Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/53 E. 2022/49 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/68
KARAR NO : 2022/36

DAVA : FSEK – TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 19/03/2014
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK – Tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin … ili … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi ile … Caddesinin kesişme mevkiinde bulunan 76 pafta, 752 ada, 2 Parsel’de kayıtlı Intercontinental İstanbul ünvanlı otel projesinin sahibi olduğunu, projenin ödül aldığını, söz konusu binada bir süre önce mimari değişiklik yapıldığını, bu değişiklik öncesinde müellif mimar sıfatı ile müvekkillerinin muvafakatının alındığını, daha sonra binanın şu an ki malik ve işletmecileri tarafından müvekkilleri olan önceki müellif mimarlarından izin alınmaksızın FSEK ve imar mevzuatına aykırı, özgün mimari projenin mekan – tasarım ve planlama esaslarını bozucu, dış kontürü zedeleyici değişikliklik yapıldığını, tecavüzün halen devam ettiğini iddia ile müdahelenin ve projeye aykırılıkların eski hale getirilmesine, müdahelenin şekli ve inşaatın miktarı da nazara alınarak müvekkilleri müellifi mimarlar lehine ayrı ayrı 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacılar vekili tarafından iddia ve taleplerinin net ifade edilmediğini, davanın somutlaştırılması gerektiğini, bu değişikliklerin kim tarafından ne zaman yapıldığının açıklanmadığını, bu nedenle kim tarafından ne zaman gerçekleştirildiği belli olmayan değişikliklerin hangi müvekkiline ithaf edildiğinin belli olmaması nedeniyle müvekkillerinin tamamına aynı anda yöneltilmiş iddiaların kabul edilmesinin mümkün olmadığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, 1996 yılındaki bir röportajda davacıların her türlü değişiklikten haberdar olduklarının görülmesine rağmen davayı 2014 yılında açmaları nedeni ile dava ile ilgili taleplerinin zaman aşımına uğradığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, dava konusu otelde zaman içinde yapılan düzenlemelerin zaruri nitelikte olduğunu, rekabete ayak uydurabilmek ve mutlak ihtiyaçları karşılamak maksatlı yapıldığını, yapılan tadilatların konukların konforunun sağlanabilmesi için zorunlu ancak eserin niteliğini bozmadan yapılan tadilatlar olduğunu, davacıların eserde gerçekleştirilen değişikliğin kendileri tarafından yapılmadığının belirtilmesini isteme veya eserdeki adlarının kaldırılması isteme haklarını kullanmak yerine eski hale getirme talep etmesinin hayatın olağan akışına ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nun 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
27/12/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava konusu taşınmaz ve mimari projeye yönelik olarak yerinde yapılan inceleme ve tespitler ile dosyasında yapılan incelemeler sonucunda mimari projenin ve mimari projenin çoğaltılması (uygulanması) suretiyle vücuda gelmiş olan yapının eser olduğu ve bir yargı kararında da değinildiği gibi dava konusu eserin proje ile yapıdan oluşan bir bütün olduğu, her iki eserin sahiplerinin davacılar olduğu, anılan iki eserin de vücuda gelişinde harcanan fikri emek, işlevsellik ve özgünlük değerleri nedeniyle eser sahibinin hususiyetini yansıttığı, ancak yerinde yapılan tespitlerde, davalıların izinsiz yaptıkları müdahaleler sonucunda eserin bütünlüğünün bozulmuş olduğu, aslına aykırı malzeme kullanımı ve herhangi özgün bir kimliği yansıtmayan değişiklikler ile özgünlüğünün zedelendiği, eser sahiplerinin izinleri olmaksızın eser üzerinde yapılan ve eserin niteliğini bozan, değişiklikler nedeniyle manevi eziklik duymalarının olağan olduğu, ancak manevi tazminatın miktarının sadece Mahkeme’nin takdirinde saptanabilece kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
08/09/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava konusu taşınmaz ve mimari proje, dava dosyasının incelenmesi sonucunda, bilirkişi heyeti olarak dava konusu yapının bir eser olduğu, eserin yaratıcılarının eser sahiplerinin dava dosyasında adı geçen kişiler olduğu, eser sahibinin yapı üzerinde hakları olduğu, yapı üzerinde yapılan değişiklikler için eser sahiplerinden izin alınması gerektiği ve bu izinlerin alınmamış olduğu, yapılan değişikliklerin bir kereye mahsus olmayıp yapının farklı bölümlerine farklı süreçlerde müdahalelerin izin alınmaksızın devam ettiği, yapılan değişikliklerin yapının özgün mimari yapısına zarar vermiş olduğunun anlaşıldığı, bu nedenlerle eser sahiplerinin tazminat taleplerinin kabul edilebileceği, tazminat değerinin mahkeme tarafından belirlenmesinin uygun olacağı ancak bu değerlendirme sırasında eserin işlevsel değeri, İstanbul ve Beyoğlu ilçesi için önemi ve bir yarışma projesi ile elde edilmiş olması konularının mahkeme tarafından dikkate alınması gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
20/06/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava konusu taşınmaz ve mimari projeye yönelik olarak yerinde yapılan inceleme ve tespitler ile dosyaşında yapılan incelemeler sonucunda davaya konu otel projesi, … gezi alanında “…” ve “…” ile birlikte aynı nitelikte üç binadan biri olması dolayısıyla konum itibarıyla, gerek mimari projesinin o zamana kadar uygulanmış açı sistemlerinden farklı şekilde 11,25 derece ve artan oranda katları nazara alınarak yeni bir stilde oturtulması, nitelik itibarıyla, gerek uluslararası mimari yarışmada birinci gelmesi ve bu birinciliği elde ederken …, … gibi, eserleri özgün modern mimarlık örneği olarak koruma altında bulunan ünlü mimar ve hocalara tercih edilmiş olması dolayısıyla mimari kalite, estetik ve özgünlük itibarıyla, önemli ve özellik arz eden bir yapı olması özellikleri düşünüldüğünde söz konusu bu yapıda, ilgili müelliflerinden herhangi bir şekilde muvafakati alınmadan, ayrıca ilgili belediyesinden de tadilata ilişkin ruhsat talebi yapılmadan izinsiz ve kaçak şekilde … tarihli,… nolu ruhsat esas onaylı projesine aykırı yapılan bu uygulamalar nedeniyle, her ne kadar FSEK ile eser sahibine eserinde kendisinin “şeref ve itibarını zedeleyici veya eserin mahiyet ve hususiyetini bozan değişiklik..” yapılmasını men etme hakkı tanınmış olsa da, yapı malikinin de belirli bir kullanım amacı bulunan mimari eseri üzerinde tasarruf etme ve gerekli değişiklikleri gerçekleştirebilme ihtiyacının doğabileceği de düşünülerek, FSEK 16/11. maddesinde, “…Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri işleyen, umuma arz eden, çoğaltan, yayımlayan, temsil eden veya başka bir suretle yayan kimse, işleme, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir…” yapılan düzenleme ile yapı malikine hak tanımış olması hususunun göz ardı edilemeyeceği, ancak bu kapsamda değerlendirildiğinde, söz konusu otelde yapılan izinsiz değişikliklerin zaruri görülen değişiklikler kapsamında değerlendirilemeyeceği (örneğin otele giriş bölümü olan lobide taşıyıcı özelliği bulunmayan iki adet kolanın oluşturulması, projede restaurant mutfak bölümü mevcut iken yapının konturlarını aşan restaurant bötümü oluşturulması…v.s.), ekonomik nedenlerle, gelişi güzel, yapının özgün mimari yapısına dış görünüş ve iç mekanın orijinal tasarımına yapılan değişikliklerin, salt ekonomik gerekçelere dayandırılmasının kabul edilemeyeceği, bu değişikliklerin zorunlu olarak kabul edilse dahi müelliflerinden izin alınmaksızın yapılmasının FSEK kanununa uygun olmadığı düşünülerek değerlendirilmesi gerekli davada, söz konusu otel nitelikli eserin, mimari projenin çizimindeki teknik, nitelikli ve özellikli bir mimari bir örnek yapı olması nazarı dikkate alındığında, FSEK.m,2.f.1.b3 kapsamında bilimsel bir eser olduğunun kabulü kaçınılmaz olduğu düşünüldüğünde, FSEK.md.13, £.1 ile “Fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin mali ve manevi menfaatleri bu kanun dairesinde himaye görür.” belirtilen hüküm ile de eser sahibi ya da eser değil ancak belli bir eser üzerindeki eser sahibinin mali ve manevi menfaatlerinin korunacağı hususundaki hükmü de nazarı dikkate alındığında, heyetlerince de ödeme yapılma hususu uygun bulunan davada, davacılara ödenmesi gerekecek maddi ve manevi tazminat bedeli/değeri hususunun Mahkemenin takdirlerinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
30/04/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Dava konusu taşınmaz ve mimari projeye yönelik olarak yerinde yapılan inceleme ve tespitler ile dosyasında yapılan incelemeler sonucunda, Davaya konu otel projesi, … gezi alanında “…” ve “…” ile birlikte aynı nitelikte üç binadan biri olması dolayısıyla konum itibarıyla, gerek mimari projesinin o zamana kadar uygulanmış açı sistemlerinden farklı şekilde 11,25 derece ve artan oranda katları nazara alınarak yeni bir stilde oturtulması, nitelik itibarıyla, gerek uluslararası mimari yarışmada birinci gelmesi ve bu birinciliği elde ederken…, …gibi, eserleri özgün modern mimarlık örneği olarak koruma altında bulunan ünlü mimar ve hocalara tercih edilmiş olması dolayısıyla mimari kalite, estetik ve özgünlük itibarıyla, önemli ve özellik arz eden bir yapı olması özellikleri düşünüldüğünde söz konusu bu yapıda, ilgili müelliflerinden herhangi bir şekilde muvafakati alınmadan, ayrıca ilgili belediyesinden de tadilata ilişkin ruhsat talebi yapılmadan izinsiz ve kaçak şekilde … tarihli, … nolu ruhsat esas onaylı projesine aykırı yapılan bu uygulamaları içeren otel nitelikli yapı için, yukarıda belirtilen ve mahallinde tespit edilen tüm mevcut aykırı uygulamaların eski hale getirilmesinin mümkün gözükmediği hususunda heyetlerince görüş ve kanaate varıldığını, ayrıca da, dava konusu otel nitelikli yapıdaki eski hale getirilmesi mümkün gözükmeyen projesine aykırı uygular ile ilgili olarak 3194 sayılı İmar Kanunu’na 7143 sayılı kanunla eklenen geçici 16. mad. (imar barışı 31.12.2017 tarihi öncesi tüm yapıları kapsamaktadır.) göre kamuoyunda imar barışı olarak bilinen yasal düzenleme nedeniyle ilgilisinin E Devlet üzerinden müracaatı yapılmış ise ilgilisinden belge talep edilebilir) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilecek “Yapı Kayıt Belgesi” düzenlemesi nedeniyle tüm aykırılıkların yasallaşmış olabileceği, bu nedenle yapının mevcut hali ile yasallaşmış olabileceği, yapılabilecek bu işlem için ise, müellifin iznine ihtiyaç hasıl olmayacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
13/09/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava konusu mimari projelerin FSEK 2.maddesi çerçevesinde ilim ve edebiyat eseri, mimari projenin uygulandığı yapının ise FSEK 4.maddesi anlamında mimari eser olduğu “eser” vasfını haiz olduğu, proje müellifinin izni alınmadan, yapının bütünlüğü bozulmadan, asker ocağı cephesinin uç kısmında açılan kapı ile restoranın açık ve kapalı şekilde dizayn edilmesi 4207 sayılı kanunun getirdiği zorunluluktan kaynaklanarak yapıldığı, 46 yıllık otelde yapılan dekorasyon değişiklikleri ile yapının statik yapısı bozulmadan lobi ile ara katı birbirine bağlayan merdivenin kavis şekline dönüştürülmesi, mağazaların ara duvarlarının kaldırılarak, lobiye ve restorana eklenerek genişletilmesi, 2 adet kolonun obje olarak konulması, havuzun formunun değiştirilmesi, açık terasların demontel elamanlarla, pergola olarak yapılması tasdikli projedeki yapının konturlarının değiştirilmediği, dava konusu yapıda “ zaruretten” kaynaklanan değişikliklerin, malikin menfaatleri haleldar edileceğinden, 46 yaşındaki yapıda yapılan zorunlu tadilatların eski hale getirilmesi binaya statik mekanik ,deprem yükü bakımından zarar vereceği, teknik değerlendirmeler kısmındaki tespitler çerçevesinde dava konusu yapılan değişiklikler ile binanın bütüntüğü bozulmadan, yangın yönetmeliğini değişmesi nedeniyle merdivenin önüne yangın güvenlik holü konulması, oteldeki mağazaların lobiye eklenerek lobinin genişletilmesi, 4027 sayılı kanun hükümlerine göre sigara ile ilgili yasaklar nedeniyle, asker ocağı caddesine bakan cephenin uç kısımda restoran oluşturularak açılan kapı ve giriş uç kısımdaki cephede değişiklik yaratmışsa da açılan kapının ve diğer tadilatların “zaruretten” kaynaklı olduğu bu nedenle davacının haklarının ihlal edilmediği, sadece merdiven ve havuz formunun estetik değişiklikler olduğu bu değişikliklerin eser sahiplerinin FSEK 16.maddesi çerçevesinde manevi haklarının ihlali sayılması sebebiyle bu değişiklikler yönünden manevi tazminat talebinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 13/09/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacıların müellifi olduğu hali hazırda …Oteli olarak adlandırılan binanın mimari projesinin, davalılarca izinsiz olarak değiştirilmesi suretiyle davacıların eserden kaynaklanan haklarına vaki müdahelenin tespiti, eserin eski hale getirilmesi ve her bir davacı için ayrı ayrı 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi ile hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip dava – cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, taraflara ait mali kayıtlar celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK’nun 184.maddesi kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK’nun 186. maddesi kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Dava açıldıktan sonra 21/02/2016 tarihinde davacı … vefat etmiş, sunulan mirasçılık belgesinde mirasçılarının; …, … ve … olduğu görülmüştür.
Dava açıldıktan sonra 17/12/2020 tarihinde davacı … vefat etmiş, sunulan mirasçılık belgesinde mirasçılarının; …, …ve … olduğu görülmüştür.
FSEK hükümleri, Mahkememizce itibar edilen 13/09/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: Dava konusu mimari projelerin FSEK 2.maddesi çerçevesinde ilim ve edebiyat eseri, mimari projenin uygulandığı yapının ise FSEK 4.maddesi anlamında mimari eser olup “eser” vasfını haiz olduğu, proje müellifinin izni alınmadan, yapının bütünlüğü bozulmadan, asker ocağı cephesinin uç kısmında açılan kapı ile restoranın açık ve kapalı şekilde dizayn edilmesinin 4207 sayılı kanunun getirdiği zorunluluktan kaynaklanarak yapıldığı, 46 yıllık otelde yapılan dekorasyon değişiklikleri ile yapının statik yapısı bozulmadan lobi ile ara katı birbirine bağlayan merdivenin kavis şekline dönüştürülmesi, mağazaların ara duvarlarının kaldırılarak, lobiye ve restorana eklenerek genişletilmesi, 2 adet kolonun obje olarak konulması, havuzun formunun değiştirilmesi, açık terasların demontel elamanlarla, pergola olarak yapılması tasdikli projedeki yapının konturlarının değiştirilmediği, dava konusu yapıda zaruretten kaynaklanan değişikliklerin, malikin menfaatlerini haleldar edeceğinden 46 yaşındaki yapıda yapılan zorunlu tadilatların eski hale getirilmesinin binaya statik, mekanik deprem yükü bakımından zarar vereceği, bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitler çerçevesinde dava konusu yapılan değişiklikler ile binanın bütüntüğü bozulmadan, yangın yönetmeliğinin değişmesi nedeniyle merdivenin önüne yangın güvenlik holü konulması, oteldeki mağazaların lobiye eklenerek lobinin genişletilmesi, 4027 sayılı kanun hükümlerine göre sigara ile ilgili yasaklar nedeniyle, asker ocağı caddesine bakan cephenin uç kısımda restoran oluşturularak açılan kapı ve giriş uç kısımdaki cephede değişiklik yaratmışsa da açılan kapının ve diğer tadilatların zaruretten kaynaklı olduğu, bu nedenle müteveffa davacıların haklarının ihlal edilmediği sadece merdiven ve havuz formunun estetik değişiklikler olduğu bu değişikliklerin eser sahiplerinin FSEK 16.maddesi çerçevesinde manevi haklarının ihlali sayılması sebebiyle bu değişiklikler yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 30.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 19/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsili ile müteveffa DAVACI … mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 30.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 19/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsili ile müteveffa DAVACI … mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ve diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE
1-30.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 19/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsili ile müteveffa DAVACI … mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-30.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 19/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsili ile müteveffa DAVACI … mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3- Diğer taleplerin reddine,
4-4.098,60 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 683,10 TL harcın davalılardan tahsiline,
5-Kabul edilen Manevi Tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak müteveffa DAVACI … mirasçılarına verilmesine,
6-Kabul edilen Manevi Tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak müteveffa DAVACI … mirasçılarına verilmesine,
7-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin müteveffa DAVACI … mirasçılarından alınarak davalılara verilmesine,
8-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin müteveffa DAVACI … mirasçılarından alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacılar tarafından yapılan 3.440,70 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı, 690,15 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 8.250 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 12.406,05 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre 3.721,81 TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
10-Davalılar tarafından yapılan 3.842,41TL bilirkişi ücreti, 135,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.977,91TL nin davanın kabul/red oranına göre 2.784,53 TL sinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır