Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/47 E. 2022/103 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/44
KARAR NO : 2022/98

DAVA : 554 SAYILI KHK – TASARIM HAKKINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, DURDURULMASI, ÖNLENMESİ, MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 01/08/2016
KARAR TARİHİ : 08/09/2022

Taraflar arasında Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarım Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Maddi – Manevi Tazminat ile Tasarımın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketine ait … numaralı E.T.B’ne konu kokulandırma makinesi tasarımının davalı tarafından ayırt edilemeyecek kadar benzerini satması nedeni ile oluşan tecavüz eylemlerinin tespitini, durdurulmasını ve önlenmesini, tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle satılan ürünlere el konulması, endüstriyel tasarım tescil belgesinden doğan haklara tecavüzün önlenmesi kaçınılmaz ise ürünlerin imhası, tasarımdan doğal haklara tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının masrafları tecavüz eden tarafından karşılanmasını ve tirajı en yüksek üç gazeteden birinin tüm Türkiye ve yurtdışı baskılarında dava sonucunun ilan edilmesini ve davalının, müvekkili ürünlerinin kasıtlı olarak taklit etmesi ve müşterilerini kendi müşterileri gibi göstermesi nedeniyle TTK 55/4-5 maddeleri anlamında haksız rekabet oluşturan eylemleri sonucunda oluşan haksız rekabetin tespitiyle önlenmesini, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, davalının tecavüz oluşturan eylemleri neticesinde uğradığı zarara karşılık 10.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminata, karşı tarafa ait ürünlere bulundukları her yerde ihtiyati tedbir konularak toplatılmasını, dava sonuna kadar durulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının … numaralı tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığını, anonim bir ürün için başvuru yapıldığını, davacının uzun süredir piyasada var olan ve hiçbir yaratıcılık unsuru içermeyen genel geçer bir tasarım için belge aldığını, bir tasarımın aynı başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilebileceğini, söz konusu tasarımın başvuru tarihinden daha önce dünyanın birçok yerinde üretildiğini, hali hazırda mevcut ürünler olduğunu, dilekçe ekinde sunulan katalogda da ilgili tasarımın 15-16 sayfalarda regional arorma machine ismi … kod numarası ile açıkça gösterildiğini, söz konusu tasarımın davacıya ait tasarımdan daha önce piyasada olduğunu gösterir nitelikte 12.05.2011 tarihli proforma faturanın ekte sunulduğunu, aynı şekilde ilgili firmanın … kod numaralı bu ürün için almış olduğu 10.03.2011 tarihli CE belgesinin de ekte sunulduğunu, müvekkilinin ürünü ile davacı tasarımı açıkça birbirinden farklı olduğunu, her iki cihazın kontrol panellerinin farklı yerde olduğunu, davalının ürününün üst kısmında açılır kapanır bir fan bulunduğunu, buna benzer herhangi bir kullanımın davacı tasarımında bulunmadığını, davacı tasarımından farklı olarak örünün yarı kısmında ayar butonu bulunduğunu, cihazların ekran tasarımları tamamen farklı olduğunu, müvekkilinin ürünün üst kısmında bulunan fana uygun olarak bir adet kulp bulunduğunu, kapak içi top ve tüp mekanizması gerek yapıldığı malzeme gerekse de tasarım açısından fark olduğunu, KHK 11. Maddesi uyarınca bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken yedinci maddeye uygun olarak o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınacağını, oysa davacının belge aldığı piyasada var olan tasarım ile davaya konu ürün arasında bu madde kapsamında kalabilecek bir benzerlik bulunmamakta aksine tüketici tarafından ayırt edilmesini sağlayacak farklılıklar görüldüğünü, … firmasında ki cihaz davalı tarafından satışı yapılan bir ürün olmadığını, davacının uyarı mektubundan daha önce alınan bir kararla farklı bir ürüte yönelik ticari ilişki içine girildiğini, bu ürün içinde tasarım tescil başvurusu yapıldığını, davacı bir şekilde davalı müvekkilini pazara sokmamak için kötü niyetli davayı açtığını bildirerek haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1.FSHHM’NİN 2017/566 ESAS SAYILI DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalının, davacı müvekkilinin ürünlerini kendi tescilli tasarımı ile aynı olduğu gerekçesiyle tecavüz ve haksız rekabet iddiasıyla … 1.FSHHM’nin …E. Sayılı numarası dava açtığını, yapılan araştırmalar neticesinde ilgili tasarımın hem harcı alem nitelikte olması hem de tasarım olarak korunmaya elverişli olmayan parçalarının da belgeye konu edilmesi nedeniyle bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, mahkemece gerek görülmesi halinde bu davanın … 1.FSHHM’nin … E. sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin yeni olan dava konusu tasarım için 17.09.2017 tarihinde TPMK’na başvurduğunu ve hiçbir itiraz edilmeksizin müvekkilinin tasarımının tescil edildiğini, müvekkilinin başvuru tarihinde davacı dahil birçok firma iş bu sektörde daha faaliyete başlamadığını, günümüzde markalaşmak için markayı hatırlatan koku’nun öne çıkması ve aynı zamanda koku’nun marka olarak da tescil edilmesinin müvekkilinin sektörünü cazip kıldığını, davacı yanın davasını kanıtlamak için müvekkili tasarımının 2012 tarihli katalogda yer aldığını ifade ettiğini, buna ilişkin bir delil sunmadığını, müvekkili ile yapılan görüşme sonrasında 2012 yılında herhangi bir katalog basmadıklarını ifade ettiğini, bir an için davacının iddia ettiği gibi 2012 yılna ait katalog varsayılsa bile, bilindiği üzere mülga KHK’da da bulunan ve 6769 sayılı SMK’da da düzenlenen hüküm gereği tasarm başvurusu, başvuru tarihinden 12 ay önce kamuya sunulabilir ve bu kulanım tasarmın yeniliğini kesinlikle etkilemeyeceğini, SMK 57.maddesinin (1) “kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kulanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar, tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. (2) koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veyahalefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez” hükmünün yer aldığını, davacı vekilinin daha sonra … 1. FSHM Mahkemesi’nde görülen davadaki delilleri göstererek davalı müvekkilinin tasarımının yeni olmadığını iddia ettiğini, söz konusu davada sunular belgelerin hiçbirinin müvekkili tasarımının yeni olmadığını gösterir nitelikte olmadığını, delil olarak sunulan belgelerinin bir çoğunun tarihsiz olduğunu, diğer yandan Çin menşeili … şirketinin bu dava konusu tasarımı müvekkilinden önce üretip sattığını ifade ettiğini, bu durum kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, ilgili dosyada da belirttikleri üzere dava dışı … şirketinin müvekkili tasarımlarını almak ve satmak için müvekkiline bir çok mail attığını, ticari hayatın doğal akışı gereği hiçbir şirketin ürünlerini taklit eden bir şirketin ürünlerini üretmek için bu kadar istek göstermeyeceğini, dava dışı şirketin www.alibaba.com ticari sitesindeki tanıtım sayfasında 2013 yılında kurulduğunun yazıldığı, bu halde 2013 yılında kurulmuş olan bir şirketin nasıl oluyor da bu tasarımı 2011 yılında üretip satabileceğini, davalının bahsetmiş olduğu kod … şirketinin internet sitesinde yer almadığını, zaten davalının iddiasını kanıtlamasının kesinlikle mümkün olmadığını, Türkiye’de tescil sisteminin ne olursa olsun dava konusu tasarım müvekkiline ait özgün bir tasarım olduğunu, bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK (TPE) kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
14/07/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalıya ait ürün tasarımının davacıya ait … ve … tescil numaralı “…” tasarımının koruma kapsamı içerinde kaldığı, rapor içerisinde “mali değerlendirmeler” başlığı altında yapıları açıklamalara binaen, davacı yanın sunduğu lisanslı ürün satış anlaşma metninde bir lisans bedeli tespit edilemediğinden, davacı yanın talebi doğrultusunda 554 sayılı KHK nin 52/2-c maddesine göre mahrum kalınan kar hesaplaması yapılmasının mümkün olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
05/02/2018 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davalıya ait ürün tasarımının davacıya ait … ve … tescil numaralı “…” tasarımının koruma kapsamı içerinde kaldığı, rapor içerisinde açıklanan nedenlerle, belirtilen hesaplama yöntemi çerçevesinde mahrum kalınan kar miktarının tespit edilebilmesi için, dava tarihinden önceki son 4 yılın ciro rakamlarının ortalaması dikkate alımarak, bu tutara %15’lik oranın tatbik edilmesi gerektiği, bu amaçla davacı yanın 2015 ve 2013 yılı kurumlar vergi beyannamelerinin celbi halinde söz konusu ciro rakamlarına ulaşılarak hesap yapılmasının mümkün olacağı bildirilmiştir.
09/08/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: 6769 Sayılı SMK kapsamında dava konusu tescile yönelik dava dosyasına sunulan belgelerin doğrulanması amaçlı TPE İnternet üzerinden yapılan arâştırma – inceleme sonucu, esas davada; davacı taraf … (… sahibi numarası …)’ne ait 17.09.2012 tarih ve … numaralı “…” tasarım lokarno … sınıfında 22.09.2017 tarihli Yenileme Başvurusu sonucu 17.09.2022 tarihinde kadar 6769 sayılı SMK kapsamında koruma altında olduğu tespit edildiği, asıl davada, davacı – karşı davalı tarafa ait … numaralı “…” tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 17/09/2012 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu, asıl davada 17.02.2017 tarihli davacı tarafın dilekçe ekinde sunulan ve davacı ile dava dışı … firması ile yapılan geçici süreli sözleşme çevirileri dava dosyanda mevcut olmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda da belirtildiği üzere; Yabancı dilde yazılmış belgeler madde 223: (1) Yabancı dilde yazılmış belgeye dayanan taraf, tercümesini de mahkemeye sunmak zorundadır. (2) Mahkeme kendiliğinden veya diğer tarafın talebi üzerine, belgenin resmi tercümesini de isteyebilir. Açıklamasının mevcut olduğu, söz konusu ilgili belgelerinin dava dosyasında çevirilerinin olmaması nedeniyle taraflar arası sözleşme hükümleri incelenememiş olup gerekli tespitlerin yapılmadığını, davacı tarafın koku difüzyon cihazının satışta olmadığı, satış kanal noktalarında konsinye olarak bulundurulduğu ve yalnız yan ürün olarak koku difüzyon Metal Ambalajlı Ürün Satışı gerçekleştirdiklerinin görüldüğü, raporun 5.sayfasında tarafların ürün tasarımlarının; Mekanik, Ön Panel, Kontrol Ponelini oluşturan ekran tasarımı, ürün üzerinde bulunan Hava Sibopları ve KULP Kompozisyonun konum, modül, çizgi, şekil, biçim, Renk/Ton, Malzeme, Yüzey Dokusu, Detay/Kesit, oran vb. kriterler baz alınarak yapılan inceleme sonucu, bilgilenmiş tüketici gözüyle bütünsel bakış ile benzerlik alglısı yaratacağı, davalının Koku Difüzyon Cihazının, Davacının … numaralı … – tescilli tasarımı ile görsel olarak kıyaslanması yapılması sonucu ürün tasarımları arasında ayırt edilemeyecek düzeyde belirgin bir benzerlik bullnduğu, kullanımın iltibas yaratacak derecede olduğu, karşı davada; davalı – karşı davacı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen … – 1 numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 17.09.2012 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu, hükümsüzlük davasında davacı tarafından sunulan deliller : Internet Web Site Uzantı ve Görseller, 22.06.2018 tarihli bilirkişi heyeti kök raporda; Bilişim uzmanı… tarafından internet üzerinden yapılan mevcudiyet, görsel tespite yönelik detaylı inceleme, raporda uzman tespiti olarak değerlendirmeye alındığı, raporun …. ve …. sayfalarında yapılan inceleme neticesinde ; raporun …sayfasında “…” ile sunulan delil görselin detaylı inceleme sonucunda … adresinde yer alan ürün görselinin “Benzer” ve tarihinin 15 Ocak 2012 olduğu, raporun 10.sayfasında “…” ile sunulan delil görselinin detaylı inceleme sonucunda; … adresinde yer alan ürün görselinin “Benzer” ve tarihinin 10 Mayıs 2012 olduğu, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı ve sonuç olarak tüm bu veriler ışığında karşı davada davacı tarafından açılan hükümsüzlük davasının ispatlanamadığı sonucuna ulaşıldığı, İTO ‘dan gelen cevap yazısı kapsamında davacı tarafın tescilli bir markası için talep edebileceği lisans bedelinin markaya ilişkin satış hasılatı x %15 = 1.716,064,73 TL x %15 = 257.409,70-TL’sı olarak hesap edildiği, davalı yan dava konusu cihazı, hukuka uygun bir şekilde lisans sözleşmesi kapsamında kullanmış olsaydı, her bir cihaz için davacı tarafa ödemeleri gereken yıllık lisans bedelinin 257.409,70 TL’sı olarak hesap edildiği, mahkeme tarafından dava konusu kokulandırma cihazının hak ihlaline karar verilmesi halinde davalının ödemesi gereken lisans bedelinin 257.409,70-TL sı olarak hesap edildiği kanatine varıldığı bildirilmiştir.
03/06/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Asıl davada davacı tarafın …AŞ ne ait 17.09.2012 tarih ve … numaralı “…” 22.09.2017 tarihli yenileme başvurusu sonucu 17.09.2022 tarihine kadar 6769 sayılı SMK kapsamında koruma altında olduğu, davacı tarafa ait … numaralı “…” tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 17.09.2012 tarihi itibariyle Koruma Şartı Olan Yenilik ve Ayırt Edici Nitelik Özelliklerine sahip olduğu, Davalının …., davacının … numaralı ETTB Tescilli tasarımı ile Görsel olarak kıylaslama yapılması sonucu ürün tasarımları arasında ayirt edilemeyecek düzeyde belirgin bir benzerlik bulunduğu ve kullanımın iltibas yaratacak derecede olduğu, karşı davada davalı tarafa hit hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 17.09/2012 tarihi itibari ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu, kök raporun …sayfasında… kodu ile sunulan delil görselinin detaylı incelemesi sonucu benzer ve tarihinin 15/01/2012 olduğu, kök raporun ….sayfasında … kodu ile sunulan delil görselinin detaylı incelemesi sonucu benzer ve tarihinin 10/05/2012 olduğu, bu çerçevede hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, mali inceleme ve tazminat hesabında taraflarınca hazırlanan kök rapordan sonra dosyaya giren yeni bir delillin bulunmadığı, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ve tüm dosya içeriği itibari ile yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde kök rapora ilişkin görüşlerinde bir değişiklik bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; 09/08/2019 tarihli kök ve 03/06/2021 tarihli ek bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl Dava: Davacının … tescil numaralı tasarım belgesine konu “kokulandırma makinesi tasarımının”, davalı şirket tarafından ayırt edilemeyecek kadar benzerinin satıldığı iddiasına dayalı, davalının eyleminin; davacının tasarım tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat ile hükmün ilanına ilişkindir.
Davacı vekili 17/02/2022 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 257.409,70 TL olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Birleşen dava: TPMK nezdinde … adına tescilli … numaralı tasarımın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
6769 sayılı SMK 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir, ASIL DAVANIN açıldığı tarih itibariyle dava, 554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde incelenmiştir.
554 sayılı KHK 3/a maddesi tasarımın tarifini yapmakta ve bu maddeye göre “tasarım, bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin çizgi şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyularıyla algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü” ifade etmekte olup ürün yada ürün parçasının görünümüdür. KHK 5. maddesine göre yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilerek korunacak, 6. maddeye göre de bir tasarımın aynısı, başvuru ve rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilecektir. 7. maddede bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması için bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile daha önceden kamuya sunulan herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılığın olması gerekmektedir. 8. maddeye göre ise, tasarımın kamuya sunulmasından itibaren en geç bir yıl içerisinde tescilinin istenebileceği hüküm altına alınmış olup, son olarak da KHK 43. maddesi yeni ve ayırt edici nitelik taşımayan tescilli tasarımların hükümsüzlüğüne karar verileceğini belirtmektedir.
554 sayılı KHK 5. maddesi yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımların belge verilerek korunacağını ve bileşik bir ürünün bir parçası ile ilgili tasarımın kendi yeni ise ve ayırt edici bir niteliğe sahipse, ayrıca korumadan yararlanacağını belirtmektedir. Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiillerin açıklandığı 48. maddesinin 1/a bendinde ise tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın, tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icapta bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolamak yada elde bulundurmak , tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller olarak belirtilmiştir.
Tasarım hakkının kapsamı 554 sayılı KHK’nın 17. maddesinde düzenlenmiş olup tescilli tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Tasarım hakkı, tasarım üzerindeki tasarımdan doğan inhisari yetkilerle donatılmış bir mutlak haktır. Tasarım hakkından doğan inhisari mutlak haklar, olumlu ve olumsuz nitelikte yetkiler içerir. 554 sayılı KHK’nin 17 ve 18. maddelerinde bu haklar düzenlenmiştir.
554 sayılı KHK’nin 17. maddesi uyarınca üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın koruma kapsamındaki tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz. Tasarım hakkı sahibi bu hakkını kusurlu veya iyiniyetli olduklarına bakmaksızın herkese karşı ileri sürebilir.
Tasarım hakkının sınırlandırıldığı ve koruma kapsamı dışında kalan durumlar ise 554 sayılı KHK’nin 21. maddesinin, a ile d bentlerinde, özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller, deneme amaçlı fiiller, eğitim ve referans amaçlı çoğaltmalar, tasarımın yabancı taşıtlarda kullanılması, 12. maddesi uyarınca 5 yıllık yenileme süresi sonunda yenilenmeyen tasarımlar, 22. maddesi gereğince onarım amaçlı kullanım ile 23. maddesi uyarınca önceki kullanımdan doğan hak sahipliği, son olarak 24. maddesinde düzenlenen hakkın tükenmesi ya da ilk satış doktrinidir. Bu hallerin varlığı halinde tasarım hakkının korunması sözkonusu değildir.
Tasarım tescil başvurusundan doğan hakka ya da tescilli tasarım hakkına tecavüz halleri ise 554 sayılı KHK’nin 48. maddesinde düzenlenmiştir. Hukuk ve ceza davalarının açılabilmesi için ya başvuru ya da tasarım hakkına tecavüz olmalıdır. Tasarım hakkına tecavüzden söz edebilmek için 554 sayılı KHK’da belirtilen tecavüz eylemlerinden her hangi birisinin gerçekleşmesi ve hukuka uygunluk sebeplerinin somut olayda mevcut olmaması gerekir.
554 sayılı KHK’nin 48/2. maddesi uyarınca tasarım başvurusu, KHK’nin 34. maddesine göre yayımlandığı takdirde, başvuru sahibi, tasarıma vaki tecavüzlerden dolayı hukuk ve ceza davası açmaya yetkilidir. Yine 48/1. maddesinde tasarım hakkına tecavüz oluşturan fiiller düzenlenmiş olup madde metni;
“a) Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmak;
b) Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir etmek,
c) Bu maddenin önceki a ila b bendlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak,
d) Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak,
e) Gasp” şeklindedir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükmü yer almaktadır.
Haksız rekabet genel anlamda 6762 sayılı TTK’nın 56. maddesinde “aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suiistimalidir” şeklinde tanımlanmıştır. Yasanın 57. maddesinde ise haksız rekabet halleri sınırlı örnekler ile sayılmıştır. Maddenin 5. bendine göre, “başkalarının emtiası, iş mahsulleri…hususi ile başkasının haklı olarak kullandığı ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtım vasıtaları ile iltibasa meydan verebilecek surette ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak” haksız rekabet teşkil etmektedir. Eylem bu hallerden birini oluşturmadığı takdirde 56. madde uyarınca genel anlamda haksız rekabet koşullarının var olup olmadığına bakılmalıdır. TTK’nun 56 ncı maddesine göre haksız rekabetin gerçekleşmesi iki koşula tabidir. Bunlar iktisadi rekabet çerçevesi içinde bir eylemin meydana gelmesi ve bu eylemin aldatıcı olması veya dürüstlük kurallarını ihlal etmesidir.
Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, özellikle başkasının haklı olarak kullandığı, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak haksız rekabettir.
Bir kimsenin iltibas olgusuna dayanarak, yani başka bir kimsenin kendisine ait ad, unvan ya da herhangi bir tanıtma aracı ile karıştırılma tehlikesi yarattığını ileri sürerek dava açılabilmesi, onun kendi tanıtma aracını haklı olarak kullanıyor olmasına bağlıdır. Yanıltıcı duruma yol açma fiilinin haksız rekabet sayılabilmesi için, kusur unsuruna ihtiyaç olmadığı gibi, aynı sektörde veya piyasada rekabet eder durumda olmaları da gerekmez. Kusur unsuru yalnızca eski TTK. m 64 ve 6102 sayılı Ticaret Kanunu 62. madde bakımından önem taşır. Zira bu maddeler, kusurun bir türü olan kasıt altında işlenen yanıltıcı duruma yol açma fiillerini suç saymıştır. O halde yanıltıcı duruma(karışıklığa) yol açma fiili için objektif olarak iltibasın(benzerliğin veya karışıklığın) mevcudiyeti veya böyle bir tehlikenin bulunması gerekli ve yeterlidir. Görüldüğü gibi, karışıklığa yol açma bakımından, iltibasın meydana gelmiş olması; yani müşterinin zihninde o malın aynı firma(üretici) tarafından üretildiği düşüncesinin doğmuş olması dahi gerekmeyip, iki malın(tanıtma vasıtası) arasında karışıklık ihtimali( tehlikesi) bulunması haksız rekabet için yeterli görülmektedir. Nitekim madde metninde geçen,”…iltibasa sebebiyet verecek… “ ifadesi de bu düşünceyi doğrulamaktadır. Ayrıca zararın meydana gelmesi de şart olmayıp, zarar doğma ihtimalinin bulunması haksız rekabet teşkil etmesi bakımından yeterlidir. Yine bu çerçevede haksız rekabetten söz edebilmek için, failin iltibas teşkil eden fiilden fayda sağlamış olması da aranmaz.
BİRLEŞEN TASARIMIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ DAVASININ açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Tasarım kavramı; İnsan zihninde biçimlendirme, kurma, tasavvur etme faaliyetleri ile nesnel gerçekliğe estetik bir yapı kazandırmayı ifade eder. Tasarım hakkı ise herkese karşı ileri sürülebilen, maddi olmayan bir mutlak haktır. Bir ürünün ayırt ediciliğini estetik olarak vurgulayan yaratımlar hukuk düzenince korunur. Türk Hukukunda tasarımlar 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile özel olarak korunmaktadır. Kanunda tanımlandığı üzere tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür (SMK m. 55/1).
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesi: “(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
(2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.”
6769 sayılı SMK’nın 58. maddesi: “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır.”
6769 sayılı SMK’nın 59. maddesi: “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
Tescil edilmiş bir tasarımın, tescil sonrasında hükümsüz kılınması mümkündür. Hükümsüzlük şartları SMK 77. maddede düzenlenmiştir. Buna göre:
a) 55. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56. ve 57. maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58. maddenin dördüncü fıkrası ve 64. maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötünîyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse,
b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere alt olduğu ispat edilmişse,
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise, tasarımın hükümsüz sayılmasına mahkeme tarafından karar verilir. Hükümsüzlük kararı, geriye etkili bir karardır. Hükümsüzlüğüne karar verilen bir tasarımdan doğan hak hiç doğmamış kabul edilir (SMK m. 79/1)
Bir tasarım tescil belgesine birden fazla tasarım konu olabilir. Hükümsüzlük nedenleri tasarım tesciline konu tasarımların tamamına ilişkin olabileceği gibi, sadece bir kısmına ilişkin de olabilir. Bu durumda, sadece ilgili tasarım bakımından kısmen hükümsüzlüğe karar verilebilir (SMK m. 77/2). Kısmen hükümsüzlük kararı verilen tasarım dışında kalan tasarımlar, “yeni” ve “ayırt edici olma” niteliklerine sahip ise, bu tasarımlar açısından tasarım tescili geçerli olmaya devam eder.
Tasarımların, hükümsüzlüğü değerlendirilirken, Yargıtay 11 H.D.’nin bir kararında da belirttiği üzere:”…Tasarımlara ilişkin tarifnameler ve tescil belgeleri ile taraflara ait ürünler birebir karşılaştırılmalı olarak incelenip ayırtedicilik ve yenilik unsurlarının bulunup bulunmadığı belirlenip, sonuca göre karar vermek…” denilmek suretiyle değerlendirmenin ne şekilde yapılacağı belirtilmiştir.
Tasarım tescil sistemi içerisinde bir tasarımın yeni ve ayırt edici olması gerekli ve yeterlidir (SMK m.56/1).
Bir tasarımın aynısı (a) tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, {b} tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir (SMK m.56/4). Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Kamuya sunma, sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar.
Hangi tasarımların yeni olarak kabul olunacağı zaman ve mekana göre değişmektedir. Ancak genel olarak “yeni” kelimesi önceden bilinmeyen, hiç kullanılmamış veya az kullanılmış anlamlarına gelmektedir. Bir tasarımın aynısının, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş olması yenilik unsurunu ortadan kaldırır.
Tasarımın ayırt edici olması ise, yeni olmasından farklı bir kavramdır. Tasarımın yeni olması, SMK 56/4. maddedeki “Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir” hükmünden de anlaşılacağı üzere yüzeysel bir incelemeyi gerektirir. Oysa ayırt edici olmayı belirlemede ölçü “bilgilenmiş kullanıcıdır (SMK m.56/5). Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim (a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, (b) Tescilsiz tasarım İçin tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir (SMK m.56/5).
Bilgilenmiş kullanıcı, daha önceden kamuya sunulmuş tasarımların kendisinde bıraktığı genel izlenimden belirgin derecede farklı İzlenim bırakan tasarımlar ayırt edici kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbiri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
6769 sayılı SMK’nın 81.maddesi: “a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c) Tasarım hakkını gasp etmek. (2) Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir” hükmü amirdir. Ancak “özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller; deneme amaçlı fiiller; ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek şartları ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar” ile belirli koşullarda onarım amaçlı fiiller tasarım hakkının kapsamı dışında kalır. (6769 sayılı SMK madde 59/3- a, b, c)
554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 6769 sayılı SMK ve TTK hükümleri, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen 09/08/2019 tarihli kök ve 03/06/2021 tarihli ek bilirkişi kurulu raporu ile bütün dosya kapsamından:
TPMK (TPE) nezdinde … numaralı “….” tasarımın …sınıflarda davacı – birleşen davada davalı …Ş. adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
BİRLEŞEN DAVADA: Davalı …Ş. adına tescilli … numaralı “…”, 22.09.2017 tarihli yenileme başvurusu sonucu 17.09.2022 tarihine kadar 6769 sayılı SMK kapsamında koruma altında olduğu, başvuru tarihi olan 17.09.2012 tarihi itibariyle koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu, tasarımın hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, bu nedenle BİRLEŞEN DAVANIN reddine karar vermek gerekmiştir.
ASIL DAVADA: Davalı …’nin “…”, davacı şirketin tescilli … numaralı tasarımı ile karşılaştırıldığında; ürün tasarımları arasında ayirt edilemeyecek düzeyde belirgin bir benzerlik bulunduğu ve kullanımın iltibas yaratacak derecede olduğu, bu nedenle davalının eyleminin; davacının tescilli tasarımından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine karar verilmiştir.
Davacı taraf maddi tazminatı, 554 sayılı KHK’nın 52/2-c maddesine yani “tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin, tasarımı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre” talep etmiştir.
Mahkememizce itibar edilen 09/08/2019 tarihli kök ve 03/06/2021 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda; davalı şirketin dava konusu cihazı, hukuka uygun bir şekilde lisans sözleşmesi kapsamında kullanmış olsaydı, her bir cihaz için davacı tarafa ödemeleri gereken yıllık lisans bedelinin 257.409,70 TL olduğu tespit edildiğinden, maddi tazminat talebinin kabulüne; 257.409.70 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 01/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı taraf manevi tazminat talep etmiştir. Tasarım hakkına yapılan tecavüzün niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet gereği takdiren 20.000 TL manevi tazminatın uygun olacağı kanaatine varıldığından, manevi tazminat talebinin kısmen kabülüne karar verilmiştir.
Davalının eyleminin; davacının tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiği, dava sonucunda davacının haklı çıktığı dolayısıyla ilan talebinde hukuki menfaat bulunduğu gözetilerek, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının eyleminin, davacının tescilli tasarımından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Maddi tazminat talebinin kabulüne; 257.409.70 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 01/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 20.000.00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 01/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Davalı …SAN tarafından mütecaviz ürünlerin satışının durdurulmasına, mütecaviz ürünlere bulundukları yerde el konulmasına ve masrafı davalıdan alınmak üzere imhasına,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
6-18.949,85 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 14.695.51 TL harcın davalıdan tahsiline,
7-Tasarım Tescilinden Doğan Haklara Tecavüz Ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi talepleri yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.00,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 39.037,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafın yaptığı 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 peşin harç, 4.225,14-TL ıslah harcı, 726,10 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 6.488 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 11.497,64 TL yargılama giderinden; davanın kabul/red oranına göre 11.456,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
1-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 49,30 TL harcın davacıdan tahsiline,
2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
08/09/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır