Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/55 E. 2023/162 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/55 Esas
KARAR NO : 2023/162

DAVA : MARKAYA TECAVÜZÜN DURDURULMASI ve KALDIRILMASI
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüzün Durdurulması ve Kaldırılması
davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin … markasının reklamlarında birebir “ …” ibaresini bedelini ödemeden izinsiz olarak kullandığını, bu sloganın kullanımının men’i sonuçlarının ortadan kaldırılmasını ve dava değerinin tespit edilerek tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının önceki tarihli hak sahibi müvekkili olan marka tescilnde yer alan ” …” slogan markasını farklı sınıfta TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirdiğini hak sahibi iddiasıyla dava açtığını ve ekonomik fayda sağladığını, davacı adına … başvuru numarasıyla kayıtlı “…” markasının müvekkili tarafından “…” markalı cips reklamlarında izinsiz kullanıldığını iddia ettiğini, bu başvurunun TÜRKPATENT nezdinde 03.11.2020 tarihinde yapıldığını ve marka … Sınıftaki hizmetleri kapsadığını, müvekkili tarafından gerçekleştirilmekte olan “…’ …” ibareli kullanımların ise marka başvuru tarihinde 1.5 yıl önce 08.03.2019 tarihinde … numara kapsamında marka … Sınıflardaki hizmetleri kapsadığını, ayrıca “…’ …” markalı cips ürünlerinin reklam filminin 12.07.2019 tarihinde Youtube’a yüklendiğini, bu ürünlere ilişkin “…” isimli instagram hesabında Temmuz 2019 tarihli içeriklerin yer aldığını haksız olarak ekonomik fayda elde etmek amacıyla açılan bu davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulması ve tecavüzün kaldırılması istemlerine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalılar… A.Ş. (eski ünvan: … A.Ş), …ŞİRKETİ ve …DIŞ TİC. A.Ş aleyhine açılan mahkememizin … esas sayılı davasının 28/03/2022 tarihli duruşmasında, davalı …A.Ş aleyhine açılan davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılmasına karar verilmiş olup yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir. Tefrik sonrasında aynı davalıya karşı davacı tarafça … 2. FSHHM’nin … esas sayılı davasının sehven ikame edildiğine yönelik davacı beyanının bulunduğu ve davanın feragat kapsamında kesinleştiği uyap kayıtlarından görülmüş olup tefrik kararı sonrası derdest olan huzurdaki dava dosyası yönünden, sonraki tarihli feragat beyanının geriye etkili şekilde kesin hüküm etkisini doğuramayacağı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı adına tescilli markaların TPMK tescil kayıtları celp ve tetkik edilmiştir.
Davacı yanın Twitter hesabına ait 2016 tarihli ”…” ibaresinin fotokopisi ile ”…’ …” ibaresinin kullanımı ile ilgili reklam görselleri, Yotube ve İnstagram görsellerine ilişkin delilleri ibraz ettiği görülmüştür.
HMK’nın 266. maddesi kapsamında taraflarca bilirkişi deliline dayanılmış olup mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 10/04/2023 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; Davalının savunma gerekçesi olarak ileri sürdüğü … başvuru nolu …’ … markasının davacının markasından öncelikli olduğu ve dosya kapsamında marka hakkına tecavüz söz konusu olmadığı kanaatlerine ulaşıldığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Huzurdaki dava; marka hakkına teşkil eden fiillerin durdurulması ve tecavüzün kaldırılması talebine ilişkin olup dava tarihi itibari ile uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 7. maddesine bakıldığında; ”(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir.
(2)Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3)Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4)Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5)Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez: a)Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi. b)Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması. c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması” hükümlerinin yer aldığı görülmektedir.
SMK’nın 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmış olup bunlar marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleri olarak belirtilmiştir.
Anılı Kanunun 149. maddesi ise; “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme altına alınmıştır.
Yukarıda belirtilen kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında uyuşmazlığın, davalı şirketin … markasının 2019 yılındaki reklamlarında ”…” ibaresini kullanmasının davacının tescilli ”…” markasından doğan haklarına tecavüz teşkil edip etmediği noktasında toplandığı, ”… ” markasının davacı adına … başvuru numarası ile (03/11/2020 tarihli) … sınıfta tescilli olup ”…’ …” markasının ise … başvuru numarası ile (08/03/2019 tarihli) …. sınıflarda davalı adına kayıtlı olması ve SMK’nın koruma süresi ve yenileme başlıklı 23. maddesi gereğince tescilli markanın koruma süresinin başvuru tarihinden itibaren başlaması kapsamında davacının tecavüz iddiasına konu kullanımın, davacının markasının tescil korumasına sahip olmadığı bir tarihte gerçekleşmesi nedeni ile davacının gerçek hak sahibi olup olmadığının aydınlatılması gerektiği anlaşılmıştır.
Davacının gerçek hak sahibi olup olmadığının tetkiki yönünden incelenmesi gereken SMK’nın marka tescilinde nispi ret nedenleri başlıklı 6/3 maddesi; ”…Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” şeklinde düzenlenmiş olup anılı yasal düzenleme gereğince gerçek hak sahipliğinden bahsedebilmek için söz konusu işaretin tescilsiz olmakla birlikte marka işlevini, dolayısıyla teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlama fonksiyonunu yerine getirmesi veya ticaret sırasında kullanılmakla mal/hizmetin kaynağını işaret edebilir olması gerekmektedir. Bu kapsamda bir işaret üzerinde hak iddia edebilmek için üçüncü kişinin tescil başvurusundan önce işaretin markasal olarak kullanılması ya da ticaret sırasında kullanılmakla bir ölçüde ayırt edicilik kazanmış olması aranmaktadır. Bununla birlikte davacı 2016 tarihli Twitter isimli sosyal medya hesabındaki ”…” paylaşımlarına dayalı olarak ”…” ibaresi yönünden gerçek hak sahipliği iddiasında bulunmakta ise de anılı kullanımın mal/hizmet piyasasını etkileyen mecralarda kullanılmadığı, mal/hizmetin kaynağını işaret edebilir şekilde markasal bir kullanım olmadığı ve tescilden önce kazanılmış bir ayırt ediciliği olmadığı gibi ”…” ifadesinin günlük konuşma dilinde ifade ettiği anlam yönünden İngilizce karşılığının ”…” ve ”…” kullanımlarına karşılık gelmesine rağmen davacının günlük konuşma dilindeki anlamdan ziyade kelime grubunun bire bir ”…” ifadesine karşılık gelen İngilizce tercümesini kullandığı anlaşılmakla, davacının gerçek hak sahibi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılması gerekmiştir. Tüm bu gerekçeler ışığında; davalının … başvuru nolu ”…’…” markasının davacının markasından öncelikli olup davacıya yönelik marka hakkına tecavüzün söz konusu olmadığı anlaşılmakla; davanın reddine dâir aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL ilam harcından peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile eksik 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafın yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dâir; davacı asil ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır