Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/71
KARAR NO:2023/123
DAVA:MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ
DAVA TARİHİ:14/04/2022
KARAR TARİHİ:13/07/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, kozmetik ürün ithal ve tedariki hizmetlerinde faaliyet gösterdiğini, 5 yıldır tüm marka ve ticari hakları ABD menşeili … firmasına ait … adlı kil maskesini tedarik edip ticari faaliyete konu ettiğini, davalı şirketin 2017/… numaralı “… +şekil” markayı kötüniyetli olarak adına tescil ettirdiğini, davalı şirketin tescil ettirdiği 2017/… numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava dilekçesinde bahsedilen dava dışı ABD menşeili … firmanın müvekkili ile halihazırda iş birliği içerisinde olup davaya konu markanın ABD menşeili firma adına tescili için ortak çalışma yaptıklarını, müvekkilinin dava ya konu markayı tescil ettirmesinden şuana kadar olan süreçten ABD menşeili firmanın bilgisinin olduğunu, tescil aşamasında başvuruya itiraz etmediğini, sonrasında da herhangi bir yaptırım uygulamadığını, davaya konu marka başvurusu hiç bir şekilde kötü niyetle yapılmadığını, tam tersine kötü niyetli kişiler tarafından gerek toplum sağlığının bozulmaması için gerekse de markanın itibarının zedelenmemesi için yapıldığını ve şimdiye kadar da bu amaç doğrultusunda hareket edildiğini ve kötü niyetli kişiler ile mücadele içinde olunduğunu, dolayısı ile de haksız ve hukuka aykırı gerekçelerle açılan ve davacı tarafından ispat edilememiş olan davanın gerek usul yönünden gerekse esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
23/02/2023 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı yanın dava konusu markasının SMK 6/9 hükmü çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunun değerlendirilebileceği, konu hakkında nihai takdirin yalnızca mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: TPMK nezdinde davalı şirket adına tescilli 2017/… numaralı “… +şekil” ibareli markanın, hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK’nın 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK’nın 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK hükümleri, TPMK kayıtları, mevzuat, bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde 2017/… numaralı “… +şekil” ibareli markanın, davalı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Kötü niyet nedeni ile markanın hükümsüz kılınmasında genel olarak kabul edilen olgular; markanın yedekleme amacı ile tescili, marka ticareti, markadan haksız olarak yararlanmak ve şantaja yönelik başvuru halleridir.
Davacı taraf; davalının, dava dışı ABD firmasına ait olan markayı kötüniyetli olarak ülkemizde başvuru konusu ettiğini iddia etmiştir.
Davalı taraf; kendilerinin ABD firmasına ait markayı ihtiva eden ürünleri sattıklarını, bu markayı ihtiva eden orijinal olmayan ürünlerin piyasaya arz edilmesinin akabinde ilgili kullanımları engelleyebilmek adına dava konusu marka başvurusunu gerçekleştirdiklerini, ancak orijinal ürün satışı olan firmalara karşı hiçbir girişimlerinin olmadığını, markayı dava dışı ABD firmasına devir edeceklerini ancak marka üzerinde tedbirin olması nedeni ile markayı ilgili firmaya devir edemediklerini beyan etmiştir.
Davalı şirketin; dava dışı ABD firmasına ait markayı ihtiva eden ürünleri Türkiye pazarında, ihtilaf konusu marka başvurusunu gerçekleştirmesinden önce ticari faaliyete konu ettiği noktasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı taraf; dava konusu markanın, ülkemizde tescil ile korunmaması ve ilgili markayı ihtiva eden orijinal olmadığını beyan ettikleri kullanımların önüne geçebilmek gayesi ile dava konusu marka başvurusunu gerçekleştirdiklerini beyan etmiştir. Ancak SMK 7.madde hükmü gereği “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir.” ABD menşeili firmanın dava konusu marka başvurusuna, başvuru gerçekleştirirken onay verdiğine ilişkin delil sunulmamıştır. Dava dışı ABD menşeili firmanın; ülkemizde ticari faaliyete konu edilen ürünleri üzerinde yer alan markanın davacı şirket tarafından, arz edilen ticari faaliyetin bir tarafı da davalı şirket iken, tescil başvurusuna konu edilmiş olmasının SMK 6/9 maddesi hükmü kapsamında kötü niyetli olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davanın kabulüne; TPMK nezdinde davalı şirket adına tescilli 2017/… numaralı “… +şekil” ibareli markanın, hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-TPMK nezdinde davalı şirket adına tescilli 2017/… numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine,
3-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 99,20 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yatırdığı 80,70 TL başvuru harcı ve 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 138,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı ile 3000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.138,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır .