Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/569 E. 2023/112 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/569
KARAR NO:2023/112

ASIL DAVA:MARKA HAKKINA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ ÖNLENMESİ, SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASI
DAVA TARİHİ:24/12/2021

KARŞI DAVA:MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ
DAVA TARİHİ:31/01/2022
KARAR TARİHİ:22/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti Önlenmesi, Sonularının Ortadan Kaldırılması ile Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin hali hazırda “…” ibareli tescilli markalara sahip olduğunu, söz konusu markalarına konu ürünü “…” ismi ile lanse edildiği Türkiye genelinde gribe karşı enfeksiyon blokeri … olarak tanıtıldığı ve satışa sunulduğunu, markaların esas faaliyet alanlarının 05 ve 10. sınıflarında yer alan emtialar üzerinde olduğunu, davalı tarafından üretilip satışa sunulmakta olan “… …” ibareli ürünün, müvekkiline ait tescilli markalar ile iltibas yaratacak derecede benzerlik içerdiğini, davalı … Anonim Şirketi tarafından 2020/… sayılı marka başvurusunda bulunulduğunu, müvekkili tarafından itiraz edilmesi üzerine marka başvurusunun reddedildiğini, davalı tarafa ait 2020/… sayılı marka başvurusuna itiraz edildiğini ve marka başvurusunun reddedildiğini, davalı tarafa ait 2019/… sayılı marka başvurusuna itiraz edildiği ve markanın kısmen reddine karar verildiğini, davalı tarafa ait 2020/… sayılı marka başvurusuna itiraz edildiğini ve itirazın inceleme aşamasında olduğunu, davalı … Anonim Şirketi’ne ait markalarda “…” ibaresinin baskın unsur olduğunu, “…” ibaresinin ise tali unsur görünümünde olduğunu, ancak piyasadaki ürün ambalajında başvuru yapıldığı hali ile dahi kullanılmadığını, markasal kullanımın “… …” olduğunu, https://…/…-…-…-12-adet-… internet adresinde ve eczanelerde satışa sunulan ürünlerin, müvekkiline ait marka ile iltibas yaratacak derecede benzerlik içerdiği, davalı yanın “…” ibaresini içeren kullanımının, müvekkilinin “…” ibareli markalarına tecavüz oluşturduğu ve kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın müvekkiline ait ürünün ayırt edilemeyecek derecede benzerini satışa sunma şeklindeki fiillerinin haksız rekabet fiilini de oluşturduğunu, davalı yanca piyasaya sunulan ürünün, müvekkilinin markasının itibarını zedelediğini, neticeten; her türlü maddi ve manevi tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle davalı yana tebligat yapılmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle davalı yanın, 6769, 6102 ve 6100 sayılı kanunlarda yer alan düzenlemeler gereğince, müvekkilinin tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin ivedilikle önlenmesi ve durdurulmasını, bu kapsamda olmak üzere tecavüz suretiyle üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulmasına ve bunların saklanmasına, davalı yanının ürünlerini satışa sunduğu web sitesinden veya başkaca mecralardan ürünlerin kaldırılmasına, yapılacak yargılama sonunda; davalının fiillerinin, müvekkilinin tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitini, davalı yanın, müvekkilinin tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil eden fillerinin durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüz oluşturan tüm kullanımların önlenmesine, ürünlerin toplatılmasına, tabelaların kaldırılmasına, ticari evrakların toplanmasına, davalı yanın ürünlerini satışa sunduğu web sayfasında ve başkaca mecralarda yer alan görsellerin kaldırılmasına, davalının fiillerinin, TTK gereğince haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabetin önlenmesine, tescilli markalardan doğan haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile davanın kabulüne dair verilen kararın masrafları davalı tarafından karşılanarak ilgililere tebliğ edilmese ve kamuya ilan yoluyla duyurulması için ülke çapında yayın yapan gazetelerden birinde ilanına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap – karşı dava dilekçesinde özetle: Davacı tarafın dava dilekçesinde kendileri tarafından tescili sağlanmış olan “… …” ibaresinin müvekkili tarafından kötü niyetli olarak ortalama tüketici nezdinde karıştırma olanağı olacak şekilde kullanıldığını, bu sebeple yapılan marka hakkına teceavüzün engellenmesini talep ve dava ettiğini, ancak hali hazırda müvekkili tarafından yapılan kullanımın; marka hakkına tecavüz fiili ve haksız rekabet teşkil etmediğini, bu sebeplerle davacının iddiasını kabul etmediklerini, neticeten; haksız ve hukuka aykırı asıl davanın ve tedbir talebinin reddine, açık kanun hükmüne aykırılık teşkil etmesi nedeni ile TPMK nezdinde … … A.Ş. adına tescilli “…” ibareli markaların hükümsüzlüğü talepli karşı davalarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Marka Vekili … ve Eczacı … tarafından düzenlenen 14/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı markası ile davalı yanın markasal kullanımlarının bütün halinde bıraktıkları genel intibanın ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimaline sebebiyet vereceği, davalı yanın kullanımlarının, davacı yanın “…” esas unsurlu markaları ile benzerlik arz ettiği değerlendirildiğinde, nihai tüketici nezdinde iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğu ve açıklanan gerekçeler ile haksız rekabetin varlığından bahsedilebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
03/03/2022 havale tarihli bilirkişi kurul ek raporunda özetle: Asıl dava ile ilgili olarak kök rapordaki görüşlerin değiştirilmesini gerektirir herhangi bir durumun olmadığı, karşı dava bakımından; davacı/karşı davalı yana ait dava konusu … ibareli markaların, SMK’nın 5/1-c maddesi hükmü çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler … ve …tarafından düzenlenen 9/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: İzah olunan nedenlerle takdiri mahkemeye ait olmak kaydıyla, esas dava bakımından; davalı şirketin fiillerinin, davacının marka tescilinden doğan haklarına SMK’nın 7/2-a, b ve c maddeleri kapsamında tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, karşı dava bakımından; … … A.Ş. adına tescilli … ibareli marka/markaların, SMK 5/l-c maddesi bakımından hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl Dava: Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulması, önlenmesi, mütecaviz ürünlerin ve ticari evrakların toplatılması, tabelaların kaldırılması, davalı şirketin ürünlerini satışa sunduğu web sayfasında ve başkaca mecralarda yer alan görsellerin kaldırılması ve hükmün ilanına ilişkindir.
Karşı Dava: TPMK nezdinde … … A.Ş. adına tescilli “…” ibareli markaların hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Dava-karşı davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK’nın 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK’nın 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli
marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen
aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, bilirkişi kurulu kök/ek raporları ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde “…” ibareli birçok markanın, davacı-karşı davalı … … A.Ş. adına tescilli olduğu, 2020/… numaralı “… … … …” ve 2020/… numaralı “… … … …” ibareli markaların, davalı-karşı davacı … A.Ş. adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
Asıl davada: Davacı markası ile davalı şirketin markasal kullanımlarının bütün halinde bıraktıkları genel intibanın ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimaline sebebiyet verdiği, davalı kullanımlarının, davacının “…” esas unsurlu markaları ile benzerlik arz ettiği, nihai tüketici nezdinde iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varıldığından, asıl davanın kabulüne; davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, Mahkememizin 11/04/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı şirketin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturan tüm kullanımların önlenmesine, karar kesinleştiğinde mütecaviz ürünlerin ve ticari evrakların toplanmasına, tabelaların kaldırılmasına, davalı yanın ürünlerini satışa sunduğu web sayfasında ve başkaca mecralarda yer alan görsellerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davalının eylemi; davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinden, hükmün ilanı talebi yerinde görülerek, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karşı davada: 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun “Hükümsüzlük halleri ve hükümsüzlük talebi” başlıklı 25/1 maddesi, “Marka tescilinde mutlak ret nedenleri” başlıklı 5. maddesi ve “Marka tescilinde nispi ret nedenleri” başlıklı 6. maddesinde hükümsüzlük halleri sayılmıştır.
Davalı/karşı davacı … A.Ş., davacı/karşı davalı … … A.Ş. adına tescilli markaların, SMK 5/1-c maddesi kapsamında hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
SMK 5/1-c maddesinde; ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler marka olarak tescil edilemez hükmü düzenlenmeştir.
“…” ibaresinin; bir bitki türünün adı olduğu anlaşılmıştır. Davacı/karşı davalı sunduğu delillerde; “…” ibaresinin tek başına kullanılmadığı, … …, … … şeklinde kullanıldığını iddia etmiştir.
… ibaresinin bir tür adı olduğu ama doğrudan pastiller için ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret olmadığı, bu kapsamda … … A.Ş. adına tescilli “…” ibareli marka/markaların, SMK’nın 5/l-c maddesi bakımından hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
ASIL DAVANIN KABULÜNE
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Mahkememizin 11/04/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
3-Davalı şirketin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturan tüm kullanımların önlenmesine, karar kesinleştiğinde mütecaviz ürünlerin ve ticari evrakların toplanmasına, tabelaların kaldırılmasına, davalı yanın ürünlerini satışa sunduğu web sayfasında ve başkaca mecralarda yer alan görsellerin kaldırılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
5-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 120,60 TL harcın davalıdan tahsiline,
6-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 273,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.273,50 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
KARŞI DAVANIN REDDİNE,
1-375,10 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 75,10 TL harcın davacıdan tahsiline,
2-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır