Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/59 E. 2022/104 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/59
KARAR NO : 2022/104

DAVA : TASARIMA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, ÖNLENMESİ, DURDURULMASI, MADDİ, MANEVİ VE İTİBAR TAZMİNATI
DAVA TARİHİ : 09/08/2017
KARAR TARİHİ : 12/09/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarıma Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti Önlenmesi, Durdurulması, Maddi, Manevi ve İtibar Tazminatı davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili adına tescilli …, … ve … sıra numaralı tasarımların aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin, davalı tarafından izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullanıldığı ve davalının, müvekkilinin emeğinden haksız istifade edip kazanç elde ettiğini, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş, … K. sayılı dosyasında tespit işlemi gerçekleştirildiğini, keşif sonrasında tasarım bilirkişisi … tarafından hazırlanan raporda davalının … adresinde tespit edilen müvekkilinin tasarım hakkını ihlal ettiğinin bildirildiği, davalının; müvekkilinin tasarım hakkına haksız tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiilinin sabit olduğunu, davalının ürünlerinin müvekkili adına tescilli …, … ve … numaralı tasarımlara benzerliğinin, bilgilenmiş kullanıcı gözünde iltibasa sebep olduğu ve dava konusunun tasarımlar bakımından aslında tasarımcının seçenek özgürlüğünün bulunduğu hususları bilirkişi raporu ile de ortaya konulduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 59.maddesinde, “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulundurama ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” şeklinde ifade edildiğini, aynı Kanunun 81.maddesine göre, “a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c) Tasarım hakkını gasp etmek.” tasarım hakkına tecavüz teşkil eden fiillerden olduğunu, davalının, müvekkilinin ürününün ucuz ve daha kalitesiz muadilini sattığını, davalının ürününün, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde açıkça karışıklığa sebep olduğunu, davalının kullanımının, müvekkilinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunudan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği gibi, TTK uyarınca haksız rekabet de oluşturduğunu, HMK’nın 107.maddesi çerçevesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak açtıkları bu davada; dava sırasında müvekkilinin uğradığı zararın net olarak tespit edildiğinde arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı tarafın tecavüz ve haksız fiilinin vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu gereğinde tasarımın itibar kaybından ötürü Mahkemece takdir edilecek itibar tazminatına, verilecek kararın masrafı davalıdan alınmak şartıyla, başlangıç ve gerekçe bölümlerinin bir özetinin ve hüküm fıkrasının tamamının Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi …D. İş. … K. sayılı dosyasında yapılanlar dahil yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini Mahkemeden talep etme gereği doğduğunu, davalı şirketin tecavüz eylemi nedeniyle 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 150.maddesi uyarınca maddi tazminata hükmedilmesini, buna göre hesaplamanın tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı tasarım hakkı sahibinin tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre yapılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın davasını belirsiz alacak davası şeklinde açtığını ancak alacağın ihtilaflı olmasının belirsiz alacak davası açılmasını gerektirmediğini, bu suretle davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olmadığını, hukuki yararın, dava şartı olduğunu, bu sebeple de davanın, dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, ayrıca müvekkili şirketin merkezinin Aksaray’da olması sebebiyle … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkilinin eyleminin, tasarımdan doğan hakka tecavüz olarak nitelendirilebilmesinin ancak taraflar arasında görülecek nizalı yargılama neticesinde ilgili mahkemesince hüküm verilmesi halinde söz konusu olabileceğini, dava konusu ürünlerin, davacıya ait tasarımlar ile aynı olmadığını, tekstil sektöründeki endüstriyel ürünlerin tasarımlanmalarında modanın, biçimi doğrudan etkilediğini, özgün bir biçim yaratmada sezon ve ürüne dair modanın doğru tanımlanmasının ön koşul olduğunu, bu nedenle; kullanıcı kitlesinin, sezona dair moda akımını, genel modele uygunluk gibi zorunlulukların oranları ve biçimi belirlediğini, tasarımcının da, bu sınırlar içinde kendine özgü ve özgün biçim önermesine yöneldiğini, genel forma dayalı, doğal kabullenilir normlarıyla, ancak hızlı değişen moda akımından kaynaklanan görsel niteliklerin, ayrıntılarda çeşitlendirmenin mümkün olduğunu, pardösü, kap, çorap, kravat, gözlük, pantolon ve sair tasarım ürünlerinin buna örnek olarak gösterilebildiğini, o halde ilk ve kesinlikle zorunlu benzerliklere rağmen ayrıntılarda yaratılan ayrı imajların rolünü ve önemini karıştırmamak veya göz ardı etmemek gerektiğini, çeşitli marka kravatlarda, çoraplarda yada pantolonlarda olduğu gibi, dava konusunu teşkil eden pardösü ve kapların da birbiriyle karşılaştırılmalarında genel görünümlerinin, aynı işlev algısına yönelik nedenlere ve giyim tasarımlarına dair dönem modasına uygun, yaklaşık oran beraberliği, siluet benzerliği taşıdığını, rastlanılan bu özelliklerin sezona ait moda akımının bir gereği olduğunu, görsel itibarla strüktürel benzerliklerinin, yaka ve sair detaylarında değişkenlik gösterdiği ve bu farklılıkların da ürünler arasındaki benzerliği ortadan kaldırdığının görüldüğünü, bu suretle de ürünlerin birbirleri ile aynı yada benzer olmadıklarının anlaşıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkiline ait ürün ile davacıya ait ürünün benzer oldukları düşünülse dahi, davacı tarafından tescil ettirilen ürünün, yenilik ve ayırt edicilik vasfını taşımadığını, davacı tarafın tecavüz sebebiyle maddi ve manevi tazminat da talep ettiğini, hiçbir şekilde tecavüz iddiasını kabul anlamına gelmemekle birlikte, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde de müvekkilin kusuru bulunmadığını, kusura ilişkin itirazlarının, davacının tazminat istemine yönelik olduğunu, zira, tazminat talebi noktasında kusur ve uygun illiyet bağının mevcut olması gerekmekte olup, mevcut durumda müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, bu sebeple de, hiçbir şekilde tecavüzü kabul anlamına gelmemekle birlikte Mahkemece aksi kanaatte olunsa bile, müvekkilinin kusurunun bulunmaması sebebiyle tazminat taleplerinin reddinin gerektiği, davacı tarafın, ihtiyati tedbir kararı verilerek ürünlere, kataloglara, kalıplara el konulmasını, bunların muhafaza altına alınmasını, mümkün olmazsa imhasını da talep ettiğini, ancak dosya kapsamında, ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirecek şartlar bulunmadığını, b sebeple ihtiyati tedbir istemini kabul etmediklerini beyan etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, … 1. FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyası fiziken dosya arasına alınmış ve HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
17/09/2018 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle: Taraflara ait ürünlerin birebir aynı olduğu, davalının ürünlerinin bilinçli tüketici nezdinde ayırt edilemeyecek derecede davacı ürünleri ile benzer olduğu ve bu benzerliğin moda akımlarından kaynaklanmadığı, davacı tescillerinin yenilik incelemelerinin sunulan delil yetersizliği sebebiyle bu dosya kapsamı dışında kaldığı, davacının talep etmiş olduğu tazminat tutarının 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 21.000,00 TL olduğu, ayrıca itibar tazminatının res’en takdirinin talep edildiği ancak markanın piyasa değer tespiti hakkında herhangi bir delil dosyada bulunmadığı için tespitinin mümkün olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… 3. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla alınan 25/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalı Şirketin 2017 yılı noter onaylı resmi defteri olan yevmiye defterinde, envanter ve Deafter-i Kebirde tek tek inceleme yapıldığı, davalının model benzeri numune pardesü ürünleriyle ilgili satış etiketlerinde; … kodlarına ait olan pardesülerin satışının olup olmadığının tespitinin yapıldığı, yazar kasa fişlerinin ve satış faturaların olmadığı, davalının stok durum raporunda görüleceği üzere; numune ürün olarak adetli üretim yapıldığı, satış hareketi olmadığı, dava konusu model benzeri numune ürünlerin mağazalarından fabrikaya çekildiği, ürünlerin hiçbir satışının yapılmadığı, fatura-yazar kasa fişi kesilmediği, resmi detfterlerine gelir kaydı yapılmadığı, bilirkişi olarak iş mahallinde tespitinin yapıldığı bildirilmiştir.
08/03/2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle: Davalı … vergi numaralı ..Tic. Anonim Şirketi’nde yapılan incelemede ele geçirilen 38 tek beden farklı renklerde 1.tescilli …modelden …tescilli … modelden … tescilli … modelden 7 adet farklı renk ürün toplamda tek beden 38 olarak üretildiğinin tespit edildiği, maddi tazminatın hesaplanmasında başlı başına davalının ticari kayıtlarının esas alınmasının mümkün olmadığı, zira eldeki davanın niteliği gereği bir haksız fiil olup; haksız fiilin gizlenmesi veya boyutlarının tam olarak saptanmasının önlenmesi amacıyla ticari kayıtların davalıca tam tutulmamasının kuvvetle muhtemel olduğu, minimum üretim miktarının sadece bir renk kumaştan bir pastal kesim yapıldığı düşünüldüğünde: 100 kat X 1 beden X 1 renk 101 adet ürün kesimi yapıldığının anlaşıldığı, 16 farklı renkle hesaplanıldığında, 100 kat X 1 beden X 16 renk= 1.600 adet ürün kesimi yapıldığı, maddi tazminat; 6769 saylı SMK’nın 151/2-a maddesi dikkate alınarak yapılan hesaplamada 67.700 TL olabileceği, manevi tazminatın tazminat sahibinin tasarım hakkına yapılan tecavüz nedeniyle tasarımcının ya da tasarım hakkı sahibinin toplum içinde itibarı, statü ve güvenin sarsılmasının karşılığının giderilmesi olup manevi tazminatın tarafların kusur ve tutumları doğrultusunda tamamen mahkemenin takdirinde bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
16/08/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle:Davacı …’e ait … numaralı çoklu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliği taşıdığı için Türk Patent Enstitüsü tarafından 29.08.2016 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile korunmak üzere Tasarım Tescil Belgesi verildiği, davacı …’e ait … numaralı çoklu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliği taşıdığı için Türk Patent Enstitüsü tarafından 19.09.2016 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile korunmak üzere Tasarım Tescil Belgesi verildiğini, davacı …e ait … numaralı çoklu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliği taşıdığı için Türk Patent Enstitüsü tarafından 21.10.2016 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile korunmak üzere Tasarım Tescil Belgesi verildiğini, davacı tarafa ait … numaralı tasarım ile davalı tarafa ait … kodlu tasarımların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davacı tarafa ait … numaralı tasarım ile davalı tarafa ait … kodlu tasarımların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davacı tarafa ait … numaralı tasarım ile davalı tarafa ait … kodlu tasarımların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, vaki kullanımların SMK’nı 81/1 ve TTK’nın 55/1-a-4 hükmünün ihlali sayılacağı, 6769 sayılı SMK’nın 151/2-a kapsamında tazminat seçimi yapılmış olduğundan detayları arz edildiği üzere 717,44 TL tazminat talep edilebileceği, SMK 151/4, TBK 50 ve 51. maddeleri hükümleri çerçevesinde tazminatın arttırılması hususundaki yetkinin Mahkemenin takdirine bırakılması gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
11/02/2022 tarihli ek bilirkişi heyet raporunda özetle: 6769 sayılı SMK’nın 151/2-a maddesi kapsamında seri üretim baz alınarak hesap edilecek alternatif tazminat miktarının detayları arz edildiği üzere 63.663,73 TL olabileceği, 6769 sayılı SMK’nın 151/2-a maddesi kapsamında kök raporda hesap edilen 717,44 TL tazminat için düzeltilecek maddi hata bulunmadığı, SMK’nın 151/4 maddesi, TBK’nın 50 ve 51.maddeleri hükümleri çerçevesinde tazminatın arttırılması hususundaki yetkinin Mahkemenin takdirine bırakılması gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; 16/08/2021 tarihli kök ve 11/02/2022 tarihli ek bilirkişi heyet raporlarına itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Dava: Davalının eyleminin, davacının tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, durdurulması, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminat, 20.000 TL manevi tazminat ve 500 TL itibar tazminatı ile hükmün ilanına ilişkindir.
Davacı vekili 31/03/2021tarihli talep arttırım dilekçesi ile; maddi tazminat miktarını 67,700,00 TL olarak arttırmış ve gerekli harcı yatırmıştır.
Davanın açılmasını müteakip dava dilekçesi, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesi; “(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.”
6769 sayılı SMK’nın 58. maddesi; “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
6769 sayılı SMK’nın 59. maddesi; “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
6769 sayılı SMK’nın 81.maddesi; “a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c) Tasarım hakkını gasp etmek. (2) Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir” hükmü amirdir. Ancak “özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller; deneme amaçlı fiiller; ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek şartları ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar” ile belirli koşullarda onarım amaçlı fiiller tasarım hakkının kapsamı dışında kalır. (6769 sayılı SMK madde 59/3- a, b, c)
6769 sayılı SMK’nın 149.maddesi; “(1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.
d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması.
e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması.
f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.
g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda, söz konusu ürün, cihaz ve makinelerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değerin kabul edilen tazminat miktarını aşması hâlinde, aşan kısım hak sahibince karşı tarafa ödenir.
(3) Birinci fıkranın (g) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda ilanın şeklî ve kapsamı kararda tespit edilir. İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer.
(4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın tazmini talep edilemez.”
6769 sayılı SMK’nın 151.maddesi; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.” hükümleri yer almaktadır.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükmü yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
SMK – TTK hükümleri, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen 16/08/2021 tarihli kök/ 11/02/2022 tarihli ek bilirkişi heyet raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde: TPMK nezdinde …, … ve … numaralı çoklu tasarımların, davacı … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirkete ait … numaralı çoklu tasarımların; yenilik ve ayırt edicilik özelliği taşıdığı için TPMK tarafından 29.08.2016 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile korunmak üzere Tasarım Tescil Belgesi verildiği, davacı şirkete ait … numaralı çoklu tasarımların; yenilik ve ayırt edicilik özelliği taşıdığı için TPMK tarafından 19.09.2016 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile korunmak üzere Tasarım Tescil Belgesi verildiği, davacı şirkete ait … numaralı çoklu tasarımların; yenilik ve ayırt edicilik özelliği taşıdığı için TPMK tarafından 21.10.2016 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile korunmak üzere Tasarım Tescil Belgesi verildiği, davacı şirkete ait … numaralı tasarım ile davalı şirkete ait … kodlu tasarımların; bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davacı şirkete ait … numaralı tasarım ile davalı şirkete ait … kodlu tasarımların; bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davacı şirkete ait… numaralı tasarım ile davalı şirkete ait … kodlu tasarımların; bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, davalı kullanımlarının; davacının tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varıldığından, önlenmesi ve durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı maddi tazminat talebini SMK 151/2-a maddesine yani “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rakebeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelire” göre talep etmiştir.
Mali yönden yapılan incelemede; davaya konu tasarıma tecavüz teşkil eden ürünlerden dolayı davacının elde ettiği net kazanç sağlıklı tespit edilemediğinden, tasarımın tescilli olduğu tarih, davalının kullanım yoğunluğu, somut olayın özellikleri ve B.K. hükümlerine göre takdiren 25.000,00 TL maddi tazminatın delil tespitinin yapıldığı 05/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Tasarıma tecavüz sayılan fiiller aynı zamanda haksız fiil niteliğinde olduğu için Türk Borçlar Kanunun 58.maddesinde yer alan haksız fiilin kişilik hakkını zedelemesi halinde manevi tazminata hükmedileceği hükmü SMK bakımından da kabul edilmiştir. SMK kapsamında manevi tazminatın amacı markanın/tasarımın haksız kullanımı veya itibarının zedelenmesi sonucu marka/tasarım hakkı sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılmasıdır. Yargıtay kararlarında, markaya/tasarıma tecavüz fiilinin varlığında mutlaka uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin belirtildiği, manevi tazminat miktarının tayininde bu tazminatın bir zenginleşme aracı olması ve hukuka aykırı eylemin yapılmasını istenir hale getirecek aşırı miktarlarda olması kabul edilmemekte, zarara uğrayanda manevi huzuru sağlayacak oranda, tecavüzü yapanda da caydırıcı bir etki bırakacak miktarlarda olmasına özen gösterilmesi gerektiği bilinmekle manevi tazminat talebinin kabulüne ve davalı aleyhine 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Davacı itibar tazminatı talep etmiştir. Bilindiği üzere “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.” İtibar tazminatına hükmolunabilmesi için marka/tasarım hakkına tecavüz edenin markayı/tasarımı “kötü” veya “uygun olmayan bir şekilde” kullanması ve böyle bir kullanım sonucunda “markanın/tasarımın itibarının zarara uğraması” koşullarının ispatının gerektiği, somut olayda davalının tasarımı ne şekilde “kötü” veya “uygun olmayan biçimde” kullandığı, tasarımın ne şekilde zarara uğramış olduğu açıklanmamış, bu yönde herhangi bir delil sunulmamış ve bu koşullar ispat edilememiş olduğundan, itibar tazminatı talebinin reddi gerekmiştir.
Hükmün ilanında; davacının menfaati olduğu gözetilerek, masrafın davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere.
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1- Davalının eyleminin, davacının tescilli tasarımından doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına,
2- Maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; Borçlar Kanunu hükümlerine göre takdiren 25.000.00 TL maddi tazminatın delil tespitinin yapıldığı 05/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3- Manevi tazminat talebinin kabulüne, 20.000.00-TL manevi tazminatın delil tespitinin yapıldığı 05/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- İtibar tazminatı talebinin reddine,
5- 28/09/2017 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
6- Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
7- 3.073,95 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 1.902,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8- Tasarım Tescilinden Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi talepleri yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Maddi Tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- Manevi Tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11- Reddedilen Maddi Tazminat talebi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12- Reddedilen İtibar Tazminatı talebi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13- … 1. FSHHM ‘nin … D.İş sayılı dosyasında; davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 51,70 TL peşin harç, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 35,20 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 618,30 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
14- Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinden olan; 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harç, 1.140,00TL tamamlama harcı, 140,30 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.343,10 TL yargılama giderlerinden, davanın kabul ve red oranına göre 2.726,07 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
15- Davalı tarafın yaptığı yargılama giderlerinden olan; 4.000.00 TL bilirkişi ücreti, 70,00 TL posta tebligat ücreti olmak üzere 4.070,00 TL yargılama giderlerinden, davanın kabul ve red oranına göre 1.993,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
16- Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır