Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/72 E. 2023/113 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/72
KARAR NO : 2023/113

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 14/04/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin kurulduğu günden bu yana kozmetik ürünlerin Türkiye’ye tedarikini sağladığını, müvekkilinin … menşeili … firmasına ait … adlı kil maskesinin tedariki ile ilgili ürün satın aldığı ve satın aldığı ürünleri ülkemizde satışa sunduğunu, … menşeili …’in Türkiye’de herhangi bir distribütörü ve/veya satıcı olarak yetkilendirdiği firma bulunmamasından dolayı pek çok teşebbüsün de benzer şekilde tüm marka ve ticari hakları … firmasına ait olan ürünleri ithal ederek ülkemize satışa sunma faaliyetinde bulunduğunu, davalının ise tüm marka ve ticari hakları … menşeili firmaya ait olan … esas unsurlu markayı hiçbir yetkisi ve yasal hakkı bulunmamasına rağmen kendi adına tescil ettirmesinden dolayı bu davanın açılması gerektiğini, davalının yaptığı bu marka başvurusunun kötü niyetli bir marka tescili olduğunu, kötü niyetli başvurularının hükümsüzlük nedeni sayılacağını, ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak tanınmış olsun veya olmasın başkasının markasını ele geçirmeye, başkasının markasının tanınmışlığından haksız yararlanmaya yönelik olarak yaptırılan haksız tescillerinin birer kötü niyetli tescil olduğunu, … menşeili … unvanlı firmanın yurtdışında ürettiği ürünlerinin dünyanın hemen hemen her yerine ithal edilmekte olduğunu, bu ülkelerden birinin de Türkiye olduğunu, ancak bu firmanın Türkiye’de hiçbir gerçek ya da tüzel kişiyle anlaşma yapmamakla birlikte ne yapılan bireysel ürün tedariki başvuruları neticesinde çeşitli satış kanalları üzerinden ürünlerini Türkiye’ye ihraç etmekte olduğunu, bu firmanın marka tescili başvurusunda da bulunmamış olduğunu, … ibareli marka ve ürünler üzerinde Türkiye’de hiç kimsenin münhasır hakları bulunmadığını, davalının ise bu markayı kendi adına tescil ettirerek, markayı piyasada uzun yıllardır yasal olarak kullanan kişi/ kişilere karşı engelleme ve şantaj amacıyla kullanmakta olduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olarak tescil ettirdiği markasına dayanarak…isimli e ticaret sitesine başvuruda bulunduğunu, müvekkili şirketin yasal yollardan elde ettiği ürünlerin satışının durdurulmasını sağladığını, piyasada tekel hakkı elde etmek isteyen davalının, dava konusu markayı tescil ettirmek suretiyle farklı teşebbüslere de benzer şekilde baskı uyguladığının bilindiğini, davalı şirketin hiçbir hakkı bulunmamasına rağmen dava konusu markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiğinin ortada olduğunu, bu nedenle markanın hükümsüz kılınması gerektiğini, davalının benzer başka marka başvurularının da olduğunu, davalı şirkete ait … numaralı markanın üçüncü kişilere devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü vesicilden tekinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava dilekçesinde bahsedilen dava dışı … menşeli firma ile müvekkilinin halihazırda iş birliği içerisinde olup davaya konu markanın … menşeli firma adına tescilli için ortak çalışma yaptıklarını, müvekkilinin davaya konu markayı tescil ettirmesinden şuana kadar olan süreçten … menşeli firmanın bilgisi olduğunu, tescil aşamasında başvuruya itiraz etmedikleri sonrasında da herhangi bir yaptırım uygulamadıklarını, hatta bu durumunun … menşeli firmanın lehine olduğunu, çünkü detaylıca açıklandığı üzere hiçbir masraf yapmadan Türkiye’de taklit ürünlerin üretilmesi ve satılmasının müvekkili tarafından önlendiğini ve bunun karşılığında … menşeli firmadan hiçbir talepte bulunulmadığını, halihazırda … menşeili firma tarafından TPMK nezdinde yeni marka başvuruları yapılacağını ve müvekkilinin de muvafakat vermiş olduğunu, davacının iddiası gibi kötü niyet söz konusu olmadığını, …’li firmanın müvekkili marka başvurusuna itirazı bulunmamakta aksine zımnen izni bulunmakta iken davacının bu davayı açmakta menfaati bulunmadığını, davalının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, hukukumuzda iyi niyetin asıl olduğunu, davacının kötü niyeti ispat etmiş olmadığını, müvekkili firmanın kozmetik ürünler satışı yapan bir firma olduğunu, müvekkili firmanın yıllardır aztec secret markalı ürünün satışını yapmakta olduğunu, satışı yapılan ürünlerin Sağlık Bakanlığına bildirilmesi gerekte olduğunu, tek bildirim yapanın müvekkili olduğunu, davacı firmanın ise bildirim yapmadan satışa devam ettiğini, taklit ürün satışının müvekkili satışlarını etkilediğini, durumun … menşeili firmaya bildirildiğini, … menşeili firmanın ise markaya Türkiye’de yatırım yapmak istemediğini, müvekillinin bunun üzerine marka başvurusu yapmış olduğunu, … menşeili firmanın ise haberi olmasına rağmen itirazda bulunmadığını, sonrasında marka hükümsüzlüğü için dava da açılmamış olduğunu, bu durumun … menşeili firmanın da menfaatine olduğunu, müvekkilinin marka taklidi için çok çaba ve masraf yapmış olduğunu, davacı firmanın sattığı ürünler ile ilgili hiçbir zaman Sağlık Bakanlığına da bildirim yapmamış olduğunu, müvekkilinin marka başvurusunu iyi niyetli yapmış olduğunu, müvekkilinin marka başvurusundaki amacının taklit ürünler ile baş etmek olduğunu, sağlık bakanlığına bildirilen ürünler ile taklit ürün olup olmadığının müvekkili tarafından tespit edilebileceğini, ürünlerin orijinal olması halinde müvekkili tarafından herhangi bir yaptırım uygulanmamış olduğunu, müvekkilinin amacının yalnızca taklit ürünlerin satışını engellemek olduğunu, aynı marka ibaresini içerin marka başvurusunun 2017 yılında yapılmış olduğunu, markaların tescili için ülkesellik prensibinin benimsenmiş olduğunu, müvekkilinin de bu kapsamda davaya konu markayı tescil ettirme hakkı olduğunu, … menşeili firmanın da bu başvuruya itiraz etmediğini, açıkladıkları nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’ nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
27/03/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Raporda ayrıntılarına yer verilmiş olduğu üzere somut olayda davalının ticari ilişki içerisinde gerçek hak sahipliğini bilinmekte oluğu ve aynı markayı ithal eden başkaca firmaların varlığından da haberdar olduğu anlaşılmakta olup bu kapsamda davalı marka tescillinin, tescil edilmiş olduğu sınıf da dikkate alınarak kötü niyetli tescil kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği, davaya konu ithal edilen … esas unsurlu markalı ürünün kozmetik sektöründe yer alan bir ürün ve marka sınıflandırmasında … sınıfta yer alan bir ürün olduğunun anlaşıldığı, bu ürünün gerçek hak sahipliğini bildiği ve yurt dışından ithal ederek Türkiye’ye getirdiği halde, markanın esas unsurunun bire bir aynısını TPE nezdinde tescil ettirmiş olan davalıya ait … sınıfta yapılmış tescilin, 35. sınıfın 3. sınıfı kapsayan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” alt grubunda yapılmış olan tescilinin kötü niyetli tescil olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: TPMK nezdinde davalı şirket adına tescilli… numaralı markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK’nın 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK’nın 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK hükümleri, TPMK kayıtları , Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…” ibareli markanın, davalı … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere: Davalının, ticari ilişki içerisinde gerçek hak sahipliğini bildiği ve aynı markayı ithal eden başka firmaların varlığından da haberdar olduğu halde, markanın esas unsurunun bire bir aynısını TPMK nezdinde tescil ettirdiği, bu nedenle yapılan tescilin kötü niyetli olduğu ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varıldığından, davanın kabulüne; TPMK nezdinde davalı şirket adına tescilli … numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-TPMK nezdinde davalı şirket adına tescilli … numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine,
3-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 99,20 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yatırdığı başvuru harcı ve peşin harç olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 186 TL tebligat ve müzekkere masrafı ile 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.186,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır