Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/89 E. 2022/74 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/89
KARAR NO : 2022/74

DAVA : FSEK – TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 15/05/2017
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

HSK’nun 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/535 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/89 E. sırasına kaydı yapılmakla, taraflar arasında FSEK – Tazminat
davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ….Şirketine ait … internet adresinde ve müvekkiline ait… kanalı olan …’de aylar önce …’in … aracının tanıtıldığını, müvekkiline ait internet sitesinde “Bu videoda kullanılan tüm görüntüler tarafımızdan kameraya çekilmiş ve montajlanmış olup, 5846 no’lu Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre izin alınmadan başka hiçbir mecrada kullanılamaz” yazısının da ilgili videoların altına eklenmiş olduğu halde 9 Nisan 2017 tarihinde davalı şirkete ait … Kanalında yayınlanan … isimli programda yukarıda adı geçen videolardan müvekkilinin herhangi bir yazılı ya da sözlü rızası ve hatta bilgisi olmaksızın görüntülerin alındığı ve hatta 30 dakikalık videonun yaklaşık 10 dakikası ve yayının temelinin yukarıda bahsedilen görüntülerden oluştuğunu, tamamen aynı konuda yayın yapan ve rekabet halinde olan, müvekkili şirket ve sahibine ait her hakkı saklı görüntüleri kâr amacı ile ve yüksek gelirler elde ederek, montajlayarak, kopyalayarak, ekleme çıkarma yaparak kullanan, kar-gelir elde eden, müvekkili şirketin maddi ve manevi, hukuki haklarına zarar veren ilgililer hakkında bu davanın açılması zaruretinin doğduğunu, müvekkilinin, hak sahibi olduğu internet sitesi olan … isimli sitede ve youtube kanalında yayınlanan …’in … aracının tanıtım videosunun davalıya ait … kanalında 09/04/2017 tarihinde … isimli programda kullanılması nedeniyle her türlü fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 70.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işletilecek en yüksek mevzuat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu videonun sinema eseri olmadığını, davacının hak sahibi olduğunu ispatlamasının gerektiğini, davacının video üzerinde hak sahibi olmadığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davaya konu yayın kayıtları RTÜK’ten istenmiş, HMK’nun 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
27/01/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davaya konu olayda davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği dava konusu videonun FSEK 5. maddesi anlamında sinema eseri olmadığı, FSEK 84. maddesi anlamında korunmasının mümkün olabileceği, davacının FSEK 84. maddesi çerçevesinde davaya konu video kayıtlarının hak sahibi olduğu ispat etmesinin gerektiği, dosyada mübrez flash bellek içerisindeki videolar ve RTÜK CD si incelendiğinde davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği videoda yer alan görüntülerin …. kanalında O’dan 100’e programı içerisinde yaklaşık 2 dk yayınlandığı, izinsiz yayının FSEK 84. madde hükmünün ihlali sayılacağı, dosyada zarar miktarına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığından sektörel uygulamada bir videoda yer alan görüntülerin bir kısmının izinsiz olarak TV programında kullanılması halinde talep edilebilecek maddi tazminatın somut uyuşmazlıktaki kullanımın süresi, özelliği ve ihlalin türü ve mecrası dikkate alındığında TBK 50. ve 51.maddeleri çerçevesinde takdiri mahkemeye ait olmak üzere 5.000 TL olabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
17/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davaya konu olayda davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği dava konusu videonun FSEK 5.maddesi anlamında sinema eseri olmadığı, FSEK 84. maddesi anlamında korunmasının mümkün olabileceği, davacının FSEK 84. maddesi çerçevesinde davaya konu video kayıtlarının hak sahibi olduğu ispat etmesinin gerektiği, dosyada mübrez flash bellek içerisindeki videolar ve RTÜK CD si incelendiğinde davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği videoda yer alan görüntülerin … kanalında … programı içerisinde yaklaşık 2 dk yayınlandığı, izinsiz yayının FSEK 84. madde hükmünün ihlali sayılacağı, dosyada zarar miktarına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığından sektörel uygulamada bir videoda yer alan görüntülerin bir kısmının izinsiz olarak TV programında kullanılması halinde talep edilebilecek maddi tazminatın somut uyuşmazlıktaki kullanımın süresi, özelliği ve ihlalın türü ve mecrası dikkate alındığında TBK 50. ve 51.maddeleri çerçevesinde takdirin mahkemeye ait olmak üzere 5.000 TL olabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
31/01/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacının görüntülerinin FSEK koruması kapsamında sinema eseri olmadığı ancak FSEK 84. maddesi kapsamında korunabileceği, davacının görüntülerinin 18/02/2017 tarihinde, davalının programının ise 09/04/2017 tarihinde yayınlanmış olduğu, davacıya ait internet adresinin künye bölümünde davacı firma ismi ile birlikte editör olarak …’in, yardımcı editör olarak …’nun isimlerinin yer aldığının görüldüğü, …’in ve …’nun aracı tanıttıkları görüntülerle aracın izinsiz kullanılan dış çekim görüntülerinin aynı olduğu, görüntülerin devamlılık arz ettiği, zira aracın plakasının, renginin ve teknik özelliklerinin bire bir aynı olduğu, yukarıda belirtilen tespitler bir arada değerlendirildiğinde davacının dava konusu görüntüler üzerinde hak sahibi olabileceği, davacının videosunda mevcut 5 adet dış çekim görüntünün yaklaşık 85-90 saniye davalının programının içinde kullanılmış olduğu, davaya konu 5 farklı görüntünün, yaklaşık 85-90 saniye kullanılmış olduğu, görüntülerin bazılarının tekrar etmiş olduğu, bununla birlikte davalı şirket bünyesinde yayın yapan …’de yayınlanmış olan … isimli programda davacıya ait videonun tamamının yayınlanmamış olduğu bir arada değerlendirildiğinde; Davacının bahse konu görüntüler için talep edebileceği bedelin, dava konusu dönem için, görüntü başına yaklaşık 1.000 – 1.500 TL olabileceği, bahse konu görüntülerin dış çekim ve gündüz çekimi oldukları, programda üzerine ses ya da müzik bindirilerek kullanıldıkları gerekçesi ile bir kameramanın tek bir kamera ile izinsiz kullanılmış görüntüleri çekebileceği, bunun maliyetinin kamera için 600 – 1000 TL arasında, kameraman günlük kaşesi için 150 – 300 TL olabileceği, teknik ekip kaşeleri ve ekipman kira bedelleri için ücret aralığı verilmiş ve kesin bir ifade kullanılmamış olduğu, çünkü teknik ekipman günlük kira bedellerinin firmadan firmaya, ekipmandan ekipmana göre, yine kaşe bedelinin ise kameramandan kameramana göre değişkenlik gösterebildiği, davacının yayınladığı video çekimlerinin, davacıya maliyetini gösterir bir belgeye de dosya kapsamında rastlanılamadığı, davacının youtube kanalında belli bir takipçi kitlesi olduğu ve youtube kanalından ticari gelir elde ettiği, davalı medya grubuna bağlı yayın yapan…’nin pek çok yayın platformunda aynı anda ve ulusal yayın yapan büyük bir TV kanalı olduğu, gerek davacının gerek davalının bu program üzerinden kazanabileceği reklam bedelinin farklı olabileceği, zira tarafların yayın mecraları ve izleyici sayısı bakımından hedef kitlelerinin farklı olduğu, davalı yayın kuruluşuna ait TV kanalında (…) davacıya ait görüntülerin kullanılmış olmasının, davacıyı kazanç kaybına uğratıp uğratmayacağı ve/veya ne kadar bir zarara uğratacağı hususunda kesin bir görüşe varılamayacağı, zira bu yönde bir belgenin dosya kapsamında yer almadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacının hak sahibi olduğu … isimli internet sitesinde ve … kanalında yayınlanan … aracının tanıtım videosunun, davalı şirkete ait … kanalında … tarihli … isimli TV programında kullanılması nedeni ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 70.000 TL’nin gösterim tarihinden itibaren işletilecek en yüksek mevzuat faizi ile davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise ” kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması” dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Subjektif ursur gereğince bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinama eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
Davaya konu davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği video içeriği incelendiğinde; İçeriklerin … aracı üzerinde bilgilendirme amaçlı yorumlar ve görüntüler içerdiği, yapılan çekimin herhangi bir hususiyet arz etmeyen herhangi bir sistematik içerik ve sinopsise dayalı anlatım içermeyen görüntüler dizisi olduğu, sinema eseri olmadığı anlaşılmıştır.
5846 sayılı FSEK 84. maddesinde: Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tespit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3. bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını men edebilir.
Tecavüz eden tacir olmasa bile birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında haksız rekabete mütaallik hükümler uygulanır.
Eser mahiyetinde olmayan her nevi fotoğraflar, benzer usullerle tespit edilen resimler ve sinema mahsulleri hakkında da bu madde hükmü uygulanır hükmü yer almaktadır.
Davaya konu video çekiminin, banda veya videoya alınmış olmakla dava konusu videonun FSEK 84. maddesi anlamında korunması mümkün olabilecektir.
Sunulan flash bellek içerisindeki videolar ve RTÜK CD si incelendiğinde: Davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği videoda yer alan görüntülerin … kanalında … programı içerisinde yaklaşık 2 dakika yayınlandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu görüntülerin FSEK koruması kapsamında sinema eseri olmadığı ancak FSEK 84.maddesi kapsamında korunabileceği, davacının görüntülerinin 18/02/2017 tarihinde, davalının programının ise 09/04/2017 tarihinde yayınlandığı, davacıya ait internet adresinin künye bölümünde davacı şirket ismi ile birlikte editör olarak …’in, yardımcı editör olarak …’nun isimlerinin yer aldığının görüldüğü, …’in ve …’nun aracı tanıttıkları görüntülerle aracın izinsiz kullanılan dış çekim görüntülerinin aynı olduğu, görüntülerin devamlılık arz ettiği, zira aracın plakasının, renginin ve teknik özelliklerinin bire bir aynı olduğu, bu tespitler bir arada değerlendirildiğinde; Davacının dava konusu görüntüler üzerinde hak sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu video görüntülerinin yaklaşık 2 dakikalık kısmının izinsiz olarak … televizyonunun … tarihli programında yayınlanmasının davacının FSEK 84. maddeden kaynaklanan haklarına aykırılık teşkil ettiği, bu çerçevede davacının, izinsiz yayın nedeniyle davalı şirketten FSEK 84. madde atfı nedeni ile TTK 54. ve devamı maddeleri hükümleri çerçevesinde maddi tazminat talebinde bulunabileceği, FSEK 84. maddesine aykırılık halinde FSEK 68. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunulamayacağı zira FSEK 84. maddede açıkça ihlalin müeyyidesinin haksız rekabet hükümleri çerçevesinde olacağı belirtilmiştir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 :”(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 :”(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 : “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
Davacının talep edebileceği maddi tazminat TTK’nun 56.maddesi hükmü çerçevesinde olacaktır. Bu hüküm çerçevesinde maddi tazminat talep edebilmek için haksız rekabet fiilinin yanında ayrıca rekabet fiilini gerçekleştirenin kusurlu olması ve bir zararın gerçekleşmiş olması ve zarar ile fiil arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Kusurun derecesinin önemi yoktur. İhmal veya kasıt halinde de maddi tazminat davası açılabilecektir. Davalının izinsiz yayın yapması nedeniyle davacının maddi tazminat talep etme koşulları oluşmuştur.
Zarar miktarına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığından, mahkememizce itibar edilen 27/01/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve 17/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda belirtildiği üzere; Sektörel uygulamada bir videoda yer alan görüntülerin bir kısmının izinsiz olarak TV programında kullanılması halinde talep edilebilecek maddi tazminatın, somut uyuşmazlıktaki kullanımın süresi, özelliği, ihlalin türü ve mecrası dikkate alındığında TBK’nun 50. ve 51.maddeleri çerçevesinde takdiren 5.000 TL maddi tazminatın uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere: Davacının hak sahibi olduğu dava konusu videonun FSEK 5.maddesi anlamında sinema eseri olmadığı, FSEK 84. maddesi anlamında korunmasının mümkün olduğu, sunulan flash bellek içerisindeki videolar ve RTÜK CD si incelendiğinde davacının hak sahibi olduğu videoda yer alan görüntülerin … kanalında … programı içerisinde yaklaşık 2 dakika yayınlandığı, izinsiz yayının FSEK 84. madde hükmünün ihlali sayılacağı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne, somut olayın özelliği ve Borçlar Kanunu 50. ve 51.maddesi hükümlerine göre takdiren 5.000 TL’nin gösterim tarihi olan 09/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Kısa kararda 09/04/2017 tarihi yazılması gerekirken, sehven 09/07/2017 yazıldığı görülmekle maddi hata olduğu anlaşıldığından, gerekçeli kararda bu husus düzeltilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
2-Borçlar Kanununu Hükümlerine göre takdiren 5.000.00 TL’ nin 09/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-341,55 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 310,15 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Davanın kısmen kabulü nedeni ile Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen reddi nedeni ile Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harç, 399,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.962,30 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre 354,45 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan fazla gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır