Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/83 E. 2023/133 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/83 Esas
KARAR NO : 2023/133

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, DURDURULMASI, ÖNLENMESİ, MADDİ ve MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ : 01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Maddi ve Manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardır yaptığı yatırımlar ve koyduğu emek ile eğitim sektöründe tanınır bir kişi olduğunu, eğitim sektöründe yer alan birçok markasının bulunduğumu ve yapılan yatırımlar, emek ve sermaye ile bu markalara ayırt edicilik kazandırdığını, müvekkilinin basında yer alan haberlerden de görüldüğü üzere eğitim sektöründe yer alan markalarını kullanarak bunları maruf hale getirdiğini, TPE nezdinde müvekkili adına tescilli veya tescil işlemleri devam eden 70’den fazla markanın bulunduğu, davalının, müvekkilinin “…” esas unsurlu markalarının aynı ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzeri olan,…tarih ve … nolu uluslararası 1. sınıfta “…” şeklinde marka müracaatında bulunduğu, buna itirazın süresinde yapıldığı ancak …. tarih ve … sayılı karar ile itirazlarının reddedildiği, bu karara ve markaya karşı … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde … Esas sayılı davanın ikame edildiğini, davanın derdest olduğunu, davalının uyuşmazlık sürecinde … internet sitesinde ve tabelalarında … ibaresini ön plana çıkararak müvekkili markası ile benzerlik yaratmaya çalıştığını, davalının, yasal hakları müvekkiline ait olan ve uzun yıllardır kullanılmakla ayırt edicilik kazandırdığı … ibareli markanın aymısını ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini, müvekkilinin izin ve icazetini almaksızın, her türlü fikri ve sınai hakkı müvekkili şirkete ait adına tescilli marka belgeleri ile koruma altında olan … ibaresini müvekkiliyle aynı sektörde, yani eğitim ve öğretim alanında, çeşitli tanıtım vasıtalarında haksız ve hukuka aykırı kullandığını, müvekkilinin … ibareli markasının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan … ibaresinin kullanılmasının, müvekkilinin markasının açıkça ihlali olduğunu, davalı adına TPE nezdinde tescil edilen ve süresinde itiraz edilen marka ile internet sitesi ve tabelalarda yer alan kullanımların farklı olduğunu, yani markanın tescil belgesinden farklı şekilde kullanımı halinde artık tescile dayalı kullanım bulunmayacağından marka hakkına tecavüzden bahsedilebileceğini, müvekkilinin markaları ile davalının markasal kullanımları değerlendirildiğinde, her iki tarafın da eğitim ve öğretim sektöründe faaliyet gösterdiklerini, dolayısıyla hitap ettikleri tüketici kitlesinde bir farklılık bulunmadığını, davalının… sınıfta tescilli markasından tamamen farklı bir markasal kullanımda bulunduğunu ve … kelimesini gerek punto gerekse de yazım karakterlerinde baskın yazım şekliyle ön plana çıkardığını ve bu durumun Davalı markasının müvekkilinin markalarının devam markası olduğu algısını yaratabileceğini, her iki markanın da eğitim öğretim sektöründe kullanılması, markalarıt hitap ettiği tüketici kitlelerinin aynı/benzer olması ve aynı kanallarla sunuluyor olmaları gibi hususlara binaen davalı markasının, müvekkilinin markalarının devamı niteliğinde algılanmasının muhtemel olduğumu, her iki markanın da aynı sektörde faaliyet gösterip müvekkilinin markalarının tanınmış marka statüsüne ulaşmış olduğu düşünüldüğünde davalının davacı markalarından haberdar olmadığının düşünülemeyeceğini, davalının marka kullanımının tescil ettirildiğinden tamamen farklı olarak … ibaresinin ön plana çıkarılarak yazılması, markalar arası bağlantı kurulmasına neden olduğundan ve davalının müvekkilinin markalarının bilinirliğinden yararlanma amacı taşıdığından bahisle, kullanımın kötü niyetli olduğu ve haksız kazanç elde edildiğini, davalının, müvekkilinin tescilli markalarının birebir aynısını ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini, aymı sınıflarda kullanmasının haksız fiil teşkil ettiğini ve TBK 56, 57 ve 58 hükümleri gereği kanuna aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili adına TPE nezdinde tescil işlemleri devam eden tasarımların birebir aynısını ve/veya ayırt edilemeyecek benzerlerini taklit etmek suretiyle üretip, satışa sunulmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, tacir olan davalımın, basiretli bir tacirden beklenen özeni göstermeksizin kötü niyetli davranarak, müvekkilinin tanıtmak için büyük emek ve zaman harcadığı … markalarının birebir aynısı ve/veya benzerini kullanarak taklit ve tecavüz ile yaratmış olduğu haksız rekabetle müvekkiline büyük zarar verdiği ve ticari itibarını zedelediğini, bu durumun müvekkilini telafisi zor durumlara soktuğunu, belirterek müvekkilinin TPE nezdinde tescilli “…” ibareli markalarına yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını ve giderilmesini, maddi ve manevi tazminat ile davalıya ait … internet sitesine erişimin engellenmesi ve davalıya ait katalog, broşür, tanıtım materyali vb. el konulup, toplanmasını ve imhasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden …’nın … Ltd. Şti’nin ortak ve yetkili müdürü ve aynı zamanda … numaralı “…” markasının sahibi olduğunu, internetin hayatımızdaki ve özellikle kurumların tanıtımındaki öneminin açık olduğunu, bu bağlamda davacının internet sitesi, broşür, katalog vb. üzerindeki tedbir talebinin tamamen müvekkilini zor duruma düşürmek ve köşeye sıkıştırmak için kötü niyetli bir talep olduğunu, bu konuda verilecek bir kararın müvekkilini direkt olarak iflas durumuna getireceğini, YİDK’nm … sayı ve 2610/2016 tarihli kararındaki gerekçeler ile talebin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle taleplerin reddinin gerektiğini, davacı tarafından anılan markanın iptali için … 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin…E. sayılı dosyası nezdinde dava açıldığını, dosyanın hala derdest olduğunu, davacı tarafın anılan dava karara bağlanmadan yani marka hakkına tecavüz olup olmadığı hususundaki dava devam etmekteyken huzurdaki davanın açıldığını, …’da derdest olan davanın reddi halinde huzurdaki davanın da mesnetsiz kalacağından bahisle, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin …) E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı tarafın dilekçesinde izah ettiği kadarıyla “…” ve “… ” markalarının, müvekkilinin ise “…” markasının sahibi olduğu ve müvekkilinin markasına davacı tarafından yapılan itiraz YİDK’nın anılı kararından reddedildiği ve markanın iptali için mezkur davanın açıldığı ve derdest olduğunu, … semtinin geçmişinin 1850’li yıllara dayandığını, hakkında pek çok kitap, makale, film, dizi bulunduğunu, medyada özellikle magazin medyasında ünlü isimlerin sık sık tercih ettiği bir yer olarak gündeme gelen Şişli’ye bağlı bir semt olduğunu, müvekkilinin işyerinin …’nda yer aldığını ve faaliyet yerinin belirten semt adının kullanmasının doğal bir durum olduğunu, … kelimesinin sunulan hizmetin coğrafi menşeini belirttiğini, ayırt etme vasfının düşük olduğunu, medyadaki popülaritesi nedeniyle birçok firmanın da bu coğrafi menşei kullandığını, … sokaklarında 3-4 iş yerinden bir tanesinde bu kelimenin kullanıldığının görülebileceğini, dolayısıyla ayırt edicilik vasfi düşük olan bu ibarenin kullanımının tecavüz teşkil etmeyeceğini, anılan semtte … ile başlayan birçok özel ya da devlete ait eğitim kurumu bulunduğunu, her ne kadar müvekkili tarafından marka yeni alınmış olsa dahi ticaret odası kayıtlarından da görüleceği üzere, müvekkilinin 2010 yılından beri yani davacı tarafın faaliyetlerine başladığı tarihten daha önceki süreçte …’nda faaliyetini sürdürdüğünü, markada ön plana çıkan unsurlar açısından, … kelimesinin dördüncü kelime olarak yer aldığı, müvekkilinin markasında yer alan eğitim ibaresinin faaliyet alanını, kasaba ibaresinin müvekkilinin konseptindeki komplike yapıyı, birebir ibaresinin teke tek eğitim sistemini, …’nın ise kurumun bulunduğu semti ifade ettiğini, … kelimesinin marka içinde dördüncü ve neredeyse hiç dikkat çekmeyen bir kelime olarak kullanıldığını, müvekkilinin … kelimesini ön plana çıkarma gibi bir düşüncesi olsaydı ilk kelime olarak kullanacağını ve “…” ibaresini tercih edeceğini, davacının talep ettiği maddi zararın gerekçesine ilişkin hiçbir izahta bulunmadığını ve delil de sunmadığını, bu nedenle davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … adına Türk Patent nezdinde tescilli, … ibareli markalarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin müvekkili şirketin herhangi bir izin ve icazeti olmaksızın davalı yan tarafından verilen hizmetlerde kullanılması nedeniyle müvekkili şirketin 6769 sayıl SMK’dan kaynaklanan marka haklarına tecavüz ederek haksız rekabete neden olan davalı yanın işbu eylemlerinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve bu suretle haksız tecavüzün giderilmesine, müvekkili … adına Türk Patent nezdinde tescilli … esas unsurlu markalarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin aleyhine tespit istenen yana ait intenet adresinde kullanılması nedeniyle …, …, …, …, … internet sitelerine erişimin engellenmesi hususunda dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmeksizin dosyaya arz edilen belgeler üzerinde bilirkişi marifetiyle yapılacak inceleme neticesinde teminatsız ya da sayın mahkemenizce uygun bulunacak olan teminat karşılığında İhtiyati tedbir kararı verilmesini, tescilli … esas unsurlu markalarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin haksız ve hukuka aykın surette kullanımına dair davalı yana ait katalog, broşür, tanıtım metaryeli tabela vb’e “…” ve gerekse tespit edilecek adreslerde el konulması, toplanması ve bunların imhası amacıyla öncelikle teminatsız olarak elkonulmasına, toplanmasına ve imhasını, dava dilekçesinin davalı yana tebliğ edilmeksizin dosya üzerinde bilirkişi marifetiyle yapılacak İnceleme neticesinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalar arasında bağlantı bulunması ve birisi hakkında verilecek kararın ötekini de etkileyecek olması sebebi ile … 3. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi …esas sayılı dosyası ila birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirkete tebligat yapıldığı ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl dava; Davacı adına tescilli … ibaresi esas unsurlu markalarına davalı yanın … ibaresinin eğitim ile ilgili alanlarda markasal olarak kullanmak sureti ile tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile önlenmesi, durdurulması ve şimdilik 5000 TL maddi ve 5000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili, … adlı siteye erişimin engellenmesi istemine ilişkindir.
Birleşen dava; Davacı adına tescilli, … ibareli markasına yönelik marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizde derdest asıl dava kapsamında 15/06/2023 tarihi itibari ile takip edilmeyen davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden ise 29/12/2022 tarihi itibari ile takip edilmeyen davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Karar tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde davanın ve birleşen davanın yenilenmediği anlaşıldığından; HMK’nın 150/5 maddesi uyarınca asıl ve birleşen davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın ve Birleşen İstanbul 1.FSHHM’nin … esas sayılı davasının AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Asıl dava yönünden alınması gereken 269,85 TL ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu sonucu kalan 99,07 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Asıl dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Asıl dava yönünden davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Asıl davada artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Birleşen dava yönünden alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu sonucu kalan 210,55 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
7-Birleşen dava yönünden davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Birleşen dava yönünden artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların/vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/11/2023
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır