Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/425 E. 2022/66 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/425
KARAR NO : 2022/66

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ VE REF’İ
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i ve Ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin ticari faaliyetlerini Türkiye çapında yüksek bilinirliğe sahip … internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, 2009 yılından bugüne internet sitesi üzerinden faaliyetini sürdüren ve TPE nezdinde tescilli olan “…” ibareli markanın ve … sayı ile “…” tanınmış markasının hak sahibi olduğunu, davalının “…” isimli internet sitesinin alan adı ve içeriklerinde müvekkil şirkete ait tescilli markanın kullanıldığını, müvekkil şirketin marka sahipliğinden doğan haklarına tecavüzün ve müvekkili şirket aleyhine yaratılan haksız rekabetin tespitini, men ve ref’ini, Mahkememizin…D.İş dosyasında verilen tedbirin devamını, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili …, 2012 Yılında … Üniversitesi’ nin Uluslararası Ticaret Bölümünden mezun olduğunu, yıllardır halı pazarlama sektöründe hizmet verdiğini, …Şirketi’ nin de kurucusu olduğunu ayrıca alan adı ticareti yaptığını ve alan adlarını, dünya genelinde alan adı satışının yetkisini veren … kurumunun belirlediği kurallar çerçevesinde satın aldığını, müvekkili tarafından, 13.06.2020 tarihinde … tarafından yetkilendirilen … isimli internet adresinde … ve başkaca 28 adet alan adının satın alındığını ve müvekkili adına tescil ettirildiğini, nitekim müvekkilinin bugüne dek … isimli internet sitesinden, hukuka ve usulüne uygun bir şekilde 185 adet alan adı satın aldığını, müvekkili adına tescil ettirilen alan adlarının büyük bir çoğunluğunun ise halı ile alakalı olduğunu, ancak akabinde, davacı tarafından … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyası üzerinden tespit ve tedbir talep edildiğini ve bu dosya üzerinden bilirkişi raporu düzenlendiğini, bilirkişiler tarafından düzenlenen 20.06.2020 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; “Müvekkilimize ait … internet web sitesinin güncel ve aktif olduğu, bu alan adının 13.06.2020 tarihinin kaydı olduğu, alan adının “…” isimli hosting firmasından satın alındığı, Yer Sağlayıcısı ve Erişim Sağlayıcısı “…” olarak gözüktüğü, ilgili alan adının … karşı tarafın ilgili internet sitesinin sadece tek sayfadan oluştuğu, tek sayfanın içerisinde de “sitemiz yapım aşamasındadır…Lütfen kısa sürede tekrar ziyaret ediniz. “ şeklinde sitenin yapım aşamasında olduğunun belirtildiğini, alınan bilirkişi raporu ve beyanları neticesinde Mahkememiz tarafından; “İhtiyati tedbir talebi yargılamayı gerektirdiğinden reddine” şeklinde karar verildiğini, bu karara karşı davacı vekili tarafından İstinaf Kanun Yoluna başvurulmuş olup, İstanbul BAM 16. H.D.’ nin 2020/94 E., 2020/324 K. ve 18.02.2021 tarihli ilamı ile; “…Talep eden markanın tanınmış marka olması ve … alan adı internet sitesinin bulunduğu, tedbire konu internet sitesi henüz yapım aşamasında ise de kullanılmaya başlandığı, alan adlarının karışıklığa sebebiyet verebileceği ve yaklaşık ispat kuralının tamamlandığı” gerekçesi ile Mahkeme kararının kaldırıldığını, akabinde mahkememiz tarafından “ihtiyati tedbir kararının teminatsız olarak kabulüne” şeklinde karar verildiğini, taraflarınca karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, davacı tarafından, “müvekkilimizin … internet sitesinin alan adında ticari etki yaratacak şekilde kullanılmasının davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturulduğu, bu tecavüzün durdurulması ve giderilmesi gerektiğinin” iddia edildiği ancak bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkili tarafından … isimli internet sitesi üzerinden, hukuka ve yasalara uygun olarak … com alan adı bedeli ödenmek sureti ile satın alındığını, satın alınan ve adına tescil ettirilen … alan adlı internet sitesinde, tescil tarihi itibari ile hiçbir ticari faaliyette bulunulmadığını, tescil ettirilen … alan adında yalnızca “yapım aşamasındadır” ibaresinin yer almakta olup, henüz kullanılmaya dahi başlanmadığını, müvekkili tarafından davacının ticari itibarına hiçbir surette zarar verilmediğini, Yargıtay içtihatlarının da yalnızca markanın internet alan adında kısmen ya da tamamen yer almasının tek başına tecavüzün varlığı için yeterli olmadığı şeklinde olduğunu, bilirkişiler tarafından da müvekkili tarafından tescil ettirilen “…” alan adında yalnızca “…” ibaresinin geçmiş olduğunu, internet sitesi içeriğinin boş olduğunun açıkça tespit edildiğini, … internet sitesinin müvekkili adına kayıtlı bir alan adı olup, dava konusu alan adının markasal olarak kullanılmadığını, nitekim müvekkili tarafından satın alınan ve adına tescil ettirilen … alan adlı internet sitesinde, tescil tarihi itibari ile hiçbir ticari faaliyette bulunulmadığını, davacı nezdinde tescilli marka ile ortak hizmet verilmediğini, davacı tarafından da dosyaya, müvekkili tarafından … alan adının markasal olarak kullanıldığını, davacı ile ortak hizmet verdiği ve davacıyı zarara uğrattığı yönünde hiçbir bilgi ve belge sunulmadığını, hal böyle iken, müvekkili tarafından hukuka ve yasalara uygun olarak satın alınan alan adının, markasal olarak değerlendirilmek sureti ile davacı tarafa karşı marka hakkına tecavüz fiillerinin işlendiğinin kabulü hukuken mümkün olmadığını, … alan adının müvekkili adına tescilli bir alan adı olup, müvekkili tarafından davacıya yönelik haksız rekabet eylemlerinin yapılmadığını, yargılama konusu olay yönünden ihtiyati tedbir kararının şartları oluşmadığını, ayrıca HMK’ nun 392. maddesi gereğince, ihtiyati tedbir kararı verilirken teminat alınmasının genel kural olarak kabul edildiğini, bu kuralın istisnalarının ise talebin resmi bir belgeye dayanması, resmi belge dışında ise ancak kesin bir delile dayanıyor olması, durum ve koşullar gerektirmesidir. Asla kabul etmemekle birlikte bir an için davacı tarafın iddialarının yaklaşık ispat ölçüsünde ispat edildiği ve ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğu düşünülse dahi davacı tarafından teminat yatırılması gerektiğini, davacı tarafa karşı haksız rekabet yapılmadığını ve davacı tarafın marka hakkına tecavüzde bulunulmadığının ortada olduğunu, öncelikle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, … 1. FSHHM’nin …D.İş sayılı dosyası fiziken istenmiş ve HMK’nun 266.maddesi kapsamında bilirkişi raporu alınmıştır.
12/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Esas unsuru “…” olan markaların muhtelif sınıflarda davacı adına tescil edilmiş olduğu ve davacının “…” markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tanınmış marka statüsünde korunmakta olduğu, dava konusu … alan adlı internet sitesi içeriğinde halihazırda ticari etki yaratacak bir kullanım tespit edilmemiş olmakla, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin durdurulması koşullarının şu aşamada oluşmadığı, dava konusu … alan adlı internet sitesinin halihazırda ticari etki yaratacak şekilde kullanılmadığı tespit edilmişse de, davalı taraf uzun yıllardır halı sektöründe faaliyet gösterdiği, … alan adlı internet sitesi henüz kullanılmıyor olmakla birlikte sitenin yapım aşamasında olduğunu beyan etmiş olmakla, marka hakkına muhtemel tecavüz ve haksız rekabet tehlikesinin önlenmesi koşullarının olduğunun kabul edilebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE
Dava: Davacı şirketin tescilli ve tanınmış markası olan “…” ibaresinin davalının yetkilisi ve sorumlusu olduğu … alan adlı internet sitesinde kullanılması nedeni ile davacının marka tescilinden kaynaklı haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nun 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli
marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen
aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, bilirkişi raporu ve bütün dosya kapsamından: Davacıya ait … ibareli markanın … sınıf da dahil birçok sınıfta tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Mülga 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 21.01.2009 tarih ve 5833 sayılı Kanunla değişik 9/1-e maddesinde; “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması” yasaklamış olup, 6769 sayılı SMK’nun 7/3-d maddesinde bu husus tekrar edilmiş olup, 29/1-a maddesi dikkate alındığında davalının alan adı oluşturmak suretiyle davacının tanınmış markasını internet ortamında meşru bir bağlantısı olmamasına rağmen, ticari etki yaratacak şekilde, markayı oluşturan ibarenin birebir aynısını “alan adı olarak” seçip tescil ettirdiği, davalının bu alan adını tesadüfen bulduğunun da ileri sürülemeyeceği, öte yandan kullanılmayacak bir alan adı için ücret ödenip , resmi işlemlerde bulunulmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu kapsamda davalının haksız eyleminin tescil anında gerçekleştiği, davacının tescilli markası ile iltibas yarattığı gibi davalı eyleminin iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturduğu bu nedenle haksız rekabete de yol açtığı, davacının … adlı e-ticaret sitesinin sahibi olduğu, internet üzerinden kıyafetten takıya ev eşyalarından ayakkabılara kadar geniş bir yelpazede çok çeşitli ürünleri internet üzerinden kullanıcılarının beğenisine sunarak e ticaret yaptığı, “…” ibaresinin davacı adına TPMK nezdinde bir çok emtia sınıfında tescilli olduğu, ayrıca davacının kendi adına tescilli http://… alan adını kullandığı, davacının …sınıflarda, …tarih ve …numara ile tescilli …, … sınıflarda, 18.10.2010 tarih ve …numara ile tescilli … sözcük+şekil markasının sahibi olduğu, … markasının Türk Patent ve Marka Kurumunun …numaralı kararı uyarınca tanınmış marka olarak korunduğu, davacının … sınıfta “…” markasının … tescil numarası ile.. ve … sınıfta “… alışverişin yeni yolu” markasının … tescil numarası , …. sınıfta “…” markasının … numara ile … sınıflarda “…” markasının … tescil numarası ile … ve …. sınıflarda “…” markasının … tescil numarası ile … sınıflarda “…” markasının…tescil numarası ile … sınıfta “…” markasının… tescil numarası ile tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere e-ticaret ile internet üzerinden faaliyet gösteren şirketler için bir markanın tanınmışlığı ön plandadır. Özellikle internet arama motorları üzerinden yapılacak aramalarda tanınmış markanın itibarından ve tanınmışlığından faydalanılması suretiyle hukuka aykırı menfaat temin edilmesi tanınmış markanın itibarına zarar vermektedir. Dolayısıyla davacının tanınmış markası ile davalı kendi faaliyetleri arasında hukuka aykırı bir bağ kurmak düşüncesiyle haksız bir alan adını almış olup, bu durum tüketiciler nezdinde iltibas yaratmakta, alan adı kullanımı suretiyle davalı eylemenin TTK . 57/5 maddesi anlamında haksız rekabete neden olduğu, davacının marka hakkının ihlal edildiği anlaşılmıştır.
Haksız olarak davalının yarattığı bu benzerlik, tüketiciler ve internet kullanıcıları tarafından bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları keza idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmalarına da neden olacaktır. Zira davacının alan adı http://…., davalının alan adı ise “…” ibareli alan adıdır.
Davacının markasının esas unsuru yani “…” ibaresi aynen davalı web sitesinde kullanılmıştır. Davalının alan adı alındıktan sonra kullanılmadığına dair savunmasının hukuki temelinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bütün dosya kapsamından: Davalının, davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, erişimin engellenmesine dair kararın ve alan adı üzerindeki tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, dosya kapsamı itibari ile hükmün ilanına ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine
2-Hükmün ilanına ilişkin talebinin reddine,
3-80,70TL ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile eksik 21,40-TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı 59,30 peşin harç, 59,30-TL başvuru harcı, 148,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.367,10- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 02/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸