Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/56 E. 2023/168 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/56
KARAR NO : 2023/168

DAVA : MARKAYA TECAVÜZÜN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i, Ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle: TPMK nezdinde … numarası ile adına tescil edilen “…” markasını, davalının “..” olarak klibinde bedelini ödemeden kullandığını, klibin 121.523.656 tıklanmaya ulaştığını, davalı tarafından izinsiz kullanımın men’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, dava değerinin tespit edilerek tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının, kendisine ait olan markanın izinsiz kullanıldığı gerekçesi ile tazminat talebinde bulunduğundan öncelikle Arabuluculuk Kanun yoluna başvurmasının zorunlu iken bu yola başvurmadan dava açmış olması nedeni ile davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin; sanatçı …’ n yapımcısı olup sanatçının seslendirdiği “…” adlı eserin söz ve müziği … adlı kişiye ait olduğunu, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte söz konusu davayı eser sahibine yöneltmesi gerekirken müvekkiline yöneltmesi karşısında husumet itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinin usulüne uygun bir şekilde düzenlememesinin yanı sıra dava dilekçesi incelendiğinde görüleceği üzere her bir davalı için ayrı ayrı dava açması gerekirken tek bir dava açıldığını, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte izinsiz kullanımının olduğunu iddia ettiği tüm markalar, davalılar, kullanım alanlarının birbirinden bağımsız olup aralarında hiçbir illiyet bağının bulunmadığını, bu nedenle her bir marka ve davalı açısından davanın ayrılarak değerlendirilmesinde fayda bulunduğundan HMK’nın 167 maddesi kapsamında davanın tefrik edilmesi ve ayrılması gerektiğini, davacının bu davayı açmakta hiçbir hukuki yararının bulunmadığı, aksine kötü niyetle hareket ederek ekonomik anlamda haksız kazanç temin etmeye çalıştığını, dava dilekçesinin bütünü ile incelendiğinde; davacının asıl düşüncesinin pek çok markayı kendi adına tescil ettirip akabinde kendi ifadesi ile “…” düşüncesi ile hareket ederek haksız gelir elde etmek olduğunun aşikar olduğunu, davacının gözden kaçırdığı hususun, hukukun kötüniyeti korumayacağı kuralı olduğunu, davacının “…” adlı markayı …. sınıfta 07.04.2021 yılında tescil ettirdiğini, müvekkilinin yapımcısı olduğu sanatçı …’in seslendirdiği “…” adlı esere ilişkin klibin ise 2014 yılında piyasaya arz edildiğini, söz konusu “…” adlı eserin söz ve müziğinin …’e ait olduğunu, davacının bu markayı ne tescilden önce ne de tescilden sonra kullanmadığını, bir markanın tescil edildiği alanda kullanılıyor olması gerektiğini, … sınıfta tescil edilen bu markanın ne bu sınıfta ne de başka bir sınıfta kullanılmadığını ayrıca “…” kelimesinin günlük hayatta sık sık kullanılan bir kelime olup müzik içerisinde yer aldığını, bu kelimenin davacı tarafından tescil edildi diye sadece davacı kullanımına bırakılmasının mümkün olmadığını, “…” kelimesinin ayırt edici bir özelliğinin bulunmadığını, “…” kelimesinin davacının tescilli markası olan “…” markası ile birebir aynilik, benzerlik özelliğini de taşımadığını, açıkladıkları ve mahkemece res’en gözetilecek nedenlerle öncelikle müvekkili aleyhine açılan davanın ayrılmasına, akabinde davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2021/442 E. sayılı davasının 28/03/2022 tarihli duruşmasında: Davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın bu davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılmasına karar verilmiş ve Mahkememizin 2022/56 E. sayısına kaydı yapılmıştır.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
28.04.2023 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dosya kapsamında marka hakkına tecavüz söz konusu olmadığı kanaatlerine ulaşılmış olup, her türlü hukuki değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalıların eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz teşkil ettiğinin tespiti, men’i ve ref’i ne ilişkin ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK hükümleri, TPMK kayıtları, mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde… numaralı “…” markasının … sınıfta davacı … adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği üzere: Davacı adına tescilli “…” markasının, davalı … tarafından Sanatçı …’in seslendirdiği “…” isimli klipte kendisinden izin alınmadan kullanıldığını ve “…” markasının, … olarak gönderim tarihinin 30/07/2014 tarihi olduğunu iddia etmiştir.
Davalı taraf; klibin 2014 yılında piyasaya arz edildiğini, şarkının söz ve bestesini …’in yazdığını, bu şarkının müvekkiline kullanım için muvafakatname verilen tarihin 14/05/2014 olduğu ve bu kelimenin gündelik yaşamda sıklıkla kullanıldığını beyan etmiştir.
SMK’nın 29.maddesi; marka hakkına tecavüz yönünden kabul edilen halleri saymış, bunlar arasında markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmiştir. Bir işaret ancak herhangi bir değişiklik veya ilave olmadan markayı meydana getiren tüm unsurları kopyalaması ya da bir bütün olarak bakıldığında ortalama bir tüketici tarafından fark edilmeyecek kadar belirsiz farklılıklar içermesi halinde bir marka ile aynıdır.
Bilirkişi heyeti: Somut olayda aynılık unsurunun bulunmadığını belirtmiş, bu nedenle benzerlik yönünden önceleme yapılmıştır.
SMK’nın 7/2-b maddesine göre, marka sahibi; tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir.
TPMK nezdinde; …numaralı … sınıfta davacı adına tescilli “…” markanın koruma tarihinin 03/11/2020 olduğu, davalının kullanımının ise 2014 yılına ait olduğu görülmüştür.
Davacı, gerçek hak sahipliği iddiasında bulunmuştur.
SMK 6/3. maddesinde: “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir” hükmü yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre ya söz konusu işaret tescilsiz olmakla birlikte marka işlevini (SMK 4.madde Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlama) yerine getirmeli veya ticaret sırasında kullanılmakla mal/hizmetin kaynağını işaret edebilir olmalıdır. Diğer bir deyişle bir işaret üzerinde hak iddia edebilmek için üçüncü kişinin tescil başvurusundan önce işaretin kullanılması ve bir ölçüde ayırt edicilik kazanılmış olması gerekir.
Davacının gerçek hak sahipliğine yönelik sunulan belgeler incelendiğinde: Bu kullanımların mal/hizmetin kaynağını işaret edebilir şekilde markasal bir kullanım olmadığı, tescilden önce kazanılmış bir ayırt ediciliği olmadığı ve gerçek hak sahipliğinin söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Marka hakkına tecavüz fiili için aranan kriterlerden biri aynı veya benzer mal ve hizmetleri kapsamasıdır. Davacının markasının … sınıftaki hizmetler yönünden tescilli olduğu, davalının kullanımlarının ise bir müzik eseri içerisinde geçtiği/adı olduğu, bir hizmet verilmediği, somut olayda; markasal bir kullanım olmadığı, bu nedenle marka hakkına tecavüz durumunun söz konusu olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 269,85 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26//10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır