Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/185 E. 2023/131 K. 11.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/185 Esas
KARAR NO : 2023/131

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Durdurulması, Maddi – Manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 12/10/2022
KARAR TARİHİ : 11/09/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Durdurulması, Maddi – Manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketinin “…” ibareli markaların gerçek hak sahibi olduğunu, TPMK nezdinde tüm markalarını tescil ettirdiklerini, davalı şahsın davacı müvekkili firmanın eski çalışanı ve hissedarı olduğunu, davalı şahsın babasının daha önce davacı müvekkili firma ortaklığında bulunmuş olmak ile birlikte şirkette bulunan hisselerini devrettiğini ve şirket bünyesinden ayrıldığını, davalı şahsın da bu süreçte babası … ile müvekkili firmadan ayrılarak … Şirketi’ni kurduğunu, müvekkil firma ortakları ile …’in 22.01.2015 tarihinde centilmenlik anlaşması yapılarak ortaklığa son verildiğini, bu centilmenlik anlaşmasının 3. maddesinde davalının babası olan ve davalı ile … Şirketi’nin kurucu ortağı olan …’in müvekkili markaları ile aynı, benzer markalar kullanmayacağını, kendisi tarafından kurulacak şirketler nezdinde de bu tip kullanımların olmayacağını taahhüt ettiğini, adı geçen taahhütname suretinin mahkemeye ibraz edildiğini, taahhütnameye rağmen davalı tarafından “…” markasının anahtar kelime olarak kullanması nedeniyle markaya vaki tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, durdurulması, önlenmesi, talep arttırma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminatın … 1.FSHHM nin …E sayılı dava dosyasının açılış tarihi olan 30/06/2016 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte hükmolunmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Açılan işbu davanın daha önce … 1.FSHHM nin … E. numaralı dosyadaki talepler ile aynı talepler ile açıldığını, davanın halen istinaf incelemesinde olan dosyada ele alınmış olduğunu, söz konusu dosya tarafları ve talepleri ile işbu dosya taraf ve taleplerinin aynı olduğu dikkate alınarak derdest bir dosyasının varlığı nazara alınarak işbu dosyasının derdestlik sebebiyle tümüyle reddine karar verilmesini, tüm tarafların ikamet adreslerinin Mersin olduğu açık olduğundan yetkili Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla Mersin 3.Asliye hukuk Mahkemesi olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilmesini, haksız rekabet ve marka tecavüzünün varlığına ilişkin ortaya konulan ve derdest tüm diğer dosyalarda ela alınarak varlığı ispat edilemeyen iddiaların haksız ve yersiz olması nedeniyle davanın bütünüyle reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Huzurdaki dava; marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, durdurulması, önlenmesi, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalılar vekilinin kanuni süresi içerisinde usulüne uygun olarak ibraz ettiği saptanan cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunması ve yetkili mahkemenin (FSHHM sıfatıyla) … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu beyan etmesi üzerine işbu itiraz HMK’nın 117. maddesi uyarınca dava şartlarından sonra inceleme konusu yapılmıştır.
Somut olaya uygulanması gereken mahkemelerin yetkisine ilişkin kanuni düzenlemelere bakıldığında; SMK’nın 156/3 maddesinin; ”Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.” şeklinde ifade edildiği, genel yetki kuralını düzenleyen HMK’nın 6/1. maddesinin; “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 7. maddesinin; ”Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.” şeklinde, HMK’nın 16. maddesi ise; ”Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiş olup HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği, Kanun’un 19/2. maddesinin; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içerdiği, birden fazla mahkemenin yetkili olması hallerinde davacıya seçimlik hak tanınmış olması göz önüne alındığında, davacının, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu, davacının, davasını işbu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmadığı ve yetkisiz bir mahkemede ikame ettiği taktirde seçme hakkının davalı tarafa geçeceği anlaşılmaktadır.
Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; huzurdaki davada davacı ve davalıların yerleşim yeri ve hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer itibari ile uyuşmazlık yönünden (FSHHM sıfatıyla) … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yetki alanında kaldığı, işbu davanın davacı tarafından kanunen yetkili kılınan mahkemelerde ikame edilmediği, davacının davasını genel yetkili mahkemelerde ikame etmemesi nedeni ile seçme hakkının davalı tarafa geçtiği, davalı yanın yetkili mahkemeyi usulüne uygun olarak belirttiği anlaşılmakla; mahkememizin yetkisizliğine dâir aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-SMK’nın 156/3, HMK’nın 6, 16 ve 116. maddeleri gereğince mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Kararın İstinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren, istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip kesinleşme tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın yetkili (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatı ile ) … 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kanuni süre içerisinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK’nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içerisinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
5-Harç, masraf ve vekalet ücretinin nihai karar ile birlikte hüküm altına alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/09/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır