Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/416 E. 2023/102 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/416
KARAR NO:2023/102

DAVA:MARKAYA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ, TİCARET ÜNVANININ TERKİNİ,
DAVA TARİHİ:10/03/2021
KARAR TARİHİ:08/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, Ticaret Ünvanının Terkini, davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 1983 yılından bu güne 60 bini aşan müşterisine Sınai Mülkiyet alanında danışmanlık hizmetleri sunmakta olup İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Konya, Adana, Gaziantep ve Antalya olmak üzere 8 ilde 200’ü aşkın her biri alanında uzman personeliyle hizmet verdiğini, Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan marka, patent ve tasarım müracaat istatistiklerine göre Türkiye’de son 15 yılın lider firması olan müvekkilinin uluslararası faaliyetler bakımından da Madrid Protokolü kapsamında gerçekleştirilen marka müracaatı verilerine göre dünyanın ilk 10 patent vekilliği firması arasında yer aldığını, müvekkilinin 1983 yılından bu yana “ …” ibaresini ticaret unvanı ve marka olarak nizasız ve fasılasız şekilde kullandığını, müvekkilinin ticaret unvanının asli unsurunun “…” ibaresi olduğunun açıkça görüldüğünü, davalı tarafın ise müvekkilinden çok sonra “ … ” esas unsurunu kullanarak müvekkilin markasına ve ticaret unvanına tecavüz eylemini gerçekleştirdiğini, davalının dava konusu ticaret unvanını kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, “…” ibaresinin müvekkilinin aynı zamanda tanınmış ve bilinen markası olduğunu, müvekkilinin “…” ve “…” esas unsurlu TPE nezdinde çeşitli sınıflarda tescilli 30’dan fazla markasının bulunduğunu, davalının ticaret unvanıyla müvekkil ile aynı sektörde yer almasının müvekkilinin ticaret unvanına ve tescilli markalarına tecavüz teşkil ettiğini, davalının 2020/… başvuru numarası ile 12.08.2020 tarihinde 35 ve 42’nci sınıflarda hizmet göstermek için “… … proje … SAN. TİC. İTD. ŞTİ.” marka adı için başvuruda bulunduğunu, davalının başvurusu üzerine müvekkili tarafından marka başvurusuna itiraz edildiğini, davalının … … San. Tic. Ltd. Şti. ticaret unvanı ile ticaret unvanı kullanımının sınırlarını aşar biçimde faaliyette bulunduğunu, “http://…/” internet sitesi, e posta adreslerinde ve sair alanlarda markasal kullanım gerçekleştirmekte olup ticaret unvanı kullanımının dışına çıktığını, davalının ticaret unvanını marka gibi kullanmasının müvekkilinin hem marka hakkına hem de ticaret unvanından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğini, her iki ticaret unvanın da asli unsurunun “…” ibaresi olup, unvanları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerliğin varlığının müşteriler nezdinde karıştırılmaya yol açtığını, davalının ticaret unvanını markasal şekilde kullanması ile müvekkil davacının müşterileri nezdinde karışıklık meydana geldiğini, davalının hukuka aykırı bu kullanımlarını, dürüstlük kuralına aykırılık yaratmakta ve müvekkilinin markası ile iltbasa sebebiyet verdiğini, tescilli ticaret unvanının, kendisinden önceki tarihli tescilli bir marka ile iltibas yaratacak şekilde ve ticaret unvanının kullanımı amacının ötesinde yalnızca kılavuz unsuru ön plana çıkartılarak markasal etki doğuracak nitelikteki kullanımlarının da önceki tescilli markadan doğan hakları ihlal edeceğinin kabul edildiğini, TK 55.maddeye göre, dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri ile işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almanın haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının müvekkili şirket markası ve ticaret unvanıyla iltibas yaratan … ibaresini TK 55/1-a uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olarak kullandığını, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının müvekkilinin yarattığı prestij ve ünden yararlanmakta tüketiciler nezdinde bir bağlı şirket algısı yaratarak MK 2 ve TTK 18/2 bağlamında dürüstlük ve basiretli tacir gibi davranma kuralına aykırı davranarak haksız rekabet yarattığını, müvekkilinin alanında oldukça tanınan bir firma olduğunu, davalının sırf müvekkilinin emeğinden haksız yararlanmak ve bu bağlamda haksız kazanç sağlamak saikiyle hareket etmiş ve seçebileceği binlerce ticaret unvanı varken müvekkilinin ticaret unvanı ile ayniyet arz eden bir ticaret unvanını tescil ettirdiğini, davalı ile davacı arasında uzun süreden beri gelen ticari ilişki bulunduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmasına rağmen davalının tescilinin onun kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, bu nedenle davalının ticaret unvanından karışıklık yaratan “…” ibaresinin çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete TK. 35. maddesine göre tebligat yapılmış, davaya cevap verilmemiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
28/03/2023 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacının, “…” ibaresinin davalı tarafından ticaret unvanı olarak kullanılmasının yasaklanmasını isteme hakkına sahip olduğu, davalının fiilerinin haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin; davacının marka tescillinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin, tespitine, menine, refine, davacının marka hakkına ve ticaret unvanına tecavüz iddiasına dayalı davalı şirketin ticaret unvanının ticaret sicilinden terkinine veya “…” ibaresinin unvandan çıkarılmasına, davalının “… … proje”’ ibareli marka başvurusunun kabulü halinde tescilden sonra hükümsüzlüğüne, “http://…/” alan isminin iptaline ve terkinine, internet sitesinin Türkiye’den erişiminin engellenmesi ile hükmün ilanı istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli
marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen
aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 52/1. madde hükmüne göre; ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteyebilir. Yine TTK’nın 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır hükmü düzenlenmiştir.
Ticaret unvanları tacirleri, marka ise farklı ticari işletmelere ait mal ve hizmetleri diğerlerinden ayırt etmeye yarar ve bu amaçla kullanılır. Ticaret unvanının; işletmeye ait mal ve hizmetler üzerinde tüketicilere markasal bir çağrışım yapacak şekilde kullanılması yasal bir gereklilik değildir. Bu tip bir kullanım markasal bir kullanım haline gelebilir, markasal bir kullanım sayılabilir ve bu nedenle unvan sahibinin tescilli 3. kişilerin marka hakkına tecavüz etmesi gibi bir durum ortaya çıkabilir.
SMK, TTK hükümleri, mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
Davalı şirketin ticaret ünvanının “…” olduğu, davalının ticaret ünvanının klavuz unsurunun; davacının tanınmış “…” markasının aynısı olduğu, bu nedenle davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine “http://…” alan adına Türkiye’de erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
Davacı şirket, “…” esas unsurlu markalarını TPMK’ya tescil ettirmiş ve kullanmaktadır. Davalı şirket ise daha sonra “… … San. ve Tic. Ltd. Şti” unvanını seçmiş ve kullanmaktadır. Tarafların benzer ve birbirleri ile ilgili sektörde faaliyetlerde iştigal ettikleri, iştigal ettikleri sektörde davalı ile davacı arasında işletmesel bağ olduğu düşünüleceği, davalının ticaret ünvanını kullanılmasının karışıklığa yol açacağı, bu nedenle unvan terkini şartları oluştuğundan davalı şirketin ticaret unvanınından “…” ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine karar verilmiştir.
“http://…” alan adının iptali ve terkini talep edilmiş ise de, alan adının iptali işlemi idari bir işlem olduğundan ve idari konularda mahkemece karar verilemeyeceğinden, talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmün ilanında davacının menfaati olduğu gözetilerek, masrafın davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek 1 gazetede 1 kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine
2-Davalı şirketin ticaret unvanınından “…” ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine,
3-“http://…” alan adına Türkiye’de erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına,
4-“http://…” alan adının iptali ve terkinine ilişkin talebinin reddine,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
6-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 120,60 TL harcın davalıdan tahsiline,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafın yaptığı 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 292,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.792,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketinin yokluğunda HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldI.08/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır