Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/420 E. 2022/183 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/420
KARAR NO : 2022/183

DAVA :TASARIMIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 18/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarımın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin dava konusu salıncakları çeşitli e-satış sitelerinden satarken tasarım hak ihlali gerekçe gösterilerek müvekkilinin … e-satış sitesinden salıncak satışının durdurulduğunu, oysa bu salıncakların kamuya mal olmuş onlarca yıldır piyasada olan yenilik ve ayırt edici özelliği bulunmayan salıncaklar olduklarını, davalı …’un 2017 yılından itibaren kendisinin de piyasaya sürdüğü, alım satımıyla uğraştığı tasarımlar ile benzer nitelikte olan ve ayırt edici hiçbir özellik taşımayan 4 adet salıncak tasarımının tescilini almak amacıyla diğer davalı kuruma yaptığı … başvuru ve tescil numaralı, 02.03.2020 tescil tarihli tescil belgesi ile söz konusu çoklu tasarımların tescilini aldığını, davalının bu tasarım tescil belgesi ile müvekkili dışında başka satıcılarında satışlarını durdurduğu ve piyasada hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde tekel konumuna geldiğini, davalı adına tescil edilen tasarımların 2017 yılından itibaren, davalı tescil tarihinden çok önce gerek müvekilce gerek piyasada ticaretinin yapıldığını, piyasa bilinen ürünler olduğunu, bir çok yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına sahip olmaması nedeniyle haksız tescil ile elde edilen durumun hukuka aykırı olduğunu, bu ürünlerin piyasaya sürülmesi, satın alınması veya elde bulundurulmasını önleyecek herhangi bir tedbir kararının telafisinin mümkün olmayan zararlar doğuracağını, ayrıca davalı tarafı da kanuna aykırı biçimde tekel konumuna sokacağını, bu nedenlerle davalı adına tescilli … başvuru ve tescil numaralı ve 02.03.2020 tescil tarihli tasarımların tescilinin hükümsüzlüğüne bu ürünlerin piyasaya sürülmesi, satın alınması veya elde bulundurulmasını önleyecek herhangi bir tedbir kararının telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağından bu yönde ihtiyati tedbir kararı verilerek bu durumun önüne geçilmesini ve ihtiyatı tedbir kararının ilgili sicile tesciline ve söz konusu tasarımların sicilden terkin edilmesine karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı … vekili tarafından, … tescil numaralı çoklu tasarımın hükümsüzlüğü talebiyle müvekkili Kurum aleyhine açılmış bulunan davanın usul ve hukuka aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kurumlarına karşı açılan davaların Kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararlarına karşı açılabildiğini, somut olayda YİDK tarafından alınmış bir karar ve bu kararın iptali talepli bir dava bulunmadığını, davacının herhangi bir YİDK kararı olmayan … tescil numaralı çoklu tasarımın hükümsüzlüğü talepli davasını Kurumlarına karşı yöneltilemeyeceğini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 78. maddesinin dördüncü fıkrasında “Hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde tasarım olarak görülen kişilerin davaya katılabilmelerini sağlamak için ayrıca bu kişilere bildirim yapılır.” hükmü yer aldığını, sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açıldığını, tasarım üzerinde sicilde hak sahibi bu davada başvuruda tescili talep edilen … numaralı 1, 2 ve 4 nolu salıncak tasarımları … tarih ve … sayılı Bültende yayımlanarak ilan edildiğini, 6769 sayılı Kanunun 65. maddesinin 1. fıkrasına göre, ilanı yapılmış bir tasarım tescilinin iptali için, yasım tarihinden itibaren üç ay içerisinde itirazda bulunulabileceğini, yapılan itirazların ve alınan görüşlerin üç aylık sürenin bitiminde incelenerek karar verileceğini, … numaralı tescile, üç ay yasal itiraz süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığından, tescil kesinlik kazanarak Tasarım Tescil Belgesinin diğer davalıya verildiğini, yukarıda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere YİDK kararı bulunmayan …numaralı tasarımların hükümsüzlüğünün talep edilerek bu dava da taraflarına husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının dava açma hakkının olduğunu varsayarsak bile bu davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, 6769 sayılı Kanunun 156. maddesinin 3. fıkrasında “Kurumun bu Kanun hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarda ve Kurumun kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Kurum aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkeme, … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir.” hükmünün yer aldığını, yukarıda arz edilen ve resen gözetilecek nedenlerle, haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Asliye Hukuk Aracılığı ile gönderdiği cevap dilekçesinde özetle: … başvuru ve tescil numaralı 02.03.2020 tarihli tescil belgesi ile firmalarının 4 adet ürününün ilgili sicile kayıtlandığını ve mevzuatın korumasına mazhar olduğunu, davacının dream swing, (firmalarının tasarım tescil belgesinde 4.1 olarak belirtilen salıncak modeli) adlı salıncaklarını birebir taklit ederek ürettiğini, salıncak modeli tasarım hak ihlali yaptığı için trendyol dan kaldırıldığını, davacının, firmaları öncesi bu ürünü satmadığı davacının satış sayfası incelendiğinde görüleceğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi dava konusu model salıncağın kamuya mal olduğunu, onlarca yıldır piyasada var olan salıncaklardan olmadığını, dava konusu yapılan 4 ürünün de yeni ve ayırt edici özelliklere sahip olduğu için iş bu belge ile koruma altına alınmış tasarımlar olduğunu, davacının başvuru yaptığı hususun dream swing adlı salıncak ile ilgili olduğunu, davacının, ürünlerini taklit ederek satışa arz ettiği ürün ve tasarım tescil belgesi bulunan dream swing adlı ürünü olduğu için trendyola yaptıkları başvuru üzerine davacının ürününün kaldırıldığını, 3 adet diğer ürünlerinin sicilden silinmesini istenmesinin usul hukukunun genel kuralları gereği hakkı olmadığını, diğer lisanslı ürünlerinin sicilden silinmesini istemekte hukuki yararının bulunmadığını, lisanslı tüm ürünlerinin sicilden silinmesini istemesinin hukuken korunmayacak iyiniyet kurallarına da uymayan bir talep olduğu, tasarım tescil belgesi ile kayıt altına alınamamış kamuya mal olmuş pek çok benzer ürünün gerek trendyol, gerek pek çok platformda satılmasının söz konusu olduğunu, tekelleştikleri iddiasının haksız ve yersiz olduğunu, tasarım tescil bülteninde 3 ay süre ile yayınlanan tasarımlara 3 aylık yasal itiraz süresi içerisinde herhangi bir itiraz yapılmadığını, davacı tarafından da farklar anlaşılmasın diye özellikle karışık delil resimler tercih edildiğini, mevcut tasarım tesciline ait ürünler ile ilgili olarak davacı taraf tarafından noter onaylı olarak sunulan 4 adet görsel kaydından ilk ikisi basit salıncak olarak tanımlanan ürünlere ait olup içinde çocuk olacak şekilde görseller kullanıldığını, arz ve izah edilen nedenlerle haksız, yersiz davanın ve taleplerin reddi ile yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’ nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
16/09/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı tarafa ait … numaralı tescilli “…” tasarımlarının, kendisinden önceki yayınlanmış 2016-2017-2018 yıllarına ait yayın tarihli “…” ürünleri ile kıyaslandığında aralarında, genel görünüm ve detay özelliklerde bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, davalı tarafa ait …numaralı tescilli “…” tasarımlarının, tescil tarihi itibariyle 6769 sayılı SMK kapsamında belirlenen “yenilik ve ayırd edicilik” özelliğine sahip olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: TPMK nezdinde davalı adına tescilli … numaralı tasarımın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktır.
6769 sayılı SMK’nun 56. maddesi; “(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 58. maddesi göre; “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 59.maddesi göre “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
Hükümsüzlük sebepleri:
A) Tasarımın yeni ve ayırt edici nitelikte olmaması,
B) Teknik fonksiyonun tasarım şekillendirmesi,
C) Tasarımın kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı olması,
D) Tasarımın gerçek hak sahibinin başkası olması,
E) aynı veya benzer başka bir tasarımın sonradan kamuya açıklanmakla birlikte başvuru tarihinin hükümsüzlüğe konu tasarımdan daha önce olması olarak sayılmıştır.
Bir tasarımın yeni olduğunun kabulü için tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın hiçbir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekir. Küçük ayrıntılar ile farklılık gösteren tasarımlar aynı kabul edilir.
Tasarım kavramı, insan zihninde biçimlendirme, kurma, tasavvur etme faaliyetleri ile nesnel gerçekliğe estetik bir yapı kazandırmayı ifade eder. Tasarım hakkı ise herkese karşı ileri sürülebilen, maddi olmayan bir mutlak haktır. Bir ürünün ayırt ediciliğini estetik olarak vurgulayan yaratımlar hukuk düzenince korunur. Türk Hukukunda tasarımlar 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile özel olarak korunmaktadır. Kanunda tanımlandığı üzere tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür (SMK m.55/1).
Tescil edilmiş bir tasarımın, tescil sonrasında hükümsüz kılınması mümkündür. Hükümsüzlük şartları SMK 77. maddede düzenlenmiştir. Buna göre:
a) 55. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56. ve 57. maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58. maddenin dördüncü fıkrası ve 64. maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötünîyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse,
b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere alt olduğu ispat edilmişse,
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise, tasarımın hükümsüz sayılmasına mahkeme tarafından karar verilir. Hükümsüzlük kararı, geriye etkili bir karardır. Hükümsüzlüğüne karar verilen bir tasarımdan doğan hak hiç doğmamış kabul edilir (SMK m. 79/1)
Bir tasarım tescil belgesine birden fazla tasarım konu olabilir. Hükümsüzlük nedenleri tasarım tesciline konu tasarımların tamamına ilişkin olabileceği gibi, sadece bir kısmına ilişkin de olabilir. Bu durumda, sadece ilgili tasarım bakımından kısmen hükümsüzlüğe karar verilebilir (SMK m. 77/2). Kısmen hükümsüzlük kararı verilen tasarım dışında kalan tasarımlar, “yeni” ve “ayırt edici olma” niteliklerine sahip ise, bu tasarımlar açısından tasarım tescili geçerli olmaya devam eder.
Tasarımların, hükümsüzlüğü değerlendirilirken, Yargıtay 11 H.D.’nin bir kararında da belirttiği üzere: “…Tasarımlara ilişkin tarifnameler ve tescil belgeleri ile taraflara ait ürünler birebir karşılaştırılmalı olarak incelenip ayırtedicilik ve yenilik unsurlarının bulunup bulunmadığı belirlenip, sonuca göre karar vermek…” denilmek suretiyle, değerlendirmenin ne şekilde yapılacağı belirtilmiştir.
Tasarım tescil sistemi içerisinde bir tasarımın yeni ve ayırt edici olması gerekli ve yeterlidir (SMK m.56/1).
Bir tasarımın aynısı (a) tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, {b} tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir (SMK m.56/4). Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Kamuya sunma, sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar.
Hangi tasarımların yeni olarak kabul olunacağı zaman ve mekana göre değişmektedir. Ancak genel olarak “yeni” kelimesi önceden bilinmeyen, hiç kullanılmamış veya az kullanılmış anlamlarına gelmektedir. Bir tasarımın aynısının, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş olması yenilik unsurunu ortadan kaldırır.
Tasarımın ayırt edici olması ise yeni olmasından farklı bir kavramdır. Tasarımın yeni olması, SMK 56/4. maddedeki “Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir” hükmünden de anlaşılacağı üzere yüzeysel bir incelemeyi gerektirir. Oysa ayırt edici olmayı belirlemede ölçü “bilgilenmiş kullanıcıdır (SMK m.56/5). Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim (a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, (b) Tescilsiz tasarım İçin tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Bilgilenmiş kullanıcı, daha önceden kamuya sunulmuş tasarımların kendisinde bıraktığı genel izlenimden belirgin derecede farklı İzlenim bırakan tasarımlar ayırt edici kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbiri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
SMK hükümleri, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen 16/09/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı tasarımın davalı … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … adına tescilli … numaralı “…” tasarımların, kendisinden önce yayınlanmış 2016-2017-2018 yıllarına ait yayın tarihli “…” ürünleri ile kıyaslandığında: Aralarında genel görünüm ve detay özelliklerde bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, davalıya ait … numaralı tescilli “…” tasarımların, tescil tarihi itibariyle 6769 sayılı SMK kapsamında belirlenen “yenilik ve ayırd edicilik” özelliğine sahip olmadığı, bu nedenle hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varıldığından, davalı … aleyhine açılan davanın kabulüne; TPMK nezdinde davalı adına tescilli .. numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 78/4 maddesinde: “Hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde tasarım sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılır. Tasarım üzerinde sicilde hak sahibi olarak görülen kişilerin davaya katılabilmelerini sağlamak için ayrıca bu kişilere bildirim yapılır…” hükmünün yer aldığı bilinmekle, TPMK aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TPMK aleyhine açılan davanın HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davalı … aleyhine açılan davanın KABULÜNE; TPMK nezdinde davalı adına tescilli … numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine,
4-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davalı …’tan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ tan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı TPMK ‘na verilmesine,
7-Davacı tarafın yaptığı 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 268,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.387,10 TL yargılama giderinin davalı …’ tan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
22/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır