Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/433 E. 2022/118 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/433
KARAR NO : 2022/118

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ VE UNVAN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i Ve Unvan Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Fazlaya ilişkin tüm dava, talep ve şikâyet hakları saklı kalmak kaydıyla haklı davanın kabulü ile, SMK 159 ve 556 Sayılı KHK 76 ve TTK 52. maddeleri uyarınca müvekkilinin markasına ve ticaret unvanına tecavüz teşkil eden fiillerin ihtiyaten önlenmesini ve durdurulmasını, davalı şirketin ticari unvanında kullandığı “…” ibaresinin müvekkiline ait tescilli “…” markasına tecavüz eylemi teşkil ettiğinin ve haliyle haksız rekabete yol açtığının tespit edilmesini, müvekkilinin markasına tecavüzün kaldırılmasını, davalının ticaret unvanının “…” ibaresini içermeyecek bir şekilde değiştirilmesine ve ilgili sicil kayıtlarının usulünce tadilinin teminini, “…” ibaresinin davalı şirketin her türlü kartvizit, afiş, stand, kurumsal kırtasiye ürünleri ve sair her türlü emtiası üzerindeki kullanımlarının tespit edilerek durdurulmasını, “…” ibaresinin yer aldığı tüm belge ve sair emtiaya öncelikle el koyulmasını, yok edilmesini, tespit hükmünün tirajı 50.000’in üzerinde ve yurt çapında yayın yapan bir gazetede ilan edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete T.K. 35. maddeye göre tebligat yapılmış, davaya cevap verilmemiştir.
TPMK kayıtları istenmiş ve HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
10/05/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacı ve davalı unvanlarındaki asli ibarenin (…) aynı olduğu, aynı/benzer sektörde faaliyet gösterdikleri, davacı markasının tanınmış marka statüsünde olduğu, davalı faaliyet alanlarının davacının tescilli markaları kapsamında olduğu bu sebeple karıştırılma ihtimali olduğu, nihai hizmet alıcıları nezdinde gerek hizmetlerin gerekse de müteşebbisinin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırabileceği, ortalama hizmet alıcılarının, tarafların unvanlarının birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen bunların kaynağının aynı işletme olduğunu veya aralarında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanabilecekleri bunun da iltibas ihtimali yaratacağı nedenleriyle davalı tarafın … asli unsurunu barındıran ticaret unvanı kullanımının karışıklığa yol açacağına, TTK 52 maddesi gereği ticaret unvanının terkini talep edilmişse de davalının, … TİC şeklinde devam eden unvanı yaptığı işin niteliğini, LTD. ŞTİ. de şirketin nev’i olması sebebi ve TTK.45 maddesi gereği bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde, ek yapılması gerektiği dikkate alındığında, davalı ticaret unvanının asli ibaresi ve aynı zamanda davacının tanınmış markası olan … ibaresinin, TTK 45 madde de ifade edildiği ve TTK 52 madde hükümlerinde de belirtildiği gibi davalının ticari unvanından değiştirilmesi hususunun heyette hakim olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin, davacının tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i, ref’i, davalı şirketin ticaret unvanının “…” ibaresini içermeyecek bir şekilde değiştirilmesi ve ilgili sicil kayıtlarının düzeltilmesi, … ibaresinin davalı şirketin her türlü kartvizit, afiş, stand, kurumsal kırtasiye ürünleri ve sair her türlü emtiası üzerindeki kullanımların durdurulması, … ibaresinin yer aldığı tüm belge ve sair emtiaya el konulması, yok edilmesi ile hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
6102 sayılı TTK’nın 52/1. madde hükmüne göre; ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteyebilir. Yine TTK’nın 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır hükmü düzenlenmiştir.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde; … numaralı “… “, … numaralı “… “, … numaralı “…”, … numaralı “…”, … numaralı “…” ve … numaralı “…+şekil” ibareli markaların davacı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket adına “…” ibareli marka kaydına rastlanmamıştır.
Davacı ve davalı unvanlarındaki asli ibarenin “…” aynı olduğu, aynı/benzer sektörde faaliyet gösterdikleri, davacı markasının tanınmış marka statüsünde olduğu, davalı faaliyet alanlarının davacının tescilli markaları kapsamında olduğu bu sebeple karıştırılma ihtimali olduğu, nihai hizmet alıcıları nezdinde gerek hizmetlerin gerekse de müteşebbisinin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırabileceği, ortalama hizmet alıcılarının; tarafların unvanlarının birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen bunların kaynağının aynı işletme olduğunu veya aralarında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanabilecekleri bunun da iltibas ihtimali yaratacağı nedeniyle davalı şirketin “…” asli unsurunu barındıran ticaret unvanı kullanımının karışıklığa yol açacağı bu nedenle davalının eyleminin; davacının tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i, ref’ine karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirket niteliği itibariyle bir limited şirkettir, dolayısıyla tacirdir. 6102 sayılı TTK’da tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de ”basiretli olma” yükümlülüğüdür. Davalı şirketin tacir olması sebebiyle TTK.18/2 maddesi uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu hükme göre faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü olan davalı şirketin, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır.
Ticari hayatta, müşteri ve tedarikçiler arasında şirketlerin genellikte kısaca asıl ve baştaki unsuru ile anıldığı bilenen bir gerçektir. Davalının ticaret unvanı; davacının tescilli markası olan “…” ile başlamakta olup, … LİMİTED ŞİRKETİ ibaresi unvana bir farklılık katmamaktadır. … ibaresinin, ticari ünvandaki esas unsur olduğundan davalının kullanımı markasal kullanım niteliğinde olmakla ünvan terkininin yasal şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığından, davalının ticaret ünvanından … ibaresinin terkinine karar vermek gerekmiştir.
Hükmün ilanında davacının menfaati olduğu gözetilerek, masrafın davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek 1 gazetede 1 kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescillinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine
2- Davalı şirketin ticaret ünvanından “…” ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu, ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine,
3-“…” ibaresinin davalı şirketin her türlü kartvizit, afiş, stand, kurumsal kırtasiye ürünleri ve sair her türlü emtiası üzerindeki kullanımlarının durdurulmasına, “…” ibaresinin yer aldığı tüm belge ve sair emtiaya el konularak masrafı davalıdan alınmak sureti ile imhasına,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
5-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davalıdan tahsiline,
6-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafın yaptığı 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 peşin harç, 155,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.273,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan fazla gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/09/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır