Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/84 E. 2023/141 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/84
KARAR NO : 2023/141

DAVA : FSEK – MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 27/05/2013
KARAR TARİHİ : 28/09/2023

İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/277 E. 2016/266 K. ve 21/06/2016 tarihli görevsizlik kararı üzerine davanın İstanbul 3 FSHHM’nin 2016/219 E. sırasına kaydının yapıldığı, yargılama devam ederken HSK’nın 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSHHM’nin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHHM’de görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSHHM’ne devrine karar verildiğinden; İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/427 E. sırasına kaydının yapıldığı, HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHHM’nin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHHM’de görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden; İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/427 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/84 E. sırasına kaydı yapılmakla, taraflar arasındaki FSEK- Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin “…” isimli programını hazırlayan ve sunan, toplumda sevilen, saygın bir yeri olan, toplum tarafından güvenilen bir programcı ve sunucu olduğunu, şöhretli bir kişi olduğundan fotoğrafları ve video görüntüleri ile gelir elde ettiği gibi, aynı unsurların bir arada olduğu özgün programlarıyla da gelir sağladığını, müvekkilinin programın bir bölümüne konuk olan … (… ) başkanı ile bitkiler ve çaylar ile ilgili program yapıldığını, daha sonra davalıların bu programa ait video ve müvekkiline ait görsellerini “…”, “…” , “…”, “…”, “…” adlı internet sitelerinde, davalılar satışı yapılan … adlı zayıflama çayının tanıtımında kullandıklarını, davalıların kullandığı görseller incelendiğinde toplumda müvekkilinin bu çayı içerek zayıfladığı ve bu çayın tanıtımını yaptığı izleniminin uyandırıldığını, uzman bilirkişilere yaptırılan teknik incelemeyle hazırlanan iki ayrı raporda, bahsi geçen sitelerin sahibinin davalılar olduğunun tespit edildiğini, davalıların reklam satışı yapan … Ltd. Şti. üzerinden diğer kendi internet sitelerine bağlantı veren ilanlarla müvekkilinin izni olmaksızın resminin üzerine “…” ibaresini ekleyerek müvekkilinin bu çayla zayıfladığı ve bu çayın reklamını yaptığı izlenimi oluşturduğunu, haksız içeriklerin kaldırılması davalılara gönderilen ihtarnamelerle sağlanamayınca … 13. Sulh Ceza Mahkemesinin …D.İş sayılı dosyasıyla müvekkilinin resminin, isminin, yazılarının, program videolarının vs. Her türlü objenin site içeriklerinden çıkarılmasına ve … reklamlarında yayınlanan reklamı içeriğinin reklam yerlerinden çıkartılmasına karar verildiğini, kesinleşen kararın davalılara tebliğine rağman yayınların devam etmesi sebebiyle 5651 sayılı kanun gereğince şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, bu başvuruları yaparken diğer davalı …ŞTİ. tarafından “….”, “…”, “…”, “…” adlı internet sitelerinde kendi ürünleri olan … zayıflama çayını müvekkilinin ismi ve görselleriyle pazarladığını tespit ettiklerini ve buna ilişkin uzman raporunun hazırlandığını, davalı …’ın ürünün sahibi olduğunu ve diğer davalı … ‘in, … bayilerinden biri olduğunu, haksız reklamlardan her iki davalının da faydalandığını, davalıların müvekkilinin fotoğraflarını, program özetlerini, adını ve toplumdaki tanınmışlığını kullanarak herhangi bir gidere katlanmaksızın haksız ticari menfaat elde ettiklerini, eylemin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini, davalıların eylemlerinin kişinin ismi ve resmi üzerindeki kişisel haklarını ihlal bakımından MK 25, TTK’nın haksız rekabete ilişkim 54-56 ile BK’nın 57-58 maddeleri hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkilinin MK 25/3 maddesine göre vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca tazminata hak kazanacağını, müvekkilinin dava konusu Zayıflama çayı reklamlarında yer alması durumunda davalıların müvekkiline ödemeleri gereken bedelin ve MK. 25/3 maddesi hükmü uyarınca vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davalıların elde ettiği gelirlerin huzurdaki davadaki maddi tazminat taleplerinin temelini oluşturduğu, bilirkişi marifetiyle davalıların haksız eylem neticesinde elde ettikleri gelirlerin belirlenmesini ve ayrıca taraflar arasında reklam sözleşmesi yapılsaydı müvekkiline davacıya ödenmesi gereken bedelin tespitini talep ettiklerini, bedelin tespitinden sonra tamamlanmak üzere şimdilik 10.000 TL maddi tazminat talep ettiklerini, davalıların eylemlerinin; müvekkilinin hiçbir tıbbi güvenilirliği bulunmayan bir ürünün reklamında sanki ücret alıp halkın yanıltılmasına katkı sunmuş gibi olmaktan büyük üzüntü duyduğunu, MK 25 ve TBK 58/1 maddeleri gereği manevi tazminat olarak 50.000 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı …ŞTİ. vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu sitelerin hiç birinin müvekkili şirketle ilgisi bulunmadığını, müvekkilinin 5651 sayılı yasada sorumlu tutulan içerik, yer ve erişim sağlayıcı konumunda olmadığını, söz konusu sitede yer alan içerikten de sorumlu olmadığını, müvekkili açısından davanın husumetten reddine karar verilmesini, dosyada mevcut bilirkişi taporunun yanlı hazırlandığını ve raporda yer alan sitelerin hiç birinin müvekkiline ait olmadığını ve müvekkili şirketin konuyta ilgisi bulunmadığını ve müvekkili şirkete sorumluluk yüklenemeyeceğini, müvekkili şirkete ait ürünler üzerinde yada müvekkiline ait internet sitelerinde hiçbir şekilde davacıya ait herhangi bir görsel yada beyanın yer almadığını, dolayısıyla bu ürene ait 3.kişiler tarafından meydana gelen davacı görsellerinin kullanımının müvekkili şirket üzerine yıkılmaya çalışılmasının iyi niyetli bir hareket olmadığını, bunun yanında kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerini kabul etmediklerini ve davacı tarafın herhangi bir itibar kaybına uğraması için meydana gelen kullanımlarda kötüleyici yada durumunu kötüleştirici ibarelerin bulunması gerektiğini, bu durumu davacı tarafın somut delillerle ortaya koyması gerektiğini, açıkladıkları nedenlerle davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, internet ortamında e-ticaret faaliyetleri ile iştigal ettiğini ve dava dilekçesinde belirtilen “… ” isimli ürünleri de kışa bir süre e-ticaret ortamında satışını gerçekleştirme için üreticisi, dağıtıcısı ve pazarlamacısı olan diğer davalı firma ile anlaştığını öve anlaşma doğrultusunda internet sitesinde satışını gerçekleştirme çalıştığını, dava dilekçesinde bahsedilen görüntülerin müvekkili ile ilgisi bulunmadığını, davacı tarafından … 11.Noterliğince… tarih ve … Yevmiye ile gönderilen ihtarnamede aynı iddiaların isnat olunduğu ve müvekkili şirket tarafından … 40.noterliğinin …tarih ve … Yevmiye numara olarak gönderilen cevabi ihtamame bu hususlarla müvekkilinin ilgisinin olmadığının bildirildiğini, müvekkili şirkete ait … uzantılı internet sitesinde satışı gerçekleştirilen ürünle alakadar olarak iddia edildiği gibi …’ı reklamlarda kullanılmadığını, kendisinin bu ürünü tanıttığına yada kullandığına ilişkin herhangi bir içerik kullanmaktan sarfinazar olunduğunu, sadece …’in ulusal bir kanalda gerçekleştirdiği … ile bugün isimli programa ait bir adet video’ya geçici bir süre yer verildiğini ve bu video içeriğinde ise yalnızca gerçekleştirilen ürüne ilişkin …başkanı …’ın beyanlarına yer verildiğini ve bununda toplumu bilinçlendirmeye yönelik bir haber niteliğinde olduğunu, müvekkilinin gerek bahse konu sitede ve gerekse sair alanlarda…’in bu çayı içerek zayıfladığı, bu çayın tanıtımını yaptığı reklamlarında yer aldığı izlenimi oluşturulmamış ve basın yoluyla bu çayı …’in çayı olarak lanse edilmediğini, … reklamları ile binlerce intemet sitesinde …’in fotoğrafı ile ilanlar verildiği iddiasının muhatabının müvekkili olmadığını, he ne kadar … arama motoruna … ibaresi yazıldığında onlarca veya yüzlerce intirnet sitesinin yer aldığı muhakkak ise de, bunların hangi kişi veya kişilere ait olduğunun taraflarınca bilinmediğini ve müvekkili şirkete atfedilebilecek bir husus bulunmadığını, pek çok internet sitesinde muhatabın ürünleri kullandığı, tavsiye ettiği ve çok faydasını gördüğü ibareler kullanılmasına rağmen müvekkilinin ise azami dikkati göstererek …’e ilişkin tek bir ibareye yer vermediğini, bunun yanında dava dilekçesinde çıktıları belirtilen şirketlerin adreslerinin … faaliyetini sürdüren şirketler olduğunu oysa müvekkilinin adresinin …’de olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan ve uzman mütalaası olarak ifade edilen her iki rapora da itibar edilemeyeceğini, davacı tarafında hazır bulunduğu görüşmede, müvekkili şirket ile diğer davalı şirket yetkililerinden haksız ve hukuka aykırı fahiş bedeller talep edildiğini ve sadece iki şirketin yakalanabildiğinden bahisle davacı tarafın haksız olarak reklamlarda kullanılmasına devam eden diğer şirket veya kişilerin yol açtığı durumun müvekkili şirkete ödetilmeye çalışıldığını ve bu durumun dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacı tarafından gerçekleştirilen ve …’de yer alan programın iptal edildiğini ve yayından kaldırılmış olduğunun ve bir süredir pek çok kanala görüşmeler gerçekleştirmesine rağmen yayın hayatında şu an itibariyle yer bulamadığını ve uzunca bir süredir yayın hayatında yer bulamayan insanların popüleritelerini yitirmeleri karşısında farklı alanlarda gelir elde etme çabası içine girdiklerinin ticari hayatta bilinen bir husus olduğunun taraflarına iletildiğini,müvekkili şirketin davacı …’i reklamlarda kullanmamakla birlikte,davacının internet ortamında yüzlerce sitede reklamlarda yer aldığının sabit olduğunu ve müvekkilinin … 13.Sulh Ceza Mahkemesince alınan değişik iş kararının müvekkili şirketçe tekzip metninin yayınlandığını ve bu nedenle basın yoluyla işlenmiş bir eylem bulunmadığından, davacı tarafın ilan yoluyla halka duyurulması isteminin hukuki düzenlemeler çerçevesinde mümkün görülmediğini, davacının maddi tazminat yönünden hak kazanç ve kayıplarını yazılı belgelerle ispat etmek zorunda olduğunu ve davacı tarafın manevi tazminatla ilgili taleplerinde bir an için haklı olduğu kontroksiyonunda dahi istenen bedelin fahiş olmaması ve tarafları zenginleştirmemesi gerektiğini, iş bölümü ve yetki itirazlarının kabulüne, aksi takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. … K. ve 21/06/2016 tarihli kararı ile “…Davacının medyada tanınan, görsel programlarda, televizyonda yer alan bir kişi olup,marka olan yüzünün ve adının izinsiz kullanımı nedeniyle maddi ve manevi zararını talep ettiğinden, Mahkememizin görevsizliğine, göreve dair dava şartı nedeniyle süresinde istek halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine…” karar verilmiştir.
HMK’nın 266.maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırımıştır.
16/05/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava dosyasında, TÜM HAKLARININ …’E AİT OLDUĞU beyan, ifade ve iddia edilen…de yayınlanan “…” programı ile ilgili …’e dava açma hakkı doğuracak, programın TÜM HAKLARININ …’E AİT OLDUĞUNA dair bir sözleşme veya belgenin dosyada yer almadığı, …’in sunuculuğunu yaptığı “… ile Bugün” program videosunun kamuoyunda merak uyandıran çaylar noktasında bilgilendirme amacı taşıdığı, program videosunun değiştirilimeden YENİDEN İLETİM şeklinde olduğu, halk programın içeriği konuğu, saati, günü konusunda bilgilendirme özelliği taşıdığı reklam olmayan bir çalışma olduğu, internet site ya da sitelerindeki … programı ile ilgili görseller her ne kadar PROGRAM SUNUCUSU na ait olmuş olsa da, PROGRAM İLE İLGİLİ GÖRSELLERİN kullanım hakkının …’e ait olduğunu belirten bir sözleşmeye dosyada rastlanamadığı için görsellerin kullanım hakkının … görseli olmaktan öte PROGRAM İLE İLGİLİ GÖRSEL olduğu, dava dosyasında farklı yerlerde davalı ana firma ve alt firmasının … kullandıkları … larda …’in …, başlık sloganı ile …’in KİŞİLİK HAKLARINI İHLAL EDEREK, TİCARİ MEFAAT SAĞLAMAYI amaçladığı kanaatine ulaşıldığı, istatistiki bilgilerle birlikte FİRMANIN … HESABINA KREDİ KARTI İLE YAPTIĞI ÖDEMELER DE NET BİR ŞEKİLDE firma ya da … dan istenerek belirlenebildiği, burada ortaya çıkacak ödeme …’in izni ve bilgisi olmadan reklam amacı ile kullanılmış olması sebebiyle, ortaya çıkacak rakamın üç katı olarak hesaplanması uygun olduğu, bu sebepten ortaya çıkacak TAZMİNAT MİKTARININ belirlenmesi için firmanın ilgili … panelindeki mali hareketlerin, özellikle firmanın kredi kartı ile … ödemesinin banka hesap hareketleri ile tespiti gerektiği bildirilmiştir.
18/02/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacının “…” adlı TV programındaki görüntülerinin, resminin ve isminin, “…”, “…” vb. sloganlarla birlikte davaya konu web sitelerinde ve bannerlarda reklam amaçlı kullanılmasının resim ve isim üzerindeki kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu, kişilik haklarının ihlali niteliğindeki eylemler nedeniyle FSEK 86/III atfıyla (e) BK 49 maddesi (TBK 58.maddesi) uyarınca manevi ve TMK 24-25 maddeleri hükümleri uyarınca maddi tazminat talep edilebileceği; davalılardan … Ltd. Şti’in de davaya konu kişilik hakkı ihlalleri nedeniyle sorumlu tutulabileceği, zira 17/04/2013 tarihli bilişim uzmanı mütalaasındaki teknik tespitler ve hayatın olağan akışı dikkate alındığında, davalı …Şti.’in davaya konu içeriklerin yayınlarıması hususunda yönlendirici ve organizatör olarak hareket ettiğinin veya en azından hukuka aykırı içeriklerin yayınını teşvik ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, ancak bu hususa ilişkin delillerin değerlendirilmesi ve gerekirse bilişimci bilirkişi raporu alınması konusunda takdirin Mahkemeye ait bulunduğu, davaya konu yayınların davacı ile sözleşme yapılmak suretiyle hukuka uygun şekilde gerçekleştirilmesi halinde davacının bu yayınlardan/tanıtımlardan elde edeceği geliri yoksun kalınan kazanç karşılığı maddi tazminat olarak talep edebileceği, taraflar arasındaki bir sözleşmeye dayalı olarak gerçekleştirilmesi halinde 25.000-TL karşılığı yapılabileceği öngörülen davaya konu yayınların izinsiz şekilde gerçekleşmesi sebebiyle davacının bu 25.000-TL’lik gelirden yoksun kaldığı, hukuka aykırı yayınlar netizesinde davaya konu “…” ürün satışlarının arttığının ve davalıların böylece davacının yoksun kaldığı kazanç tutarını aşan bir kâr elde ettiklerinin tespiti halinde ise, bu kârın yoksun kalınan kazanç karşılığı tazminat tutarını aşan miktarının da davacı tarafından, TMK 25/III atfıyla vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca talep edilmesinin olanaklı olduğu, davalı … İlaç vekili ile (Av. …), yukarıda yer verilen sistem verilerinin ibrazı için görüşülmek istenmişse de, hukuk bürosu tarafından davalı ile çalışılmaya devam edilmediği bildirilmiş olduğundan, gerekli belgelerin talep edilmesinin mümkün olmadığı, davalı … İlaç firmasının 31/12/2012-31/12/2013-31/12/2014-31/12/2015-31/12/2016-31/12/2017 tarihleri itibarıyla detay mizanlarını, bu mizanlarda yer alan 15 “stoklar” hesap grubu toplamları ve bakiyeleri ile uyumlu 01/01/2012-31/12/2017 tarihleri arasındaki hareketli stok/envanter raporunu, tüm ürünlerin alış/imalat/satış adet ve tutarlarını ihtiva eder şekilde mahkemeye ibraz etmesi hâlinde, davalı … İlaç firmasının davaya konu ürünlerin imalat/alış/satışını gerçekleştirip gerçekleştirmediği, gerçekleştirmiş ise bu satışlardan elde ettiği net karın tespit edilebileceği, ayrıca davalı … İlaç firmasının 2013-2015-2017 yılı kurumlar vergi beyannamelerini de ibraz etmesi gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
25/11/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davacı tarafından dosyaya sunulan “17/04/2013” tarihli uzman görüşü raporunda; Davaya konu bahsi geçen “…”, “…”, ” …” ve “…” isimli sitelerinin belirtilen davaya konu görselerin yayınlandığı tarihlerde “…” isimli … firmasına ait … hizmeti alarak yayın yaptığının beyan edildiği, ancak davalı “… Şti.” tarafından ilgili uzman görüşü raporuna karşı sunuları “05/08/2013” tarihli cevap dilekçesindeki bilgi/belgeler incelendiğinde ilgili alan adlarının WHOİS kayıtlarının farklı olduğunun görüldüğü, tarafların sunduğu WHOIS kayıtları karşılaştırılarak yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde; Davaya konu “…”, “…”, “…” ve “…” isimli alan adlarının, davacı tarafından dosyaya sunulan “17/04/2013” tarihli rapor sonrasında whois bilgilerin güncellenerek/değiştirilmiş olunduğu, alan adı sahibinin “…” isimli şahıs adına güncellendiği, Yer Sağlayıcısı ve Erişim Sağlayıcısı “…” olan bilgilerinde güncellenerek/değiştirilmiş olunduğu, davaya konu internet sitelerin alan adlarının dava açıldıktan kısa bir süre içinde alan adları sahibinin aynı kişi olan “…” isimli şahıs adına güncellenmesinin ilgili intemet sitelerin sahiplerin aynı kişi/kişiler olduğunun anlaşıldığı ve davaya konu delilleri değiştirme çabasına giriştiklerinin anlaşıklığı tespit edildiği, davacı tarafından dosyaya sunulan 17/04/2013 tarihli uzman görüşü raporunda; …, …, … ve … isimli internet sitelerinin kaynak kaodları incelendiğinde tüm web sitelerinden sosyal paylaşım sitesi olan … sitesine yönlendirme yapılmış olduğu, yönlendirmelerin … sitesinde (“…) … kullanıcı profilinin “…” firmasına ait olduğu şirket ilgili bilgilerin ilgili sayfada yer aldığının tespit edildiği, davalı … İlaç Paz. San. Ltd. Şti. vekill cevap dilekçesinde “… Raporda …üzerinden sitelerin … ile bağlantısının kurulmaya çalışıldığını, ancak …’ın hiçbir resmi sosyal medya hesabının olmadığını; davalı … İlaç’ın tüm faaliyetlerini … sitesi üzerinden gerçekleştiğini” beyanı üzerine: Davalının tüm faaliyetlerini gerçekleştirdiği beyan ettiği “…” isimli internet sitesinin dava tarihine yakın “17 Nisan 2013″ tarihli arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve detaylıca incelendiğinde ilgili internet sitesinin alt kısmında sosyal medya ikonlarının yer aldığı ve aralarında … ikonunda bulunduğu, ilgili sitenin açık kaynak kodlarından … bağlantısı incelendiğinde 17/04/2013 tarihli uzman görüşü raporunda tespiti yapılmış olan …” – “…” hesabına linkin verildiği tespit edilmiş olup, davalının “…’ın hiçbir resmi sosyal medya hesabının olmadığını” beyanının çelişkili olduğu ve davalıya ait olduğu beyan edilen “…” internet sitesi ile “@…” isimli … hesabıyla bağlantılı olduğu, bu sebeple ilgili sosyal medya sayfasının sahibi e internet sitesinin sahibinin aynı kişi/kişiler olduğu kanaatine varıldığı, dosyaya kazandırılan mali verilerin incelenmesi sonucunda, davalı … İlaç şirketimin 01/01/2012 tarihinden 18/12/2014 tasfiye sonu dönemine kadar sadece 23.237,87 + 2.011,71 = 25.249,58 TL faaliyet karı elde ettiği anlaşılmakla, bu tutarın kök raporda belirtildiği şekli ile davacının yoksun kaldığı kazanç tutarını (kök raporda 25.000,00 TL olarak belirlenmiştir) aşmadığı anlaşıldığı, kaldı ki davalı şirketin elde ettiği bu kar miktarının, münhasıran dava konusu ürünün satışından elde ettiği kar olduğunun ileri sürülmesi de olanaklı olmadığını, zira, davalı şirketin sadece dava konusu ürünün satışını gerçekleştirdiğinin kabulü de mümkün olamayacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacının “…” isimli TV programının hazırlayıcı ve sunucusu olduğu, davalılar tarafından izin alınmaksızın internet sitelerinde program içeriğinin ve davacının görsellerinin kullanıldığı iddiasına dayalı, FSEK’ten kaynaklanan haklara tecavüzde bulunulması nedeniyle belirsiz alacak davası hükümlerine göre şimdilik 10.000 TL maddi tazminat ve 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile hükmün ilanına ilişkindir.
Mahkememizce itibar edilen 18/02/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği üzere: Davacının eser sahibi veya icracı sanatçı olmayıp TV programında sadece sunucu olarak görev yaptığı, ilgili program çekimlerinin FSEK 5.maddesi uyarınca sinema eseri niteliğinde olsa bile davacının bu çekimlere ilişkin herhangi bir mali – manevi hak ya da komşu hak sahipliği iddiasında bulunamayacağı bilinmekle, söz konusu TV programı çekimlerinin eser niteliğinde olup olmadığı hususu tartışılmayacaktır.
Davacının program çekimlerinden alınan ve davaya konu web sitelerinde kullanılan ekran görüntüleri eser niteliği taşımamakla birlikte, FSEK 88.maddesi uyarınca korunması gereken resimdir. Zira bu maddede bahsi geçen “resim” kavramı geniş yorumlanmakta olup sadece fotoğrafları değil, kişinin bir şekilde teknik vasıtalarla tespit edilmiş bulunan cansız veya canlı her tür görüntüsünü ifade etmektedir. Resmin FSEK 86.maddesi uyarınca korunması için hususiyet taşıyan bir eser niteliğini haiz bulunması gerekli olmadığı gibi, hükmün tatbiki açısından önem taşıyan husus “eser” ve “eser sahipliği” olmadığına göre, teknik vasıtalarla tespiti yapan kişinin kimliğinin belli olması da gerekli değildir. Resimdeki görüntünün kime ait olduğunun anlaşılabilmesi yeterlidir.
FSEK 86/l maddesi: “Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19. maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, feşhir veya diğer suretlerle umuma arzedilemez” hükmünü içermektedir. FSEK 86/3 maddesi ise bu hükme aykırı hareket halinde uygulanacak müeyyide için, kişilik haklarına saldırı halinde manevi tazminat yaptırımı öngören BK 49, TBK 58.maddelerine atıfta bulunmuştur. Ayrıca, FSEK 86/4 maddesi: “Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hallerde de Türk Medeni Kanununun 24. maddesi hükmü saklıdır” hükmüne göre, kişinin resminin hukuka aykırı şekilde kullanılması durumunda kişilik haklarının korunmasına ilişkin TMK 24-25 maddeleri hükümleri de tatbik edilmelidir. Davaya konu web sitelerinden bazılarında ve özellikle … web sitesinde davacının sadece resminin değil, adının da kullanıldığı dosyada mevcut web görüntülerinden anlaşıldığından davaya konu eylemlerin; davacının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Reklamı yapılan “…” isimli ürünlerin üreticisinin davalı …Şti. Olduğu, diğer davalı … Tic.Ltd.Şti. ile bu ürünün e-ticaret ortamında satışının gerçekleştirilmesi için yapılan anlaşma ile ürünün e-ticaret ortamında pazarlanmasını … tic.Ltd.Şti.nin üstlendiği, bu durumda içerik sağlayıcının davalılardan …Şti. olduğu, ancak daha sonra davalılardan …Şti.nin de aynı ilaçın kendisine ait internet sitelerinde yine davacının isim, görsel kayıtları yanında reklamının yapıldığını ve bu durumda her iki davalının da içerik sağlayıcı konumunda oldukları, 5651 sayılı yasanın 4/1 maddesinde belirtilen,içerik sağlayıcının kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumlu olduğu kuralı gereğince, gerek içerik sağlamak suretiyle gerekse kendilerine ait yahut bağlantıları olan site veya sitelerde yer alan reklamda da olsa her türlü içerikten sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.
FSEK hükümleri, Mahkememizce itibar edilen 18/02/2020 tarihli kök – 25/11/2021 tarihli ek bilirkişi raporu ve bütün dosya kapsamından: Davacının “…” adlı TV programındaki görüntülerinin, resminin ve isminin, “…”, “…” vb. sloganlarla birlikte davaya konu web sitelerinde ve bannerlarda reklam amaçlı kullanılmasının resim ve isim üzerindeki kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu, kişilik haklarının ihlali niteliğindeki eylemler nedeniyle FSEK 86/3. maddesi atfıyla maddi ve manevi tazminat talep edilebileceği, davaya konu yayınların davacı ile sözleşme yapılmak suretiyle hukuka uygun şekilde gerçekleştirilmesi halinde davacının bu yayınlardan/tanıtımlardan elde edeceği geliri, yoksun kalınan kazanç karşılığı maddi tazminat olarak talep edebileceği, 18/02/2020 tarihli kök – 25/11/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; taraflar arasında sözleşmeye dayalı olarak gerçekleştirilmesi halinde 25.000 TL karşılığı yapılabileceği, davaya konu yayınların izinsiz şekilde gerçekleşmesi sebebiyle, davacının 25.000 TL’lik gelirden yoksun kaldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle talep edilen maddi tazminat miktarının uygun olduğu kanaatine varıldığından, maddi tazminat talebinin kabulüne; 10.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davanın 27/05/2013 tarihinde açıldığı, aradan geçen süre ve faiz talep edilmemesi dikkate alınarak, talep edilen manevi tazminat miktarının uygun olduğu kanaatine varıldığından, manevi tazminat talebinin kabulüne; 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
FSEK 78. maddesinde; haklı olan tarafın, muhik bir sebep veya menfaati varsa, masrafı diğer tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş olan kararın gazete veya buna benzer vasıtalarla ilan edilmesini talep edebileceği hükmü yer aldığından, karar kesinleştiğinde; hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1-…, …, …, … ve … internet sitelerinde ve sair mecralarda davacıya ait isim/soyisim, yazı, program, videolar, davacıya ait sair görsellerin, resimlerin yayınlanmasının ve kullanılmasının, men’ine, ref’ine,
2-Maddi tazminat talebinin kabulüne; 10.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat talebinin kabulüne; 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
5-Alınması gereken 4.098,60 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 3.073,95 TL harcın davalılardan alınarak davacı verilmesine,
6-Maddi Tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi Tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafın yaptığı; başvuru ve peşin harç 1.048,95 TL, tebligat ve müzekkere masrafı 1.159,50 TL, bilirkişi ücreti 4.400,00 TL olmak üzere toplam 6.608,45 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar/vekillerinin yokluğunda HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır