Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/470
KARAR NO :2023/117
DAVA:FSEK- TECAVÜZÜN TESPİTİ, MEN’İ, MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:18/06/2021
KARAR TARİHİ:06/07/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK – Tecavüzün Tespiti, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Bağımsız ve ulusal çaplı yayınlardan anlaşılacağı üzere, müvekkilinin … olarak bilinen … grafik tasarımla çizilerek iki boyutlu yeni birer eser haline getirilmesinde ülkenin gurur vesilesi olduğunu, bu eserlerin tasarımcısı olarak her zaman takdir gördüğünü, söz konusu yayınların dahi bahse konu eserlerin yaratıcısı ve sahibinin müvekkili olduğunu, çizimlerinin ve çizimlerinde yer alan karakterlerin temsili birer yerleşiminin yer aldığı içerikle tasarımların kendisine ait olduğunu 05/01/2017 tarihinde …. Noterliğinin … yevmiye numaralı beyannamesiyle tescil ettirdiğini, ayrıca söz konusu eserlerin 2015 yılından itibaren sanatsal amaçlı olarak birçok sanat ve kültür yayınında yer aldığını, müvekkilinin imzasını taşıdığını ve bu şekilde duyurulduğunu, müvekkilinin çalışmalarını hiçbir ticari amaç gütmeksizin yayınladığının, on binlerce kişi tarafından takip edilen sosyal medya adresi incelendiğinde görüleceğini, davalının faaliyetlerinden çok önce müvekkilinin tasarımı olduğunun açık olduğunu, davalının; dava dilekçesinde arz edilen hukuka ve yasaya aykırı faaliyetlerine konu olan tasarımların, müvekkiline ait ve özgün eseri niteliğinde olduğunun şüphe götürmeyecek şekilde açık ve ortada olduğunu, müvekkilinin; eserlerini, bir dönem lisanslı ve münhasır uygulamalarda izin vermek haricinde hiçbir zaman ticari kullanıma açmadığını ve eserlerinin ticari kullanımına izin vermediğini, ancak davalının; ayrıntılarıyla açıklandığı şekilde ve yöntemlerle müvekkilinin eserlerini kopyaladığını, çeşitli malzemelerle üreterek reklam ve satışa konu ettiğini, müvekkilinin eserleri üzerinden hatırı sayılır kazançlar elde ettiğini, halen de bu faaliyetlerini sürdürdüğünü, davalının söz konusu eserlerin müvekkiline ait olduğundan bihaber olmasının asla mümkün olmadığını, zira bu eserlerin yayınlandığı her alanda müvekkiline ait olduğunun açıkça belli olduğunu, kaldı ki davalıyla müvekkili arasında zorunlu arabuluculuk süreci gerçekleştirildiğini, hiç haberi olmazsa bu süreç akabinde dahi faaliyetlerine ara ya da son vermediğini, davalının öncelikle müvekkilinin eserlerini kopyaladığını ve ticari reklam faaliyetlerine konu ettiğini, reklam faaliyetleri kapsamında müvekkilinin eserlerini uyguladığımalzemeleri fiyatlandırmaktan ve katalog haline getirdiği yayınları alenen sergilemekten de kesinlikle geri durmadığını, davalının şahsi olarak ve “…” ibaresiyle kurduğu platformlarda söz konusu eylemleri ve ticari faaliyetlerini hayata geçirdiğinin ve sürdürdüğünün, taraflarınca ve ekli delillerde sabit olduğunu, bu kapsamda davalının bu faaliyetler için ticari işletme ya da şirket kurmuş olup olmadığını, sahibi veya ortağı olduğu işletme veya kuruluş varsa burada kimlerle birlikte ortak niteliğinde hareket ettiğinin tespite muhtaç olduğunu, tespit edilmesini ve bu davaya davalı olarak eklenmesini, hukuka ve mevzuata aykırı şekilde, müvekkilinin eseri üzerindeki tüm haklarının çiğnendiğini, ihlal edildiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zararına ve dahi mağduriyetine neden olunduğunu, davaya konu ve sahibinin müvekkili olduğunun açıkça belli olan grafik çizimlerin; 5846 sayılı FSEK uyarınca güzel sanat eseri, 6769 sayılı SMK uyarınca da tasarım niteliğinde olduğunu, bu çizimler üzerindeki tüm hakların, başta bahsi geçen yasalar olmak üzere tüm yasal mevzuat ve Yargıtay’ın ilgili içtihatları uyarınca müvekkiline ait olduğunu, FSEK 4/6. maddesi uyarınca güzel sanat eseri niteliğini haiz olan çizimlerin, eser sahibi durumundaki müvekkilinin izni veya onayı olmaksızın kullanılması ve bunlardan yararlanılmasının hukuka aykırı olduğunu, SMK hükümleri uyarınca müvekkili tarafından oluşturulmuş, yayınlanmış ve tescillenmiş olan çizimlerin, tasarım niteliğinde olduğu ve müvekkilinin bu bağlamda tasarım sahibi sıfatına haiz olduğunu, davaya konu olan olay ve eylemlerde ise müvekkilinin tasarım hakkının gasp edilmesinin söz konusu olduğunu, neticeten izah edilen hususlar, yasal dayanaklar ve deliller doğrultusunda başka ve fazlaya dair her türlü hakları saklı tutulmak kaydıyla; davalının, müvekkilinin fikri haklarına tecavüz niteliğindeki eylemlerinin derhal tedbiren, karar aşamasında ise mütemadiyen durdurulmasını, davalının bu faaliyetler için ticari işletme ya da şirket kurmuş olup olmadığını, sahibi veya ortağı olduğu işletme veya kuruluş varsa burada kimlerle birlikte ortak niteliğinde hareket ettiğinin tespit edilmesini, davalının şahsi ve ticari banka hesaplarının tespit edilmesini ve tecavüz niteliğindeki eylemlerin başlangıç tarihinden itibaren hesap dökümlerinin ilgili kurum ve kuruluşlardan celp edilmesini, bu davaya konu haksız fiil ve fikri mülkiyet hakkına tecavüz niteliğindeki ticari faaliyetlerden elde edilebilecek ortalama gelirin ne olduğunun bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesini, yapılacak araştırma ve tespitler neticesinde ıslah hakları saklı tutulmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya TK. 21. maddeye göre tebligat yapılmış, davaya cevap verilmemiştir.
HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
17/10/2022 tarihli bilirkişi kurul raporunda özetle: Dava konusu 340 adet illüstrasyon çiziminin görsel olarak kolay algılanabilir ve seçilebilir biçimde karakterize bir görünüm sergilediği, bu yönden öz biçim form ilişkisine uygun çizildiği, görsel anlatım diline sahip olduğu, yaratıcı bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan, üretilmesinde güzel sanatlar eğitimi gerektiren, mizahi yaratıcılık yönü güçlü, estetik değer ve sahibinin hususiyetini taşıyan fikri emek sonucu oluşan FSEK 4.maddesi kapsamında grafik eser/güzel sanatlar eseri olduğu, davaya konu edilen 340 adet çizimin davacı tarafından vücuda getirildiği, davacının FSEK 11. maddesindeki karine çerçevesinde eser sahibi olduğu, davacının 340 adet grafik eserinin bazı ahşap plakalar üzerinde birebir olarak bazı ise değişiklik yapılarak kullanıldığı, davacıdan izin alınmaksızın grafik illüstrasyonların web sitesinde ve dekoratif ahşap plakalar üzerine basılarak izinsiz kullanılmasının davacının mali haklarından FSEK 22. maddesi kapsamında çoğaltma, FSEK 23. maddesi çerçevesinde yayma hakkının ihlali olduğu, davaya konu grafik eserin somut uyuşmazlıktaki ticari kullanım mecrası, eserin özelliği de dikkate alındığında bir adet eserin rayiç değerinin iziniz kullanımın yapıldığı 2018 yılı itibariyle toplu kullanım yapıldığında eser birim fiyatının düşeceği de dikkate alındığında eser başına 2.000 TL olabileceği, 340 adet izinsiz kullanılan ve satışa sunulan eserin rayiç değerinin 680.000TL olabileceği, davacının FSEK 68.maddesi çerçevesinde talebi olması halinde bu bedelin 3 katını talep edebileceği, ayrıca manevi tazminat talep edebileceği, türü ve miktarının mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin, davacının fikri haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti, men’i, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ve 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davacı vekili 01/03/2023 tarihli dilekçesi ile; maddi tazminat talebini 680.000 TL olarak ıslah etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
ESER VASFININ DEĞERLENDİRİLMESİ:
FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması. ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan İlkine “sübjektif unsur” veya “esasa İlişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart’ denilmektedir. Subjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
Davacı tarafça sunulan CD’ler bilirkişi heyetince incelenmiş; dijital teknik ile üretilmiş çok sayıda illüstrasyon çalışmasının CD muhteviyatında yer aldığı görülmüştür. 340 adet çizim tek tek incelendiğinde; çizimlerin dijital grafik tableti ile karışık teknik kullanılarak vücuda getirilen çalışmalar olduğu, çizimlerin ortaya çıkarılmasında ışık-gölge, leke, renk, tonlama, oran-orantı gibi güzel sanatlar eğitimi gerektiren bilgilere sahip olması gerektiği, çizimlerin Yeşilçam karakterlerinden esinlendiği ve bu karakterlerin mizahi açıdan işleyen çalışmalar olduğu, hem teknik beceri hem de estetik bilgi ve yaratıcılık gerektiren mizahi illüstrasyonlar olduğu kanaatine varılmıştır.
Grafik eser: Bir fikir ya da sanayi ürününün tanıtımı, yani simgelenmesi amacıyla yapılmış çizimlerdir. Dava konusu 340 adet illüstrasyon çiziminin görsel olarak kolay algılanabilir ve seçilebilir biçimde karakterize bir görünüm sergilediği, bu yönden öz biçim form ilişkisine uygun çizildiği, görsel anlatım diline sahip olduğu, yaratıcı bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan, üretilmesinde güzel sanatlar eğitimi gerektiren, mizahi yaratıcılık yönü güçlü, estetik değer ve sahibinin hususiyetini taşıyan fikri emek sonucu oluşan FSEK 4. madde kapsamında grafik eser/güzel sanatlar eseri olduğu kanaatine varılmıştır.
ESER SAHİPLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
FSEK kapsamındaki uyuşmazlıklarda; “eser sahipliği” ya da hak sahipliği sıfatının re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda eser sahipliği veya hak sahipliği ile ilgili çeşitli karinelere yer verilmiştir. FSEK 11.maddesinde; “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır, meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın” hükmü yer almaktadır.
FSEK 12.maddesinde ise; “Yayımlanmış olan bir eserin sahibi 11 inci maddeye göre belli olmadıkça, yayımlayan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. Bu salahiyetler, 11 inci maddenin ikinci fıkrasındaki karine ile eser sahibi belli olmadığı hallerde konferansı verene veya temsili icra ettirene aittir. Bu maddeye göre salahiyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi kararlaştırılmamışsa, adi vekalet hükümleri uygulanır” hükmü yer almaktadır.
FSEK sistematiğinde tescil ilkesinin kabul edilmemesi nedeniyle eser sahipliğinin tespitinde yukarıdaki karinelerin öngörülmesi uygulamada ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümünde yardımcı olmaktadır. Ayrıca eser sahipliği, bu karineler dışında her türlü delille de ispatlanabilir.
Dava konusu çizimlerin; davacının portfolyosunda yer aldığı, davacının aldığı güzel sanatlar eğitimi sonucunda kendisine has geliştirdiği çizim üslubu, eserlerin üzerinde yer alan davacıya ait tescilli imza gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu 340 adet çizimin davacı tarafından vücuda getirildiği, davacının FSEK 11.maddesindeki karine çerçevesinde eser sahibi olduğu kanaatine varılmıştır.
HAK İHLALİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Davacıya ait olduğu tespit edilen 340 adet illüstrasyon grafik eseri ve eserlerin üzerinden değiştirilerek, boyutları değiştirilerek, davacının imzası silinerek ve üzerlerine bazı eklemeler ile kesme-biçmi işlemleri yapılarak ahşap levhalar üzerine basıldığı ve internet üzerinden davalıya ait “takifix.com” adlı web sitesi aracılığıyla satışa çıkarıldığı tablolar bilirkişi heyetince tek tek incelenmiştir.
Davacının 340 adet grafik eserinin; bazı ahşap plakalar üzerinde birebir olarak bazılarında ise değişiklik yapılarak kullanıldığı, bu suretle FSEK 16. maddesinde yer alan davacının “eser üzerinde değişiklik yapılmasını men etmek” manevi hakkının ihlal edildiği, ayrıca davacıdan izin almaksızın, davacıya ait grafik illüstrasyonların web sitesinde dekoratif ahşap plakalar üzerine basılarak izinsiz kullanılmasının; davacının mali haklarından FSEK 22. maddesi kapsamında çoğaltma, FSEK 23. maddesi çerçevesinde yayma hakkının ihlali olduğu kanaatine varılmıştır.
MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
FSEK 68. maddesi hükmüne göre: (Değişik: 23/1/200S-5728/137 md.) “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.”
FSEK 68.maddesi kapsamında bu taleplerin ileri sürülebilmesi için mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunması şart değildir. Yargıtay İçtihatlarına göre; “…Eser sahibinin mali hakları korunurken sadece bu tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmeyecektir. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz kullananla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedel, bunun faizi 68. madde uyarınca açılacak davada dikkate alınacaktır…” Ayrıca rayiç bedelin tespitine ilişkin taraflar arasında daha önceden yapılmış bir sözleşme, teklif var ise başka bir deyişle rayiç bedel somuta indirgenmiş ise rayiç bedelin tespiti taraflar arasındaki sözleşme, teklif vs. ile tespit edilecektir.
Mahkememizce itibar edilen 17/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere: Davaya konu grafik eserin ticari kullanım mecrası, eserin özelliği gibi kriterler de birlikte değerlendirildiğinde, 340 adet izinsiz kullanılan ve satışa sunulan eserin rayiç bedelinin 680.000 TL olduğu kanaatine varılmış ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak, maddi tazminat talebinin kabulüne; 680.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
MANEVİ TAZİMAT TALEBİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
FSEK 70/1.maddesine göre; “Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. Mahkeme, bu para yerine veya bunlara ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedebilir”. Manevi hakların ihlali sebebiyle manevi tazminat davası açabilmek için, eser sahibinin kişilik haklarının da tecavüze uğramış olması şart değildir. Manevi haklarda eser sahibinin kişiliğini ilgilendiren yönler şüphesiz ki mevcuttur, ancak FSEK 70/1.maddesi manevi tazminat talebini kişilik haklarının ihlalinden bağımsız olarak hükme bağlamıştır. İki hükmün müeyyide bağladığı menfaatler birbirinden farklıdır’. Manevi haklara tecavüz aynı zamanda eser sahibinin kişilik haklarını da ihlal ediyorsa, manevi tazminat talebinde bu hususun açıkça belirtilip kanıtlanması veya BK 56.maddeye dayanan ayrı bir dava açılması gerekir. Diğer taraftan, manevi haklara tecavüz fiili, fikri hukuk çerçevesinde değerlendirilebilmekle beraber, kusurun niteliği, derecesi ve ağırlığı BK hükümlerine göre takdir olunmalıdır.
Manevi tazminat şartları oluştuğundan; manevi tazminat talebinin kabulüne; 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-Davalı tarafından; davacıdan izin alınmaksızın grafik, illüstrasyonların web sitesinde ve dekoratif ahşap plakalar üzerine basılarak izinsiz kullanılmasının, davacının mali haklarından FSEK 22. maddesi kapsamında çoğaltma, FSEK 23. maddesi kapsamında yayma hakkının ihlal edildiğinin tespitine, men’ine,
3-Maddi tazminat talebinin kabulüne; 680.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Manevi tazminat talebinin kabulüne; 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- 49,866,30 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 37.337,00 TL harcın davalıdan tahsiline,
6-Fikri Haklara Tecavüzün Tespiti, Men’i talepleri yönünden: Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi Tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 92.800,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Manevi Tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafın yatırdığı 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç ve 12.470 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 12.588,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yaptığı 484 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 9.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.984 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023
Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır