Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/42 E. 2022/163 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/42
KARAR NO : 2022/163

DAVA : FSEK – MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 22/04/2016
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK – Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin uzun yıllardır mimarlık alanında hizmet veren ve bu kapsamdaki yarışmalarda birçok ödülü olan bir şirket olduğunu, diğer müvekkili …’ un ise dava konusu mimari eserlerin sahibi ve davacı şirketin ortağı olduğunu, 1981 yılında “…” proje işinin, … Bakanlığı tarafından … tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan …’e uygun şekilde yarışmaya çıkarıldığını, birinciliği kazanan müvekkillerinin … – … tarihleri arasında sonradan “…” adını alan projesini uyguladıklarını, Akademi’nin 1992 yılında üniversiteye dönüşmesi ile oluşan ihtiyaçlar doğrultusunda, …’nin devamı olarak 1995 yılında bu defa … proje ve uygulamasının yine müvekkilleri tarafından yapıldığını, davalı Rektörlüğün; müvekkillerinden izin alınmaksızın “…” müvekkilinin projesinin kullanılarak/uygulanarak eklemeler veya eksiltmeler yapıldığını, “…” ise, projesinin yeni binalar ve tadilatlar uygulanması suretiyle Orman Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hukuk Fakültesi binaları ve benzeri binaların inşa edildiğinin ve ayrı bir ihale ile yerleşkedeki mimari bütünlüğü bozan yeni bir İktisat Fakültesinin inşa edildiğinin öğrenilmesi üzerine, davalı ile yapılan görüşmeler ve başvuruların sonuçsuz kalınca … 20. Noterliğinin… tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile vaki el atmanın glderilmesi için davet yapılmışsa da tüm bu çabaların semeresiz kaldığını, dava konusu çekişmenin halli davetine rağmen, konunun sürüncemede kalması üzerine … 20. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtamamesi ile vaki el atmanın giderilmesi için maddi ve manevi zararların anlaşılacak karşılığı ödenmediği takdirde FSEK 68. madddesi gereğince yargı yoluna başvurulacağının bildirildiğini, davalı Rektörlüğün doğrudan müvekkillerine gönderdiği 25.12.2015 tarihli cevabi ihtarnamesi ile yarışma şartnamesine göre; “…hem uygulama projesi hem de projenin uygulanması eser sahibinin haklarından sayılmakta ve idareye devredilmektedir” öne sürümüyle ödeme yapmayı reddetmesi nedeniyle, davanın kabulü ile; 5846 sayılı FSEK uyarınca müvekkillerinin korunan haklarına vaki el atmanın giderilmesi için anılan yasanın 68. maddesi uyarınca varsa emsal sözleşme bedeli olarak şimdilik 150.000 TL’nın, 6100 sayılı HMK.’nIn 107. maddesi gereğince belirlenecek miktarırın “medeni ceza” niteliğindeki üç katının, dava tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans falzi ile birlikte 5846 sayılı FSEK’in 18. maddesine aykırılık nedeniyle 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp müvekkillerine verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacılardan … firmasının müvekkili üniversiteye proje yapan kişi olduğunu, diğer davacının ise projenin müellifi olduğunu, davacı şirketin müvekkili üniversiteye karşı dava açabilmesi için diğer davalı proje müellifi …’dan mali hakları yazılı bir sözleşmeyle devralmış ya da ruhsat almış yahut yasal olarak bu hakları kendisine geçmesinin gerektiğini, zira anılan firmanın dava açabilmesi için en azından mali hak sahibi ya da münhasır lisans sahibi olması gerektiğini, davacı firmanın dosyaya böyle bir sözleşme ibraz etmediği için aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, dava dilekçesinde FSEK 18. maddesine dayanıldığını, davacı …’un mali haklarını diğer davacı … firmasına devrettiyse/lisansladıysa ya da yasal olarak bu hakları …firmasına geçmiş ise artık davacı …’un aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, açıklanan nedenlerle her iki davacının birlikte aktif husumet ehliyeti bulunması mümkün olmadığından davanın bu yönüyle reddi gerektiğini, davacı tarafın manevi hakka dayandığından söz ettiğini, FSEK 18. maddesine göre mali hakları devralan ya da ruhsat alan kişinin eserden doğan hakları kullandığını, anılan maddenin gerekçesinde de açıkça bu kullanımın hem mali hem de manevi hakları kapsadığı yazdığını, bu nedenle de projenin müellifinin aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Talimat aracılığıyla … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından keşif yapılmış, … tarihli bilirkişi kurulu ön raporunda özetle: İhtilafın hangi konuda ve hangi binalarda (iç mekan, cephe, konum vb. alanlarda), ihlalin somut olarak ne suretle yapılmış olduğu hususunun açıklattırılması, ihale Şartnamesinin tamamı, iddia edilen ihlallere ilişkin tüm sözleşmeler ve tüm onaylı projelerin temin edilmesi, eksikliklerin giderilmesinden sonra yeniden … Yerleşkesinde keşif yapılarak …Yerleşkelerine ilişkin tek bir rapor düzenlenmesinin daha uygun olacağı, … Yerleşkesindeki beş adet binaya ek olarak Batı Yerleşkesine ilişkin açıklattırılacak binalar da nazara alınarak dava konusu her bir bina yönünden ayrı ayrı uygun miktarda bilirkişi ücreti takdir edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Talimat aracılığıyla … 3. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan … tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dosya içeriğinde ve yerinde yapılan incelemeler neticesinde taraflar arasında akdedilen herhangi bir sözleşmeye rastlanmadığından tüm değerlendirmelerin ıslak imzasız ve müellif antetli suret projeler üzerinden yapıldığı, Üniversitenin Batı Yerleşkesinde bulunan “Jeoloji Mühendisliği”, “Maden Mühendisliği”, “Jeofizik Mühendisliği” ve “Çevre Mühendisliği” binalarında tadilat ve değişikliklerin FSEK 16. maddesi kapsamında; eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir hükmü çerçevesinde zaruri ve teknik ihtiyaçlardan kaynaklanarak binaların bütünlüklerine zarar vermeden yapıldığı kanaati ile değişiklik ve tadilat yapılan binalar da bu haliyle yasa maddesine göre ihlal suçunun oluşmadığı, bu nedenle herhangi bir bedel değerlendirilmesi yapılamayacağı, üniversitenin Batı Yerleşkesindeki “Kütüphane” binasında müellif izni proje bütününden %20 oranında fonksiyon değişikliği yapıldığı, Üniversitenin Doğu Yerleşkesinde bulunan “İlahiyat Fakültesi” binasının mekânsal değişiklik olmadan “İlahiyat ve Eczacılık Fakültesi” olarak kullanıldığı ve bu proje bedelinin davalı üniversite tarafından davacı müellife ödenmiş olduğundan herhangi bir bedel değerlendirilmesi yapılamayacağı, “Orman Fakültesi”, “Ziraat Fakültesi” ve “Hukuk Fakültesi” binaları “İlahiyat Fakültesi” binası projesinden davacı müelliften izin alınmadan çoğaltılarak inşa edildiği ve bu haliyle 5846 Sayılı FSEK 22.maddesinin ihlal edildiğinin tespit edildiği, tespit edilen ihlaller doğrultusunda fonksiyonel değişiklik ile proje çoğaltmalara ilişkin hesaplamalarda bulunan tablo-1’de gösterildiği gibi dava tarihi (2016) ile rapor tarihinin (2018), (2019 yılı en az bedel hesabı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca bu raporun düzenlendiği tarihte henüz ilan edilmemiştir) içinde bulunduğu dönemlere ait olmak üzere dava konusu üniversitenin bulunduğu … İlinin bağlı olduğu … Şubesinin “En Az Bedel Hesabı” hesaplama yöntemine göre ayrı ayrı yapıldığı,… Yerleşkesinde bulunan “Orman Fakültesi”, “Ziraat Fakültesi” ve “Hukuk Fakültesi” binaları “İlahiyat Fakültesi” binası projesinden çoğlatma şeklinde yapıldığından bu fakülte binaları için davacı müellife ödenmesi gereken proje bedelleri … Şubesinin “En Az Bedel Hesabı” hesaplama yöntemine göre çoğaltma bedeli dikkate alınarak yapıldığı, yapılan tüm hesaplamaların eklerde sunulduğu, yerinde ve projeler üzerinde yapılan inceleme ve tespitler sonucunda … firması tarafından … Yerleşkesinde projelendirilen binalardaki 5846 sayılı Fikir ve sanat eserleri Kanununa göre aykırılıklar nedeniyle Isparta İlinin bağlı olduğu… Şubesinin “En Az Bedel Hesabı” hesaplama yöntemine göre dava tarihinin içinde bulunduğu 2016 yılı yılı için 256.712,60 TL, rapor tarihinin içinde bulunduğu 2018 yılı için 318.778,40 TL ödemenin … firması ortakları olan …, … ve …’a ödenmesi gerektiği, manevi tazminat talebinin ise mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
…3. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile alınan 10/03/2020 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök raporda vardıkları sonuçlarda bir değişiklik olmadığı, dolayısıyla kök raporda varılan sonuçlara ulaşıldığını yinelediklerini, dosya içeriğinde ve yerinde yapılan incelemeler neticesinde taraflar arasında akdedilen herhangi bir sözleşmeye rastlanılmadığından tüm değerlendirmelerin ıslak imzasız ve müellif antetli suret projeler üzerinden yapıldığı, Üniversitenin Batı Yerleşkesinde bulunan “Jeoloji Mühendisliği”, “Maden Mühendisliği”, “Jeofizik Mühendisliği” ve “Çevre Mühendisliği” binalarında tadilat ve değişikliklerin FSEK16. maddesi kapsamında; eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir hükmü çerçevesinde zaruri ve teknik ihtiyaçlardan kaynaklanarak binaların bütünlüklerine zarar vermeden yapıldığı kanaati ile değişiklik ve tadilat yapılan binalarda bu haliyle yasa maddesine göre ihlal suçunun oluşmadığı, bu nedenle herhangi bir bedel değerlendirilmesi yapılamayacağı, Üniversitenin Batı yerleşkesindeki “Kütüphane” binasında müellif izni proje bütününden % 20 oranında fonksiyon değişikliğine dayalı mekânsal değişiklik yapıldığı, üniversitenin Doğu Yerleşkesinde bulunan “İlahiyat Fakültesi” binasının mekânsal değişiklik olmadan ”İlahiyat ve Eczacılık Fakültesi” olarak kullanıldığı ve bu proje bedelinin davalı üniversite tarafından davacı müellife ödenmiş olduğundan herhangi bir bedel değerlendirilmesi yapılamayacağı, “Orman Fakültesi”, “Ziraat Fakültesi” ve “Hukuk Fakültesi” binaları “İlahiyat Fakültesi” binası projesinden davacı müelliften izin alınmadan çoğaltılarak inşa edildiği ve bu haliyle 5846 Sayılı FSEK 22. maddesinin ihlal edidiğinin tespit edildiği, tespit edilen ihlaller doğrultusunda fonksiyonel değişiklik ile proje çoğaltmalara ilişkin hesaplamaların tablo 1’de gösterildiği gibi dava tarihi (2016) ile rapor tarihinin (2018), (2019 yılı en az bedel hesabı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca bu raporun düzenlendiği tarihte henüz ilan edilmemiştir) içinde bulunduğu dönemlere ait olmak üzere dava konusu üniversitenin bulunduğu Isparta İlinin bağlı olduğu Mimarlar Odası Antalya Şubesinin “En Az Bedel Hesabı” hesaplama yöntemine göre ayrı ayrı yapıldığı, Doğu Yerleşkesinde bulunan”Orman Fakültesi”, “Ziraat Fakültesi” ve “Hukuk Fakültesi” binaları “İlahiyat Fakültesi” binası projesinden çoğlatma şeklinde yapıldığından bu fakülte binaları için davacı müellife ödenmesi gereken proje bedelleri … Şubesinin “En Az Bedel Hesabı” hesaplama yöntemine göre çoğaltma bedeli dikkate alınarak yapıldığı, yapılan tüm hesaplamaların eklerde sunulduğu, yerinde ve projeler üzerinde yapılan inceleme ve tespitler sonucunda … firması tarafından …Yerleşkesinde projelendirilen binalardaki 5846 sayılt Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa göre aykırılıklar nedeniyle Isparta İlinin bağlı olduğu … Şubesinin “En Az Bedel Hesabı” hesaplama yöntemine göre dava tarihinin içinde bulunduğu 2016 yılı için 256.712,60 TL rapor tarihinin içinde bulunduğu yılı için 318.778,40 TL ödemenin … firması ortakları olan …, … ve …’a ödenmesi gerektiği, manevi tazminat talebinin ise mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan 09/07/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Fikir ve sanat eserleri hukukunun en önemli kavramının eser olduğu, bir fikir ürününün korunabilmesi için, onun teknik anlamda eser niteliğini taşıması gerektiği, hangi fikir ürünlerinin eser olarak kabul edileceğinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre belirlendiği ve eserin bir bütün olarak himaye gördüğü, Mimari projeler, bilim ve edebiyat eserleri grupları arasında eser olarak korunduğu, ayrıca eser olarak himaye edilen sadece mimari proje değil estetik özellik taşımak kaydıyla, mimari eserin bizzat kendisi de güzel sanat eseri niteliği taşıdığı, davaya konu mimari projenin kazanmış olduğu mimari proje birinciliği de görülmekle sahibinin hususiyetini taşıyan özgünlüğe sahip olduğu, eser sahibinin bilgisi dışında eserde değişiklik yapılmasının eser sahibinin manevi hakkının ihlal eden bir davranış olduğu, bir mimari proje uygulanarak bir bina yapılmış ise ortada iki eser var olacağı, mimari proje ve bunun uygulanması ile yapılan bina Mimari projenin, fikri hakkın sahibi projeyi çizen mimar olacağı, bir mimari projenin değiştirilerek, yeni bir şekle sokulması eser sahibinin izni olmadan yapılamayacağı, hatta eser sahibi eserinde değişiklik yapılmasına kayıtsız şartsız izin vermiş olsa bile, eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin özellik ve bütünlüğünü bozan değişiklikler yapılması dahi eser sahibinin manevi hakkının ihlâli anlamına geleceği, böyle bir durumda eser sahibi şartları varsa, manevi tazminat davasıyla, şartları varsa tecavüzün önlenmesi ve tecavüzün kaldırılması davalarını açabileceği, çoğaltma hakkı eser sahibinin mali hakları arasında olduğu, eğer projenin çoğaltılması gerekiyorsa, bu faaliyetin eser sahibinin izniyle yapılması gerekeceği, FSEK 66. maddesine görü manevi ve mali hakları tecavüze uğrayan kimse tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini dava edebileceği, dava Konusu projenin 1981 yılında “…”proje işi, Bayındırlık Bakanlığı tarafından 19.08.1970 tarihinde Mühendislik ve Mimarlık Proje yarışmalarına katılarak birinciliği kazandığı ve “… “adını alan projenin sonra da uygulandığı, uygulamanın … tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Mühendislik ve Mimarlık Proje Yarışmalarına Ait Yönetmelik hükümlerine göre olduğu, taraflar arasında mimari projenin mali haklarının devrine yönelik bir sözleşme görülmediğinden davacı tarafın … yerleşkesi mimari projeye yönelik Orman Fakültesi, Ziraat Fakütesi ve Hukuk Fakültesi binaları bakımından çoğaltmaya yönelik rızası bulunmadığı ve mimari proje vasfındaki eserin, çoğaltılarak kullanıldığı anlaşıldığı, yapılan değişiklikler açısından ise bunların fonksiyonel olduğu ve bu nedenle davacının mali ve manevi haklarının ihlal edildiği, tespit edilen ihlaller doğrultusunda fonksiyonel değişiklik ile projelerin çoğaltılmasına ilişkin hesaplamaların tabloda gösterildiği, dava tarihinin 2016, rapor tarihinin 2021 içinde bulunduğu dönemlere ait olmak üzere dava konusu üniversitenin bulunduğu … ilinin bağlı olduğu Mimarlar Odasının “En az bedel hesabı” hesaplama yöntemine göre ayrı ayrı yapıldığı, … yerleşkesinde bulunan Orman Fakültesi, Ziraat Fakültesi ve Hukuk Fakültesi binaları İlahiyat Fakültesi binası projesinden çoğaltma şeklinde yapıldığından bu fakülte binaları için müellife ödenmesi gereken proje bedelleri … “En az bedel hesabı” hesaplama yöntemine göre çoğaltma bedeli dikkate alınarak yapıldığı, yerinde ve projeler üzerinde yapılan inceleme ve tespitler neticesinde … firması tarafından … Yerleşkesinde projelendirilen binalardaki 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa göre aykırılıklar nedeniyle… ilinin bağlı bulunduğu … “En az bedel hesabı” hesaplama yöntemine göre dava tarihinin içinde bulunduğu 2016 yılı için 256.712,60 TL, rapor tarihinin içinde bulunduğu 2021 yılı için 577.602,80 TL tutarın … Şirketi’ne ödenmesi, manevi tazminat talebinin ise mahkemenin takdirinde olduğu, 2016/89 E. sayılı davada mali ve manevi ihlal söz konusu olduğu, çoğaltılarak uygulanan projelerin hesabı … en az bedel uygulamasına tabii olarak hesaplandığı, manevi tazminat hakkının kararının mahkemeye ait olacağı, FSEK 68.maddesi uyarınca 3 kat tazminat isteminin değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
03/08/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök rapordaki görüşün aynen geçerli olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının; davacıların FSEK’ten kaynaklı mali ve manevi haklarını ihlal ettiği iddiasına dayalı, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla FSEK 68.maddesi çerçevesinde rayiç bedelin 3 katı tutarında hesaplanmak suretiyle 150.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili 03/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi tazminatı 256.712,60 TL rayiç bedelin 3 katı 770.137,80 TL olarak talep etmiştir.
FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması” dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Subjektif unsur gereğince bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser, onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak: “İlim ve Edebiyat Eserleri”, “Musiki Eserleri”, “Güzel Sanat Eserleri”, “Sinema Eserleri” ve bağlı eser olarak kabul edilen “İşlenme Eserler” gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
5846 sayılı kanunun 1/B maddesinin a bendinde; sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri 2/1-a bendinde de herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada programın sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının ilim ve edebiyat eseri olduğu, FSEK 68. maddesi izin alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebileceği, FSEK 70. maddesinde ise birinci bendinde manevi haklara haleldar edilen kişinin uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat davası açabileceği, mahkemece bu hususta para yerine veya buna ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedilebileceği, ikinci bendinde mali hakları haleldar edilen kimsenin tecavüz edenin kusuru varsa haksız fiillere müteallik hükümler dairesinde tazminat talep edebileceği hükmü yer almaktadır.
FSEK 68. maddesi hükmüne göre: (Değişik: 23/1/200S-5728/137 md.) “Eseri, İcrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.”
FSEK 68.maddesi kapsamında bu taleplerin ileri sürülebilmesi için mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunması şart değildir. Yargıtay İçtihatlarına göre; “…Eser sahibinin mali hakları korunurken sadece bu tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmeyecektir. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi,,ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz yayın yapanla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedel, bunun faizi 68. madde uyarınca açılacak davada dikkate alınacaktır.” Ayrıca rayiç bedelin tespitine ilişkin taraflar arasında daha önceden yapılmış bir sözleşme, teklif var ise başka bir deyişle rayiç bedel somuta indirgenmiş ise rayiç bedelin tespiti taraflar arasındaki sözleşme, teklif vs. ile tespit edilecektir.
FSEK hükümleri, mevzuat, bilirkişi kök/ek raporları ve bütün dosya kapsamından: 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 1/B-a maddesinde tanımlandığı şekliyle eser; sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini ifade eder. Bu tanıma göre, bir fikir ve sanat mahsulünün eser olarak nitetendirilebilmesi için sahibinin hususiyetini taşıması gerekmektedir.
5846 sayılı FSEK 2/3 maddesine göre “mimari proje” ilim ve edebiyat eseri niteliğindedir. Söz konusu mimari projenin kendisi ilim ve edebiyat eseri sayıldığından, eser sahipliği de bu proje üzerinde doğmaktadır. Davaya konu mimari projenin; kazanmış olduğu mimari proje birinciliği de gözetilerek sahibinin hususiyetini taşıyan özgünlüğe sahip olduğu anlaşılmıştır.
Mimari projeler, mesleki ve teknik ilkelere göre mimarlar tarafından hazırlanan ve tasarlanan ve inşa edilecek yapıyı dış mimarisi iç mimarisi ve çevresel unsurlar bakımından şekillendiren iki veya üç boyutlu çizimlerdir. Bir mimari projedeki hususiyet kompozisyonda, fanksiyonların kullanım ve düzenleme tarzında eserin şekillendirilmesinde ve içeriğinde görülür.
Mimari projeler 5846 sayılı yasa kapsamında ilim ve edebiyat eseri olarak kabul edilmektedir. Mimari projelerin eser sayılabilmesi için “bedii vasfının olması gerekmemektedir”. Mimari projenin estetik ve sanatsal değere sahip olması, eser olabilme şartı içn zorunlu değildir. Mimari projeler, ilim ve Edebiyat eseri olarak koruma altındadır. Proje müellifinin de hakları 5846 sayılı yasada korunmuştur. (FSEK 13.maddesi) ayrıca eser olarak himaye edilen sadece mimari projenin kendisi de değildir. Estetik özellik taşımak kaydıyla, mimari eserin bizzat kendisi de eser niteliği taşır.
Eser sahibi olan kişilerin, tüm mali ve manevi menfaatleri 5846 sayılı yasanın 13. maddesi gereğince bu yasa kapsamında koruma altında bulunmaktadır. Eserin meydana getirilmesiyle, eser sahibi telif hakkına sahip olur. Telif hakkı iki yönü bulunan bir haktır. Bunlar eser sahipliğinden doğan manevi haklar ve mali haklardır.
Manevi haklar ve mali haklar Kanunda sınırlayıcı olarak sayılmıştır. Eser sahibinin bilgisi dışında eserde değişiklik yapılması, eser sahibinin manevi hakkını ihlal eden bir davranıştır.
5846 sayılı yasanın 16. maddesi gereğince: Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz. Bir mimari projenin değiştirilerek, yeni bir şekle sokulması eser sahibinin izni olmadan yapılamaz. Hatta eser sahibi eserinde değişiklik yapılmasına kayıtsız şartsız izin vermiş olsa bile, eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin özellik ve bütünlüğünü bozan değişiklikler yapılması dahi eser sahibinin manevi hakkının ihlâli anlamına gelir. Böyle bir durumda eser sahibi şartları varsa, manevi tazminat davasıyla tecavüzün önlenmesi ve tecavüzün kaldırılması davalarını açabilir.
Çoğaltma hakkı da, eser sahibinin mali hakları arasındadır (FSEK. 22 m.). Plan, proje ve krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılır. Eğer projenin çoğaltılması gerekiyorsa, bu faaliyetin eser sahibinin izniyle yapılması gerekir.
Davacılar …ŞİRKET ve … 1981 yılında “…” tasarlayarak projenin müellifi olmuşlardır. Plan şeması, cephe düzeni ve çevre düzenlemesi ile mimari projeye kendi hususiyetlerini katmışlardır. Proje aynı zamanda yarışmada birincilik ödülü almış ve uygulaması yapılmıştır. Davacılar; kendilerinden izin alınmaksızın “… Yerleşkesinde” projelerinin kullanılarak/uygulanarak eklemeler ve eksiltmeler yapıldığını, “… Yerleşkesinde” ise projesinin izinsiz çoğaltılarak yeni binalar ve tadilatlar uygulanması suretiyle Orman Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hukuk Fakültesi binaları ve benzeri binaların inşa edildiğini ve ayrı bir ihale ile yerleşkedeki mimari bütünlüğü bozan yeni bir İktisat Fakültesinin İnşa edildiğini, eş deyişle davalıların, projelerini kendilerinden izin alınmaksızın ve mali hak bedeli ödemeksizin yeniden uygulandığını iddia etmişlerdir.
… 1.ASHM aracılığı ile 17.04.2018 tarihinde “…” adresinde bulunan “… keşif yapılmış, bilirkişilerce, … Yerleşkesindeki Anlaşmazlığa İlişkin Konular: … Bakanlığı Yapı İşteri Genel Müdürlüğü’nce … tarih ve … sayı ile tasdik edilen… ait projelerin …Şirketi etiketini taşıdığı görülmüştür. Tüm belgeler incelendiğinde …oluşturan yapıların ilk projelerinin … Müşavirlik Ticaret Limited Şirketi’nce hazırlandığı anlaşılmıştır.
Projede İdari ve Ortak Kullanım Binalarının her biri ayrı ayrı tasarlanırken; Akademik birimlerin eğitim kısımları ile uygulama birimleri olan laboratuvar/atölyelerin aynı ya da birbirlerine çok benzer şekilde tasarlandıkları belirlenmiştir.
… tarafından tasarlanan yapıların kütle ve gabarilerinde kayda değer herhangi bir ekleme- çıkarma olmadığı, sadece isi yalıtım ( pvc levha ) kaplaması ve engelliler için çalışmalar olduğu tespit edilmiştir. Üniversitenin Batı yerleşkesindeki “Kütüphane” binasında müellif izni olmadan proje bütününden %20 oranında fonksiyon değişikliği yapıldığı tespit edilmiştir.
…, … tarafından tasarlanan …binasının idare, A3 kütüphane binası olarak değiştirildiği, iki katlı yapıda iç mekan değişiklikleri yapılarak mevcut kat planları değiştirilerek Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığı olarak fonksiyonlarının değiştirildiği tespit edilmiştir. Bu binanın da cephesi PVC levha malzeme ile kaplanmıştır.
… Yerleşkesindeki Anlaşmazlığa Konu Binalar: …tarafından hazırlanan … Vaziyet Planı incelendiğinde: müellif tarafından …olarak projelendirilen yapı çoğaltılarak: Orman Fakültesi, Ziraat Fakütesi ve Hukuk Fakültesi binaları inşa edilmiştir.
Taraflar arasında mimari projenin mali haklarının devrine yönelik bir sözleşme görülmediğinden, davacıların; … yerleşkesi mimari projeye yönelik Orman Fakültesi, Ziraat Fakütesi ve Hukuk Fakültesi binaları bakımından çoğaltmaya yönelik rızası bulunmadığı ve mimari proje vasfındaki eserin, bir kez uygulanmak suretiyle çoğaltıldığı anlaşılmaktadır.
Keşif esnasında yapılan incelemede: … tarafından yapılan projenin, plan şeması ve büyüklüğü değiştirilmeksizin halen İlahiyat ve Eczacılık Fakülteleri olarak birlikte kullanıldıkları, aynı projenin iİç mekanlarında kısmi değişikliklerle inşa edilerek Hukuk, Orman ve Ziraat Fakülteleri olarak üç fakülte binası inşası için izinsiz çoğaltılarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
Yapılan bu değişiklikler, sahibinin izni olmadığı sürece mali ve manevi yönden eser sahibinin hakkının ihlali anlamına gelir. Bu nedenle proje sahibi olan davacıların maddi ve manevi tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde: Dava Konusu 1981 yılında “… Devlet Mühendislik – Mimarlık Akademisi” proje işi, … Bakanlığı tarafından … tarihinde Mühendislik ve Mimarlık Proje yarışmalarına katılarak birinciliği kazandığı ve “… “adını alan projenin sonra da uygulandığı, uygulamanın … tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Mühendislik ve Mimarlık Proje Yarışmalarına Ait Yönetmelik hükümlerine göre olduğu, taraflar arasında mimari projenin mali haklarının devrine yönelik bir sözleşme bulunmadığından davacı tarafın … mimari projeye yönelik Orman Fakültesi, Ziraat Fakütesi ve Hukuk Fakültesi binaları bakımından çoğaltmaya yönelik rızası bulunmadığı ve mimari proje vasfındaki eserin, çoğaltılarak kullanıldığının anlaşıldığı, yapılan değişiklikler açısından ise bunların fonksiyonel olduğu ve bu nedenle davacıların mali ve manevi haklarının ihlal edildiği, Orman Fakültesi, Ziraat Fakültesi ve Hukuk Fakültesi binaları; İlahiyat Fakültesi binası projesinden çoğaltma şeklinde yapıldığından bu fakülte binaları için müellife ödenmesi gereken proje bedellerinin Mimarlar Odasının “En az bedel hesabı” hesaplama yöntemine göre çoğaltma bedeli dikkate alınarak davanın açıldığı 2016 yılı için 256.712,60 TL olduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne; FSEK 68. maddesi gereğince belirlenen 256.712,60 TL rayiç bedelin 3 katı olan 770.137,80 TL nin, dava tarihi olan 22/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay HGK’nın 1980/1 E. 1981/2 K. ve 18.12.1981 tarihli içtihadı Birleştirme Kararında:”… Eser sahibinin eseri üzerindeki manevi haklarının ihlali halinde istenebilecek manevi tazminata ilişkin düzenlemeler Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda yer alırken, şahsi menfaatlerin ihlali halinde istenebilecek manevi tazminat BK’nın 49. (yeni 58.) maddesine bırakılmıştır. Genel olarak şahsi menfaatlerin ihlâl edilip edilmediği kişilik hukukuna ait hükümlere göre tayin olunacak bir husustur…” denilmektedir.
Davacılar manevi tazminat istemini, FSEK’ten kaynaklanan manevi haklarının ihlaline dayandırmıştır. FSEK 70/1. maddesine dayanılarak manevi tazminat talep edilebilmesi için öncelikle talepte bulunanın FSEK tarafından korunan hak ve menfaatleri olduğunu kanıtlaması gerekecektir. FSEK 70/1. maddesi uyarınca manevi tazminat talep edilebilmesi için eser/hak sahibinin bir zarara uğramış olması gerekmez, sadece Kanun’un saydığı haklardan birisinin ihlâl edilmiş olması yeterlidir. Davacılara ait eserde izinsiz değişiklik yapıldığı için FSEK’in 70/1.maddesi uyarınca manevi tazminat talebinin kabulüne; somut olayın özelliği, manevi tazminatın amaç ve içeriği, hak ve nesafet kuralları gereği 50.000.00 TL manevi tazminatın, dava tarihi olan 22/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-FSEK 68.maddesi gereğince belirlenen 256.712,60 TL rayiç bedelin 3 katı olan 770.137,80 TL nin dava tarihi olan 22/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2- 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 22/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
3-56.706,72 TL ilam harcından, 14.005,90 TL peşin harcın mahsubu ile eksik 38.602,22 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 102.715,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacıların yaptığı 29,20 TL başvuru harcı, 3.415,50 TL peşin harç, 10.590,40 TL ıslah harcı, 827,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 12.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 26.862,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davalı tarafın yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır