Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/502 E. 2022/135 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/410
KARAR NO : 2022/125

DAVA : MARKA HAKKINA TECAVÜZ-HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’i, REF’İ, MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Marka Hakkına Tecavüz-Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin reklamcılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, reklamcılık alanında “…” markasıyla uzun yıllardır Türkiye genelinde hizmet verdiğini, müvekkili adına tescilli … markasına, davalı tarafından tecavüz fiilinin reklamcılık sektöründen tanıdığı yakın bir dostunun telefonla araması sonucu öğrenmiş olduğunu, yaptığı araştırmalar neticesinde kendisiyle aynı sektörde faaliyet gösteren kişilerce marka hakkının tecavüze uğradığını anladığını, davaya konu olayda davalı tarafça … ibaresi kullanılarak iltibas yaratmak suretiyle müvekkilinin haklı ününden ve ticari portföyünden faydalanmak kastıyla reklamcılık hizmeti verildiğini ve verilmeye devam etmekte olduğunu, müvekkilinin … markasıyla tanınmakta olduğunu, köşe yazılarında, haberlerde ve Tv programlarında … markasıyla yer aldığını, diğer yandan Google vb. arama motorlarında … yazıldığında dahi müvekkiline ait marka olan … ilk sırada yer aldığını (…), … yazıldığında ise … …bağlantısıyla … ile birlikte çıktığını, bu durumun davalı tarafça bilinmemesinin mümkün olmadığı gibi müvekkilinin marka hakkına iltibas yaratmak suretiyle açıkça kötü niyetli olarak tecavüz edildiğinin ortada olduğunu, ayrıca müvekkili adına tescilli markaya ait web adresi … iken, davalı tarafa ait web adresinin ise http://massmedya.net/ olduğunu, bu web adresinde açıkça … ibaresi adı altında müvekkili ile aynı sınıfta reklamcılık hizmeti verildiğinin görülmekte olduğunu, davalı yanın … adı altında verdiği hizmetlerin sadece internet sitelerinde yer alanlarla da sınırlı olmadığını, örnek mukabilinden göstermek gerekirse davalı tarafın … adını kullanarak 2019 yılı … açık hava reklam ihalesini aldığını, açıkça görüldüğü üzere davalı tarafça kullanılarak aynı sınıfta reklamcılık hizmeti verilen … ibaresinin müvekkili adına tescilli marka (…) ile iltibas yaratmak bir yana neredeyse birebir aynı olduğunu, aynı mal ve hizmet sınıfında müvekkilinin markası “…” ile davalının kullanmış olduğu “…” ibaresinin halk tarafından karıştırılma ihtimali bulunduğunu, müvekkili şirketin uzun çaba ve uğraşlarla oluşturduğunu ve müvekkili şirket adına tescilli marka ile neredeyse aynı olacak şekilde ayırt edilemeyecek derecede benzer ismi kullanması nedeniyle ortalama tüketici kitlesi nezdinde iltibas yaratan davalının eylemi 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, bu nedenle davalı şirket tarafından müvekkili şirketin markasının tespiti ve meni’ne karar verilmesi gerektiğini, davalının müvekkili markasını hukuka aykırı kullanımının markasal haklarına tecavüzün yanında TTK’nın 56 ve devamı maddeleri uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkilinin kullandığı marka “…” olduğunu, davalının haksız olarak kullandığı “…” ibaresi müvekkili şirketin markasıyla karışıklık yaratacak derecede olduğunu, davalı tarafından haksız olarak kullanılan “…” ibaresi ile müvekkili şirketin müşteri portföyünde iltibas yarattığını ve müvekkili şirketin müşteri portföyünden yararlanılarak haksız rekabet oluşturulduğunu, davalının müvekkili adına tescilli olan “…” markasını tecavüzlü kullanması kötü niyetli olduğunun bir göstergesi olduğunu, zira davalının … ibaresiyle Türkiye çapında afişlerde ve reklamlarda kendisini lanse etmesi iltibasın ve kötü niyetin açık göstergesi olduğunu, davalı basiretli bir tacir gibi davranmadığını, bu suretle haksız rekabette bulunup, haksız kazanç elde etmekte ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na muhalefet eden davalının, müvekkili maddi ve manevi zarara uğrattığını, bu nedenle bedeli bilirkişi incelemesi sonucu artırılmak kaydıyla şimdilik 1.000TL maddi ve 150.000 TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 151/2. maddesindeki seçimlik hakka göre, davalı tarafından müvekkili adına tescilli markaya tecavüz edilerek haksız kazanç elde edilmiş olduğunu için müvekkilinin marka hakkına tecavüz eden davalının rekabeti olmasaydı, müvekkilinin markasını kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre bedeli artırılmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL yoksun kalınan kazancın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle : Müvekkilinin hiçbir zaman … şeklinde bir marka ya da isim kullanmadığını, zira uzun yıllardır … ismi ile sektörde çalıştığını, tüm Konya’nın bildiği bir marka olduğunu, müvekkilinin iş yaptığı … açık ofis şeklinde olup toplam 5 farklı iş yeri bulunduğunu, girişte tek sekreterya olduğunu, müvekkilli ile beraber orada iş yapan başka şirketlerin de mevcut olduğunu, müvekkilinin iş telefonunun … olduğunu, … numaralı bir telefonu hiç kullanmadığını, baştan beri münhasıran … ismini kullanmakta olup bunun dışında bir marka, işaret, logo, sembol vs. kullanmadığını, davacının bu isimle veya kendi markasına benzer bir ismi kullanarak belediyeden iş aldığına dair iddialarının da temelsiz olduğunu, müvekkilinin yıllardır Konya belediyelerine iş yaptığını ancak bu işlerin kendi … markası altında devam ettirdiği reklam ve danışmanlık hizmetleri olduğunu, ne … adını kullanarak ne de başka bir isimle 2019 yılı Konya … açık hava reklam ihalesini almadığını, bu ismi kullanarak hiçbir ihaleye girmediğini ve nasıl meşhur olduğunu bilmedikleri bu isimle kendisine bir avantaj da sağlamadığını, müvekkilinin Konya’da iş almak, iş bulmak için böyle bir isim kullanmasına ya da davacının büyük şöhretinden (!) faydalanmasına da ihtiyaç olmadığını, müvekkilinin defter ve belgeleri incelenirse davacının iddialarının yanlışlığının anlaşılacağını, bunun dışında, yine müvekkilinin farklı şehirde bulunan davacının maddi ya da manevi hiçbir zararına yol açamayacağını, onu herhangi bir kazançtan mahrum edemeyeceğini, onun müşterileri ya da başka kişiler nezdinde bir istifadesinin olmayacağını, müvekkili şirkete yönelen iddiaları kesinlikle kabul etmediklerini, ancak bir an için davacının iddialarının kısmen yerinde olduğu düşünülse dahi, … CBS … sorgu numaralı dosyasına sunulan 22.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda da vurgulandığı gibi müvekkili şirketin suç teşkil eden ya da davacının zararına hiçbir eyleminin olmadığı ve olamayacağının anlaşılmakta olduğunu, zaten bu nedenle müvekkili şirket yetkilisi …hakkında 02.03.2021 tarihinde “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar” verildiğini, tüm bu hususlar bir arada gözetildiğinde davacının haksız taleplerinin ve davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını karar verilmesini talep etmiştir.
… CBS FSH Soruşturma Bürosunun …numaralı soruşturma dosyası incelendiğinde: Davacının K.H., müştekinin …, şüphelinin …, suçun Başkasına ait Marka Hakkına İktibas veya İltibas Suretiyle Tecavüz Ederek Mal Üretmek veya Hizmete Sunmak, suç tarihi ve yerinin 2020 yılı Konya olduğu, 02/03/2021 tarihinde Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
23/06/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporundan özetle: Takdiri mahkemeye ait olmak üzere, davalının davacıya ait TPMK nezdinde tescilli … markasına benzer … markasını kullandığı, bunun ise ortalama tüketici nezdinde iltibasa yol açacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
16/09/2022 havale tarihli bilirkişi kurulu raporundan özetle: Davalı kullanımının, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturacağı ve bağlantılı olarak davalının, davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği görülmekle, davalının kullanımının TTK 5/1-a-4 maddesi kapsamında haksız rekabet oluşturacağı, SMK 151/2-a maddesi kapsamında incelemenin yapılabilmesi için gerekli olan bilgi ve belgenin temini konusu, davacı tarafın mükellefiyetsiz olmasından ötürü mümkün olamayacağı, haksız rekabet konusunda tazminata hükmedilmesi yönündeki takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin; davacının tescilli “…” ibareli markasından doğan haklara tecavüz teşkil ettiğinin tespiti, ref’i, men’i, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla SMK 151/2-a maddesine göre şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminat, marka hakkına tecavüz eden davalının rekabeti olmasaydı, davacının markasını kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili, davalı şirkete ait … adresine erişimin engellenmesi ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nun 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen
aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTK’nun 54.maddesi ile haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
SMK, TTK hükümleri, mevzuat, TPMK kayıtları, bilirkişi raporları ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…” ibareli markanın … ve …sınıflarda davacı adına, … numaralı “…” ibareli markanın …sınıfta davalı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
16/09/2022 havale tarihli raporu düzenleyen bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemede: Davalının kullanımının, “…” şeklinde olduğu ve markasal nitelikte olduğu, davalının “…” ibareli markasının bulunmadığı, davalının kullanımının; davacı adına tescilli “…” markasının esas ve ayırt edici unsuru olan “…” ibaresini, I harfi yerine Y harfi olacak şekilde aynen içerdiği, görsel, işitsel ve kavramsal olarak bir bütün olarak değerlendirildiğinde çok yüksek derecede benzer oldukları, davalı kullanımının; davacının tescil kapsamına giren hizmet sınıfında olduğu, yine ticaret sicilde yer alan faaliyet alanlarının da aynı olduğu, davalının, markanın kapsadığı hizmetin satışının teklifine yönelik kullanımının halk tarafından davacı adına tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali doğuracağı, dolayısıyla davalı kullanımının, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varıldığından; davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz – haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine karar verilmiştir.
Davacı maddi tazminat talebini SMK 151/2-a maddesine yani “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rakebeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelire” göre talep etmiştir.
Mali yönden yapılan incelemede: SMK 151/2-a maddesi kapsamında inceleme yapılabilmesi için gerekli olan bilgi ve belgelerin, davacının “gerçek kişi mükellefi” olmadığından temin edilemediği ve bu nedenle net kazanç tespit edilemediğinden, markanın tescil edildiği tarih, davalının kullanım yoğunluğu, somut olayın özellikleri ve B.K. 50 – 51.maddeleri hükümlerine göre takdiren 2.000 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 01/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat talep etmiştir. Somut olayın özelliği, davalı kullanımlarının niteliği, haksız rekabetin şumulü, manevi tazminatın amaç ve içeriği, hak ve nesafet kuralları gereği manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davalıya ait http://massmedya.net/ adlı web sitesine Türkiye’de Erişimin Engellenmesine, karar kesinleştiğinde Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına, Mahkememizin 28/03/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, dava sonucunda davacının haklı çıktığı, dolayısıyla ilan talebinde hukuki menfaat bulunduğu gözetilerek, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE
1-Davalının fiilinin davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz – haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine
2-Maddi tazminat talebinin kabulüne, B.K. 50 ve 51.maddesi hükümlerine göre takdiren 2.000 TL maddi tazminatın, dava tarihi olan 01/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 20.000 TL manevi tazminatın, dava tarihi olan 01/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Davalıya ait http://…/ adlı web sitesine Türkiye’de Erişimin Engellenmesine, karar kesinleştiğinde Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına,
5-Mahkememizin 28/03/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
6-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
7-1.502,80 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 1.443,52 TL harcın davalıdan tahsiline,
8- Marka Tescilinden Doğan Haklara Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i talepleri yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Maddi Tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kabul edilen Manevi Tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Reddedilen Manevi Tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Davacı tarafın yaptığı 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 223,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 6.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.841,60 TL yargılama giderinden; 990,23 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/10/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır