Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/480 E. 2022/106 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/480
KARAR NO : 2022/106

DAVA : MARKANIN KULLANMAMA NEDENİYLE HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
DAVA TARİHİ : 11/06/2015
KARAR TARİHİ : 12/09/2022

İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/17 E. 2018/78 K. ve 08/03/2018 tarihli kararı, Yargıtay 11. H.D’nin 2019/5390 E. 2021/3380 K. ve 06/04/2021 tarihli ilamıyla bozulmakla, İstanbul 1. FSHHM’nin 2021/233 E. sırasına kaydı yapılmış, HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1.FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2021/233 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/480 E. sırasına kaydı yapılmakla, taraflar arasındaki Markanın Kullanmama Nedeniyle Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin “…” ibaresinin marka olarak tescili için TPE’ye başvuruda bulunduğunu, başvurunun… numarasını aldığını, davalının başvuruya itirazı üzerine TPE’nin başvuruyu davalıya ait “…” ibareli markalarla benzer olduğundan bahisle … sınıfa dahil emtialar yönünden reddettiğini, ancak davalının … sayılı “…” ibareli markayı …. sınıflarda, … sayılı “…” ibareli markayı ise …. sınıflar yönünden kullanmadığını, bu nedenle davalı adına tescilli … sayılı “…” ibareli …sınıflarda tescilli marka ile … sayılı “…” ibareli ….sınıfta tescilli markanın kullanmama sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin adresinin … olduğu için davanın yetkili İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
… 3. FSHHM’nin …E. … K. 18/02/2016 tarihli kararı ile: “…1-Mahkememizin 556 sayılı KHK nun 63/3 maddesi nedeniyle YETKİSİZLİĞİNE,
2- HMK’nın 114/ç ve 115/2 maddeleri gereğince açılan davanın dava şartı noksanlığı nedeni ile USULDEN REDDİNE,
3- Dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL NÖBETÇİ FİKRİ ve SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKMESİ’ne taraflardan birinin talebi halinde kararın kesinleşmesine müteakip GÖNDERİLMESİNE,
4- Davanın yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama gideri yönünden bu mahkemece HMK 331/2 maddesi gereğince HÜKMEDİLMESİNE,
5- Davanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde, yargılama gideri ve ücreti vekalet yönünden, talep edildiğinde dosya üzerinde HMK. 331/2 maddesi gereğince DEĞERLENDİRİLMESİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
Anılan kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11 HD’nin 2016/11779 E. -8510 K. ve 31/10/2016 tarihli ilamı ile yetkisizlik kararı onanmıştır.
… 1.FSHHM’nin … E. … K. ve 08/03/2018 tarihli kararı ile:”…1-Anayasa Mahkemesinin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı RG.yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.1.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun yürürlük tarihi dikkate alındığında , 6.1.2017 tarihi öncesinde açılmış tüm kullanmamaya dayalı hükümsüzlük/iptal davaları açısından yasal boşluk oluştuğundan ESAS HAKKINDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA…” şeklinde karar verilmiştir.
2-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile; 8,20 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
3-Davanın dayanağı olan 556 Sayılı KHK.’nın 14.maddesi yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.1.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren kararı ile iptal edildiğinden HMK 331.maddesi de dikkate alınarak davacı vekili ve davalı vekili adına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına…”şeklinde karar verilmiştir.
Anılan kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11 HD’nin 2018/3901 E. 2019/5436 K. ve 16/09/2019 tarihli ilamı ile: “…Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkemenin 08/03/2018 tarihli kararının hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde yer alan “Anayasa Mahkemesinin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.1.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun yürürlük tarihi dikkate alındığında, 6.1.2017 tarihi öncesinde açılmış tüm kullanmamaya dayalı hükümsüzlük/iptal davaları açısından yasal boşluk oluştuğundan esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, ” ibaresinin çıkartılarak, yerine “davanın reddine,” ibaresinin yazılarak hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA…” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay ilamına karşı, davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 11 HD’nin 2019/5390 E. 2021/3380 K. ve 06/04/2021 tarihli ilamı ile:”… Mahkemece, Anayasa Mahkemesinin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.01.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun yürürlük tarihi dikkate alındığında, 06.01.2017 tarihi öncesinde açılmış tüm kullanmamaya dayalı hükümsüzlük/iptal davaları açısından yasal boşluk oluştuğu gerekçesiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak, mahkmece davanın dayanağı olan 556 sayılı KHK.’nın 14.maddesinin yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.1.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren kararı ile iptal edildiğinden HMK 331.maddesi de dikkate alınarak davacı vekili ve davalı vekili adına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına şeklinde belirlemesi isabetli olmayıp, 6100 sayılı HMK’nın “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak dava tarihindeki tarafların haklılık durumu ve kazanılmış hakları korunmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Bu itibarla davalı vekilinin karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizin düzelterek onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 16.09.2019 tarih, … Esas …Karar sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, 06.04.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi…” şeklinde karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay 11 HD’nin 2019/5390 E. 2021/3380 K. ve 06/04/2021 tarihli bozma ilamına uyulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: TPMK (TPE) nezdinde davalı … adına ….sınıflarda tescilli … numaralı “…” ve..sınıfta tescilli … numaralı “…” ibareli markaların, kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Yargılama devam ederken, dava açıldıktan sonra Anayasa Mahkemesinin 2016/148 E. 2016/189 K. ve 14/12/2016 tarihli; 556 Sayılı KHK’nın 14. maddesinin, Anayasanın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırı olması sebebiyle iptaline dair kararın 06/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı anlaşılmıştır.
Markanın hükümsüzlük sebeplerinin sayıldığı 556 Sayılı KHK’nın 42/1-c maddesinde “markanın kullanılması” kenar başlığını taşıyan 14. maddeye atıf yapılmakta ve söz konusu 14. maddeye aykırılığın bir terkin sebebi olduğu belirtilmekteydi, Anayasa Mahkemesinin’nin ilk iptal ettiği hüküm 42. madde düzenlemesi olduğundan, son iptal kararına kadar 14. madde yürürlükte idi ancak iptal ile ilgili düzenlemenin resmi gazetede yayınlanması ile yasal boşluk oluştuğundan, bu boşluğun hakimin hukuk yaratması ile doldurulup doldurulmayacağı hususunun tartışılması gereklidir. Zira AYM kararının sonuçlarının doğrucağı zaman ile 6768 sayılı yasanın markanın kullanılması gerekliliğini getiren SMK 9.maddesinin yürürlük tarihi dikkate alınıdığından zaman bakımından uygulanma sorunu doğmuştur.
6769 sayılı SMK’nın 192. maddesi uyarınca 9.madde ancak SMK’nın Resmi Gazetede yayımlandığı tarih olan 10.01.2017’den itibaren uygulanabilicektir, bilindiği gibi kanunlar kural olarak ileriye etkili olup, geçmişe etkili olmamaları esastır. Kanunun geçmişe etkili olması için buna ilişkin kanuni bir hüküm bulunmalıdır. Oysa 6769 sayılı yasa hükümleri incelendriğinde SMK’nın geriye etkili olacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi bunun yorum yolu ile doldurulması da mümkün değildir.
Usul hukukumuzda; her davanın açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanması gerekmektedir. Bu açıdan yargılama devam ederken iptal edilen bir yasa hükmüne göre yargılamanın sürdürülmesi mahkemelerden beklenemez.
Her ne kadar Anayasamızın 90/5.maddesi uyarınca “usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir” düzenlemesi mecvut ise de, esasen; kişiye yada tüzel kişiliklere bir nevi mülkiyet hakkı tesis edilen bir belgenin (marka hakkı, sahibine inhisari yetkiler veren ve gayri maddi bir nitelik arz eden sınai mülkiyet hakkıdır.) yasal dayanağı ulusal mevzuatta iptal edilmiş ise, bunun uluslarası hükümlerin yorum yoluyla hakim tarafından doldurulması düşünülemez. Konvansiyon hükümlerinin yorum yöntemi TRIP’in 19.maddesinde düzenlenmektedir. Ancak, Konvansiyon hükmünün başlangıcında “tescil edilen markanın kullanılması bir memlekette mecburî ise” hükmü yer almakta, keza TRIPs’deki madde de “tescilin idame ettirilmesi için markanın kullanılması gerekli ise” şeklinde başlamaktadır. Hükümden anlaşılan; tescil sonrasındaki döneme yönelik olarak marka sahibinin kesin bir kullanım zorunluluğundan madde metninde bahsedilmemekte, markanın tescil sonrasında kullanılması yönünde ilgili ülkede bir şart/zorunluluk varsa, bu şartın uygulanmasına yönelik sınırlayıcı kurallar belirlenmektedir. Dolayısıyla Konvansiyon’un yöneldiği amaç, kullanım zorunluluğunu tanımak değil, markanın tescil sonrasındaki dönemde kullanılması düzenini kurallara bağlamaktır. İptal edilen KHK düzenlemesinde kanunkoyucu markanın kullanım zorunluluğunu marka sahibine öngörmüştü, dolayısıyla artık böyle bir hüküm bulunmadığı için uluslararası antlaşma hükümlerinin ancak var olan bir yasal düzenlemede “düzenleyici” etkisinden söz edilebilir, Uluslararası düzenleme hükümlerinin yorum yolu ile genişletilerek bir mülkiyet hakkı tesis eden belgenin yorum kuralları ile hakim tarafından boşluk doldurulması söz konusu değildir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararları geriye yürümez ise de; HGK’nın 31/03/2004 tarih ve 156/194 sayılı kararında benimsenen görüşe göre de, iptal kararının kesinleşen işlem ve kararlara etkili olmayacağı, görülmekte olan davalarda ise geriye yürümeme kuralının uygulanmayacağı, dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin iptal kararının derdest davalar ve kesinleşmemiş davalar yönünden de uygulanacağı sonucuna varıldığından, somut uyuşmazlıkta da; davanın henüz derdest olması sebebiyle 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptalinden dolayı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 11 HD’nin 2019/5390 E. 2021/3380 K. ve 06/04/2021 tarihli ilamında da belirtildiği üzere: Davanın dayanağı olan 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin; yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 2016/148 E. 2016/189 K. ve 14/12/2016 tarihli, 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin, Anayasanın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırı olması sebebiyle iptaline dair kararın 06/01/2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazetede yayınlandığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331/1 maddesinde: “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” düzenlemesinin mevcut olduğu bilinmekle, mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak, dava tarihindeki tarafların haklılık durumu ve kazanılmış hakları korunmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir.
Dava tarihindeki tarafların haklılık durumunun tespiti açısından, HMK’ nın 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, 24/01/2022 tarihli duruşmada; bilirkişi incelemesi için gerekli gider avansının yaptırılması amacıyla davacı vekiline duruşma tutanağının tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmiş, duruşma tutanağının davacı vekiline 02/02/2022 tarihinde e-tebligat yolu ile tebliğ edilmesine rağmen verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça gerekli gider avansı yatırılmamış, bu nedenle davacı taraf; davanın açıldığı tarihte haklı olduğunu ispatlayamamıştır.
Davacı taraf; davanın açıldığı tarihte haklı olduğunu ispatlayamadığından, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın konusuz kalması nedeni ile KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
1-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 53,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalı tarafından yapılan 302,60 TL posta/tebligat giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır