Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/52 E. 2023/48 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/52
KARAR NO : 2023/48

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ, ÜNVAN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan asıl dava: Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini, Ünvan Terkini, birleşen dava:; Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalıların uzun zamandan beri eylem birliği içinde ve kötüniyetli olarak hareket ederek müvekkili şirkete ait markaları taklit ettiklerini, ( …, …, …, …, …, … markaları ile …,… endüstriyel tasarım belgeleri korunan tüm haklarını ihlal ettiğini) ve davalılar adına TPMK nezdinde tescilli … “…”, … “…”, …”…”, … “…”, … “…”, … “…” , … “…”, … “…”, …. “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, …. “…”, … “…”, … “…”,… “…”, … “…”, … “…”, … …”, … “…”, … “…”, … “…” ,… “…”, … “…”, … ” …” , …”…”, … “…” , … “…”,…”…”, … “…”, …”…”, …. “…”, … “…” , … “…”, … “…”, … “…” markalarının iptaline/hükümsüzlüğüne ve davalı şirketin “…” isminin ticaret sicilden terkini ile kullanılmasının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilleri …ve … aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini, zira hükümsüzlük/iptali talep edilen markaların hiçbirinin müvekkili …adına kayıtlı olmadığını, müvekkili … adına kayıtlı olan markaların ise müddet olduğunu, ünvan terkininin talep edilidiğini ancak ticari ünvanın da müvekkili olan şahıslar adına olmaması nedeniyle husumet itirazında bulunduklarını, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, kötüniyet ve eskiye dayalı hak sahipliği iddiallarının mesnetsiz olduğunu, dava dilekçesinde bildirilen bir kısım markaların tescilli olmadığını, bir kısmının tescil süreci tamamlanmadığından tescilli olmayan markaların hükümsüzlüğünün istenemeyeceğini, müddet olan markalar ile tescil edilmemiş markalar yönünden davanın tefrik edilmesini, esas yönünden de davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN … 1.FSHHM’NİN .. E. SAYILI DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli … ibareli markalarının bulunduğunu, davalı şirketin tek başına … ibareli marka tescili bulunmamasına rağmen müvekkilinin markalarına tecavüz edecek surette … ibareli ürünleri piyasaya sürdüğünü, internet sitesi ve çeşitli mecralarda tanıtımını yaptığını, müvekkili şirketin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek davalının “…” esas unsurlu markalar aleyhinde yarattığı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca tespitini, men’ini ve ref’ini, tasarım haklarına tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulmasını, bu hususlarda tedbir kararı verilmesini, verilecek tedbir kararının masrafı davalıdan karşılanmak üzere tirajı yüksek bir gazetede kamuya ilan yoluyla duyurulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin TPMK’da tescilli “…” ibareli markalarının bulunduğunu, markaları uzun zamandır ürettiğini ve satışa sunduğunu, davacı yanın kötü niyetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları ve taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
20/06/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı …’nin çalıştığı süre içerisinde ve sonrasında kendi adına, milyonlarca seçenek dururken çalıştığı şirketin fiilen kullandığı markayla aynı kök ifadeyi taşıyan çok sayıda marka tescil ettirmesinin ya da yakınlarına ve veya tanıdıklarına tescil ettirtmesinin kendisinin planlı ve kötü niyetli olarak hareket ettiğine dair birer delil olarak algılandığı, ancak bu konudaki nihai kararın mahkemede olduğu, davacının “…” markasına dayalı “…” kök ibaresi üzerinde … sınıflarda kalan önceye dayah kullanım hakkı olduğu, (556 Sayılı KHK 8/3-a maddesi , aynı mahiyette 6769 Sayılı 6/b-3 maddesi) markanın tescilinde nispi ret sebepleri arasında da sayılan bu üstün hakkı sebebiyle davacının; davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ne ait … numaralı ve ….sınıfta tescilli “…” ibareli markanın tamamı için, … numaralı ve …sınıfında tescilli “…” ibareli markanın tamamı için hükümsüzlük talep edebileceği, … numaralı “…” ibareli marka yönünden …sınıf için (kısmen), … numaralı “…” ibareli marka yönünden …sınıflar için (kısmen), … sayıl ile tescilli “…” ibareli marka yönünden …sınıf için (kısmen) hükümsüzlük talep edebileceği, … başvuru numaralı …sınıflarda tescil edilmek istenilen “…” ibareli markanın TPMK nezdinde itiraz aşamasında olduğu henüz tescil edilmediği, … başvuru numaralı … sınıfta tescil edilmek istenen “…” ibareli markanın TPMK nezdinde 25.10.2017 tarihinde tescil edilmesine karar verildiği, 15 gün içinde eksikliklerin tamamlanması istenildiği, ancak rapor tarihi itibarı ile tescil işlemleri tamamlanmadığı, … başvuru numaralı … sınıflarında tescil edilmek istenen “…” ibareli markanın ve … başvuru numaralı … sınıfta tescil edilmek istenen “…” ibareli markanın TPMK tarafından reddedilerek tescil edilmediği, … numaralı …. Sınıfta tescil edilen “…” ibareli,… numara ile … sınıfta “…” ibareli, … numara ile …. sınıfta tescil edilen “…” ibareli markaların davacının tescil ettirdiği sınıflar dışında tescil edildiği, … başvuru numaralı …. sınıfta tescil edilmek istenen “…” ibareli markanın halen başvuru ve itiraz aşamasında olduğundan hükümsüzlüğe konu olamayacakları, davalı …’ye ait…. numaralı …sınıflarda tescilli “…” ibareli markanın tamamı için, … numaralı ….sınıfta tescilli “mr….” ibareli markanın tamamı için hükümsüzlük talep edebileceği, … numaralı “…” İBARELİ MARKA YÖNÜNDEN … Ve …sınıflar için kısmen hükümsüzlük talep edebileceği ancak …’ye ait 3 marka dava dilekçesinin 4.sayfasında belirtilmiş olmakla birlikte dilekçenin netice ve talep kısmında belirtilmediğinden bu hususun mahkemenin takdirinde olduğu, …, …, …, …, …., …, …, …, …, …, …, …., …, …, …, …, …, … raporda belirtildiği gibi müddet ya da markadan feragat/çekilme olduğundan ya da marka TPMK tarafından reddedilerek tescil edilmediğinden hükümsüzlüğe konu olamayacakları, dava tarihi itibariyle dava dışı 3. şahıs olan …’a devredilmiş olan … numaralı …sınıflarda tescilli “…” ibareli, … numaralı … sınıflarda tescilli “…” ibareli, … numaralı … sınıfta tescilli “…” ibareli, … numaralı …. sınıfta tescilli “maxtox” ibareli, … numaralı … sımfta tescilli “…” ibareli ve … numaralı … sınıflarda tescilli “…” ibareli markalar hakkındaki nihai takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
02/04/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava konusu markaların bir kısmının dava tarihi itibarıyla tescilli olmadıkları, bir kısmının ise dava dışı kişiler adına tescilli oldukları, yine bir kısım dava konusu markaların müddet durumunda oldukları, bir kısmı bakımından ise tescil başvurusundan feragat edildiği/tescil başvurusunun geri çekildiği, bu itibarla huzurdaki davanın sadece …,… ve … numaralı markalar bakımından esas yönünden değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu diğer markalar bakımından ise huzurdaki davanın usul yönünden reddinin isabetli olacağı, yukarıda yer verilen üç adet dava konusu marka ile davacı yana ait dayanak …, …, …, …, …, … tescil numaralı markaların işaretsel yönden benzerlik arz etmediği, her iki yana ait anılan markalardaki ortak unsurun “…” ibaresi olduğu, bu ibarenin güçlü bir marka olmadığı, ancak huzurdaki davayla sınırlı olmak üzere davacı yanın “…” ibaresinin gerçek hak sahibi olduğu, davacı yana ait dayanak markalar ile davalı yanın …, … ve … numaralı dava konusu markalarının meydana geldiği işaretler ve tescilli olduğu mal/hizmetler bakımından karıştırılma tehlikesine yol açmayacağı, bu bakımdan anılan markaların hükümsüzlüğüne karar verilemeyeceği, heyette bulunan bilirkişilerden …’nın şahsi görüşüne göre davalı gerçek kişilerden …’nin, davacı şirketin eski çalışanı olmasının da tek başına dava konusu markaların tescilinde kötün niyetli hareket edildiğini göstermeyeceği, dava konusu markalardan … numaralı markada yer alan “…” ibaresinin, … ve … numaralı markalarda da yer aldığı, bu bakımdan hükümsüzlük davasının ikame süresi bakımından… numaralı markanın dikkate alınmasının yeterli olduğu, söz konusu markanın tescil başvurusunun 08.10.2010 tarihinde yapıldığı, bu kapsamda davacının sessiz kalma suretiyle hak kaybına uğradığının kabul edilmesi gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
14/02/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Asıl dava konusu tüm markaların, bir kısmının başvurusunun sonuçlanmadığı, bir kısmının reddedildiği, bir kısmından feragat edildiği, bir kısmının müddet durumda olduğu, bir kısmının dava dışı üçüncü kişilere devredildiği ve dava dışı üçüncü kişiler adına tescilli olduğu, bu bağlamda hükümsüzlük konulu asıl davanın konusuz kaldığı ve usulden reddinin gerektiği, dava konusu markaların devrinin engellenmesine ilişkin herhangi bir tedbir kararının yer almadığı, markaların asıl davada davalılar-birleşen davada davacılar tarafından devredilmesinde herhangi bir sorun bulunmadığı, bu bağlamda devrin kötü niyetli kabul edilemeyeceği, aksi durumda davada taraf olmayan, asıl davaya konu markaların sahipleri hakkında karar verilmesinin söz konusu olabileceği, hukuken buna cevaz bulunmadığı, … 2. Fikri ve Sınat Haklar Hukuk Mahkemesi’nin, Yargıtay’ca da onanan 2014/152 E. ve 2016/67 K. sayılı ilamına konu davanın tarafları arasında, huzurdaki asıl davada davalı – birleşen davada davacılardan …Ltd. Şti.’nin bulunmadığı dolayısıyla bu şirket bakımından mezkur hükmün kesin hüküm teşkil etmeyeceği, ilgili şirket bakımından yalnızca takdiri delil niteliği taşıdığı, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin anılan kararının, asıl davada davalı – birleşen davada davacılardan … ve … bakımından “…” ibareli markalar kapsamında kesin hüküm teşkil edeceği, ancak asıl davanın marka devri, müddet duruma düşmesi gibi sebeplerle konusuz kalması nedeniyle hükümsüzlük bakımından asıl dava bağlamında bir etkisinin bulunmadığı, anılan kararda ve bu kararı onayan Yargıtay içtihadında kötüniyetle ilgili bir değerlendirmenin bulunmadığı, bu yüzden taraflardan …’nin, davacı şirketin eski çalışanı olmasının da tek başına dava konusu markaların tescilinde kötüniyetli hareket edildiğini göstermeyeceğine dair kök raporda yer alan tespitin sabit olduğu, bu tespit kapsamında asıl davada yer alan ticaret unvanı terkinine ve kullanımın önlenmesine dair talebin reddinin gerektiği, tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin de farklı sonuca varılmasını gerektirmediği, kötü niyet hususunda Mahkeme’nin aksi kanaatte olması durumunda ise asıl davada yer alan ticaret unvanı terkinine ve kullanımın önlenmesine dair talebin kabul edilebileceği, davaya dayanak markaların da dava dışı üçüncü kişilere devredildiği, bu sebeple birleşen davanın usulden reddinin gerektiği, kaldı ki her ne kadar zayıf marka olsa da taraflar nispetinde “…” ibaresinin gerçek hak sahibinin asıl davanın davacısı şirket olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava: Davalıların uzun zamandan beri eylem birliği içinde ve kötüniyetli olarak hareket edip davacı şirkete ait markaları taklit ettikleri iddiasına dayalı; TPMK nezdinde tescilli … “…”, … “….”, …”….”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “….”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…” ,… “…”, … “….”, … ” …”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”, … “…”,… “…”, …”…” ve …”…” markaların iptali/hükümsüzlüğü ile davalı …’ nin ünvanındaki “…” ibaresinin, ticaret sicilinden terkinine ilişkindir.
Birleşen dava: Davalı şirketin, davacıya ait “…” ibareli markalar aleyhine yarattığı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i istemine ilişkindir.
Dava ve birleşen davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
ASIL DAVADA
6769 sayılı SMK’nın 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK’nın 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 52. maddesinde: “Ticaret ünvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret ünvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir…” hükmü yer almaktadır. Yine TTK’nın 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır hükmü düzenlenmiştir.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7/3-e maddesinde: “İşaretin ticaret ünvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.” marka tescilinden doğan haklar kapsamında yasaklanmıştır.
SMK hükümleri, TPMK ve ticaret sicil kayıtları, bilirkişi kurulu kök/ek raporları ve bütün dosya kapsamından: Dava konusu hükümsüzlüğü talep edilen bütün markaların; bir kısmının başvurusunun sonuçlanmadığı, bir kısmının reddedildiği, bir kısmından feragat edildiği, bir kısmının müddet durumda olduğu, bir kısmının dava dışı üçüncü kişilere devredildiği ve dava dışı üçüncü kişiler adına tescilli olduğu anlaşıldığından, hükümsüzlük talepleri yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davalı şirket niteliği itibariyle bir limited şirkettir, dolayısıyla tacirdir. 6102 sayılı TTK’da tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de ”basiretli olma” yükümlülüğüdür. Davalı şirketin tacir olması sebebiyle TTK 18/2 maddesi uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu hükme göre faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü olan davalı şirketin, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır.
Ticari hayatta, müşteri ve tedarikçiler arasında şirketlerin genellikte kısaca asıl ve baştaki unsuru ile anıldığı bilenen bir gerçektir.
Davalı … SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ünvanının; davacının gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu, davacı adına tescilli “…” markası ile başladığı, … ŞİRKETİ ibaresinin ünvana bir farklılık katmadığı, “…” ibaresinin ticaret ünvandaki esas unsur olduğu ve bu nedenle ünvan terkininin yasal şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığından, ünvan terkini talebinin kabulüne; davalı … SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ nin unvanının ticaret sicilden terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine karar verilmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, bilirkişi kurulu kök/ek raporları ve bütün dosya kapsamından: Davaya dayanak markaların dava dışı üçüncü kişilere devredildiği, kaldı ki “…” ibaresinin gerçek hak sahibinin … TİC. A.Ş. olduğu kanaatine varıldığından, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Hükümsüzlük talepleri yönünden: Dava konusu hükümsüzlüğü talep edilen bütün markaların; bir kısmının başvurusunun sonuçlanmadığı, bir kısmının reddedildiği, bir kısmından feragat edildiği, bir kısmının müddet durumda olduğu, bir kısmının dava dışı üçüncü kişilere devredildiği ve dava dışı üçüncü kişiler adına tescilli olduğu anlaşıldığından, DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Ünvan terkini talebinin kabulüne:
Davalı … SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ünvanının; davacının gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu, davacı adına tescilli “…” markası ile başladığı, …ŞİRKETİ ibaresinin ünvana bir farklılık katmadığı, “…” ibaresinin ticaret ünvandaki esas unsur olduğu ve bu nedenle ünvan terkininin yasal şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığından davalı … SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin unvanının ticaret sicilden terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine,
3-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 148,50 TL harcın davalı …’ nden tahsiline,
4- Ünvan Terkini talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ den alınarak davacıya verilmesine,
5-Hükümsüzlük talepleri yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harç, 261,10 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.761,10 TL yargılama giderinden; davanın kısmen kabul – kısmen reddi nedeniyle, takdiren 1/2 sine tekamül eden 1.880,55 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
2-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 148,50 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 49 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır