Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/55 E. 2021/2 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/55
KARAR NO : 2021/2

DAVA : SÖZLEŞMENİN FESİH VE ALACAK
DAVA TARİHİ : 28/05/2014
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

… 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/199 E. 2017/28 K. ve 28/02/2017 tarihli yetkisizlik kararı üzerine davanın İstanbul 1.FSHHM’ne tevzi edilerek 2017/77 E. sırasına kaydının yapıldığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı ile İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 11/11/2021 tarihi itibariyle faaliyete geçirildiği, bu nedenle İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/77 E. sayılı davasının Mahkememize devredilerek 2021/55 E. sırasına kaydedildiği ve taraflar arasında Sözleşmenin Fesih ve Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde (görevsizlik kararı veren … 5. ATM’nin … E sayılı davasına ibraz edilen) özetle: Taraflar arasında 01.01.2013 tarihinde bir sözleşme imzalandığını, sözleşme öncesinde taraflar arasında fiili bir iş ilişkisi mevcut olduğunu, 23.12.2013 tarihinde davalı firma için davacı tarafından tahsisi edilen davalı şirket elemanlarının giriş kartı alındığını, bu nedenle davacı şirket açısından sözleşme hükümlerini yerine getirme sorumluluğunun davalı tarafından fiilen engellendiğini, müvekkilinin 24.01.2014 tarihinde çekilen ihtarnameye davalı tarafça 28.01.2014 tarihinde verilen cevabi ihtarnameye kadar sözleşmenin fiilen ve hukuken devam ettiğini, bu aşamaya kadar devam eden sözleşmenin 5.2.maddesine göre bir yıl daha uzamış durumda olduğunu, en azından aynı hükme göre sözleşmenin ihtarname tarihinden itibaren üç ay daha geçerli olup davacının üç aylık hizmet ücretini hakettiğini, davalıya irsaliye ile proforma faturalı olarak ürün teslimi yapıldığını, daha sonra faturalandırıldığını ve bu ürün teslimlerinden dolayı müvekkilinin alacağının 105.261,90 USD olduğunu, devam eden sözleşme gereğince aylık hizmet bedellerinin karşılanmadığını, 20.01.2014 tarihinden sonra oluşan cari hesap borcunun ödenmediğini, sözleşmenin 5 ve özellikle 5.2.maddesi gereğince Aralık, Ocak, Şubat ve Mart ayları için söz konusu olan 3.000 TL dijital döküman ID tanımlama hizmetleri ile 6.000 TL tarama hizmet bedellerinin ödenmediğini, belirtilen bu borçların dört ay için toplam 36.000 TL yaptığını, aralık hizmet bedelinin faturalandırıldığını ancak faturanın davalı tarafça noter marifetiyle iade edildiğini, bu nedenle diğer aylar için fatura kesilmediğini, ayrıca sözleşme gereği davalıya tahsis edilen yazılımın davalı firma tarafından halen kullanılmaya devam edildiğini, bu nedenle müvekkilinin, kullanım ve tasarruf hakkına sahip olduğu yazılım ile alakalı yeni yatırımlar yapamadığını ve ticari olarak zarar gördüğünü, davalının cevabi ihtarnamesi ve yapmış olduğu delil tespiti ile bir takım itirazlar ileri sürmüş olsa da bu itirazların haksız ve mesnetsiz olduğunu, bahse konu itirazların sözleşmenin baştan beri hükümsüz olduğu ve yazılımın kendi bilgisayarlarında üretildiği şeklinde olduğunu, tek taraflı ve müvekkilinin katılımı olmaksızın yapılan delil tespitine itiraz ettiklerini, o iddiaların ayrı bir yargılama konusu olduğunu, yazılımın ihbar edilenden almış olması, davalının yazılım ile alakalı haksız hak sahipliği iddiaları, davanın yazılımı ile alakalı neticesinden ihbar edilenin de etkilenecek olması nedeniyle davanın dava dışı ….’ne ihbarını talep ettiklerini belirterek sonuçta, taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, sözleşme hükümleri ve cari hesap gereğince oluşan müvekkilinin alacağının karşılanmasına, 228.323,90 TL alacağın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsiline, bahse konu yazılımın davalı tarafından kullanılmasının sonlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde (görevsizlik kararı veren … 5. ATM’nin … E sayılı davasına ibraz edilen) özetle: Yetki itirazında bulunarak, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8.maddesi uyarınca düzenlenen yetki şartına göre, davaya bakma yetkisinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olduğunu, ayrıca davaya bakma görevinin fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesine ait olduğunu, bu nedenle mahkemenin görevsiz olduğunu, esas yönünden ise, müvekkili şirketin kendi müşterilerine verilmek üzere düzenlediği irsaliyeleri ve faturaları arşivlemek ve gerektiğinde bunları ayrıştırmak veya eşleştirmek için bir bilgisayar yazılımına ihtiyaç duyduğunu, dava dışı …’in 01.04.2011 tarihinden 20.12.2013 tarihine kadar bilgi teknolojileri direktörü unvanı ile müvekkili şirkette görev yaptığını, bu şahsın müvekkilinin bünyesinde her ne kadar yetkin ve kalifiye bir bilgisayar programı yazılım ekibi olsa da, yazılım ve bu yazılıma ilişkin hizmetin mutlaka dışarıdan temin edilmesi gerektiğini, yaptığı araştırmalar neticesinde bu yazılımı ve bu yazılımla verilecek dijital arşiv hizmetini davacı şirketin sağlayabileceği konusunda müvekkilinin ikna ettiğini, bunun sonucunda taraflar arasında yazılım kullanım ve dijital arşivleme hizmeti alındığını, bu doğrultuda, taraflar arasında 01.01.2013 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davacı tarafından müvekkilinin yazılım ve dijital arşivleme hizmetleri verilmeye başlandığını, bununla birlikte davacının ayrıca müvekkilinin lojistik hizmetlerinde kullandığı el terminalleri, yazıcı, servis ve bakım gibi satış ve hizmetleri de verdiğini, sözleşme imzalandıktan sonra tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirmeye başladıklarını, ancak sözleşmenin imzalanmasından sonra, sözleşme konusu yazılımın, müvekkilinin …’ya ait donanımlar kullanılarak … direktörü …’in zorlaması ile müvekkilinin yazılım ekibine mensup bir kısım çalışanlarca oluşturulduğu bilgisine ulaşıldığını, yaptıkları araştırma sonucunda bu yazılımın müvekkili şirket çalışanları tarafından davalı şirket alt yapısı kullanılarak üretilmiş bir program olduğunu, davacı şirketle sözleşme yapılması konusunda Nafi Kamil Yetkin’in bilinçli çabaları sonucunda sözleşme imzalanması sağlanarak yazılım sanki davacı tarafından hazırlanmış gibi işlem yapıldığını belirlediklerini, … 20.Sulh Hukuk Mahkemesinin… D..iş sayılı dosyasıyla tespit yaptırdıklarını, 21.01.2014 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen tüm bu hususların daha önce müvekkilinin çalışanı olan … direktörü ve bir kısım müvekkilinin çalışanları tarafından yazılımın gerçekleştirilmiş olduğu tespitinin yapıldığını, yaptıkları inceleme sonucunda, ihbar edilen şirketin sahibi ve ortağı olan …’ın davalı şirket … direktörü …’in ablası olduğunu belirlediklerini, yine ihbar edilen şirket müdürünün de …’in karısı olduğunu, daha sonra şirketin bu hisselerinin komşusu …’a devredildiğini belirlediklerini, buna göre ihbar edilen şirketin gizli sahibinin … olduğunu, muvazaalı işlemlerle aslında müvekkili şirket çalışanları tarafından ve davalı şirket alt yapısı kullanılarak üretilmiş olan yazılımın davacı şirket aracılığıyla müvekkiline satıldığını belirlediklerini, bu konuda … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasıyla şikayette bulunduklarını, yazılımın gerçek sahibinin müvekkilinin olduğunu, programla ilgili talebin haksız olduğunu, alacak talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine talep etmiştir.
… 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. ve 10/12/2015 tarihli kararı ile “…1-Davaya bakma görevi 5846 sayılı Yasanın 1 ve 76.maddeleri uyarınca Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine ait olduğundan, mahkememizin görevsizliğine,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK 20.maddesinde öngörülen iki haftalık hak düşürücü süre içinde talep halinde dava dosyasının görevli … Nöbetçi Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Yetki itirazının görevli mahkemece değerlendirilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı vekili karara temyiz etmiştir.
Anılan karar Yargıtay 11. H.D’nin 2016/8669 E – 7696 K. ve 03/10/2016 tarihli ilamı ile onanmıştır.
Görevsizlik kararı 15/11/2016 tarihinde kesinleşmiştir.
… 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E. … K. ve 28/02/2017 tarihli kararı ile “…1-HMK 17.madde ve 01/01/2013 tarihli sözleşmenin 8.mad gereğince mahkememizin yetkisizliğine,
2-HMK 20.mad gereğince karar kesinleştiğinde ve iki haftalık süre içerisinde talep edildiğinde dosyanın yetkili İstanbul Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331 mad gereğince yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
HMK’nun 266.maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
10/07/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava konusu yazılım programı, veri ve belgelerin arşivlenmesine ilişkin yazılım programı olup programın genel yapısı ve özellikleri itibariyle FSEK 2/1 maddesi kapsamında hususiyet taşıyan eser niteliğinde olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu yazılım programına ilişkin en eski dokümanların davalı şirket sistemlerinde yer aldığı gözlemlendiği, söz konusu yazılımın lisansının dava dışı … firmasına ait olduğu ancak uyarlama ve geliştirme aşamalarının davalı şirketin sunucuları kullanılarak mevcut altyapısı üzerinden sağlandığı, bu itibarla yazılım ve donanımların temin edilmesi ve hizmetin yerinde görülmesi hususunda davacının sözleşmesel edimini teknik gereksinimler yönünden yerine getirdiği, ancak sözleşme ile taahhüt edilen dava konusu yazılımın sözleşme tarihinden evvel davalı şirket sunucularında derlenebilir halde yer aldığı anlaşıldığı, bu çerçevede 01.01.2013 tarihli sözleşme konusu yazılımın sözleşmenin imzalanmasından önce davalının bilgisayarlarında zaten bulunması dikkate alındığında davacının davaya konu yazılımın mali hak sahibi olmadığı, 01.01.2013 tarihli sözleşmede yazılımın devri ve kullanımına ilişkin davacı taleplerinin yerinde olmadığı, bununla birlikte mali inceleme neticesinde; İncelenen davacı şirkete ait 2013-2014 yılı ticari defterlerinin açılış ve yıl sonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran dava tarihi itibarıyla davalı yandan 112.231,73 USD karşılığı 326.229,82 TL alacaklı olduğu, incelenen davalı şirkete ait 2013-2014 yılı ticari defterlerinin açılış ve yıl sonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran dava tarihi itibarıyla davacı yana 236.529,71 TL borçlu olduğu, dava tarihi itibarıyla taraflar arasındaki cari hesap farklılığının, davacı yanın 31.12.2015 tarihinde dövizli alacağı için yapmış olduğu kur farkı değerlemesinin, davalı yan tarafından yapılmamış olmasından kaynaklandığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
30/01/2020 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Dava konusu yazılım programı, veri ve belgelerin arşivlenmesine ilişkin yazılım programı olup programın genel yapısı ve özellikleri itibariyle FSEK 2/1 maddesi kapsamında hususiyet taşıyan eser niteliğinde olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu yazılım programına ilişkin en eski dokümanların davalı şirket sistemlerinde yer aldığı gözlemlendiği, söz konusu yazılımın lisansının dava dışı … firmasına ait olduğu ancak uyarlama ve geliştirme aşamalarının davalı şirketin sunucuları kullanılarak mevcut altyapısı üzerinden sağlandığı, bu itibarla yazılım ve donanımların temin edilmesi ve hizmetin yerinde görülmesi hususunda davacının sözleşmesel edimini teknik gereksinimler yönünden yerine getirdiği, ancak sözleşme ile taahhüt edilen dava konusu yazılımın sözleşme tarihinden evvel davalı şirket sunucularında derlenebilir halde yer aldığı anlaşıldığı, bu çerçevede 01.01.2013 tarihli sözleşme konusu yazılımın sözleşmenin imzalanmasından önce davalının bilgisayarlarında zaten bulunması dikkate alındığında davacının davaya konu yazılımın mali hak sahibi olmadığı, 01.01.2013 tarihli sözleşmede yazılımın devri ve kullanımına ilişkin davacı taleplerinin yerinde olmadığı, mali inceleme neticesinde; İncelenen davacı şirkete ait 2013-2014 yılı ticari defterlerinin açılış ve yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran dava tarihi itibarıyla davalı yandan 112.231,73 USD karşılığı 326.229,82 TL alacaklı olduğu, incelenen davalı şirkete ait 2013-2014 yılı ticari defterlerinin açılış ve yıl sonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran dava tarihi itibarıyla davacı yana 236.529,71 TL borçlu olduğu, dava tarihi itibarıyla taraflar arasındaki cari hesap farklılığının, davacı yanın 31.12.2015 tarihinde dövizli alacağı için yapmış olduğu kur farkı değerlemesinin, davalı yan tarafından yapılmamış olmasından kaynaklandığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
23/06/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Teknik açıdan dosyaya önceden sunulan 10.07.2018 tarihli kök rapor ve 30.01.2020 tarihli ek rapordaki aynı tespitlere ulaşıldığı ve aynı kanaate varıldığı, davalı şirket bilgisayarlarında tespit edilen yazılıma ilişkin dokümanların oluşturulma tarihinin dosyaya ibraz edilen diğer belge ve delillere nazaran (lisans satın alma, sözleşme, protokol ve lisans devir sözleşmesi) daha eskiye dayandığı, ayrıca davalı şirket bilgisayarlarında gözlemlenen yazılımın … sürüm olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı, nitekim bir yazılımın … sürümüne ilişkin kaynak kodlarının geliştiricinin dışında üçüncü kişiler ile paylaşılmış olmasının, bu kodların derlenebilir ve geliştirilebilir halde yer almasının yazılım dünyasında pek kabul edebilir bir durum olmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu yazılım programına ilişkin en eski dokümanların davalı şirket sistemlerinde yer aldığı gözlemlendiği, söz konusu yazılımın lisansının dava dışı … firmasına ait olduğu ancak uyarlama ve geliştirme aşamalarının davalı şirketin sunucuları kullanılarak mevcut altyapısı üzerinden sağlandığı, bu itibarla yazılım ve donanımların temin edilmesi ve hizmetin yerinde görülmesi hususunda davacının sözleşmesel edimini teknik gereksinimler yönünden yerine getirdiği, ancak sözleşme ile taahhüt edilen dava konusu yazılımın 01.01.2013 sözleşme tarihinden önce davalı şirket sunucularında derlenebilir halde yer aldığı anlaşıldığı, yapılan bilişim incelemesine göre davaya konu yazılımın eser olduğu, davacının davaya konu esere ilişkin mali haklara sahip olmadığı, taraflar arasındaki 01.01.2013 sözleşme uyarınca bu yazılıma ilişkin lisans bedelinin haksız olduğu, sözleşmeye göre ödenen bedellerin davacıya borcundan mahsup edilmesi gerektiği, seçimlilik hakkının mahkemenin takdirinde olmak üzere davacının alacağının USD bazında 34.588,22 USD, TL bazında 101.969,30 TL davalının borçlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacı ile davalı arasında “yazılım ve dijital arşiv hizmeti” konulu sözleşme imzalandığı, bir süre sonra davacı şirketin sözleşme hükümlerini yerine getirme sorumluluğunun davalı tarafından fiilen engellendiği, sözleşme gereğince davalıya irsaliye ile proforma faturalı olarak ürün teslimi yapıldığı, bu ürün teslimlerinden dolayı davacının alacaklı olduğu, ayrıca devam eden sözleşme gereğince davacının aylık hizmet bedellerinin karşılanmadığı iddiasına dayalı taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, sözleşme hükümleri ve cari hesap gereğince oluşan davacı alacağının karşılanması, 228.323,90 TL alacağın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsili ve sözleşmeye konu yazılımın davalı tarafından kullanılmasının sonlandırılması istemine ilişkindir.
Davacı vekili 07/02/2019 tarihli dilekçesi ile davaya ıslah etmiş; 105.261,90 USD olarak talep ettikleri alacağa 6.969,82 USD eklenerek 112.231,73 USD talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava – cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, taraflara ait mali kayıtlar celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
FSEK hükümleri, mevzuat, bilirkişi raporları ve bütün dosya kapsamından:Dava konusu yazılım programının veri ve belgelerin arşivlenmesine ilişkin yazılım programı olup programın genel yapısı ve özellikleri itibariyle FSEK 2/1 maddesi kapsamında hususiyet taşıyan eser niteliğinde olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu yazılım programına ilişkin en eski dokümanların davalı şirket sistemlerinde yer aldığı, söz konusu yazılımın lisansının dava dışı … firmasına ait olduğu ancak uyarlama ve geliştirme aşamalarının davalı şirketin sunucuları kullanılarak mevcut altyapısı üzerinden sağlandığı, bu itibarla yazılım ve donanımların temin edilmesi ve hizmetin yerinde görülmesi hususunda davacının sözleşmesel edimini teknik gereksinimler yönünden yerine getirdiği, ancak sözleşme ile taahhüt edilen dava konusu yazılımın sözleşme tarihinden evvel davalı şirket sunucularında derlenebilir halde yer aldığının anlaşıldığı, bu çerçevede 01.01.2013 tarihli sözleşme konusu yazılımın sözleşmenin imzalanmasından önce davalının bilgisayarlarında zaten bulunduğu dikkate alındığında davacı şirketin davaya konu yazılımın mali hak sahibi olmadığı, bu nedenle 01.01.2013 tarihli sözleşmede yazılımın devri ve kullanımına ilişkin davacı taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-DAVANIN REDDİNE
2-80,70 TL ilam harcının peşin ve ıslah harçtan mahsubu ile fazla 4.443,47 TL harcın davacıya iadesine,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 24.038,41 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafın yaptığı 4.050 TL bilirkişi ücreti ve 277 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 4.327 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 09/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır