Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/443 E. 2023/111 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/443
KARAR NO :2023/111

DAVA:MARKAYA TECAVÜZÜN TESPİTİ, ÖNLENMESİ
DAVA TARİHİ:04/05/2015
KARAR TARİHİ:15/06/2023

… Asliye Ticaret Mahkemesinin … ve 20/04/2021 tarihli görevsizlik kararı üzerine, davanın …. FSHHM’nin … E. sırasına kaydının yapıldığı, HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince …. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, … Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, …. FSHHM’nin … E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/443 E. sırasına kaydı yapılmakla, taraflar arasındaki Markaya Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin …’ndan almış olduğu M2 yetki belgesine istinaden kargo taşımacılığı sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin Karayolları Taşıma Kanunu gereği kargolarının taşınması için başka taşıcılarla alt taşıyıcı olarak anlaşma yapabildiğini, davalı taraf ile de … Ticaret Odası nezdinde … Taşımacılık Hizmetleri-… ünvanı ile kayıtlı olarak taşıma işleriyle iştigal eden bir tacir olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirket kargolarının belirlenen noktalara taşınması için davalıya ait bir takım araçlar için taşıma sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme gereği taşıtlara kısa unvan yazdırma zorunluluğu bulunduğunu, bu nedenle araçların üzerine “…” ünvanlı logoların yapıştırıldığını, müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, ancak davalı tarafın sözleşmenin feshine rağmen araçlar üzerinde logoları kaldırmadığını, müvekkili şirketçe yapılan uyarılar ve ihtarnameye rağmen davalı tarafın logoları sökmeye yanaşmadığını, davalıya ait … plakalı aracın logolu halde bazı kaçakçılık faaliyetlerinde kullanıldığı yönünde … Savcılığının 2015/… Sor. numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, bu durumun müvekkili şirket açısından ciddi zararların ortaya çıkması tehlikesi taşıdığından, müvekkili şirkete ait “…” unvan/logolarının …,0 …, … plakalı araçlar üzerinden silinmesi ve araçlar üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Görevsizlik kararı veren …. Asliye Ticaret Mahkemesince davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, davaya cevap verilmemiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. ve 15/05/2018 tarihli kararı ile”…Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dosyaya getirtilen trafik tescil kayıt bilgilerine göre davalının araçlarında 12/07/2016 tarihi itibarıyla davacının kaldırılmasını istediği … reklam logosunun bulunduğu, 27/09/2017 tarihli tescil kayıt bilgilerine göre ise bu kayıt logosunun araçlardan çıkarılmış olduğu görülmüştür. Davacı davasında, davalı araçlarında bulunan … reklam logosunun kaldırılmasına karar verilmesini istemektedir. Dosyaya getirtilen tescil kayıt bilgilerine göre dava konusu araçlarda bulunan ve kaldırılması istenen logolar kaldırılmış olduğundan davacının davası, dava konusuz kalmış olduğundan hüküm oluşturulmasına yer olmadığına…”şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili İSTİNAF yasa yoluna başvurmuştur.
…. H.D’nin …. ve 24/02/2021 tarihli ilamı ile “…Dava, davacıya ait unvan/logoların davalı araçlarından kaldırılması davasıdır.
Taraflar arsındaki sözleşmede taşıyıcının … Kargonun belirlediği logo, kısa ünvan, amblem ve benzeri işaretin kullanılması ve sözleşmenin feshi halinde bu işaretin kaldırılacağı düzenlenmiştir. Davacının sunduğu belgelere göre, davalı adına olan 6 adet araca ilişkin taşıt sözleşmesi ise 10/12/2014 tarihinde feshedilmiştir. Yine davacı tarafından sunulan Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilen yetki belgesinde davacının kısa ünvanı “…” şeklinde belirtilmiştir. Ticaret sicil kaydına göre ise davacının ticari ünvanı … … A.Ş.’dir. Davacının, davalı araçlarından kaldırılmasını istediği “…” ibaresi ise davacının markasıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/1-b maddesinde, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmenin marka hakkına tecavüz sayılacağı düzenlenmiştir. Anılah KHK’nın 71/1. Maddesine göre, bu KHK’da öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Bu konudaki ihtisas mahkemeleri ise fikri ve sınai haklar mahkemesidir.
Davacının talebi esasen marka hakkına tecavüzün önlenmesine ilişkindir. Zira davacının Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilen yetki belgesinde davacının kısa ünvanı “…” olup. Türk Ticaret Kanununda kısa ünvana ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Talebe konu “…” ise davacının markasıdır ve markanın korunmasına ilşikin davalarda fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi görevlidir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi doğru olmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun HMK’nın 114/1-c bendinde mahkemenin görevli olması ve HMK’nın 115/2. Maddesinde de, mahkemece giderilmesi mümkün olmayan bir dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 115/1. Maddesine göre ise, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Buna göre HMK’nın 355. Maddesi uyarınca yalnızca kamu düzenine aykırılık sebebi ile sınırlı olarak ve bu aşamada davacı vekilinin istinaf sebepleri incelenmeksizin yapılan istinaf incelemesi sonunda, istinaf başvurusunun kabulü ile görevsiz mahkemece verilen kararının kaldırılmasına ve dairemizce görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi gönderilmesine…” karar verilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. ve 20/04/2021 tarihli kararı ile: Davanın İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HMK’nın 266.maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırımıştır.
22/03/2022 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dosya münderecatında davalı yanın markasal kullanımlarının incelenebileceği herhangi bir görsel ya da örneğin mevcut olmadığı, arz edildiği üzere huzurda bulunan davanın 04/05/2015 tarihinde ikame edildiği, davalı yana ait araçların sistem üzerinden gözüken durumlarını içeren … kayıtları üzerinde davalı yana ait araçlar üzerinde … logosunun bulunduğunun talep eden makama bildirildiği, ancak bilginin verildiği tarihte fiili kullanım ile ilgili makamlara yapılan bildirimlerin örtüşüp örtüşmediği teyit edilemediği, bu meyanda, … kayıtlarının alındığı tarihte davalı yana ait araçlarda … logolarının var olduğunun mahkemece kabulü halinde davacı yana ait tanınmış marka statüsündeki markanın davalı yana ait araçlarda yer almasının davacı yana ait tescilli markalara tecavüz teşkil ettiğinin değerlendirilebileceği, ancak fiili kullanım ile … kayıtlarının örtüşüp örtüşmediğinin denetlenememesi davalı yanın herhangi bir markasal kullanımının incelenememesi, dava tarihi itibari ile davalı yanın var olduğu iddia edilen markasal kullanımları üzerinde bilimsel ve teknik bir analizin yapılabilmesi için dosya içerisinde herhangi bir veri olmaması nedenleri ile konu hakkında nihai takdir ve kanaatin yalnızca mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ve önlenmesine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte 556 sayılı KHK hükümleri yürürlükte olup, daha sonra yürürlükten kalktığı ve 6769 sayılı SMK’nun yürürlüğe girdiği anlaşılmış ise de davanın 556 sayılı KHK hükümlerine göre görülüp sonuçlandırılması gerekmiştir.
Bir markanın TPMK (eski TPE) marka siciline tescili zorunlu olmamakla beraber, markanın 556 sayılı KHK çerçevesinde tescil edilmesinin, marka sahibine, markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasını önlemeyi talep etme hakkı verir. (9/1-a madde) Tescilli marka sahibinin tescilden doğan haklarının ihlali, marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilir. 556 sayılı KHK’nın 61. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmış olup, buna göre 9/1-a maddesindeki ihlal de tecavüz kapsamında değerlendirilir. (61/a madde) marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek (61/b madde) ve markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak (61/c madde) da marka hakkına tecavüz olarak değerlendirilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
… CBS ‘nın 2015/… numaralı soruşturmasında düzenlenen 12/05/2015 tarihli iddianame: 20/04/2015 tarihinde İlçe Jandarma Komutanlığına gelen ihbar üzerine saat 17.40 sıralarında … istikametinden … istikametine giden ve şüphelinin kullanmakta olduğu üzerinde … yazılı … plaka sayılı aracın takip edilmeye başlandığı ibarelerinin yer aldığı görülmekle, … plakalı aracın üzerinde ” …” ibarelerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
556 sayılı KHK hükümleri, TPMK (TPE) kayıtları, … CBS’nın 2015/… numaralı soruşturmasında düzenlenen 12/05/2015 tarihli iddianame, mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde T/… numaralı “…” ibareli markanın; davacı … … ANONİM ŞİRKETİ adına kayıtlı tanınmış marka olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut … kayıtları incelendiğinde: … plakalı araca ait … kaydında; aracın davalı …’a ait olduğu, kayıtlarda “diğer bilgiler” olarak yer alan kısımda “… reklam logoludur. Kapalı kasalıdır.” ibaresinin yer aldığı, … plakalı araca ait … kaydında; aracın davalı …’a ait olduğu, kayıtlarda “diğer bilgiler” olarak yer alan kısımda “araç … reklam logoludur.” ibaresinin yer aldığı, … plakalı araca ait … kaydında; aracın davalı …’a ait olduğu, kayıtlarda “diğer bilgiler” olarak yer alan kısımda “… reklam logolu” ibaresinin yer aldığı, … plakalı araca ait … kaydında; aracın davalı …’a ait olduğu, kayıtlarda “diğer bilgiler” olarak yer alan kısımda “KAPALI SAC KASA. … REKLAM LOGOLUDUR” ibaresinin yer aldığı görülmüştür.
Davacı şirket ile davalı arasında sözleşmeler akdedildiği, sözleşmeler çerçevesinde; davalının kendisine ait araçlara “…” ibaresini ihtiva eden logoları yapıştırarak faaliyetlere girişmesinin kararlaştırıldığı, ancak ilgili sözleşmelerin fesh edilmesinden sonra da davalının bu kullanımlarını sürdürdüğü, davacı tarafından; davalıya kullanımlarını sonlandırması yönünde ihtarname gönderilmiş olmasına karşın, davalının kullanımlarını sonlandırmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne; davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, … plakalı araçlar üzerinde “…” ibare / logoları mevcut ise silinmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine,
2-… plakalı araçlar üzerinde “…” ibare / logoları mevcut ise silinmesine,
3-179,90 ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 152,20 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yatırdığı 55,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 644,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.644,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine, Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır