yönünden farklılıklar taşımakta ise de bu farklılıklar taraf markalarındaki “…” ana unsuru ortaklığının yarattığı benzerliği ortadan kaldırmadığından ve taraf markaları aynı sınıflarda tescilli olup aynı sektörde kullanılmakta olduğundan markalar arası benzerliğin ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali doğuracağı, davacının ticaret unvanı ve markasını aktif ve yoğun olarak sektörde kullandığı, eski bir firma olarak da sektörde belirli bir tanınmışlığa ulaşmış olduğu dikkate alındığında davacı ve davalı firmaların İstanbul ilinde kurulmuş ve İstanbul ilinde faaliyette bulunan lojistik firmaları olması, her iki firmanın da ticaret unvanı ile aynı marka tescili bulunması ve “…” ibaresi ile “…” ibarelerinin benzerliği dikkate alındığında davalı … unvanının kullanımında, davacı markası için iltibas riski bulunduğu…” kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı … adına tescilli … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemleri yönünden yapılan incelemede tatbiki gereken Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK’nın 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir. SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca, tescil başvurusu daha önce yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır. SMK’nın 6/9. maddesinde ise kötüniyetle yapılan marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmiştir. Anılı yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakılması gerekmiş olup taraflarca itiraza uğramayan bilirkişi raporundaki tespitlerin deliller ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu görülmüş böylece hükme esas alınmaya elverişli bulunmuştur. Davacı şirketin … tescil numaralı “… ” ibareli markanın sahibi olduğu, markanın … hizmet sınıflarında tescilli olduğu, “…” ibareli markanın “…” ve “…” ibarelerinin birleşiminden oluşmakla birlikte “…” ibaresinin taşımacılık/lojistik sektöründe kullanılan ibare olduğu, “…” ibaresinin markaların esas unsuru olduğu, davalı markasının da aynı sınıfta (taşıma/lojistik hizmeti) tescilli olduğu, ”…” ve ”…” ibarelerinin birleşiminden oluşup ”…” ibaresinin lojistik/taşıma sektöründe kullanılan ibare olduğu anlaşılmıştır. Bu hâli ile davacının önceki tarihli tescilli markası ile davalının sonraki tarihli tescilli markasının esas unsur olan ”…” ibaresini içermesi ve eklerinin aynı hizmet sektörüne ait ibareleri taşıması nedeni ile markaların bütünsel olarak benzer oldukları, aynı/ benzer sınıflarda tescilli olmaları nedeniyle markaların hitap ettikleri ortalama tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu saptanmakla, SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca davalıya ait marka yönünden hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu sonucuna varılması gerekmiştir. Bunun yanında davacının SMK’nın 6/9 maddesine yönelik kötüniyet iddiası yönünden bakıldığında ise marka başvurusunun hangi hallerde kötüniyetle tescil ettirildiği her bir somut olayda ayrı ayrı değerlendirilecek olmakla birlikte, Yargıtay uygulamalarında genellikle güvenin kötüye kullanılması, kullanmak yerine başkalarının ticaretine engel olmak, sözleşmeye aykırılık vb. suretle gerçekleşen marka tescillerinin kötüniyetli marka tescil halleri olarak kabul edildiği görülmüştür. Kötüniyetli tescilin varlığı için kötüniyetin tescil başvurusu anında mevcut olması gerekmekte olup hükümsüzlüğü istenilen markanın daha önce tescil edilen ve ayırt ediciliği ve bilinirliği yüksek olan bir markayla benzer olması hâli dâhi tek başına kötüniyetli tescile delalet etmeyeceğinden SMK’nın 6/9 maddesine dayalı hükümsüzlük halinin sübut bulduğunu gösterir delil ve emarelere de rastlanılmadığından kötüniyet iddiasına cevaz verilmesi mümkün olmamıştır.
Davalı şirket … Şirketi aleyhine yöneltilen ticaret ünvanının terkinine yönelik talep yönünden dava tarihi itibari ile uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 7. maddesine bakıldığında; ”(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir.
(2)Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3)Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.” şeklinde düzenlenmiş olup “…” ibaresinin davacının tescilli markasında baskın ve esas unsur olarak yer aldığı, davacının önceki tarihli tescilli marka hakkına dayalı olarak davalı … unvanında ”…” ve ”…” birleşimini ticaret unvanı olarak tescil ettirmesi ve aynı sektörde kullanılmakta olduğundan benzerliğin ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali doğuracağı anlaşılmıştır. Bu kapsamda SMK’nın 7/3-e maddesi gereğince Davalı … Limited Şirketi ticari ünvanının; davacının gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu davacı adına tescilli “…” markasına ait ”…” ibaresi ile başladığı, “…” ibaresinin ticaret ünvandaki esas unsur olduğu, karıştırılma ihtimali doğurduğu, bu nedenle anılı davalı şirket yönünden ticaret ünvanının terkinine ilişkin yasal şartların oluştuğu kanaatine varıldığından davalı şirket ticari ünvanının ticaret sicilinden terkinine ilişkin davanın kabulüne dâir aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜNE,
Davalı … adına tescilli … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne , hüküm kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’ya gönderilmesine,
3- Davalı … LİMİTED ŞİRKETİ ünvanının; davacının gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu, davacı adına tescilli “…” markasına ait ”…” ibaresi ile başladığı, “…” ibaresinin ticaret ünvandaki esas unsur olduğu ve bu nedenle … ŞİRKETİ yönünden ticaret ünvanının terkinine ilişkin yasal şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığından davalı şirket ticari ünvanının ticaret sicilinden terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın gönderilmesine,
4-Alınması gereken 269,85 TL ilam harcından peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile eksik 189,15 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 peşin harç, 527,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.688,40 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır