Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/69 E. 2023/128 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/69
KARAR NO : 2023/128

DAVA : FSEK-TECAVÜZÜN MEN’İ, REF’İ, TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 03/06/2014
KARAR TARİHİ : 19/07/2023

Taraflar arasında görülmekte bulunan ASIL DAVA: FSEK – Tecavüzün Men’i, Ref’i, Tazminat, KARŞI DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması ve Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması davası ilk olarak İstanbul 3.FSHHM’nin 2014/138 E. sırasına kaydı yapılmış, HSK’nın 02/08/2017 tarih ve 1071 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının İstanbul 1. FSHHM’ne devrine karar verildiğinden, İstanbul 3.FSHHM’nin 2014/138 E. sayılı davası; İstanbul 1. FSHHM’ne tevzi edilerek 2017/213 E. sırasına kaydı yapılmış. HSK’nın 04.11.2021 tarih ve 111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin 11.11.2021 tarihi itibarı ile faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/213 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/69 E. sırasına kaydı yapılmakla, yapılan açık yargılama sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin ürünleri olan … kitapçıkları ve kontrol kutusunun FSEK kapsamında eser niteliğine haiz olduğunu, dava konusu eğitici-öğretici oyun setlerinin müvekkili şirketin hissedarı … vatandaşı … tarafından 1960’lı yıllarda yaratıldığını, 1967’de setin … adını aldığını, 1968-69 yıllarında …’in LÜK’ten, … adını verdiği eğitsel seti yarattığını, söz konusu set içinde 12 taşlı kontrol kutusu ve kitapçıklar olduğunu, dava konusu eserlerin müvekkilinin … adı altında dünya genelinde, Türkiye’de de … tarafından … adıyla satışa sunduğu eserler olduğu, bu konu ile ilgili imzalanmış sözleşmelerin sunulduğunu,, Dünyada ve Türkiye’de tek olan ürünün, müvekkili şirket adına dünya çapında tescile sahip olduğunu, dava konusu setlerin Türkiye dahil 21 dilde 42 ülkede satıldığını, davalıların ürettiği oyun seti-kitapçıkların asıl hak sahibinin müvekkili olduğunu, eser sahibi …’in münhasır telif haklarını ve özellikle işleme, çağaltma, yayma (dağıtım) haklarını müvekkiline verdiğini, davalılardan … ve …’in Mayıs 2013 tarihinde … ayrılmalarından kısa süre sonra, daha önce …’tan ayrılmış olan … tarafından kurulmuş olan … Hizmetleri Ltd. Şti.’ne ortak olduklarını, müvekkilinin davaya konu eserlerinin bu şirket aracılığıyla kopyalanıp taklit edilerek basılıp … adıyla piyasaya sürüldüğünü, davalıların … daha önce çalışmış olmalarından dolayı kitapçık – kontrol kutusundan oluşan seti iyi bildiklerini, davalıların, …’tan ayrılmadan, henüz daha …’ta çalıştıkları zaman zarfında … markası için 28.02.2013 tarihinde ve …markası için de 11.02.2013 tarihinde Türk Patent Enstitüsü nezdinde marka başvurularında bulunduklarını, davalıların … aracılığı ile müvekkiline ait kontrol kutusu için de 04.01.2013 tarihinde Türk Patent Enstitüsü nezdinde “…” başlıklı faydalı model başvurusunda bulunduklarını, müvekkilinin telif hakkı sahibi olduğu kontrol kutusu ve kitapçıklarının FSEK kapsamında eser niteliğine haiz olduğunun Alman Mahkeme kararları ile de onaylandığı ve müvekkilinin kitapçık + kontrol seti üzerindeki telif haklarını kabul ettiğini, yine Almanya’da müvekkilinin, davaya konu eserlerine karşı taklit gerekçesi ile açılmış bir davanın da 2012 yılında müvekkili lehine sonuçlandığını, açıkladıkları gerekçelerle: FSEK 66 ve devamı ile 68/3 maddesi uyarınca davalıların tecavüzünün ref’ine, FSEK 69. maddesi uyarınca tecavüzün men’ine FSEK 70/2 madde uyarınca fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile ve HMK 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası şeklinde şimdilik 50.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların tecavüz eylemleri sebebiyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla FSEK 70/3 maddesi uyarınca davalıların elde ettiği karın tespiti ile müvekkiline devrine ve bu bağlamda ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile ve HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası şeklinde şimdilik 50.000 TL tutarındaki meblağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların fiillerinin TTK 54 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, haksız rekabet sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, gerekli her türlü tedbirin alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Usule ilişkin olarak; davacının yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, aynı davanın müvekkiline karşı açıldığı, halen derdest olduğu ve … 41. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı davası ile sürdürülmesi gerektiğini, davacının aktif dava ehliyetinin olmadığını, şirket ortakları ile ilgili husumet itirazlarının bulunduğunu; … ve …’nin şirket ortağı sıfatı ile davaya muhatap olduklarını, Limited Şirket ortaklarının şirket isimlerinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle müvekkilleri … ve …’nin pasif dava ehliyetlerinin olmadığını, bu davalılar yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak; müvekkillerinin eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiği iddialarının mesnetsiz olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir rekabet yasağı anlaşması olmadığını, müvekkili … ve …’nin davacı şirkette belirli bir süre çalıştıklarını ve daha sonra bu firmadan ayrıldıklarını, … ile rekabet yasağı ve/veya sözleşmesi imzalamadığını, müvekkillerin … ve … markalarını tescil ettirmelerinde de herhangi hukuka aykırılığın olmadığını, söz konusu markalar ile davacı …/… markaları arasında hiçbir benzerlik olmadığını, müvekkillerinin geliştirdiği zekâ oyunu için faydalı model belgesi almalarında da hukuka aykırı bir durum olmadığını, müvekkillerinin geliştirdiği zekâ oyununun Faydalı Model belgesi ile korunabilecek bir ürün olduğundan bu oyun için FM belgesi alındığını, müvekkillerinin, davacının Türkiye’deki lisansör firmasında çalışmış olması nedeniyle tüketicilerin davacı ile müvekkilleri arasında idari/ekonomik bir bağlantı ya da bir anlaşma bulunduğunu, bunun da haksız rekabet yaratatağı iddiasının yersiz olduğunu, davaya konu ürüne benzer pek çok oyun olduğunu, davacının tüm dünyada tek ürün benimkisi demesinin dayanağının olmadığını, bu zekâ oyununa 1946 yılında Finlandiya’da patent alındığını, davaya konu … / Fikir mantığının FSEK kapsamında korunmadığını, zihni, ticari ve oyun faaliyetlerine ilişkin plan, usul ve kuralların telif koruması altında olmadığını, telif yasası ile sadece ifade yasağının korunacağını, dolayısıyla oyuna ilişkin mantığı, fikirleri ve kelimeleri bu kapsamda korumanın da mümkün olmadığını, telif yasaları ile sadece ifade tarzının korunacağı hususunun öğretide benimsendiğini, bunun uluslararası metinlerde de kabul gördüğünü, ürünlerin aynı olduğu iddia ediliyor ise de görsellerin farklı olduğunun ispat edileceğini, dosyadaki bilirkişi raporunda da farklılıkların tespit edilmiş olduğu, müvekkilin kontrol kutusu ve taşları ile davacının kontrol kutusu ve taşlarının birbirinden farklı olduklarını, davacı iddiasında yer alan benzerliklerin (menteşe mekanizması ve alt ve üst kapağın saydam olması gibi) teknik zorunluluklardan kaynaklandığını, üst kapağın saydam olma nedeninin satış ve pazarlama amaçlı olduğunu, taşlar üzerindeki geometrik desenlerin, taşların kare şeklinde olmasının, taşların içinde yer aldığı kutunun dikdörtgen olmasının vb. lerinin teknik zorunluluk olduğunu, davacının ürününün incelemesinin de bu durumu göstereceğini, bu tür oyunların 40 yıldır benzer şekilde üretildiğini, davacının kontrol kutusşunun ancak tasarım veya patent belgesi ile korunabileceğini, davacının belirttiği gibi telif yasaları ile korunamayacağını, ilim – edebiyat ve sanat eseri vasfına haiz olmadığını, davacının belirttiği teknik özelliklerin telife konu unsurlar olmadığını, 1946 yılında Finlandiya’da davacının ürününe ayniyat derecesinde benzer bir ürün için patent belgesi alınmış olduğunu, davacının sadece kendi ürününün dünyada var olduğu iddiasının mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, benzer ürünlerin en sert telif yasasına sahip ABD’de de var olduğunu, müvekkilinin kendi zekâ oyunu ve köntrol kutusu için Faydalı Model Belgesi aldığını, tescilli bir hakkın kullanımının haksız rekabet teşkil edemeyeceğini, Alman Mahkeme kararlarının davaya konu olayda emsal olamayacağını, Türk hukuk sistemine göre davacı iddialarının FSEK kapsamında korunamayacağını, tarafların ürünlerinin birbirinden farklı olduğunu, davacının uzman görüşünde sunduğu “ürünlerin tıpa tıp aynı olduğu” şeklindeki tespitinin sunulan görsellere göre dayanaksız olduğunu, tedbir talep etmek için gerekli şartların oluşmadığını, müvekkilerinin cevaplarını sunmadan önce alınan bilirkişi raporunun, tedbir kararı vermek için yeterli olmadığını, 4 sayfalık raporda herhangi bir inceleme olmadığını, raporun ilk üç sayfasının dosyanın özeti mahiyetinde olduğunu, değerlendirme de ise her iki eğitici setteki görsel- yazı vs’lerin farklı, ancak oyun mantığının aynı olduğunu, kontrol kutularında da farklılıklar yanında benzerlikler olduğunun yer aldığını, bilirkişinin oyun mantığının benzerliğinden bahsettiği ve bu durumun korunmayı gerektirecek bir unsur ürün/durum olmadığını, kontrol kutularında tespit edilen benzerliklerin de teknik zorunluluktan olup olmadığının yargılama esnasında yeni heyet tarafından daha detaylı bir inceleme ve karşılaştırma sonucu açıklığa kavuşturulacağını, yargılama yapılmadan tedbir kararı verilemeyeceğini, usul ve esas yönünden itirazlarının kabulü ile davanın ve ihtiyatı tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili 18/07/2014 tarihli KARŞI DAVA dilekçesinde özetle: Tazminat hakları dair fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve mesnetsiz olarak açılan asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile müvekkili aleyhine yaratılan haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı/karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 3. FSHHM’NİN 2014/254 ESAS SAYILI DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 551 sayılı KHK’nın 165/son maddesi uyarınca talep olunabilecek tazminat ve her türlü zarar/ziyan hususunda dava açma – talepte bulunma hakkı başta olmak üzere sair hususlarda dava ve talep hakları mahfuz olmak kaydıyla, davalılar adına TPE nezdinde tescilli … numaralı faydalı model belgesinin 551 sayılı KHK’nın 154, 156 ve 165. maddeleri gereğince hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TPMK (TPE) kayıtları istenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
01/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacının orijinal ürünleri ile davalılara ait olduğu belirtilen ürünler karşılaştırılmak suretiyle yapılan inceleme neticesinde, davaya konu ürünlerin taklit nitelikleri olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
10/03/2016 tarihli bilirkişi kurul raporunda özetle: Esas dava açısından; Davacının … (Türkiye’de satışa sunulduğu hali ile …) markası taşıyan ve … oluşan oyun/eğitim setinin FSEK 2/1 maddesi çerçevesinde ilim ve edebiyat eseri olduğu, davacının hak sahibi olduğu ve işbu davayı açma hakkını haiz olduğu, dosya kapsamında davalının FSEK çerçevesinde bir ihlale sebebiyet vermediği ancak TTK 55/1-a-4 bendi anlamında “iş ürünü” olan oyun setinin davalı tarafça aynı konseptte başka bir deyişle kitapçık ve kontrol kutusu bir araya getirilerek oyun seti halinde piyasaya sürmesi davacının emek vererek oluşturduğu iş ürününün konseptinden haksız bir şekilde yararlanması sayılacağından vaki durumun TTK 55/1- a-4 bendi anlamında iltibas sayılacağı, dosya kapsamında davacının zararına ilişkin herhangi bir delil ve belge bulunmadığından zarar miktarı net tespit edilemediğinden BK’nın 50 ve 51. maddelerinde yer alan ilkeler uyarınca uygun bir tazminatın taktir edilmesi gerektiği, bu çerçevede somut olaydaki ihlalin niteliği, türü, süresi, özelliği göz önüne alındığında maddi tazminatın 25.000 TL olabileceği, Birleşen dava (Esas No: …) açısından; davaya konu … sayılı faydalı model belgesine konu geliştirmelerin teknik bir sorunu çözen patent veya faydalı modele konu olabilecek bir buluş olduğu, faydalı model belgesinde bahsedilen geliştirmelerin teknik zorunluluktan kaynaklanmadığı, teknik zorunluluğun davanın konusu olan faydalı modelde dikkate alınmadığı, … sayılı faydalı model belgesine konu buluşun dava dosyasında bulunan mevcut delillere göre yenilik vasfına sahip olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
18/10/2016 tarihli bilirkişi kurul raporunda özetle: Davacı tarafın haklarına sahip olduğu … ibareli ürünler ile davalı tarafların haklarına sahip oldukları “…” ibareli ürünlerin karşılaştırılması ile yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; davacının ürünleri üzerinde kullandığı … ve … ibâreleri ile davalının ürünleri üzerinde kullandığı … ibarelerinin 556 sayılı KHK çerçevesinde tecavüz oluşturmadığı,… başvuru nolu “…” buluş başlıklı faydalı modelin koruma kapsamı 551 sayılı KHK çerçevesinde incelendiğinde; dava dosyasına delil olarak sunulmuş olan davacıya ait … ibareli ürünün … başvuru numaralı “…” buluş başlıklı faydalı modelin koruma kapsamında olduğu, davacıya ait ürünün üretim tarihinin; faydalı modelin başvuru tarihi olan 04.01.2013’den önce olması durumunda … nolu “…” buluş başlıklı faydalı modelin yenilik unsuru taşımaması nedeniyle hükümsüz kılınacağı, davacı yana ait ürünün üretim tarihinin; faydalı modelin başvuru tarihi olan 04.01.2013’den sonra olması durumunda davacıya ait incelemesi yapılan … ibareli ürünün … başvuru numaralı “…” buluş başlıklı faydalı modelin koruma kapsamına tecavüz oluşturacağı sonucuna varıldığı, davacıya ait incelemesi yapılmış olan … ibareli ürünün üretim tarihi belli olmaması nedeniyle tecavüz ya da hükümsüzlük konusunda karar verilemediği, davacıya ait … ibareli kitap ile davalıya ait … ibareli kitap (… ibareli kitap örneği dosyada olmadığı için … internet sitesinden indirilmiştir.) karşılaştırıldığında; iki kitabın da FSEK kapsamında farklı eserler olarak değerlendirilmesi gerektiği, kitaplar arasında benzerlik ya da iltibas yaratacak unsur olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
11/07/2017 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davacı tarafın haklarına sahip olduğu … ibareli ürünler ile davalı tarafların haklarına sahip oldukları “…” ibareli ürünlerin karşılaştırılması ile yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; … başvuru nolu “…” buluş başlıklı faydalı modelin başvuru tarihi itibariyle yenilik unsuru taşımadığını ispatlayacak bir delilin dosyada bulunmaması nedeniyle … başvuru nolu “…” buluş başlıklı faydalı modelin başvuru tarihi itibariyle yenilik unsuru taşıdığı ve hükümsüz kılınmasına gerek olmadığı, davacıya ait … ve … ibareli kitaplar ile davalıya ait … ibareli kitap (… ibareli kitap örneği dosyada olmadığı için … internet sitesinden indirilmiştir.) karşılaştırıldığında; kitapların FSEK kapsamında farklı eserler olarak değerlendirilmesi gerektiği, kitaplar arasında benzerlik ya da iltibas yaratacak unsur olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, Mahkemenin 24/11/2016 tarihli ara kararının 3. maddesi gereğince 26/10/2016 tarihli ara karar doğrultusunda; davacı yanın FSEK 70/2 maddesi uyarınca maddi tazminat talebine ilişkin olarak, davalı … Ltd. Şti’nin; …’daki iş yerinde 21/06/2017 Çarşamba günü ticari defter ve belgeler üzerinde davalıların elde ettiği karın tespiti açısından yapılan inceleme sonucunda; davalı şirketin işe başlangıç tarihi olan 21/03/2013 tarihinde, 03/06/2014 dava tarihine kadar olan dönemde, dava konusu olan … elde ettiği net karın 23.473,21 TL olarak hesap edildiği bildirilmiştir.
17/05/2019 tarihli bilirkişi kurul raporunda özetle: … ürünlerinin; ebat, renk ve şekil yönünden hemen hemen aynı, bu ürünleri …’un “…” mottosunu çok andıracak şekilde”…” şeklinde ve ek ürünü …’un “…” şeklinde sunmasına karşılık, yine çok benzer şekilde “…” olarak sunması, kitapçıklarda yer alan oyunları set ya da oyun kutusu üzerinden oynatması, bu sayede etkinlikleri, kutu sayesinde bir oyunu dönüştürmesi, oyunların/ etkinliklerin sağlanmasının yapılması noktasında taşların arasında şekiller oluşturulması ve bu şekillerin, kitapçıklarda sayfa üzerinde göstermesi gibi uygulamalar esinlemeden ya da benzerlikten öte bir benzer kullanma, telif barındıran bir eseri neredeyse aynı şekilde üretip pazarlama durumunu ortaya koyduğu, setlerden birisini zemin renginin kırmızı, diğerinin turuncu olması ya da kitapçıklara farklı alt başlıklar verilmesi bu “büyük benzerlik” ya da “bir tasarımı özgün veya orjinal bir tasarımı izin almaksızın kullanma” olgusunu değiştirmediğini, sonuç olarak değerlendirildiğinde: Kitapçıklar ile kontrol kutusu oyun setinin ayrılmaz birer parça olduğu, ayrı ayrı her ikisinin de bir anlam ifade edemeyeceği, oyun setinin ambalajında farklılıklar olsa da tasarımın aynı olduğu, davacının oyun setinin davalılar tarafından benzer şekilde kullanıldığı, her ne kadar oyun setinin ambalaj kutusunda farklılıklar olsa da, tasarımın aynı olduğu, “…” sözcüğünün her iki üründe de “…” olarak yazılmasının doğru olmadığı, fark edilmeyen küçük bir ayrıntı olduğu, kutu ebatlarının ve kontrol kutularının ebatlarını hemen hemen aynı olduğu, kutuların içindeki taşların sayılarının (12), rakamların, tasarımın aynı olmasının davacının ürününün ayniyet derecesinde benzerinin üretilmiş olduğunu gösterdiği, davalıların, davacıların iş yerinde, önceden 7 yıl kadar çalıştıkları, çalıştıkları esnada Kontrol Oyun Setini tasarlayıp planlamış oldukları dikkate alındığında, oyun setinin ambalajında ve kontrol kutusunda farklı düzenlemeler yaparak taklit etme görüntüsünden kaçındıkları, ürün kalıplarında ve ambalajında yapılan değişikliklerin, davacının ürününün benzer olarak üretildiği durumunu değiştirmediği, FSEK kapsamında bir iltibas, iktibas, ihlal ve haksız rekabet olduğu, dava konusu 2013/00112 numaralı faydalı modeli teknik ihtivasının 1950 tarihli …patent yayını karşısında yenilik arz etmediği, …patentin teknik ihtivasının kamu malı haline gelmesinin ticari olarak piyasada üretilen ürünlerin haksız rekabete izin verecek ölçüde birebir benzer olmasına gerekçe olmadığı, mali yönden yapılan inceleme sonucunda: Davacının maddi tazminat olarak talep ettiği 50.000 TL asıl alacak + 3.769,09 TL faiz olmak üzere toplam 53.769,09 TL faizli tutar hesaplandığı, davacı vekilince FSEK 70/3 maddesi gereğince davalıların elde ettiği karın davacıya devri için 50.000 TL talep edildiği, ancak yapılan hesaplamada 23.473,21 TL kar elde edildiğinin belirlendiği, 1.769,46 TL faiz ile toplam 25.242,62 TL talep edilebilecek tutar hesaplandığı, mahkemece davalıların elde ettiği karın davacı vekilince talep edilen 50.000 TL ‘nin altında olması nedeniyle 50.000 TL dikkate alınması halinde bu tutar için 3.769,09 TL faiz hesaplandığı, mahkemece FSEK 70/3 maddesine göre talep kabul olunmaması halinde davalıların haksız rekabeti sebebiyle 6102 sayılı TTK 56 .maddesi uyarınca ihtar tarihinden dava tarihine kadar reeskont faizi ile birlikte 53.769,09 TL hesaplandığı, davacı- karşı davalının zararına ilişkin dosyaya sunulmuş herhangi delil ve belge bulunmadığı, bu nedenle davacı zararı net tespit edilemediği, haksız rekabet açısından oluşmuş zararın aranması gerektiği, davalıların davacıya vermiş olabileceği zarar davalıların elde ettiği kar ile sınırlı olması hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 17/05/2019 tarihli bilirkişi kurul raporuna itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
ASIL dava: Davacının eser sahibi olduğunu iddia ettiği set halindeki kitapçık ve kontrol kutusunu, davalıların “…” yoluyla tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti, men’i, ref’i, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası hükümlerine göre FSEK 70/2 maddesine göre şimdilik 50.000 TL, FSEK 70/3 maddesine göre şimdilik 50.000 TL, FSEK 70/3 maddesine dayanan talep kabul olunmazsa davalı tarafın meydana getirdiği haksız rekabet sebebiyle TTK 56.maddesi uyarınca şimdilik 50.000 TL maddi tazminatın ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların fiillerinin TTK 54 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i, haksız rekabet sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması, gerekli her türlü tedbirin alınmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve hükmün ilanına ilişkindir.
KARŞI dava: Gerek tasarım gerekse patente konu ve süresi bitmiş, halen geçerli belgeye dayanmayan ürünler dolayısıyla davacılara yöneltilen iddialar sebebiyle, yaratılan haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talebine ilişkindir.
BİRLEŞEN dava: TPMK (TPE) nezdinde tescilli … numaralı faydalı model belgesinin, 551 sayılı KHK’nın 154,156 ve 165. maddeleri gereğince hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
… 1.FSHHM’nin … E. … K. ve 08/10/2019 tarihli kararı incelendiğinde: Davacının … LİMİTED ŞİRKETİ, davalıların …, …, … LTD. ŞTİ., davanın; Haksız Rekabetten Kaynaklanan Tazminat, dava tarihinin 11/12/2015 olup, davanın reddine karar verildiği, kararın; İstanbul BAM 16. HD’nin 2020/205 E. 2022/847 K. ve 18/05/2022 tarihli ilamı ile: … 3. FSHHM nin … E. sayılı davasında birleşen davaya konu edilen… numaralı faydalı modelin hükümsüzlüğüne ilişkin davada verilecek kararın huzurdaki davayı etkileyeceğinden, … 3. FSHHM’nin …E. sayılı davasının sonucunun beklenmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma sonrası davanın, … 1. FSHHM nin … E. sırasına kaydının yapıldığı ve derdest olduğu görülmüştür.
… 1. FSHHM’NİN …E. SAYILI DAVA DOSYASINDA: 16/03/2023 tarihinde TPMK ya yazılan müzekkereye gelen cevapta; … ve …’nin müşterek sahipli olduğu, … numaralı faydalı model belgesinin 10 yıllık koruma süresinin dolduğu, sahipleri adına hüküm ifade etmediğinin bildirildiği görülmüştür.
ASIL DAVADA: FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise ” kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması” dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Subjektif ursur gereğince bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinama eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
5846 sayılı kanunun 1/B maddesinin a bendinde sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri 2/1-a bendinde de herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada programın sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının ilim ve edebiyat eseri olduğu, FSEK 68. maddesi izin alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebileceği, FSEK 70. maddesinde ise birinci bendinde manevi haklara haleldar edilen kişinin uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat davası açabileceği, mahkemece bu hususta para yerine veya buna ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedilebileceği, ikinci bendinde mali hakları haleldar edilen kimsenin kusuru varsa haksız fiillere müteallik hükümler dairesinde tazminat talep edebileceği hükmü yer almaktadır.
Davacıya ait “…” (Türkiye’de satışa sunulduğu hali ile …) markasını taşıyan ve … oluşan oyun/eğitim setlerinin; okul öncesi çocuklara dikkat geliştirme ve öğrenme becerileri kazandırmak amacıyla rakamlardan ve şekillerden oluşan, belirli bir kurgu ve mantığa sahip sistem olduğu anlaşılmıştır. Kitapçıklarda oyun veya görev olarak yer alan görsel soruların doğru cevaplarını bularak, kontrol kutusundaki taşları (rakamları) yine kontrol kutusunda doğru yerlere koyarak kitapçıkta cevap olarak istenen şeklin aynısının kontrol kutusunda da elde edilmesi amaçlanmaktadır. Belirtilen bu amaçlar şekiller, görseller ile somuta indirgenmiş, kitapçık ve kontrol kutusu şeklinde cisimlenmiş olduğundan vaki kitapçık ve kontrol taşının birlikte bir takım olarak FSEK 2/1 maddesi çerçevesinde dil ve yazı ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseri olduğu kanaatine varılmıştır.
“Dil ve yazı ile ifade olunan eser” deyimi, ifade vasıtası olarak yazı ve sözlerin kullanılması suretiyle meydana getirilen tüm fikri ürünleri kapsar. Dil ve yazı ile ifade olunan eserler geniş bir fikir alanını kapsarlar. Bu eserler; hikaye, roman, şiir, bir şarkının güftesi, skeç, tiyatro oyunlarını kapsadığı gibi, bilimsel konferansları, monografileri, siyasi nutukları, eğlendirici sohbet tarzında konuşmaları, çocuk hikayelerini ve benzerlerini kapsar. Bu tür fikir ve sanat ürünlerinin ilim ve edebiyat eseri sayılabilmesi için, onların mutlaka yazı ile tespit edilmiş olmaları gerekmez, başka bir ifade ile duygu ve düşünceleri ifade için kullanılan araç veya olanağın hiçbir önemi yoktur. Bu araç veya olanak yazı, çizgi, rakam, formül veya söz olabilir. Örneğin şifahen söylenmiş bir şiir, hikaye, masal da hususiyet taşıyorsa, kamuya sunulduğu andan itibaren eser olarak korunur. Dil ve yazı ile ifade olunan eserlerin korunabilmesi için, hususiyet taşımaları gerekir. Açıklanan nedenler: Dava konusu “…” (Türkiye’de satışa sunulduğu hali ile …) markasını taşıyan ve … aluşan oyun/eğitim setlerinin, belli bir üslup ve sistematik dahilinde hazırlanmaları ve maddi bir cisim üzerine tecessüm ettirilmeleri nedeniyle FSEK 2/1 maddesi çerçevesinde dil ve yazı ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseri olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay kararlarında FSEK kapsamındaki uyuşmazlıklarda, hak sahipliği sıfatının da re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla huzurdaki davada da, uyuşmazlık konusu fikri ürünlere ilişkin”eser sahipliği” sıfatının re’sen irdelenmesi gerekmektedir.5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 11 ve 12.maddelerinde eser sahipliğine ilişkin karinelerin neler olduğu düzenlenmiştir.
FSEK 11.maddesi hükmüne göre;”Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır, meğer ki birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın”. FSEK 12.maddesi göre ise;”Yayımlanmış olan bir eserin sabibi 11. maddeye göre belli olmadıkça, yayımlayan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. Bu salahiyetler, 11. maddenin ikinci fıkrasındaki karine ile eser sahibi belli olmadığı hallerde konferansı verene veya temsili icra ettirene aittir. Bu maddeye göre salahiyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi kararlaştırılmamışsa adi vekalet hükümleri uygulanır”.
Dava tarafından sunulan kitapçıklar incelendiğinde: İç kapakların alt tarafında, yazarın ve çizerin adı yer almaktadır. Birçok kitapçığın yazarlar … ve …,… ve… tarafından kaleme alındığı, yazarlar ile akdedilmiş sözleşmelerin bulunduğu ve sözü edilen ve bu sözleşmeler kapsamında yazarın meydana getirdiği eser üzerindeki çoğaltma ve yayma haklarının, koruma süresinin sonuna kadar mekan ve lisan sınırlaması olmaksızın davacıya devrettiği, yine dava konusu oyun seti fikrini ortaya çıkardığı belirtilen ve bazı kitapçıkların yazarı olan …’in eşi ile yayım sözleşmesi akdedildiği ve zaman, mekan, nüsha ve dil açısından bir sınır olmaksızın işleme, çoğaltma ve yayma haklarının davacıya devredildiği, dosyada mübrez lisans sözleşmesine göre davacının … LİMİTED ŞİRKETİ’ne lisans sözleşmesi kapsamında Türkiye’de satış ve pazarlama hususunda yetki verdiği ancak sözleşmede şirkete Türkiye’de bu oyun setlerinin dava ve takip haklarını vermediği anlaşıldığından, davacının davaya konu oyun setinin hak sahibi olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce itibar edilen 17/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; Davaya konu olan”…” mâteryallerinin (oyun seti ve kitaplar) plânı, kompozisyonu ve en önemlisi tasarım ve sunumunda çok ciddi benzerlikler olduğu, örneğin; bir yayıncının,”kitapların yanında” …” bir fikir değilse de (davalılar vekili; bu tür setlerin sadece Almanya’da değil, Amerika Birleşik Devletleri’nde de yıllardır üretilip pazarlandığını örnekleriyle belirtmişlerdir) bu kutuların tasarım ve sunum bakımından hemen hemen aynı olması dikkat çekicidir. Davacı …’nin Türkiye’deki temsilcisi veya satıcısı … LİMİTED ŞİRKETİ’ne üretip sattığı oyun kutusuyla davalı … ‘nin ürünü olan …’nin; renk ve ebat bakımlarından neredeyse aynıdır. Birisinin zemini kırmızı, diğerinin turuncudur. Oyun kutusunda bulunan taşların üzerindeki noktalar dahi aynıdır. Sadece rakamların boyutu biraz farklıdır ki bu da”tamamen aynı olmama” çabasının bir tezahürüdür. Aşırı benzerlik, hatta aynılık durumu henüz bu ürünlerin, diğer bir tabirle setin çantalarında dikkat çekmektedir. Bir oyun kutusu ve çeşitli alıştırmaların bulunduğu kitapçıklardan oluşan bu setin kutuları hemen hemen aynı şekil ve ebattadır. Daha da önemlisi …” başlığıyla sunmaktadır. Ayrıca kitapla birlikte oynatılan oyunun, bu oyunun mantığının ve Materyalinin aynı olmasıdır. … markasında oyunun nasıl oynanması gerektiği”…?” başlığı altında verilirken “…’nın ürünü olan … kîtapçığında “…” başlığıyla verilmektedir. Yani oyunun oynanışına dair açıklama sadece farklı kelimelerle ifade edilmiştir. Bu tarz tasarruflara “…” (bir konuyu, meseleyi, içeriği aynı anlamda fakat başka sözcüklerle ifade etme) denmektedir. Dava konusu olan bu ürünlerde bu setleri kullanacak, bunlarla zekâsını geliştirecek bireye (çocuğa) hitap şekli ve yönlendirme üslubu dahi aynıdır. Çocuklara kitap ve oyun kutusuyla yaptırılan alıştırmaların sağlamalarının yani etkinliğin doğru yapılıp yapılmadığının belirtildiği cevap anahtarının …’un bir tasarımla, şekille, görsel bir anlatım biçimiyle vermesi, …’nin de bu uygulamayı aynen kullanmasıdır. Aradaki tek fark …’nin bu cevap anahtarı mahiyetindeki şekli, …’ta olduğu gibi sayfaların üstünde değil, altında belirtmesidir. Bu, çok önemli bir husustur. Çocukların dikkatini geliştirmek için hazırlanan bu çalışmalar, örneğin parça-bütün ilişkileri şekillerdeki fark ve benzerlikleri yakalamak vs, alıştırmalar, bu tür eğitici / öğretici kitapların hepsinde, en İlkel gazete ve dergilerde dâhi vardır. Fakat oyunun doğru oynanıp oynanmadığını ya da alıştırmada çocuğun isabet kaydedip etmediğini sayfada, oyun kutusuna bağlı bir görselle göstermek özgün tasarım meselesidir. … setleri, telif hakkı barındıran tasarımı, …’tan almıştır. Niteceten; … ürünlerinin; ebat, renk ve şekil yönünden hemen hemen aynı, bu ürünleri …’un “…” mottosunu çok andıracak şekilde “…” şeklinde ve ek ürünü …’un “…” şeklinde sunmasına karşılık, yine çok benzer şekilde “…” olarak sunması, kitapçıklarda yer alan oyunları set ya da oyun kutusu üzerinden oynatması, bu sayede etkinlikleri, kutu sayesinde bir oyuna dönüştürmesi, oyunların/ etkinliklerin sağlanmasının yapılması noktasında taşların arasında şekiller oluşturulması ve bu şekillerin, kitapçıklarda sayfa üzerinde göstermesi gibi uygulamalar esinlemeden ya da benzerlikten öte bir benzer kullanma, telif barındıran bir eseri neredeyse aynı şekilde üretip pazarlama durumunu ortaya koymaktadır. Setlerden birisinin zemin renginin kırmızı, diğerinin turuncu olması ya da kitapçıklara farklı alt başlıklar verilmesi bu “büyük benzerlik” ya da “bir tasarımı özgün veya orjinal bir tasarımı izin almaksızın kullanma” olgusunu değiştirmemektedir. Açıklanan nedenlerle; kitapçıklar ile kontrol kutusu oyun setinin ayrılmaz birer parça olduğu, ayrı ayrı her ikisinin de bir anlam ifade edemeyeceği, oyun setinin ambalajında farklılıklar olsa da tasarımın aynı olduğu, davacının oyun setinin davalılar tarafından benzer şekilde kullanıldığı, her ne kadar oyun setinin ambalaj kutusunda farklılıklar olsa da, tasarımın aynı olduğu, “…” sözcüğünün her iki üründe de “…” olarak yazılmasının doğru olmadığı, fark edilmeyen küçük bir ayrıntı olduğu, kutu ebatlarının ve kontrol kutularının ebatlarının hemen hemen aynı olduğu, kutuların içindeki taşların sayılarının (12), rakamların, tasarımın aynı olmasının davacının ürününün ayniyet derecesinde benzerinin üretilmiş olduğunu gösterdiği, davalıların, davacıların iş yerinde, önceden 7 yıl kadar çalıştıkları, çalıştıkları esnada … tasarlayıp planlamış oldukları dikkate alındığında, oyun setinin ambalajında ve kontrol kutusunda farklı düzenlemeler yaparak taklit etme görüntüsünden kaçındıkları, ürün kalıplarında ve ambalajında yapılan değişikliklerin, davacının ürününün benzer olarak üretildiği durumunu değiştirmediği kanaatine varıldığından, davalıların eyleminin; davacının FSEK’ten doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davacı; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası hükümleri kapsamında FSEK 70/2 maddesine göre şimdilik 50.000 TL, FSEK 70/3 maddesine göre şimdilik 50.000 TL, FSEK 70/3 maddesine dayanan talepleri kabul olunmazsa davalı tarafın meydana getirdiği haksız rekabet sebebiyle TTK 56.maddesi uyarınca şimdilik 50.000 TL maddi tazminat talep etmiştir.
Bilirkişiler tarafından yapılan incelemede; maddi tazminat miktarı tam olarak tespit edilemediğinden, somut olayın özellikleri ve B.K. 50-51. maddeleri gereğince maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 25.000 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 03/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar kesinleştikten sonra: Mütecaviz kontrol kutusu ve kitapçıkların üretilmesi, çoğaltılması, satılması, herhangi bir şekilde ticaret alanına çıkarılması, kullanılması, stoklanması, dağıtılması vs. her tür ticarete konu edilmesinin, tanıtımının reklamının yapılmasının önlenmesine, mütecaviz kontrol kutusu ve kitapçıkları üretmeye, çoğaltmaya yarayan araç, cihaz, makine, kalıp gibi vasıtalara el konularak masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına, mütecaviz ürünlerin … internet sitesinde ve sair her türlü mecrada kullanımının, yayımlanmasının, çoğaltılmasının, satılmasının, satışa arzının, dağıtımının, reklam ve tanıtımının yapılmasının önlenmesine, mütecaviz ürünlerin her türlü sosyal medya hesabında ve web sayfalarından kaldırılmasına, karar verilmiştir.
FSEK 78. maddesinde; haklı olan tarafın, muhik bir sebep veya menfaati varsa, masrafı diğer tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş olan kararın gazete veya buna benzer vasıtalarla ilan edilmesini talep edebileceği hükmü yer aldığından, karar kesinleştiğinde; hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
KARŞI DAVADA: Davacılar, gerek tasarım gerekse patente konu ve süresi bitmiş, halen geçerli belgeye dayanmayan ürünler dolayısıyla davalı tarafından kendilerine yöneltilen iddialar sebebiyle, aleyhlerine haksız rekabet yaratıldığını, bu nedenle haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep etmiş iseler de, asıl davada; davalıların eyleminin, davacının FSEK’ten doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine karar verildiğinden, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
BİRLEŞEN 3. FSHHM’NİN 2014/254 E. SAYILI DAVADA: TPMK (TPE) nezdinde …tescil numaralı faydalı model belgesinin, 551 sayılı KHK’nın 154,156 ve 165. maddeleri gereğince hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talep edilmiş ise de, … 1. FSHHM’nin… E. sayılı dava dosyasında 16/03/2023 tarihinde TPMK ya yazılan müzekkereye gelen cevapta: Hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı faydalı model belgesinin 10 yıllık koruma süresinin dolduğunun bildirildiği görüldüğünden, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalıların eyleminin; davacının FSEK ten doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine,
2-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; maddi tazminat miktarı net olarak belirlenmediğinden BK 50 – 51. maddeleri gereğince takdiren 25.000 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 03/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar kesinleştikten sonra: Mütecaviz kontrol kutusu ve kitapçıkların üretilmesi, çoğaltılması, satılması, herhangi bir şekilde ticaret alanına çıkarılması, kullanılması, stoklanması, dağıtılması vs. her tür ticarete konu edilmesinin, tanıtımının reklamının yapılmasının önlenmesine, mütecaviz kontrol kutusu ve kitapçıkları üretmeye, çoğaltmaya yarayan araç, cihaz, makine, kalıp gibi vasıtalara el konularak masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına, mütecaviz ürünlerin … internet sitesinde ve sair her türlü mecrada kullanımının, yayımlanmasının, çoğaltılmasının, satılmasının, satışa arzının, dağıtımının, reklam ve tanıtımının yapılmasının önlenmesine, mütecaviz ürünlerin her türlü sosyal medya hesabında ve web sayfalarından kaldırılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
5-1.707,75 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile fazla 853,90 TL harcın davacıya iadesine,
6-FSEK’ ten doğan haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle; Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 1.707,75 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.732,95 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yapılan 348,30 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 7.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.348,30 TL yargılama giderinden; davanın kabul/ret oranına göre 2.450,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafça yapılan 3.700 TL bilirkişi ücreti ile 510 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 4.260,00 TL yargılama giderinden; davanın kabul/ret oranına göre 2.500,00 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
KARŞI DAVANIN REDDİNE,
1-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 166,80 TL harcın davacılardan tahsiline,
2-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
BİRLEŞEN 3. FSHHM’NİN 2014/254 E. SAYILI DAVADA:
1-… 1. FSHHM’nin … E. sayılı dava dosyasında 16/03/2023 tarihinde TPMK ya yazılan müzekkereye gelen cevapta: Hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı faydalı model belgesinin 10 yıllık koruma süresinin dolduğunun bildirildiği görülmekle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davanın açıldığı tarih itibariyle davacının haklı olduğu (… numaralı faydalı model belgesinin yenilik arz etmediği ve hükümsüzlük koşulunun oluştuğu) kanaatine varıldığından; alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile eksik 154,70 TL harcın, davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 50,40 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2023

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır