Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/447 E. 2023/75 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/447
KARAR NO : 2023/75

DAVA :MARKAYA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ
DAVA TARİHİ : 04/05/2021
KARAR TARİHİ : 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin geçmişte futbol hakemliği yaptığını, halen sporla ilgilendiğini, farklı projeler içerisinde spor yorumcusu olarak yer aldığını, kendi adından esinlenerek açtığı (…) Youtube kanalında da spor yorumlarına yer verdiği videolar üretip yayınladığını, müvekkilinin açmış olduğu bahse konu youtube kanalından yaklaşık 3-4 ay sonra davalılar tarafından aynı içerik, aynı format ve aynı isimli bir TV programının yayınlandığı ve müvekkilince durumun fark edilmesinin akabinde taraflara ihtarname çekilerek bu durumun bildirildiğini, söz konusu programın yayından kaldırılmasının istendiğini, müvekkilinin davalı tarafa gönderilen .. 37.Noterliğinin … yevmiye numaralı … tarihli ihtarnamesinin davalı tarafa tebliğ edilmiş olup davalılarca taraflarına gönderilen … 11. Noterliğinin … yevmiye numaralı … tarihli cevabi ihtarnamede müvekkilinin programı ile kendi yayınladıkları program arasındaki açık benzerliğin her nasılsa kabul edilmediği, önceye dayalı kullanım haklarının bulunmadığının iddia edildiğini ve ihtarnamelerinde dikkat çektikleri hususlar konusunda hiçbir adım atılmadığını, davalılar tarafından ihtarnamede belirtilen hususlar konusunda eyleme geçilmediğinden bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, müvekkili …’ın soyadından esinlenerek oluşturduğu “…” adlı Youtube kanalında 02/09/2020 tarihinden bu yana spor yorumlarına yer verdiği video içeriklerini ürettiği ve yayınladığı davalılardan … Yayıncılığının sahibi olduğu davalılardan …’in genel yayın yönetmeni olduğu …adlı ulusal televizyon kanalında, diğer davalı …’in yapımcısı ve sunucusu olduğu “…” adlı spor programının ilk kez 15.01.2021 tarihinde yayınlandığını, halen yayına devam ettiğini, birebir aynı içerikli ve birebir aynı adlı (…) program olduğunu, davalıların yayına başladığı 15.01.2021 tarihinden çok önceki bir tarihte 03.09.2020 tarihinde müvekkilinin youtube kanalında yayınlanmaya başlamış olup, müvekkilinin halen bu kanalda video içeriği ürettiğini, dolayısıyla müvekkilinin söz konusu markaya ilişkin “önceye dayalı kullanım hakkı” bulunduğunu, davalıların aynı isim, aynı içerik ve aynı formatla tv programı yapmalarının TTİK kapsamında yer alan “haksız rekabet hükümlerine, aynı zamanda SMK’ya açık bir aykırılık oluşturduğunu, müvekkilinin her ne kadar marka başvurusunu 20.01.2021 tarihinde yapmış olsa da “…” adlı youtube kanalına çok daha öncesinde içerik üretmeye başladığını, belli bir kitleye ulaştığını ve tanınırlık kazandığını, dolayısıyla müvekkili “…” ibaresini tescil başvurusunun öncesinde de markasal olarak kullandığını, müvekkilinin “…” adlı youtube kanalına çok daha öncesinde içerik üretmeye başladığı, belli bir kitleye ulaştığı ve tanınırlık kazandığı hususlarının son derece önem arz ettiğini, yani müvekkilinin, “…” ibaresini tescil başvurusunun öncesinde de markasal olarak kullandığını, youtube gibi kullanımı toplumda son derece yaygın olan sosyal mecrada “…” markasının ilk kez müvekkili tarafından markasal olarak kullanılmasının ardından söz konusu “…” ibaresinin davalılarca kullanılmasının hukuka aykırı olduğu ve haksız rekabet doğurduğunun açık olduğunu, ancak davalılar tarafından aynı içerik, aynı format ve aynı isimli “…” adlı spor programının ilk kez 15.01.2021 tarihinde yayınlanmış ve halen yayına devam ettiğini, birebir aynı içerikli ve birebir aynı adlı programın, davalıların yayına başladığı 15.01.2021 tarihinden çok önce olan 03.09.2020 tarihinde müvekkili …’ın, Youtube kanalında yayınlanmaya başladığını, müvekkilinin halen bu kanalda video içeriği ürettiğini, dolayısıyla müvekkilinin söz konusu markaya ilişkin “önceye dayalı kullanım hakkının” bulunduğunu, “…” markasının müvekkiline ait olup, marka tescil başvurusunun da davalı tarafın marka başvurusunda yaklaşık bir ay önce “Marka Tescil Başvurularına Ait Mal Ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliği” ile belirlenmiş olan …. ve …. sınıflardan yapıldığını, marka başvurusu şekli inceleme ve uzman benzerlik araştırması aşamalarından geçtiğini ve 12.04.2021 tarihinde marka ilan bülteninde yayınlanmasının ardından da 2 ay içerisinde tescillenmiş olacağını, müvekkilinin; davalıların yayına başladıkları tarihten yaklaşık 4 ay önce “…” adlı Youtube kanalında aynı içerik ve aynı format ile videolar yayınlamasına karşılık davalıların sonrasında aynı ad, birebir aynı içerik ve aynı format ile yayına başlamış olmalarının hukuka aykırı olup, söz konusu Tv programlarının yayından kaldırılması suretiyle müvekkilinin marka (fikri mülkiyet) hakkına tecavüzün ref’i gerektiğini, şöyle ki; müvekkilinin aynı sınıfa ait olarak marka tescil başvurusunda bulunduğu “…” markasının davalılardan çok önce müvekkili tarafından kullanılmakta olup “…” isminin ilk kez müvekkili tarafından kamuya sunulmuş ve tanıtılmış olup bu sebeple müvekkilinin “…” markası üzerinde önceye dayalı kullanım hakkı bulunduğunu, davalıların aynı isim, aynı içerik ve aynı formatla Tv programı yapmalarının TTK kapsamında yer alan haksız rekabet hükümlerine aynı zamanda SMK’ya açık bir aykırılık oluşturduğunu, davalıların; müvekkilinin önceye dayalı kullanım hakkının olmadığı yönündeki iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, “…” markası için ilk kez müvekkili tarafından marka başvurusu yapıldığını, izah edilen nedenlerle davalının yasalara aykırı olarak sürdürmekte olduğu haksız rekabetin men’ine, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı … tarafından en son 13.12.2020 tarihinde video yüklemek suretiyle kullanılan “…” ibaresinin müvekkilin hemen hemen her gün yayın yaptığı, emek ve mesai harcadığı, tanınırlığını artırdığı ibare olduğundan gerçek hak sahibi müvekkili … olduğunu, bu nedenle “…” markasının davacı adına tescil edileceği yönündeki açıklamanın yalnızca bir iddiadan ibaret olduğunu, müvekkiliyle 15.01.2021 tarihinde (davacıdan sonra) yayına başlamış olması halinde bu isim üzerinde davacının önceye dayalı kullanım hakkının olduğunu göstermediği gibi haksız rekabet koşullarını da oluşturduğunu, davacının belirttiği “…” isimli youtube kanalının yalnızca 89 abonesi olduğu ve videolarının izlenme sayılarının 20 kişi ile 100 kişi arasında olduğu göz önüne alındığında tanınırlığının olmadığının ortada olduğunu, davacının belirttiği “…” isimli youtube kanalının yalnızca 89 abonesi olduğu ve videolarının izlenme sayılarının 20 kişi ile 100 kişi arasında olduğu göz önüne alındığında tanınırlığının olmadığını söz konusu youtube kanalında yer alan videolar incelendiğinde; video içeriklerinin “…” isimli tv kanalında yayınlanan … ile gündem isimli programdan kesilerek alınan görüntüler olduğu ve davacı tarafından oluşturulmuş herhangi bir program olmadığını, bunun karşısında müvekkilleri tarafından yapılan programda ise müvekkili …’in sunuculuğunda dört adet yorumcu var sistemi konsepti ile 90 saniyelik sürelerle yorumlar, analizler ve tartışmalar yaptığını, bu nedenle davacının iddialarının aksine müvekkileri tarafından yayımlanan programın söz konusu youtube kanalı ile ilişkilendirme ihtimali de bulunduğunu, kaldı ki davacı tarafın youtube kanalının “… Odası” olduğunu, yalnızca bengü ürk isimli tv kanalında yayımlanan – yer verilmekte iken müvekkillerine ait … adlı program kapsamında futbol ile ilgili her şey masaya yatırılmakta hatta sosyal medya aracılığı ile yorumcuların fikirleri konusunda oylamalar dahi yapıldığını, “…” (video assistant referee room) sisteminin bir futbol maçı sırasında saha dışında bulunan bir odada birçok ekran ve farklı açılardan kayıt yapan kameralar ile maçı takip eden hakem ve teknik eleman ekibinin, maç devam ederken orta hakemin net göremediği ya da yorumlamakta zorlandığı kararlarda doğruya en yakın kararı almasına yardımcı olduğu sistemdir. müvekkil şirket tam da bu sebeple davacının iddialarının aksine, konusu türk futbolunu masaya yatırmak olan program için video assistant referee sistemini baz alarak tüm dünyada “…” olarak bilinen … ismini seçtiğini, davalı … vekili beyanında … 4. Fikri ve Sınat Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyada verilen bu karar ile davanın taraflarına ait markaların aynı yahut benzer nitelikte olmadığı ve dolayısıyla davacının iddialarının aksine marka hakkına tecavüz oluşturmadığı ve haksız rekabete sebebiyet vermediği, davacının iddia ve taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunun dosya kapsamından açıkça sabitlik kazandığını, izah edilen ve mahkemece re’sen göze alınacak nedenlerle; öncelikle görev itirazının kabulü ile mahkemenin görevsizliğine, görev itirazlarının reddine karar verilmesi halinde ise dava dilekçesinde yer alan eksikliğin giderilmesini, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına, davanın müvekkili Alican Değer bakımından pasif husumet yokluğundan reddini, aksi takdirde haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
04/11/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle: Bütünsel açıdan incelendiğinde, var kelimesinin ayırt ediciliğinin zayıf olması, davalının var kelimesi kullanımının “….” ibaresinin baş harflerinden oluşması, davalının kullandığı … işaretinin davacının … … ve … “…” markalarından anlamsal ve şekilsel olarak yeterince farklılaşması nedeniyle hitap edilen tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali olmadığı, haksız rekabet yönünden yapılan incelemelerde de herhangi bir aykırılığa rastlanılmadığı, açıklandığı üzere davalının fiillerinin, davacı yönünden haksız rekabete vücut vermedi, kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… 4.FSHHM’nin …E. … K. ve 16/05/2022 tarihli kararı incelendiğinde: Davacının … , davalının TPMK, davanın YİDK Kararının İptali olup kabulüne karar verildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalıların eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i, ref’i istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…” ve … “…” markalarının davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
… numaralı “…” markasının davalı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Mal ve hizmetlerin benzediği veya ilişkilendirilebilir niteliği literatüre ve genel kabullere göre; “Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve olanlarının benzerliği, mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği, malların fiziksel görünümünün benzerliği, mal ve hizmetlerin ticari pazar ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği, mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik, mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmalsından kaynaklanan benzerlik, malların mağazalarında aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik” durumlarında ortaya çıkabilir.
Davacının markalarının .. ve … sınıfta tescilli olduğu, davalının kullanımlarının dört adet yorumcu var sistemi konsepti ile 90 saniyelik sürelerle yorumlar, analizler ve tartışmalar yapmak olduğu ve yine 38 ve 41. sınıflar/aynı hizmetlerde kullanıldığı anlaşılmıştır.
Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Markaların benzerliğinin değerlendirilmesi; markada yer alan kelime veya şekil unsurlarının birbirlerinden bağımsız olarak tek tek ele alınması yoluyla değil Yargıtay içtihatlarına göre işaretlerin dikkat çekici özellikleri de gözetilmek suretiyle bütünsel açıdan üzerinde kullanılacağı ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak karışıklığa yol açıp açmayacağının dikkate alınması gerekir.
İki işaret arasındaki benzerlik, telaffuzdan, biçim ve anlam benzerliğinden, genel görünümden ve çağrışımdan doğabilir.
Taraf markaları karşılaştırıldığında: Davacı adına tescilli … numaralı markada düz yazı ile “…” ve … “…” markasının yeşil tonları üzerinde … odası ibaresi vurgulu, var kelimesinin kutu içerisinde olduğu, davalı … adına tescilli … numaralı “… + şekil” markasının ise kırmızı zemin üzerine arkada flu şekilde futbolcu figürü ile önünde yarım futbol topu ve bunun altında çerçeve içinde daha baskın yazı ile var ibaresi ve onun da altında daha küçük punto ile odası ibaresinin bulunduğu, davacının … markası açısından esaslı unusurun “…”, … markası açısından “…” ve yeşil renkler olduğu, davalının kullanımında ise var + futbol topu ve kımızı renk olduğu, esaslı unsur olan “var” kelimesi bakımından kullanılan işaretteki yan unsurun oda kelimesinin aynı olduğu, ancak kullanılan şekiller ve renkler itibariyle farklılaştıkları görülmüştür.
Bütünsel açıdan incelendiğinde; “var” kelimesinin ayırt ediciliğinin zayıf olması, davalının var kelimesi kullanımının “video assistant referee” ibaresinin baş harflerinden oluşması, davalının kullandığı işaretin davacının markalarından anlamsal ve şekilsel olarak yeterince farklılaşması nedeniyle hitap edilen tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali olmadığı, bu nedenle markaya tecavüzün söz konusu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
Bilirkişi kurulunca yapılan incelemede: Davacının herhangi bir tanınmışlığından ve/veya bilinirliğinden bahsedilemeyeceği, Youtube üzerinde yapılan incelemede raporun tanzim edildiği tarih itibarıyla davacının kanalının 81 abonesinin bulunduğu, 20 adet videonun yer aldığı ve en düşük izlenme sayısının 24, en fazla izlenme sayısının 1200 olduğu, davalı tarafın programının ise Youtube’daki abone sayısının 65.900 olduğu, en popüler videosunun yaklaşık yarım milyon izlenme sayısına ulaştığı, diğer videoların da benzer şekilde izlenme sayılarına ulaştığı, bu yönüyle davalının; davacının iş ürünlerinden faydalanması ve popüleritesinden yararlanmasının söz konusu olamayacağı, herhangi bir haksız rekabet durumunun söz konusu olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN REDDİNE
1-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır