Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/79 E. 2022/192 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/79
KARAR NO : 2022/192

DAVA : FSEK – TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 28/03/2016
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK – Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin “…” adlı filmin eser işletme sahibi olduğunu, filmin herhangi bir sözleşme yapılmaksızın … logolu televizyon kanalında defalarca yayınlandığını, izinsiz yayınlar nedeni ile dava dışı … A.Ş.’ye ihtarname gönderildiğini, FSEK 68/1. maddesi uyarınca … 4. FSHHM’nin … E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak … platformunda yapılan yayının, yayıncı kuruluşunun davalı şirket olduğu tespit edildiğinden davanın pasif husumet nedeniyle reddedildiğini, müvekkili tarafından tespit edilen ilk izinsiz yayının 15.03.2014 tarihli olduğunu, FSEK 68/1. maddesi uyarınca sözleşme yapılsaydı müvekkilinin isteyebileceği bedelin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik en az 50.000 TL’nin haksız yayının gerçekleştiği 15/03/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile birlikte “Pasif husumet yönünden” reddedilen yargılamada müvekkilinin RTÜK’e ödemiş olduğu CD/DVD kayıt bedeli olan 292,50 TL miktarın müvekkilene ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının dava dışı … ile … arasındaki sözleşmeye dayanarak filmin yayınlandığını ispatlamaya çalışsa da mezkur sözleşmenin varlığının filmin yayınlandığını göstermediğini, davacının film için … ve … arasında lisans devir sözleşmesi imzalanmış olduğunu beyan ettiğinden, davanın … de ihbar edilmesini, zira … LTD. ŞTİ.’den satın aldığından …’e de davanın ihbar edilmesini, davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği film için …’ın da yapımcı-senarist olarak … 2. FSHHM …E. sayılı dosyası ile dava ikame ettiğini, bu nedenle …’a da davanın ihbar edilmesi, davacının maddi tazminat talebinin yersiz ve fahiş olduğundan davanın reddini talep edilmiştir.
… 4. FSHHM’nin … Esas sayılı dava dosyası istenmiş, incelendiğinde: Davacının …, davalının … A.Ş., davanın FSEK- Tazminat, dava tarihinin 13/04/2015 olduğu, pasif husumet nedeniyle davanın reddine karar verildiği, kararın 05/02/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Kültür ve Turizm Bakanlığından “…” adlı filme ilişkin eser işletme belgeleri istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
12/06/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle: … filminin 1970 yılında ilk tespiti yapılmış bir sinema eseri olduğu, … sinema eseri 1995 yılı öncesi yapımı gerçekleşen bir film olduğu, günümüzde eser sahipliği yönetmen, senarist, diyalog yazarı, özgün müzik bestecisi ve animatörü olduğu, anılan eserin farklı bir rejime tabii olduğu, … filminin eser sahibi, eserin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcısının … olduğu, …’ün 1979 yılında vefat ettiği, eserin koruma süresi içinde olduğu, davacı …’ın filmin güncel yapımcısı olduğu, … filminin … hizmet sağlayıcısında 21.02.2015 – 13.01.2015 tarihlerinde gösterildiği, bu iki gösterim için davalı …A.Ş.’nin, davacı …’a tazminat ödenmesi gerektiği; zira izin almadan … filmini yayınladığı, kamuya iletim hakkını ihlal ettiği, 1970 tarihli renkli sinema filmleri için televizyon gösterim rayicinin 2500-5000 lira arasında önerildiğini, başrollerini … ve …’ın oynadığı, …’in şarkılarıyla tanınmış ve de … sitesinde 8,3 puan almış bu film için gösterim başına 5000 TL kiralama rayici uygun görüldüğünü, FSEK kapsamında 3 katı bedel ödenmesinin Mahkemenin takdirinde olduğunu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
26/09/2018 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle: Kök raporda belirtilen hususların geçerliliğini koruduğu bildirilmiştir.
18/01/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle: Gerek aleniyet tarihi gerekse, elbirliği mülkiyeti kuralları gereği geçerli bir devrin sağlanamadığı, şayet Mahkeme aksi görüşte ise ve davacı adına tescilli eser kayıt sözleşmesinden hareketle tek bir gösterim için rayiç bedelin 5.000 TL olabileceği, RTÜK tarafından dosyaya sunulan iki adet gösterime ilişkin kaset bulunduğu, bunun dışında diğer yayınlara ilişkin dosyadaki belgelerin Mahkemenin takdirinde olan takdiri deliller olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 18/01/2020 tarihli rapora itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacının mali hak sahibi olduğunu iddia ettiği “…” isimli sinema filminin, davalının … kanalında izinsiz ve bedel ödenmeksizin yayınlanması nedeniyle FSEK 68. maddesi gereğince şimdilik 50.000 TL tazminatın, 15/03/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkindir.
FSEK hükümleri, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporu ve bütün dosya kapsamından: FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan İlkine “sübjektif unsur” veya “esasa İlişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart’ denilmektedir. Subjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün taşıması”, eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
Bilindiği üzere dil ve yazı ile ifade olunan eserler geniş bir fikir alanını kapsarlar. Bu eserler; Hikaye, roman, şiir, skeç ve tiyatro oyunları gibi dramatik eserleri ile müzikal ve opera gibi dramatik müzik eserleri, koreografik eserleri, gösteri eğlenceleri, sözlü veya sözsüz Müzikal kompozisyonlar, bilimsel konferansları, araştırmaları, monografileri, siyasi nutukları, eğlendirici sohbet tarzında konuşmaları, çocuk hikayelerini ve benzerlerini kapsar (1886 tarihli Bern Sözleşmesi 2/1.maddesi). Bu tür fikir ve sanat ürünlerinin ilim ve edebiyat eseri sayılabilmesi için, onların mutlaka yazı ile tespit edilmiş olmaları gerekmez. Başka bir ifade ile duygu ve düşünceleri ifade için kullanılan araç veya olanağın hiçbir önemi yoktur. Bu araç veya olanak yazı, çizgi, rakam, formül veya söz olabilir. Örneğin şifahen söylenmiş bir şiir, hikaye, masal da hususiyet taşıyorsa, kamuya sunulduğu andan itibaren eser olarak korunur. Yine dil ve yazı ile ifade olunan eserlerde konunun mutlaka bilimsel veya edebi olması da şart değildir. Siyasal, sosyal ve dinsel düşünce ve fikirler de ilim ve edebiyat eseri sayılırlar. Yine kullanılan dilin yabancı veya ölü bir dil oluşu da önem taşımaz. Ayrıca bunların yapıldığı mekanın önemi de yoktur. Dil ve yazı ile ifade olunan eserlerin korunabilmesi için, hususiyet taşımaları gerekir.
18/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere: … 4. FSHHH’nin … E. …K. sayılı davası içinde yer alan Kültür ve Turizm Bakanlığının 207882 sayılı yazısında filme ilişkin, 2 adet Eser kayıt tescil belgesi olduğu, … tarih ve … numaralı eser işletme belgesinin …adına, … Tarihi …, Kayıt ve Tescil Tarihi … olduğu, … tarih ve … kayıt numaralı olanın … – … adına olduğu, 06.05.2009 tarihli … yazısında filmin ilk yapımcısının 1970 yılı … – …olduğu, 2008 yılında …,2009 yılında …- ..’a devir olduğu, … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … tarihli …E. …K. sayılı veraset ilamı ile …’ün vefatı ile ….ve …’a … … 1. Noterliğinin …tarihli Vekaletnamesi ile “ Murisi …’ün ölümü ile intikal eden sinema filmlerinin satışı için her türlü iş ve işlemleri yapmaya, telif haklarını almaya, satışı için her türlü sözleşmeler yapmaya, bu konuda yapılması gereken her türlü iş ve işlemleri yapmaya …’ü vekil tayin ettiği, … 33. Noterliğinin …tarihli … yevmiye numaralı Eser Devir Sözleşmesi ile …’ün vekil sıfatı ile …’a dava konusu … isimli filmin de içinde bulunduğu toplam 4 filmi, 10.000 TL bedel ile film ve başına 2500 TL bedelle FSEK’te belirtilen haklar sayılmak suretiyle süre ve yer koşulu da belirtilerek devrettiği, 02.02.2019 tarihli sözleşme ile de …’ün, yurt içi ve dünyada gösterim haklarını koruma süreleri sonuna kadar, televizyonda gösterilmesine, çoğaltılmasına, satılması, dağıtılması haklarını hakların devir sözleşmesi ile dava konusu filmin de içinde bulunduğu 4 filmi 22.500 TL’ ye …– …’e devrettiği, Sözleşmenin 4.1 maddesinde “Devir Eden …mirasçıları olarak sadece kendisi ve kız kardeşi … olmak üzere iki kişi olduklarını beyan ederler. ” 4.4 maddesinde “Devir Eden’in filmler üzerinde herhangi bir hakkı kalmamıştır. Devir alan Filmler üzerinde bir mirasçının daha hak sahibi olduğunu , devir edenin tek başına hak sahibi olmadığını bilmekte ve bu durumu kabul etmektedir. Devir alan diğer mirasçı ile ilgili hakları devir alan 3.kişilerden devir yolu ile satın almıştır. ” ibarelerinin bulunduğu, … 33. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı Eser Devir Sözleşmesi ile de …uhdesindeki bu hakları 3.000 TL bedel ile …’a devrettiği, Kültür ve Turizm Bakanlığı 08.05.2009 tarihli Sinema Eseri Kayıt Tescil Belgesi incelendiğinde: Yapımcı – Eser Sahibinin … – …olduğu, yönetmen, senaryo ve diyalog yazarının …olduğu görülmüştür.
Davaya konu “… filmi” 1995 yılı öncesine ait bir sinema eseridir.
FSEK’in “Süreler” başlıklı 26.maddesi ve “Sürelerin Devamı” başlıklı 27.maddesi hükmü gereğince, süreler aleniyet tarihinden itibaren başlar.
Dava konusu “…” isimli sinema filminin; iki tescil belgesinin birinde …, Eserin Denetim Tarihi 25.08.1970, … – … 1970 tarihi aleniyet tarihidir. Müteveffa … 22.11.1979 vefat etmiş olup, dolayısıyla 1970+20 = 1990 yılında veya 1979+20 = 1999 yılında koruma süresi son bulacaktır.
5846 sayılı Kanunun 4110 sayılı değişiklikler öncesinde 1995 yılı öncesine ait sinema eserlerinin koruma süresi 20 yıl olup, yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere 4110 sayılı kanun ile getirilen 70 yıla uzatılma hakkından eserin yapımcısı faydalanabilir.
Müteveffa …mirasçılarından …’ün, miras payını … …’ın ise … vekilliği ile payını …’a devrettiği görülmüştür.
Terekenin açılması ile külli halefiyet ilkesi gereğince bir bütün halinde mirasçılara devri söz konusu olduğundan, birlikte elbirliği ile mülkiyet söz konusudur. Mirasçılar paylarını deveredebilir, paylı mülkiyete geçebilir bunun için mirasçıların belirli somut payları olması gerekir. Zira hali hazırda mirasçıların münferit olarak serbestçe tasarruf edebileceği bağımsız ve oranı belli bir pay söz konusu değildir. Bu durum; … ile akdedilen sözleşmenin 4.4 maddesinde açıkça düzenlenmiştir. “Devir alan Filmler üzerinde bir mirasçının daha hak sahibi olduğunu, devir edenin tek başına hak sahibi olmadığını bilmekte ve bu durumu kabul etmektedir. Devir alan diğer mirasçı ile ilgili hakları devir alan 3.kişilerden devir yolu ile satın almıştır.” ibaresi bulunmaktadır.
Anılan sözleşmelerde: … ve …’ün 4 film için sözleşme ve devir yaptığı, bu filmlerin; “…”, “…”, “…” ve “…” filmleri olduğu, mirasçıların el birliği ile mülkiyetten paylı mülkiyete geçmesi için aralarında anlaşarak bu filmleri ayırabileceği, ancak dördü için birlikte sözleşme yaptıkları görülmüştür. Zaten sinema eserleri muhteviyatı gereği tek bir filmin paylara ayrılması, yarısının devredilmesi söz konusu olamayacağından devirler geçersizdir.
NETİCETEN: “…” isimli filmin gerek aleniyet tarihi, gerekse elbirliği mülkiyeti kuralları gereği mali haklarının davacıya geçerli bir devrinin sağlanamadığı kanaatine varıldığından, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Aktif husumet yokluğu nedeni ile DAVANIN REDDİNE,
2-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile fazla 773,18 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafın yaptığı 19,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.000, TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.019,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır